Amanvermez Bihter: Firdevs’in Ölümü (Bölüm 1) Bihter ile çalışmaya başladığım günden beri, karşılaştığımız vakaların çoğu ya bir intikam hikâyesi ya da derin bir aile sırrı ile ilgiliydi. Ancak bu vaka, diğerlerinden çok farklıydı. Çünkü bu sefer kurban, Bihter’in bile geçmişinde derin izler bırakmış olan Firdevs Hanım’dı. Onun ölümü, sıradan bir olay gibi görünmüyor, aksine, tüm aileyi etkisi altına alabilecek bir girdaba işaret ediyordu. --- Acı Haber Bir sabah erkenden, yağmurlu bir İstanbul gününde, Bihter’in Emirgan’daki malikânesindeydim. Şömine yanıyor, odadaki sessizlik yalnızca dışarıdaki rüzgârın uğultusuyla bozuluyordu. Tam o sırada, kapının güçlü bir şekilde çalınması hepimizi yerimizden zıplattı. Kapıyı açtığımda, karşımdaki kişi Matmazel’di. Yüzü bembeyaz olmuş, elindeki ıslak şalı yere düşürmüştü. “Bihter Hanım, hemen gelmelisiniz,” dedi. “Firdevs Hanım... öldü.” Bu sözler hem şok hem de derin bir sessizlik yarattı. Ancak Bihter, hiçbir duygusal tepki göstermeden yerinden kalktı. “Nasıl öldü?” diye sordu, sesi sakin ama keskin bir merak içeriyordu. “Bir zehir... Ama bu intihar değil gibi görünüyor,” dedi Matmazel. --- Olay Yerine Yolculuk Hemen Firdevs Hanım’ın yalısına doğru yola çıktık. Yolda, Bihter’in kafasında olayın parçalarını birleştirmeye çalıştığını görebiliyordum. Sessizliği bozan ilk kişi ben oldum: “Sizce bu gerçekten bir cinayet mi?” Bihter, camdan dışarı bakarken cevap verdi. “Firdevs gibi biri, eğer ölümü planladıysa, bu bir mesajdır. Ancak bu mesajı kimin yazdığını anlamamız gerek.” Yalıya vardığımızda, bizi karmaşık bir ortam karşıladı. Salonda Hilmi Bey ve Nihal, hıçkırıklar içinde ağlıyordu. Adnan Bey, bir köşede sessizce oturmuştu. Ancak dikkatimi çeken şey, Firdevs Hanım’ın ölüsü değil, odanın atmosferiydi. Havanın kendisi bile tedirgin edici bir şekilde ağırlaşmış gibiydi. --- İlk İzlenimler Bihter, olay yerini dikkatlice inceledi. Firdevs Hanım’ın yatak odasında, yerde kırılmış bir kadeh ve masanın üzerinde yarısı içilmiş bir şarap şişesi duruyordu. Ancak asıl ilginç olan, kadehin yanında duran küçük bir kağıt parçasıydı. Üzerinde yalnızca iki kelime yazıyordu: “Hesap vakti.” “Bu, bir intikam cinayeti olabilir,” dedi Bihter, kağıdı dikkatlice incelerken. “Ama aynı zamanda çok daha büyük bir planın parçası da olabilir.” O sırada, Matmazel bir şeyi fark etti. “Firdevs Hanım’ın en sevdiği kolyesi kayıp,” dedi. “Bu kolye, onun için çok özeldi.” --- Birden Fazla Şüpheli Bihter, bu vakada herkesin şüpheli olduğunu belirtti. Adnan Bey’in soğukkanlı tavırları, Nihal’in annesine karşı hissettiği öfke, Hilmi Bey’in geçmişteki anlaşmazlıkları... Hepsi, bu vakada birer ipucu olabilirdi. Ancak Bihter’in dikkatini çeken bir şey daha vardı: Yalının hizmetkârlarından biri olan Beşir’in garip davranışları. Beşir, o gün garip bir şekilde sessizdi ve Bihter’in sorularını yanıtlarken gözlerini kaçırıyordu. “Beşir,” dedi Bihter, “Firdevs Hanım’ın odasına o gece kimseyi gördün mü?” Beşir, titreyerek, “Hayır, kimseyi görmedim,” dedi. Ancak Bihter, onun yalan söylediğini hemen anlamıştı. --- Karanlık Bir Gece Yalının atmosferi, akşam saatlerine doğru daha da kasvetli bir hâl aldı. Herkes kendi odasına çekilmiş, sessizliğin içinde kaybolmuştu. Ancak Bihter, gece yarısına kadar salonda oturmuş, olayın tüm parçalarını kafasında birleştirmeye çalışıyordu. Ben ise onun sabrına ve keskin zekâsına hayranlıkla bakıyordum. Tam o sırada, dışarıdan bir gürültü duyduk. Bihter, hiçbir şey söylemeden hızla dışarı çıktı. Onu takip ettiğimde, arka bahçede gölgelerin arasında birini gördüğünü fark ettim. Bu kişi, elinde Firdevs Hanım’ın kayıp kolyesini tutuyordu. Bihter, kararlı bir ses tonuyla bağırdı: “Kim olduğunu biliyorum. Ancak bunun nedenini öğrenmeden bu vaka kapanmayacak.” --- Devamı bir sonraki bölümde...
