Korona Günlerinde Kitap Önerisi: Albert Camus - Veba

  Рет қаралды 1,329

Turhan Yıldırım

Turhan Yıldırım

Күн бұрын

Пікірлер: 11
@prof.dr.ismetgalipyolcuogl7208
@prof.dr.ismetgalipyolcuogl7208 Жыл бұрын
Tebrikler Turhan bey, gençlerimize okumayı sevdirdiğimizde toplumsal donanımımız artacak ve üreterek, zenginleşerek Türk Yüzyılı'nı başlatabileceğiz... Abone oldum..
@turhanyildirim
@turhanyildirim Жыл бұрын
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim, hoş geldiniz.
@gunes6655
@gunes6655 2 жыл бұрын
Çok teşekkürler👏🙋‍♀️
@turhanyildirim
@turhanyildirim 2 жыл бұрын
Videoyu izlediğiniz için ben teşekkür ederim.
@Orfezeus
@Orfezeus 4 жыл бұрын
Çeviri konusunda size %100 katılıp , çok da hafif eleştiri yaptığınızı söylemek isterim . Fransızca aslından okumuş bir kişi olarak , can yayınlarında alıp okuduğumda yüzümden dakikalarca kalan bir ekşi ifade ve hafif bir sinir vardı . Sonra biraz yapılan yorumlara bakınca insanların geneli ( hatta çoğu , %98-9 diyebilirim neredeyse ) öve öve bitiremiyorlar kitabı . O zaman bir kez daha anladım Albert camus'yü . Çevirmen bile harcayamamış kitabı , gücü yetmemiş :) Nobeli almasının bir kanıtıdır buda . Ekşi de 10/05/2020 tarihinde şöyle bir yorum var " çevirileri ciddi oranda kötü olan yayınevi. kötü derken, bir yerde bir deyimi yanlış kullanmışlar diye kafayı yiyen ya da birkaç cümle düşük, anlatım bozukluğu var diye oturup saydıran okurlardan değilim; olur böyle şeyler yani onlara takılacak olsaydım başımda saç kalmazdı; önemli olan metnin genel kalitesi ve yazarın üslubunu yansıtabilmek. ama öyle kötü çeviriler basıyorlar ki okurların kendilerini okumamış sayması gerekiyor. emek, vakit ve para israfı neticede. üstelik telifi de bitmemişse türkçede öldürüyorlar o metni. esas sorun şu, berbat çeviriler yapan iş ahlakından yoksun çevirmenlerle düzenli olarak çalışıyorlar. mesela albert camus'nün veba'sını çeviren nedret tanyolaç öztokat. veba çevirisi o kadar kötü ki sanki çevirmen metni bozmak için ciddi çaba harcamış; örnek vermek çevirinin kötülüğüne haksızlık olacak, her bir cümlesi kötü çeviri şaheseri. bu çeviriden okuyan biri aslında hiçbir şey anlayamaz veba'dan. mesela yazar bir yerde şehirden bahsediyor, çevirmen tutup söylenen şeyleri karaktere söylenmiş gibi çeviriyor. karakter bir şeyi övüyor, çevirmen onu kötülüyormuş gibi çeviriyor, sözlüğe baka baka çevirmiş, ama yanlış kelimeler kullanmış ve cümle hiçbir anlam ifade etmediği hâlde onu öyle bırakıp devam etmiş çeviriye vs. gerçekten dehşet bir çeviri. birkaç yıl önce sordum bir etkinlikte ben de can öz'e, ya bu çeviri çok kötü, bir şey yapılmayacak mı diye. özetle kibarca "yedik bir bok, artık geri dönüşü yok," minvalinde bir şeyler söyledi. "tekrar çevirtirsek çevirmenin çeviri hayatı biter," dedi, bitsin, bitmeli, böyle bir saygısızlık olamaz (tamamen tahmin yürütüyorum ama kendisi çevirmek yerine öğrencilerine çevirtiyor olabilir, çünkü fransız di-li ve ede-bi-yatı