Rabbim sizi cennetin en güzel makamına koysun ve sizi her türlü kötülükten muhafaza eylesin inşallah kıymetli hocam 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲
@nilufererdal49432 жыл бұрын
Müslümanların sizin gibi alim insanlara çok ihtiyacı var hocam Allah sizden razı olsun Allah ilminizi artırsın Sizde bizlere daha çok bilgi aktarın inşallah
@suleymanduman5972 жыл бұрын
Allah adaleti eksik etmesin... Dinledikçe ne kadar yanlışlıklar yapıldığını daha iyi anlıyoruz...Allah razı olsun Hocam ..🤝👍👍🤲
@tulaytezcan41792 жыл бұрын
Mehmet Okuyan hocam, size gönülden teşekkürü bir borç biliyoruz. Nasıl da güzel, tane tane açıklayarak anlatmaya gayret ediyorsunuz...🙏 Her ne kadar dinimizin kadına verdiği değeri bilip (zira İslâm'dan önce kadınların nasıl bir konumda olduğunu herkes biliyordur) çevremde zaman zaman anlatmaya çalışsam da, genelde bu "şahitlik" konusunda bazıları hep şüpheye düşüyordu. Oysa ki Yüce Yaradan, kadına insanoğlunu dünyaya getirmek gibi bir güzelliği bağışlamasıyla biz kadınlara "muhteşem" bir değer vermiştir zaten. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 🌹 da "Cennet annelerin ayakları altındadır" diyerek bu değeri dünyaya ilan etmiştir adeta. Selâmların en güzeli Peygamber Efendimiz ve Ehlibeyt'ine olsun... 🌹
@herseyburda55572 жыл бұрын
Ayyy Allah razı OLSUN Hocamdan,hiç mi bir allahın kulu bu kadar açık ,net, gerçekçi konuşamaz.🙏🤲👍⚘
@huseyinyildizli69322 жыл бұрын
Allah razı olsun inşaallah sizden Hocam teşekkürler Rabbim ilmini arttırsın inşaallah hocam Allah'ın rahmeti bereketi üzerinizde olsun inşaallah amin 🤲😔❤️❤️❤️❤️❤️
@haydarbayer97512 жыл бұрын
RABBİMİZ İSLÂM DİN-İ VE KUR-AN YOLUNDA YOLLARIMIZI APAÇIK GÖSTER İNDİRDİĞİN KUR-AN'IN HİKMETİNİ HİDAYET İNİ NASİP İLM-İ MİZİ ARTIR AL-LAH IMIZ SON NEFESİMİZE KADAR..RABBİMİZ İNDİRDİĞİN KUR-AN I REHBER VE KILAVUZ EDINÉNLERE RAHMET EYLE YAARABBİİ
@xxxyyy99162 жыл бұрын
Rabbimiz duanıza icabet etsin
@nilaydemiral48332 жыл бұрын
Hocam,kadınla ilgili kafa karışıklığını net bir şekilde giderdiğiniz için çok teşekkür ederim.Allah sizden razı olsun.Umarım artık Kur'an-ın söyledikleri hayatımıza ışık olsun. Bir de 'namaz' konusunu işlerseniz çok sevinirim.
@ayferkafc43862 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam iyiki varsınız Allah sağlık sıhhat versin ömür boyu sizin gibileri sayısı çoğalsın inşallah
@nimetcitak84692 жыл бұрын
Rabbim ilminizi ve gücünüzü daim kılsın.