@aliyildiz6057Күн бұрын
Amanvermez Bihter: Firdevs’in Ölümü (Bölüm 2) Gölgenin içinden bir adım öne çıkan kişi, Beşir’den başkası değildi. Elindeki kolyenin parıltısı ay ışığında belli oluyordu. Gözlerindeki korku ve çaresizlik ise yaptığı hareketin suçluluğunu fazlasıyla ele veriyordu. Ancak Bihter’in yüzünde öfke değil, yalnızca sorgulayıcı bir ifade vardı. --- Beşir’in İtirafı “Anlat Beşir,” dedi Bihter, sakin bir sesle. “O kolye neden sende ve Firdevs Hanım’ın odasında o gece gerçekten neler oldu?” Beşir elleri titreyerek kolyeyi yere bıraktı. “Ben... Ben bir şey yapmadım,” diye kekeledi. “Sadece odaya girip kolyeyi aldım çünkü... Çünkü o kolye, Firdevs Hanım’ın ölümüne neden olan şeyi saklıyordu.” Bihter, Beşir’in üzerine yürüyerek gözlerinin içine baktı. “Kolyeyi alman için bir neden vardı, Beşir. Ya bu neden her neyse hemen anlatırsın, ya da bu işin altından kalkamazsın.” Beşir, Bihter’in karşısında daha fazla direnemedi. “O gece Firdevs Hanım odasındaydı,” dedi. “Birisi ona bir mektup getirdi. O mektubu okuduğu anda titremeye başladı ve kolyesine dokundu. Sanki içinde bir şey gizlenmiş gibiydi... Ama kolyenin bir parçasını açmayı başaramadı.” --- Gizli Mesaj Bihter, yerde duran kolyeyi aldı ve elindeki ince ustalıkla gizli bir bölmeyi ortaya çıkardı. Bölmenin içinden bir küçük kâğıt çıktı. Kâğıtta şifreli bir metin yazılıydı: “Güneş batarken eski dost buluşacak, mezar taşının altında sırlar ortaya çıkacak.” Bu mesaj, Bihter’in dikkatini tamamen üzerine çekmişti. “Bu bir tehdit değil,” dedi, kağıdı dikkatlice inceleyerek. “Bu bir çağrı... Ancak bu çağrıyı yapan kişi, Firdevs’in ölümünden sorumlu olan kişidir.” --- Hilmi Bey’in Tehditleri Ertesi sabah, Bihter Firdevs Hanım’ın yakın çevresindeki herkesi teker teker sorgulamaya başladı. İlk durağı Hilmi Bey oldu. Firdevs Hanım’la geçmişteki düşmanlıkları herkes tarafından biliniyordu. Ancak sorgu sırasında Hilmi Bey, Firdevs Hanım’ın son günlerde garip bir şekilde huzursuz olduğunu ve sık sık birinden korktuğunu itiraf etti. “Kimden korktuğunu söyledi mi?” diye sordu Bihter. “Hayır,” dedi Hilmi Bey, başını sallayarak. “Ama bana bir keresinde ‘Bazı sırlar mezara gitmez, Hilmi Bey. Onlar sizi bulur,’ dedi. Bunun ne anlama geldiğini hâlâ bilmiyorum.” --- Adnan Bey’in Suskunluğu Sıradaki sorgu, Adnan Bey’di. Firdevs Hanım’ın ölümü üzerine onun sakinliği, Bihter’in dikkatini çekmişti. Adnan Bey ise Firdevs’in geçmişine dair fazla konuşmak istemiyor gibiydi. Ancak bir noktada, ağzından kaçırdığı bir cümle Bihter’in ilgisini çekti: “Firdevs, yıllar önce bir mektubu yakmam gerektiğini söylemişti... Ama o zaman yapmadım. Belki