mezunu akademisyenin kendi çevirisiyse bu daha büyük sorunlarımız var demektir). ama neticede can öz'ün yaklaşımı da hoşuma gitmişti. yapacak bir şey yok dedim. ta ki bu edebiyat katili şahısa tekrar kitap çevirisi verildiğini görene kadar. kitabı satın aldıktan sonra fark ettim çevirmenin aynı şahıs olduğunu ve yine tahmin edileceği gibi efsane kötü bir çeviriydi. olan patrick modiano'ya oldu. geçen gün yine eğer onun çevirisinden okursanız kendinizi o kitabı okumuş saymamanızı gerektirecek kadar metni katleden ayça sabuncuoğlu ile ilgili yazmıştım, baktım, onlarca çevirisi var can yayınları'nda. gitti yani o kitaplar, okunmaz. raymond carver'ın kitaplarını çevirmiş, okuduysanız dersiniz ki bu ne kötü bir yazar. resmen yazara edebî suikast bu. aynı şekilde alice munro'yu türkçede cem alpan öldürdü. çok iyi bir şey yapmış gibi gitti yazarın kitaplarının büyük kısmını o çevirdi. alice munro'yu bu çeviriden okuyan biri alice munro'nun yazarlığını mümkün değil kavrayamaz. klasiklerde de çok kötü çeviriler var. suç ve ceza'yı can yayınları'ndan okuyorsanız, metnin güzelliğini yarı yarıya kaybettiniz. anlamadan çevirmiş çoğu yerde sabri gürses. yine sanki çok iyi çevirmiş gibi bir sürü çeviriyi ona emanet etmişler. daha bir sürü örnek verilir de değinmeden geçemeyeceğim, bir sürü iğrenç öztürkçe çeviri de var bünyesinde. çoğu eski çeviri ama inanılmaz saçma şeyler. umberto eco'yu can'dan okumak eziyet mesela, doğan kitap'tan çıkan çevirileri de iyi değil ama yine de can'dan iyidir. bitti gitti artık öztürkçe, editörlerin o çevirileri yeni baskılarda düzeltmesi gerekiyor. baskı demişken, bu efsane kötü çevirilerin bazıları onlarca baskı yapmış. misal camus'nün veba'sı 41 baskı yapmış. her baskıda on cümleyi düzeltseydiniz kitabın yarısı düzelirdi zaten. yani baskı sayısı güveninizi arttırmasın. işin kötü tarafı okurlar o kadar şuursuz ki bu çevirilerin kötü olduğunu dahi anlamıyorlar. "camus çok zor bir yazarmış," diye düşünüyorlar. camus zor falan değil, çevirmen çorba etmiş. aynı şekilde tatsız tuzsuz, ruhsuz ve odunsu cümlelerin batılı tarzda edebiyat olduğu izlenimini edindi okur artık bu kötü çeviriler yüzünden. can yayınları çok iyi kitaplar basıyor, ama böyle çevirilerle o çok iyi kitapları basmaları okur için bir avantajdan çok dezavantaja dönüşüyor. keşke yapı kredi yayınları bassaydı diyorum çoğu zaman. çünkü çeviri konusunda çok daha iyi. " Bu yorum benim iç sesimdir diyebilirim .
@turhanyildirim
@turhanyildirim 4 жыл бұрын
Öncelikle uzun ve güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Bu cumartesi kanalımda Modern Edebiyat canlı yayını var. Sizin de yorumlarınızla katkı yapmanızı çok isterim. Veba'nın çevirmeni Nedret Hanım bir akademisyen ve Can Öz, net bir şekilde demagoji yapmış. Kendisi 1962 doğumlu bir akademisyen. Yani çeviriyi bir başkasına verince kariyeri bitmez ki zaten aslında yeniden çevrilmesine de ihtiyaç yok. Kitabın Oktay Akbal çevirisi var ama Can Yayınları bunun telifini almakla uğraşmamış anladığım kadarıyla. Birçok kitabı başka çevirmenlere de çevriltmiş durumdalar. Kırmızı Pazartesi bunun en güzel örneği. Bu eser iki defa Can Yayınları tarafından çevrittirilmesine rağmen kitabın ismi hatalı. Yayınevleri konusunda al birini vur ötekine. YKY de ona bakarsak çevirmenlerin hakkını %1'e indirdi, hatta Işık Ergüder gibi bir çevirmenin elinden kitabı alıp başkasına verdiler. Yayınevlerinin kitapları düzeltmemesinin tek sebebi mali nedenlerle işlerine gelmemesi. Çünkü en ufak düzeltme basımı komple değiştirecek, bu da neredeyse yeni baştan kitabı çıkarmak gibi bir maliyeti söz konusu. Ancak yayınevi değişince bazı yayınevleri yeniden son okuma yapıp kitaplardaki hataları düzeltiyorlar. Son olarak Orhan Pamuk eserlerinde bu yapıldı. Düşünebiliyor musunuz hala Oğuz Atay'ın eserleri o döneme ait imla ve harf hatalarıyla aynı şekilde duruyor. Yayımlayan yayınevi ise İletişim. Keza Tanpınar'ın eserleri de bu anlamda fecaat durumda. Yayınevleri kendilerini böyle işlerde ama yazarı vefat etti, ona sormadan bir şey yapmamız doğru olmaz diye savunuyorlar. Sanki imla hatasından da yazar sorumluymuş gibi. Çeviri kısmındaysa ancak bizim gibi takık okurlar için kitaplar fark ediyor. Yoksa birçok okur zaten hangi yayınevini seviyorsa, memnunsa oradan okumaya devam ediyor. Tahsin Yücel gibi Öztürkçe kullanım nedeniyle zorlama yapan çevirmenlerin de bazı kullanımları istenirse düzeltilebilir ama dediğim nedenlerle yine yayınevleri bunlara girmiyor. "Durasız" kelimesi sözlüklerde bile yer almıyor. Madem dile yerleşmedi kaldırın değil mi, ama yok bu kimsenin işine gelmiyor. Konu çok uzun yaz yaz bitmez. Tekrar katkınız için teşekkür ederim. Müsait olursanız yayına beklerim. Sağlıcakla kalın.
@fatmaogretmen8581
@fatmaogretmen8581 3 жыл бұрын
Size katılıyorum👏bir tek bnmi bu çeviride hata görüyorum derkn sizi gördüm
@fatmaogretmen8581
@fatmaogretmen8581 3 жыл бұрын
Çok güzel anlattınız👏Unutuğum gözden kaçardığım ince detaylar aklıma geldi.
@turhanyildirim
@turhanyildirim 3 жыл бұрын
Güzel sözleriniz ve videoyu izlediğiniz için çok teşekkür ederim.
@berkparlak21
@berkparlak21 4 жыл бұрын
Edebiyat dersinde Veba kitabı hakkında sunum yapacaktım çok yardımınız dokundu çok teşekkür ederim :) başarılarınızın devamını diliyorum
@turhanyildirim
@turhanyildirim 4 жыл бұрын
Güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Kolaylıklar diliyorum.
Albert Camus'yü anlamak
54:27
akademiFR
Рет қаралды 12 М.
Jaidarman TOP / Жоғары лига-2023 / Жекпе-жек 1-ТУР / 1-топ
1:30:54
1 Marka 5 Parfüm - Maison Crivelli
22:37
Dekant Parfüm
Рет қаралды 1,4 М.
Pınar Kür - Asılacak Kadın (Kitap İncelemesi)
17:23
Turhan Yıldırım
Рет қаралды 2,5 М.
Postmodern Öykü Nedir? | Kitap Önerileri
29:48
Turhan Yıldırım
Рет қаралды 500
Beş Şehir
9:44
Hasan Erbay
Рет қаралды 493
Veba
42:33
Ünsal Ünlü
Рет қаралды 24 М.
Jaidarman TOP / Жоғары лига-2023 / Жекпе-жек 1-ТУР / 1-топ
1:30:54