@nuraykilcadir66222 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam hergün izliyoruz
@aysebagozdemir91882 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam Rabbim ilminizi arttırsın
@muhammedomer14622 жыл бұрын
Allah razı olsun hocam muhteşem anlattınız ağzınıza yüreğinize sağlık
@zuhalcubukcu95812 жыл бұрын
İyi ki varsın hocam
@cengizgoksu88792 жыл бұрын
Ü Göksu. 🌹🌹Merhabalar Hocam size ve Ferda hanıma teşekkür ederim. Gerçekten hepsi birbirinden değerli ve güzel bu programlarınızdan her zaman isdifade etmeye çalışıyorum. Bir kadın ve bir Anne olarak bu başlık adı altında yapılan yayın ve yorumlar bilgime bilgi katmak adına daha fazla ilgimi çekiyor. Sevgili Hocam bu sempatik ve güzel anlatımınız ile zaman ne çabuk geçiyor ve yayın ne çabuk bitiyor anlayamıyorum. Hocam hoşça kalın RABBİM, E emanet olun İşaallah sevgilerimle. 🤲❤️🤲
@ilqaralizada30482 жыл бұрын
Allah sizdən 1000 defa razı kalsın çok hörmətli xocamız
@suatyucel11622 жыл бұрын
ALLAH ARAZI OLSUN SİZLERDEN HOCAM
@rabis04452 жыл бұрын
Allah hayırlı uzun ömür versin canım hocama. Rabbim sizden razı olsun🌼
@nurcihanbalc47192 жыл бұрын
Allah razı olsun sizden Hocam.Sizi nle program yapanlara da cok teşekkürler
@ahlusunnahwaljamaahkanalma9032 жыл бұрын
DESTEKSİZ “DESTEK” MÂNÂSI VE SALAVAT “Allah ve melekleri, Peygamber'e salât ediyorlar (destek veriyorlar). Ey iman edenler! Siz de ona salât edin (destek verin) ve tam teslimiyet gösterin!” (Ahzap 56 / Mehmet Okuyan meâli) Mâlum ekibin bu ayet üzerinden yaptıkları “Bu ümmet ayetlerin içini boşalltı ” kara propagandasını mercek altına alalım; Öncelikle “Sallâ/Yusallî aleyh” fiili için “ona destek oldu/olur” manasını veren kadim bir lugat varmı diye araştırdığımızda, 1200-1300 yıllık en eski Arapça lugat ve Ğarâib ul-Kur'an eserlerinde bu manayı bulamıyoruz. O halde onlar, lugatta ve mütekaddimin ulemânın tefsirlerinde göremediğimiz bu manayı nasıl ve nereden buluyorlar? Onu da üstadlarından okuyalım; “Eldeki dilsel malzeme yeniden bir tahlile tâbi tutulup yorumlandığında, birbiriyle alakasız gibi görünen tüm kök anlam tahminleri, “destek” ortak anlamında buluşmaktadır.” (Mustafa İslamoğlu) Evet, işte böyle ! Yâni; “Salât”ın tüm muhtemel kök manalarını yeniden yorumladıktan sonra, hepsinden birer parça koparıp kavramsal tasarımı önden planlanmış bir mânâda birleştirerek, evvelde kimsenin bilmediği yeni bir anlam icad ederek...! Farazâ ayetteki salâtın manasının “Rahmet ve Dua” olmadığını, aslen destek manasında olduğunu var sayalım. O halde iddiâ sahiplerinin şu soruya cevap vermeleri gerekecektir; Allah'ı ve Müminleri anladık.Peki meleklerin Nebîye destek olmaları nasıldır, mâhiyeti nedir? “Onların desteği mânevîdir” (Yani Nebî için dua etmektir) deseler olmaz, biz haklı çıkarız. Şu durumda salâtı, fizîkî destek olarak anlayıp (ki iddialarının temeli de zaten buna dayanıyor), buna da ayetlerden örnekleme yapmaları gerekecektir. Kur’an’dan verebilecekleri tek örnek de meleklerin savaşta Nebîye yardım etmeleridir. Ancak bu misali