Kedilerin Istanbul'u - Sermin Ildirar (2010)

Karlı bir kış günü Fatih Camii avlusuna bırakılan ve çevredeki kediseverler ile avlu sakini diğer kediler tarafından büyütülen Zeytin, avludaki kedi evlerinin yıkılması ve birçok arkadaşının çuvala konulup meçhule götürülmesi sonunda kendine kalacak yeni bir yer bulmak için yola çıkar. Valens Kemeri’nin önünde karşılaştığı Theodora’dan Bizans İstanbulundaki; Süleymaniye’de karşılaştığı du Loir’dan Osmanlı İstanbulundaki kedilerin yaşamı hakkında bilgi alır. Sahaf kedisi Peynir ona kedilerin Habeşistan’dan Avrupa’ya uzanan yolculuğunu anlatır. Topkapı Sarayında, Kani’nin bir tekirin ağzından padişaha yazdığı arzuhali okur; Galata’da, köpek kardeşlerinin neden Hayırsız Ada’ya sürüldüğünün hikâyesini dinler. Yönetmenliğini İstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr.Sermin Ildırar’ın yaptığı film, kedilerin Roma’dan bugüne İstanbul’un en eski sakinlerinden olduklarını, insanlardan izole barınaklarda yaşatılamayacaklarını söylerken Osmanlı zamanında sokak hayvanlarının bakımı için kurulmuş vakıfları hatırlatarak Cumhuriyet İstanbul’unun kedileri için önerilerde bulmaktadır. İyi seyirler.

[@mert5903]

Çok güzel olmuş. 👍

[@sildirar]

İstanbul’un kedileri, başka şehirlerin kedilerinden farklı olduğu gibi, İstanbul’un her semtinin kedisinin de kendine has özellikleri vardır. Bu proje kapsamında Cihangir, Moda, Kuzguncuk, Çengelköy, Süleymaniye, Beyazıd, Büyükada ve Kınalıada’da yaşayan kediler çekilirken, kamera hep kedilerin göz seviyesinde kalmis, İstanbul, onların gözünden gösterilmistir. Her semtin kedi severleri (Kedi melekleri) ile yapılan röportajlarda da kamera yine kedi gözü seviyesindedir. Kedilerle yaşamaya alışmış İstanbulluların aksine yurtdışından gelen konukların hemen dikkatini çeken İstanbul’un kedileri, gökdelenlerine inat şehri küçük bir Akdeniz sehri gibi göstermektedir. Kediler, martılar gibi İstanbul’un sakinleridir ve barınaklara hapsedilmemelidir.

[@mert5903]

👌