de o yüzden korkuyordu.” Bu sözler, vakayı daha da derinleştirmişti. Firdevs Hanım’ın geçmişte sakladığı sırlar, bugünkü olayların anahtarı olabilirdi. --- Gizemli Bir Mezar Taşı Bihter, şifreli mesajdaki “mezar taşı” ifadesinin peşine düştü. Nihal’in yardımıyla, Firdevs Hanım’ın sık sık ziyaret ettiği eski bir aile mezarlığını bulduk. Akşam vakti, mezarlığa vardığımızda her şey sessiz ve karanlıktı. Ancak bir mezar taşı, diğerlerinden farklıydı. Üzerinde şu yazıyordu: “Burada yatanlar, yalnızca geçmişin yükünden kurtulmayı diler.” Bihter, taşın altını incelemeye başladı ve kısa bir süre sonra taşın altındaki bir bölmeyi açmayı başardı. Bölmeden çıkan şey, sararmış bir mektup zarfıydı. --- Firdevs’in Saklı Sırrı Mektubun içindeki yazılar, vakayı tamamen farklı bir yöne çekti. Firdevs Hanım, yıllar önce işlediği büyük bir hatayı itiraf ediyordu. Bu hata, yalnızca onu değil, tüm aileyi etkileyen bir olaydı. Mektup şöyle başlıyordu: “Eğer bu mektup bulunursa, benim için artık geri dönüş yok demektir. Bu sırrı saklamak için çok bedel ödedim. Ama şimdi, karanlık geçmişim beni buldu.” Bihter, mektubu okuduğunda yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. “Bu sır, Firdevs’in ölüm sebebini açıklıyor,” dedi. “Ama bu sırrı bilen ve onu öldüren kişi kim? İşte bu, çözmemiz gereken son parça.” --- Devamı bir sonraki bölümde...
@aliyildiz6057Күн бұрын
Amanvermez Bihter: Firdevs’in Ölümü (Bölüm 3) Firdevs Hanım’ın mektubu, yıllar önce yapılan bir anlaşmayı ve bu anlaşmanın sonuçlarını ifşa ediyordu. Mektupta bahsi geçen olay, sadece Firdevs’i değil, tüm aileyi derinden etkilemişti. Ancak, bu sır tek başına bir cinayet sebebi olmaktan uzaktı. Olayın derinliklerine indikçe, işin içinde çok daha karmaşık bir ağ olduğu anlaşılıyordu. --- Mektubun İçeriği Mektup, Firdevs’in gençlik yıllarındaki bir olaydan bahsediyordu. Zengin bir aileden gelmesine rağmen, o dönemde büyük bir mali sıkıntıya düşmüştü. Bu sıkıntıdan kurtulmak için bir tefeciden borç almış ve borcun teminatı olarak aileye ait çok değerli bir arazinin belgelerini rehin bırakmıştı. Ancak, borçlarını ödemek yerine belgeleri sahte evraklarla değiştirmiş ve tefeciyi kandırmıştı. Yıllar sonra, bu olayın unutulduğunu düşünse de, bir gün tefecinin oğlu tarafından tehdit mektupları almaya başlamıştı. Bu mektuplar, Firdevs’in geçmişteki sırrını yeniden gün yüzüne çıkarmış ve onu korkuya sürüklemişti. İşte o gece, bu tehdidin doruk noktasına ulaştığı andı. --- Bihter ve Behlül’ün Planı Mektubu okuduktan sonra Bihter, suçluyu ortaya çıkarmak için bir plan hazırlamaya karar verdi. “Bu sırrı bilen çok az kişi var,” dedi. “Ama