verirlerse, bu defa da “Pegambere Kuran dışında hiçbir mucize verilmedi” iddiâları çürüyecektir. Çünkü Meleklerin savaşta düşman öldürmesi, Nebî Aleyhisselam’ın dışındakiler açısından hârikulâde olup, Peygamberin mucizesi olarak tanımlanmak zorundadır. Dolayısıyla bu noktada bir tercih yaparak, iki iddianın birinden vaz geçmeleri gerekmektedir. Diyelim ki salat için "destek” manâsı vaz' etmekte inad ederek "Peygamberin Mucizesi yoktur" iddialarından vazgeçtiler, peki bu durumda onlar açısından problem çözülmüş olur mu ? Hayır! Bu defa da şu ayetteki Meleklerin, Müminlere olan fizîki desteklerinin mâhiyetini aynı mantıkla izah etmeleri gerekecektir. “O ve melekleri sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size salât ediyor (destek veriyor). (Allah) müminlere karşı çok merhametli olandır.” (Ahzap 43 / Mehmet Okuyan) Sizce izah edebilirler mi ?! Bence zor. Ashabdan günümüze salavattan anlaşılan mana "Rahmet,İstiğfar,Dua" temelli olup, üstte geçen Ahzap 43. Ayetin son kısmında da “Müminlere karşı Rahîmdir” ifadesiyle salâtın icmâlî manası zımnen verilmiştir. Ayrıca şöyle de bir itiraz yapıyorlar; “Ne yani, Allah salavat mı getiriyor sizin dibi ?” Bunun cevâbı şudur; “Sallâ/Yusallî” fiili Allah’a nisbet edildiğinde; “Allah Nebiye Rahmet eder” Kula nisbet edildiğinde “Allah’dan Nebiye Rahmet etmesini ister” Emir olarak geldiğinde ise “Sizde Nebî için Allah'dan Rahmet isteyin” yani dua edin manasına gelecektir. Çünkü Arapçada bazı fiiller vardır ki, Allah’a isnad edildiğinde kök mananın bir yüzü, kula nisbeti halinde öbür yüzü anlaşılır. Hattâ aynı mana bile anlaşılsa mâhiyetleri çok farklı olacaktır. Allah'ın bilmesi, görmesi, işitmesi gibi örneğin. Bunun bir misâli “Tâbe”fiilidir; Bu fiil, Allah’a nisbeti halinde "tevbeyi kabul etti", kula nisbet edildiğinde "tevbe etti" anlamı kazanır. Salat etmek de aynı şekildedir; Rahmet eder/Rahmet ister. Emir halindeyse; Onun için Allah'dan Rahmet iste/isteyin! Bir saçma iddiaları da şudur ; "Salât edin emrinin 'destek olun' manasına geldiğini unutturdular ki, Nebînin misyonuna hizmet noktasında zahmete girip de, fiilen birşeyler yapmak zorunda kalmasınlar!" Bu aslında iddiadan öte komik ve basit bir iftirâdır. Çünkü böyle bir tarihsel anlam yok etme operasyonu, aklen imkansıza yakındır. Ayrıca da son derece gereksizdir. Zira öte tarafda Cihad'ı, İslamâ yardımı ve Emri bil maruf-nehyi anil münkeri açıktan emreden ayetler, bu destek talebini zaten aliyyul âla karşılamaktadırlar.! Tarihsel delil olarak da, yazıt bilimi açısından bir alıntı ile meseleyi kapatalım. * - “Bizim "salavat getirmek" diye tesmiye ettiğimiz bu cümle kalıbı İslam'ın erken devrinden günümüze kadar geldi. ilk yazılı kaydı, Hicri 71 yılına tarihlenen bir mezar taşında bulunmaktadır: l آن اعظم مصائب اهل الاسلام مصیبتهم بالنبي محمد صلى الله علي " İslam halkının en büyük felaketi Muhammed peygamber('in ölümü) iledir. Allah onu kutsasın (ṣallā ʾl-lāhu ʿaleyh)" Yine tam tarihi bilinmeyen ama epigrafik özelliklerine bakılarak İslam'ın ilk yıllarına