Рет қаралды 19,400
Daha önceki videolarımda heyecanın konuşmamız üzerindeki etkilerinden bahsettim, ancak sinirlilik haline hiç girmedik. Halbuki sinirlilik halimiz, heyecanlı halimizden daha fazla maalesef ve bu durum, iletişimin önünde kocaman bir engel olarak duruyor. Herkes kendi cephesinden bakınca olaya, anlaşmak, ortak bir noktada buluşmak zor oluyor.
Geçtiğimiz aylarda dünya genelinde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre, Türkiye, dünyanın en öfkeli ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldı. Bu sonucun nedenleri üzerinde durmayacağım. Çünkü bunun birçok nedeni olabilir. Gerçekten de sinirli bir milletiz. Başımızı nereye çevirsek bir kavga, bir cinnet, bir şiddet hali karşımıza çıkabiliyor. Haber bültenleri maalesef bu tür haberlerle dolu. Öfkemizi kontrol etmekte zorlanıyoruz, tahammül edemiyoruz, empati kuramıyoruz. Peki hangi durumlarda öfkeleniyoruz. Endişe duyduğumuzda, üzüldüğümüzde, yalnızlık çektiğimizde, kıskandığımızda, dışlandığımızda, kaygılandığımızda, haksızlığa uğradığımızda, hayal kırıklığı yaşadığımızda, utandığımızda, aşağılandığımızda ve ne demek istediğimizi anlatamadığımızda sinir kat sayımız artıyor.
Peki öfkelendiğimizde vücudumuzda neler oluyor? Fizyolojik ve psikolojik olarak değişime uğruyoruz. Kalp atışlarımız hızlanıyor, tansiyon yükseliyor, hormonlar harekete geçiyor ve kan basıncımız artıyor. Son olarak beynimiz ya savaş ya da kaç sorusuyla yüz yüze kalıyor. Eğer bu kararı sadece dürtülerimize bırakır ve mantığımızı harekete geçiremezsek önlenemez bir öfke nöbetiyle karşı karşıya kalırız. Çünkü öfke mantığımızı devre dışı bırakarak iradeyi kullanılamaz hale getiriyor. #diksiyondersleri #öfke #konuşmaproblemi