asıl soru şu: Bu sırrı bilenlerden hangisi, Firdevs’i susturmak için cinayet işledi?” Behlül, “Peki bu kişi kim olabilir? Hilmi Bey mi, Adnan Bey mi yoksa başka biri mi?” diye sordu. Bihter, mektuptaki detaylara bakarak bir süre düşündü. “Bu sırrı bilen bir kişi daha var,” dedi. “O da Firdevs’in geçmişte kandırdığı tefecinin oğlundan başkası değil.” --- Davet Bihter, şüphelileri bir araya getirmek için Firdevs Hanım’ın anısına bir akşam yemeği düzenlemeye karar verdi. Bu davete Hilmi Bey, Adnan Bey, Beşir ve diğer aile üyeleri çağrıldı. Bihter’in planı, suçlunun baskı altında itiraf etmesini sağlamaktı. Akşam yemeği boyunca herkes sessizdi. Ancak Bihter, konuşmayı yavaşça suçluyu hedef alacak şekilde yönlendirdi. “Firdevs Hanım, son günlerinde sürekli birinden korktuğunu söylüyordu,” dedi. “Bu kişinin kim olduğunu biliyor musunuz?” Hilmi Bey, “Firdevs birçok kişiyle düşman olmuş biriydi,” diye cevap verdi. “Ama kimse onu öldürmek istemezdi.” --- İtirafın Eşiği Tam bu sırada, Behlül dikkat çekici bir şekilde Beşir’in hareketlerini izlemeye başladı. Beşir, gittikçe huzursuzlanıyordu. Gözleri sürekli kapıya doğru kayıyordu. Bihter bunu fark etti ve konuşmayı Beşir’e çevirdi. “Beşir,” dedi sert bir sesle, “Firdevs Hanım’ın odasında o gece ne gördün?” Beşir bir an sustu, sonra elleriyle yüzünü kapatarak ağlamaya başladı. “O gece bir ses duydum,” dedi. “Biri odasına girmişti. Ama korktum ve sadece dışarıdan izledim. İçeriye giren kişi Hilmi Bey’di.” --- Hilmi Bey’in Planı Hilmi Bey, suçlamalar karşısında kendini kaybetti. “Evet, odasına gittim,” diye bağırdı. “Ama onu öldürmek için değil! Onunla konuşmaya çalışıyordum. Bana olan borcunu ödemesi gerektiğini söyledim. Ama o, beni tehdit etti ve sırrımı ortaya çıkaracağını söyledi.” Bihter, soğukkanlı bir şekilde Hilmi Bey’in söylediklerini dinledi. “Firdevs Hanım’ı tehdit eden mektupları sen mi gönderdin?” diye sordu. Hilmi Bey, bu soruya cevap veremedi. Ancak bu sessizlik, onun suçluluğunu kanıtlamaya yetiyordu. Bihter, Behlül’e dönerek, “Hilmi Bey’in odasında bir arama yapmalıyız,” dedi. --- Son Delil Hilmi Bey’in odasında yapılan aramada, Firdevs Hanım’a gönderilen tehdit mektuplarının kopyaları bulundu. Ayrıca, Firdevs’in ölümünden önce kullandığı ilaç şişesinin boş bir hali Hilmi Bey’in çekmecesinde saklıydı. Bihter, bulguları ortaya koyarak, “Firdevs Hanım’ı korkutmak ve sırrını saklamak için tehdit ettin,” dedi. “Ama işler kontrolden çıktı ve onu susturmak için bir adım daha ileri gittin.” Hilmi Bey, suçlamaları reddetmeye çalışsa da, deliller karşısında susmak zorunda kaldı. --- Devamı bir sonraki bölümde...