ait olduğu belirlelen bir kaya yazıtında şöyle geçer: l صلا الإله ومن يحف بعرشه والطيبون على المبارك أحمد "Tanrı ve O'nun arşını kuşatmış olanlar; tayyibler(melekler), mubârek Ahmed'i kutsasınlar" Bu yazıt, hemen farkedileceği gibi Q 33-56'ya atıf yapıyor ve ilk muhatapların ilgili ayeti nasıl anladıklarını ortaya koyuyor. Erken İslam devrine ait daha onlarca örnek vardır. Ayrıca ki artsüremli bir inceleme yapıldığında ṣalāt صلاة kelimesinin Eski Arapçada ve hem de onun bağlı olduğu Sami dil ailesinde "dua" anlamında geldiği görülmektedir. Bu gün İslam öncesi Eski Arapça dillerinde yazılmış 40.000 den fazla yazıt keşfedilmiştir ki bu yazıtlarda ṣalāt, dua anlamında kullanılıyor. Dolayısıyla 9. yüzyıl İslam alimlerini mesnedsizce suçlayarak işin içinden çıkan arkadaşlar, malesef epigrafik kanıtlardan habersizler." -*(Alıntı bitti) "Ben yanında anıldığımda, bana salât etmeyen kimsenin burnu sürtülsün!" (Tirmizi, Da'avat 110) Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed. Allah'a emanet olun, dualarınızı eksik etmeyin. Üveys Aki
@osmaneraslan85562 жыл бұрын
Hocam Allah razı olsun sızden Allah uzun omurler versın bılmeyenlerde oyrensın
@sevalbilgic23632 жыл бұрын
Emeğinize yüreğinize sağlık Allah sizlerden razı olsun
@Usluname2 жыл бұрын
Allah razı olsun
@allahakulgaripbiryolcu91342 жыл бұрын
ALLAH RAZI OLSUN
@feyzaakcal87642 жыл бұрын
Hocama maşaAllah
@abdurrahmanguner47682 жыл бұрын
MEHMET OKUYAN HOCAM BİR DİN GÖREVLİSİ HOCAMIZ BAYADAN YÖNETİCİ OLURSA ONUN YÖNETTİĞİ DEVLET VE YA KURUM KURULUŞ BATMAYA MAHKÜMDÜR DİYE SÖYLİYOR BU İNSANLARA ALLAH AKIL FİKİR VERSİN DİYECEĞİM. TEŞEKKÜR EDERİM.
@ahlusunnahwaljamaahkanalma9032 жыл бұрын
DESTEKSİZ “DESTEK” MÂNÂSI VE SALAVAT “Allah ve melekleri, Peygamber'e salât ediyorlar (destek veriyorlar). Ey iman edenler! Siz de ona salât edin (destek verin) ve tam teslimiyet gösterin!” (Ahzap 56 / Mehmet Okuyan meâli) Mâlum ekibin bu ayet üzerinden yaptıkları “Bu ümmet ayetlerin içini boşalltı ” kara propagandasını mercek altına alalım; Öncelikle “Sallâ/Yusallî aleyh” fiili için “ona destek oldu/olur” manasını veren kadim bir lugat varmı diye araştırdığımızda, 1200-1300 yıllık en eski Arapça lugat ve Ğarâib ul-Kur'an eserlerinde bu manayı bulamıyoruz. O halde onlar, lugatta ve mütekaddimin ulemânın tefsirlerinde göremediğimiz bu manayı nasıl ve nereden buluyorlar? Onu da üstadlarından okuyalım; “Eldeki dilsel malzeme yeniden bir tahlile tâbi tutulup yorumlandığında, birbiriyle alakasız gibi görünen tüm kök anlam tahminleri, “destek” ortak anlamında buluşmaktadır.” (Mustafa İslamoğlu) Evet, işte böyle ! Yâni; “Salât”ın tüm muhtemel kök manalarını yeniden yorumladıktan sonra, hepsinden birer parça koparıp kavramsal tasarımı önden planlanmış bir mânâda birleştirerek, evvelde kimsenin bilmediği yeni bir anlam icad ederek...! Farazâ ayetteki salâtın manasının “Rahmet ve Dua” olmadığını, aslen destek manasında olduğunu var sayalım. O halde iddiâ sahiplerinin şu soruya cevap vermeleri gerekecektir; Allah'ı ve Müminleri