Рет қаралды 34
Evrenin toplam enerji-madde bileşiminin yaklaşık %4,9’u baryonik (görünür) madde, %26,8’i karanlık madde ve %68,3’ü karanlık enerjiden oluşmaktadır. Karanlık madde, elektromanyetik radyasyonla etkileşime girmediği için doğrudan gözlemlenememekte; ancak güçlü kütleçekimsel etkileri sayesinde varlığına dair dolaylı kanıtlar elde edilmiştir. İlk olarak 1930’larda Fritz Zwicky, Coma kümesindeki galaksilerin beklenenden yüksek dönüş hızlarını incelerken, görünür maddenin yetersiz kaldığını fark etmiş ve “eksik kütle” kavramını ortaya atmıştır.
Galaksilerin düz dönüş eğrileri, yani galaksiler içindeki yıldızların merkezden uzaklaştıkça hızlarının beklenenin üzerinde olması, karanlık maddenin varlığını destekleyen önemli gözlemlerden biridir. Aynı zamanda, kütleçekimsel merceklenme olarak adlandırılan fenomen, büyük kütlelerin arkadaki ışığın yolunu bükmesi sonucu ortaya çıkan görüntü sapmalarıyla, karanlık maddenin dağılımını ortaya koymaktadır.
Karanlık maddenin doğası halen büyük bir gizemdir. En popüler adaylardan biri, zayıf etkileşimli büyük kütleli parçacıklar (WIMP’ler) teorisidir. WIMP’ler, çok büyük kütleli fakat zayıf nükleer kuvvet ve yerçekimiyle etkileşime giren parçacıklar olarak öne çıkmaktadır. Diğer bir aday ise axionlardır; bu parçacıklar son derece hafif olup, elektromanyetik alanlarla zayıf etkileşimleri sayesinde karanlık maddeyi oluşturabilirler. Alternatif yerçekimi modelleri de, klasik Newtoncu yasaların ötesinde, galaksi dinamiklerini açıklamaya çalışsa da, geniş kozmolojik ölçümlerle uyumlu sonuçlar verememektedir.
Bu büyük gizemi çözmek için bilim insanları, XENON1T, LUX-ZEPLIN gibi yeraltı dedektörleri ve Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) gibi yüksek enerjili deneyleri kullanmaktadır. Ayrıca, uzay teleskopları ve kütleçekim dalgaları dedektörleri (LIGO, Virgo) da karanlık madde ile ilgili dolaylı kanıtlar sağlamaya yardımcı oluyor.
Karanlık madde, evrenin yapıtaşlarını ve galaksi oluşumunu anlamamızda kritik rol oynar. Eğer karanlık maddeyi oluşturan parçacıklar tanımlanabilirse, bu, Standart Modelin ötesinde yeni fiziksel prensiplerin ortaya çıkmasına yol açabilir; bu da evrenin genişlemesi, galaksi dinamikleri ve yerçekiminin temel doğası hakkında köklü değişikliklere işaret eder.
Bu derin konuyu daha yakından incelemek ve evrenin gizemlerini keşfetmek isterseniz, lütfen videoyu beğenin, yorum yapın ve abone olmayı unutmayın! #science #physics #bilim #fizik #youtube #space #facts