@aliyildiz6057Күн бұрын
Amanvermez Bihter: Firdevs’in Ölümü (Bölüm 4) Hilmi Bey’in sessizliği odada bir soğuk rüzgar gibi esti. Herkesin gözleri suçlu olduğu artık aşikâr olan bu adamın üzerindeydi. Fakat Bihter’in bakışlarında hâlâ bir şüphe vardı. “Hilmi Bey,” dedi Bihter, oturduğu yerden kalkarak. “Evet, Firdevs Hanım’ı tehdit ettiniz, belki de sırrını saklamak için planlar yaptınız. Ama bu cinayeti gerçekten sizin işlediğinize emin değilim.” Behlül şaşkınlıkla başını çevirdi. “Bihter, bu kadar delil varken neden hâlâ şüphe duyuyorsun?” Bihter, elindeki boş ilaç şişesine bakarak bir süre sessiz kaldı. Sonra gözlerini masadaki diğer kişilere çevirdi. “Çünkü bu kadar basit bir çözüm, bu kadar karmaşık bir cinayete uymaz. Hilmi Bey’in rolü var, evet, ama o sadece bir piyon.” --- Beklenmedik İtiraf Bu sözlerin ardından odadaki sessizlik daha da derinleşti. Herkes birbirine bakarken, Bihter dikkatini Firdevs’in kızı Nihal’e çevirdi. Nihal’in yüzü bembeyazdı, elleri titriyordu. “Nihal,” dedi Bihter, sakin ama kararlı bir sesle. “Firdevs Hanım’ın sırlarının açığa çıkmasından en çok zarar görecek kişi kimdi, bir düşün bakalım.” Nihal’in dudakları titredi. “Ben... ben bir şey yapmadım!” diye bağırdı. Bihter, onun bu tepkisine aldırmadan devam etti. “Ama mektubu bulduğunu ve annenin korkusunu gördüğünü biliyorum. Sence bu sır açığa çıksaydı, senin üzerindeki etkisi ne olurdu?” Behlül, Nihal’e şaşkınlıkla baktı. “Bihter, bunu ima edemezsin. Nihal böyle bir şey yapmış olamaz!” Fakat Bihter, Nihal’in gözlerine sabit bir şekilde bakıyordu. “Peki, o gece annenle tartıştığını neden gizledin, Nihal? Kendi odanda olduğunu söyledin ama seni gören kimse olmadı.” --- Gerçek Ortaya Çıkıyor Nihal, artık daha fazla dayanamadı ve gözyaşlarına boğuldu. “Annem beni sürekli küçümsüyordu!” diye haykırdı. “Benim hayatımı kontrol etmeye çalışıyordu. O mektubu bulduğumda, onun ne kadar sahtekar biri olduğunu anladım. Ama... ama onu öldürmek istemedim! Sadece onun beni bırakmasını istedim!” Bihter, Nihal’in itirafını soğukkanlılıkla dinledi. “Onu susturmak için ilaçlarına bir şey ekledin, değil mi? Belki sadece onu hasta edeceğini düşündün. Ama işler kontrolden çıktı.” Nihal, elleriyle yüzünü kapatarak yere çöktü. “Onu öldürmek istememiştim... sadece... sadece...” --- Bihter’in Nihai Yargısı Bihter, Nihal’in suçunu kabul etmesiyle birlikte, nihayet olayı çözmüş olmanın rahatlığıyla derin bir nefes aldı. Fakat bu olay, aile üzerindeki kara bulutları dağıtmak bir yana, onları daha da içinden çıkılmaz bir hale getirmişti. Firdevs’in geçmişteki hataları, sadece kendi sonunu getirmekle kalmamış, kızını da aynı karanlığa çekmişti. Behlül, Nihal’i teselli etmeye çalışırken Bihter, pencerenin önünde durup dışarıya baktı. “Adalet her zaman keskin bir kılıçtır, Behlül,” dedi sessizce. “Ama bazen kimin elinde olduğunu kestirmek zordur.” --- Epilog Bu olay, hem ailede hem de çevresindeki insanlarda derin yaralar bıraktı. Hilmi Bey, tehdit ve şantaj suçlamasıyla tutuklanırken, Nihal’in durumu mahkemede değerlendirilecekti. Ancak herkesin aklında aynı soru vardı: Bu aile, bir daha asla eski haline dönebilecek miydi? Bihter, bu soruların cevabını bilse de bunu kendine sakladı. Çünkü o, çözülen her bir gizemin ardında yeni bir sırrın saklı olduğunu çok iyi biliyordu. SON
@feyzahakl159812 күн бұрын
Tvde dizileri oynadımı?
@dinleyiniz12 күн бұрын
@@feyzahakl1598 Tiyatrosu oynandı yanlış hatırlamıyorsam. Dizisi çekildi mi haberdar değilim efendim.