anladık.Peki meleklerin Nebîye destek olmaları nasıldır, mâhiyeti nedir? “Onların desteği mânevîdir” (Yani Nebî için dua etmektir) deseler olmaz, biz haklı çıkarız. Şu durumda salâtı, fizîkî destek olarak anlayıp (ki iddialarının temeli de zaten buna dayanıyor), buna da ayetlerden örnekleme yapmaları gerekecektir. Kur’an’dan verebilecekleri tek örnek de meleklerin savaşta Nebîye yardım etmeleridir. Ancak bu misali verirlerse, bu defa da “Pegambere Kuran dışında hiçbir mucize verilmedi” iddiâları çürüyecektir. Çünkü Meleklerin savaşta düşman öldürmesi, Nebî Aleyhisselam’ın dışındakiler açısından hârikulâde olup, Peygamberin mucizesi olarak tanımlanmak zorundadır. Dolayısıyla bu noktada bir tercih yaparak, iki iddianın birinden vaz geçmeleri gerekmektedir. Diyelim ki salat için "destek” manâsı vaz' etmekte inad ederek "Peygamberin Mucizesi yoktur" iddialarından vazgeçtiler, peki bu durumda onlar açısından problem çözülmüş olur mu ? Hayır! Bu defa da şu ayetteki Meleklerin, Müminlere olan fizîki desteklerinin mâhiyetini aynı mantıkla izah etmeleri gerekecektir. “O ve melekleri sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size salât ediyor (destek veriyor). (Allah) müminlere karşı çok merhametli olandır.” (Ahzap 43 / Mehmet Okuyan) Sizce izah edebilirler mi ?! Bence zor. Ashabdan günümüze salavattan anlaşılan mana "Rahmet,İstiğfar,Dua" temelli olup, üstte geçen Ahzap 43. Ayetin son kısmında da “Müminlere karşı Rahîmdir” ifadesiyle salâtın icmâlî manası zımnen verilmiştir. Ayrıca şöyle de bir itiraz yapıyorlar; “Ne yani, Allah salavat mı getiriyor sizin dibi ?” Bunun cevâbı şudur; “Sallâ/Yusallî” fiili Allah’a nisbet edildiğinde; “Allah Nebiye Rahmet eder” Kula nisbet edildiğinde “Allah’dan Nebiye Rahmet etmesini ister” Emir olarak geldiğinde ise “Sizde Nebî için Allah'dan Rahmet isteyin” yani dua edin manasına gelecektir. Çünkü Arapçada bazı fiiller vardır ki, Allah’a isnad edildiğinde kök mananın bir yüzü, kula nisbeti halinde öbür yüzü anlaşılır. Hattâ aynı mana bile anlaşılsa mâhiyetleri çok farklı olacaktır. Allah'ın bilmesi, görmesi, işitmesi gibi örneğin. Bunun bir misâli “Tâbe”fiilidir; Bu fiil, Allah’a nisbeti halinde "tevbeyi kabul etti", kula nisbet edildiğinde "tevbe etti" anlamı kazanır. Salat etmek de aynı şekildedir; Rahmet eder/Rahmet ister. Emir halindeyse; Onun için Allah'dan Rahmet iste/isteyin! Bir saçma iddiaları da şudur ; "Salât edin emrinin 'destek olun' manasına geldiğini unutturdular ki, Nebînin misyonuna hizmet noktasında zahmete girip de, fiilen birşeyler yapmak zorunda kalmasınlar!" Bu aslında iddiadan öte komik ve basit bir iftirâdır. Çünkü böyle bir tarihsel anlam yok etme operasyonu, aklen imkansıza yakındır. Ayrıca da son derece gereksizdir. Zira öte tarafda Cihad'ı, İslamâ yardımı ve Emri bil maruf-nehyi anil münkeri açıktan emreden ayetler, bu destek talebini zaten aliyyul âla karşılamaktadırlar.! Tarihsel delil olarak da, yazıt bilimi açısından bir alıntı ile meseleyi kapatalım. * - “Bizim "salavat getirmek" diye tesmiye ettiğimiz bu cümle kalıbı İslam'ın erken devrinden günümüze kadar geldi. ilk yazılı kaydı, Hicri 71 yılına tarihlenen bir mezar taşında bulunmaktadır: l آن اعظم مصائب اهل الاسلام مصیبتهم بالنبي محمد صلى الله علي " İslam halkının en büyük felaketi Muhammed peygamber('in ölümü) iledir. Allah onu kutsasın (ṣallā ʾl-lāhu ʿaleyh)" Yine tam tarihi bilinmeyen ama epigrafik özelliklerine bakılarak İslam'ın ilk yıllarına ait olduğu belirlelen bir kaya yazıtında şöyle geçer: l صلا الإله ومن يحف بعرشه والطيبون على المبارك أحمد "Tanrı ve O'nun arşını kuşatmış olanlar; tayyibler(melekler), mubârek Ahmed'i kutsasınlar" Bu yazıt, hemen farkedileceği gibi Q 33-56'ya atıf yapıyor ve ilk muhatapların ilgili ayeti nasıl anladıklarını ortaya koyuyor. Erken İslam devrine ait daha onlarca örnek vardır. Ayrıca ki artsüremli bir inceleme yapıldığında ṣalāt صلاة kelimesinin Eski Arapçada ve hem de onun bağlı olduğu Sami dil ailesinde "dua" anlamında geldiği görülmektedir. Bu gün İslam öncesi Eski Arapça dillerinde yazılmış 40.000 den fazla yazıt keşfedilmiştir ki bu yazıtlarda ṣalāt, dua anlamında kullanılıyor. Dolayısıyla 9. yüzyıl İslam alimlerini mesnedsizce suçlayarak işin içinden çıkan arkadaşlar, malesef epigrafik kanıtlardan habersizler." -*(Alıntı bitti) "Ben yanında anıldığımda, bana salât etmeyen kimsenin burnu sürtülsün!" (Tirmizi, Da'avat 110) Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed. Allah'a emanet olun, dualarınızı eksik etmeyin. Üveys Aki
@sumeyyeaysesen347811 ай бұрын
Neml Suresi 23. ayet: Sebe’lilere hükümdarlık yapan bir kadın buldum ki, kendisine her güzel şeyden bir nasip verilmiş; onun büyük bir tahtı ve pek güçlü bir yönetimi var. Neml suresi Sebe Melikesi Belkıs'tan bahseder. Ve verdiğim bir ayet kadının gayet güçlü olduğu ve başka ayetlerde ise devletinin de güçlü olduğu geçer. Bahsettiğiniz söylem bir rivayete dayanır ama Kuran'da tam tersi var. Yani, kadının yönettiği ülke gayet refah içinde. Ayrıca Hz. Aişe ordu yönetmiş. Eğer böyle bu söylem doğru olsaydı asla ordunun başına geçmezdi. (Ordu ile devlet başında olması arasında pek fark yok diye dedim.) Ve bu hadis, Cemel olayında Hz. Aişe'yi saf dışı bırakmak için uydurulmuştur. Kuran'da yasaklanmayan her şey serbesttir. Yani kadın devlet başkanı da olur, asker de doktor da. (Kadınların sokağa bile çıkamadığı ülkelerin refah seviyesi de bu hadisi yalanlıyor bence.)
@abdurrahmanguner476811 ай бұрын
Teşekkür ederim Mehmet okuyan Hocam sağ olun var olun sağlıkla kalın.
@hilalkuzucu26542 жыл бұрын
Çok teşekkürler bu şekilde bizleri aydınlattığıniz için
@zemamusayeva18472 жыл бұрын
Allah razı olsun sizden
@raziyearpc7662 жыл бұрын
Hocam iyiki varsın
@azra_ozdemir2 жыл бұрын
Allah'a olan güven ile ilgili de bir ders yaparsanız çok sevinirim..
@ibrahimay1243 ай бұрын
❤❤❤❤
@melehatcelik410311 ай бұрын
💚💚💚
@songularslanyildiz3002 жыл бұрын
İyi akşamlar çok güzel anlatınız ağzınıza sağlık Bir de miras paylaşımında kadına bir erkeğe iki pay düşüyormuş onu da açıklar mısınız niye öyle?
@serkankarakas47512 жыл бұрын
kadın evlendiği zaman eşindende 1 pay aldığı için böyle olduğunu okumuştum sonuçta babadan 1 pay kocadan 1 pay sonuçta ikiside eşitleniyor erkek sadece kendi babasından 2 pay alıyor mehmet hocada inşallah bununlailgili program yapar onun bilgisi şüphesiz daha net olur. saygılar
@songularslanyildiz3002 жыл бұрын
@@serkankarakas4751 evet onu hep söylüyorlar ama kadın evlenmezse tek pay ile kalacak artı erkek evlendiği zaman eşinden de bir pay oda alıyor fakat paylar eşit olmayabilir…. Yani Allah böyle istemişse şüphesiz vardır bir güzelliği ama bütün insanlar böyle düşünmüyorlar…
@sumeyyeaysesen347811 ай бұрын
@@songularslanyildiz300Bu durum şöyle: Erkekler sorumlu oldukları kadınların ve çocuklarının geçimini sağlamalıdır. Nisa Suresi 34. Ayetin " ...mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler, kadınların koruyucusudur..." kısmı bunu doğrular nitelikte (Bu ayetin tefsirini okuyabilirsiniz Mehmet Okuyan'dan). Ayrıca Nisa 11'de "Ölenin çocuğu varsa, ana babasından her birinin mirastan altıda bir payı vardır. " Burada kadın ve erkek aynı oranda alır. Demek ki çocuklar arasında cinsiyete bağlı miras farkının sebebi; erkeğin mehir ödemesi, ailesini geçindirme gibi zorunlulukları olduğu anlaşılır. Dediğiniz gibi kadın evlenmese bile burada mağdur olmaz. Çünkü erkekler eş hayatı yaşamadan boşansalar bile verdikleri mehrin ancak yarısını alabilir. Ama tek kuruş almamaları tavsiye edilir. (Ayeti hatırlayamadım ama Nisa suresinde olmalı.) Bekarsa, gerektiğinde annesi ve kız kardeşlerine bakmalı gibi sorumlulukları var.
@davutdavut11732 жыл бұрын
Hoca İsra 1.ayet doğru meal.subhan ki bir gece karanlıkta olanlara ayetlerimizden gösterip aydınlığa çıkaralım diye kulunu gece mescidi haramdan çevresini mübarek kıldığımız mescidi aksaya yöneltti.
@zerfekermova2 жыл бұрын
Efendim şimdi bazılari Anne sutu deposu yaratmış dondurub veriyolar. O zaman dunyada ne kadar kardeşler oluyo sonuçda 1 depodam sut içen ne kadar insanlar oluyo. Yanlışmı düşünüyorum?
@ЗульфияАмрахлы2 жыл бұрын
Çox doğru düşünürsünüz, Zərifə xanım. Bu da ayrıca böyük bir problem.
@siddikseyedahmed30482 жыл бұрын
Assalamu eleykum
@konyasporr25922 жыл бұрын
Hocam iki bölüm kadını işlemektense bölümün birini anneliğe ayırmanızı beklerdim. Nitekim Kuran kadının erkekten daha üstün olduğunu söylemese de annenin babadan üstünlüğünü hatta anneliğin çok üstün bir konum olduğunu özellikle belirtiyor. Eskiden erkek olmanın bir üstünlük göstergesi olduğu dayatılıyordu şuanda kadın olmanın üstünlük göstergesi olduğu dayatılıyor. Sonuç olarak Allah katinda üstünlüğün takvada olduğu Kuran'da açıkça görülüyor. Hucurat suresi 13. ayet (49:13)
@konyasporr25922 жыл бұрын
Kadın olmak yada erkek olmak bir seçim değildir takdiri ilahidir ancak anne baba olmak bir seçimdir ve bu seçim sonucunda insan fedakarlık yapmayı emek vermeyi göze almıştır bu sebeple kadın yada erkek olmak üstünlük göstergesi olamaz anne yada baba olmak ve bu hasletleri hakkıyla ifa etmek bir üstünlük göstergesi olabilir.
@sumeyyeaysesen347811 ай бұрын
👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻@@konyasporr2592
@rahimeertugral40902 жыл бұрын
👍👍👍👍🌹🌹🌹🌹
@mehmetocel17732 жыл бұрын
Hocam gerçekten çok problem. Örümcek kafalılar bunu çözemezler.
@ahlusunnahwaljamaahkanalma9032 жыл бұрын
DESTEKSİZ “DESTEK” MