Рет қаралды 4,926
Kız Kulesi, İstanbul’un simgelerinden biri olarak Boğaz’ın insanı mest eden fotoğraflarında her zaman yer bulur. İstanbul’da aşkın ve zarafetin bir simgesi olarak aynı zamanda şehirde romantik bir aktivite yapmak isteyenlere ilham verir. Sevdiklerinle beraber burayı özel gün aktiviteleri için ziyaret edebileceğin gibi eski zamanların atmosferini hissetmek için de Kız Kulesi gezisi planlayabilirsin.
Üsküdar semtine bağlı Salacak açıklarındaki küçük bir ada üzerine inşa edilmiş Kız Kulesi, İstanbul Boğazı üzerinde bulunur.
Kız Kulesi’ne gitmek için Üsküdar ve Kabataş üzerinden yapılan tekne seferlerine katılabilirsiniz. Üsküdar kalkışlı Kız Kulesi seferleri 09.15-18.30 saatleri arasında her 15 dakikada bir yapılıyor. Kabataş-Kız Kulesi seferleri ise hafta sonu 10.00-18.00 arasında her saat başı düzenleniyor.
Tarihi kanıtlara baktığımızda kuleden ilk olarak MÖ 410 yılında söz edildiğini görüyoruz. Atinalı Alkibiades tarafından inşa edilen kule, Boğaz’dan geçen gemileri kontrol etmek ve vergi almak amacı ile kullanılıyormuş. İstanbul, Roma hakimiyetine geçtikten sonra Bizans İmparatoru Manuel Komnenos (I. Manuil) yapıyı taşlarla güçlendirip tam bir kule olarak tasarlatmış ve bir savunma binası haline getirmiş. Osmanlı zamanında bir kez daha restore edilen kule, mehter takımının gösterilerine sahne olmuş. Tarihi boyunca birçok kez harap olup tekrar restore edilen bu kule, günümüz itibarıyla Üsküdar’da Salacak açıklarında gidilebilecek bir kafe, müze ve restoran olarak hizmet veriyor.
İstanbul’un fethi sırasında Venedikliler bu kuleyi üs olarak kullanmış ve Bizanslılara yardım etmiş.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra bu kuleyi bir kaleye dönüştürmüş ve etrafına toplar yerleştirmiş. istanbul Boğazı’nın güçlü savunması sayesinde buraya pek ihtiyaç duyulmamış ve zaman içinde burası bir gösteri merkezi haline gelmiş.
Konu, tarihin en önemli şehirlerinden birinin en gizemli kulelerinden biri olunca ister istemez birçok efsane beraberinde geliyor. bu efsanelerden bazıları şöyle ;
Yılanla Gelen Acı Son
İlk efsaneye göre Bizans krallarından birinin kızı olmuş ve kız hakkında bir kehanet ortaya atılmış. Prenses, 18 yaşında bir yılan tarafından sokularak ölecekmiş. Bunu duyan kral, denizin ortasındaki adada bulunan kuleyi restore ettirerek prensesin yaşayabileceği bir alana dönüştürmüş. Prenses 18 yaşına gelince hizmetçilerin getirdiği bir üzüm sepetinin ya da prensese aşık olan genç bir subayın getirdiği çiçek sepetinin içine saklanan yılan adaya ulaşmış ve prensesi sokarak öldürmüş.
Battal Gazi Kız Kulesi’nde
Anlatılan bir diğer efsane de şöyle : Battal Gazi, Selçuklu dönemlerinde Üsküdar tekfurunun kızına aşık olmuş. Bu durumu istemeyen tekfur, kızını Kız Kulesi’ne hapsetmiş; ama Battal Gazi’yi kim tutabilir? Bir kurtarma macerasından sonra aşıklar kavuşmuş.
Leandros’un Ölümsüz Aşkı
İrfan Temen, [4.07.2023 10:35]
Yunan mitolojisinden gelen bir efsane daha var, ama bu aslında başka bir efsanenin kuleye uyarlanmış ve yıllar boyunca yanlış bir şekilde dilden dile dolandırılmış hali. Denilenlere göre kulenin bugün bulunduğu yerde Afrodit tapınaklarından biri bulunuyormuş ve burada Hero adında bir rahibe yaşıyormuş. Leandros isimli bir genç, rahibeye aşık olmuş ve her gün karşı kıyıdan, tapınağın bulunduğu adaya yüzüyormuş. Hero, Leandros yolunu kaybetmesin diye adada ateş yakarmış. Fırtınalı bir günde ateş sönmüş, Leandros yüzerken yolunu kaybetmiş ve boğularak ölmüş. Biricik aşkının öldüğünü duyan Hero da buna dayanamayıp intihar etmiş. Bu hikayenin aslı ise Çanakkale Boğazı’na dayanıyor. Leandros aslında Abydos (Eceabat) bölgesinden Sestus’a (Çanakkale) yüzüyormuş.
Kız Kulesi hakkında 9 ilginç bilgi
Elimizdeki bilgilere rağmen kulenin mimarı ya da kuleyi gerçekte kimin yaptırdığı belirsiz.
Kulenin ilk ismi, “küçük kale” anlamına gelen Arcla olarak geçiyor.
İstanbul’un fethinden sonra kule yıkılmış ve yerine ahşap bir model inşa edilmiş. Bu ahşap kule de kayıtlara göre 1719 yılındaki bir yangında yok oldu.
Kız Kulesi’nin taş versiyonunu Osmanlı mimarlarından Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tasarladı. Kuledeki kaligrafileri ise Hattat Rakım Efendi, 1857 yılında çizdi.
Kule, 1830 yılındaki kolera salgınında bir karantina merkezi olarak kullanıldı.
Kulenin bir deniz feneri olarak hizmet vermesi için meşale şeklinde bir fener yerleştirildi. 1920 yılında bu fener, otomatik ışık sistemi ile değiştirildi.
Daha sonrasında bir radyo istasyonu olarak da kullanıldı.
1964 yılında Savunma Bakanlığı’nın hizmetine verildi.
Kız Kulesi günümüzde bir restoran ve düğün evi olarak hizmet veriyor.
Kız Kulesi ve Galata Kulesi
Kız Kulesi ile Galata Kulesi birbirine aşıktır derler. Birini gördükten sonra diğerini görmemek olmaz! Üsküdar kalkışlı vapurlar üzerinden Beşiktaş ya da Kabataş’a geçtikten sonra keyifli bir yürüyüş ile Galata Kulesi’ne gidebilirsiniz.
Kaynak ; www.flypgs.com...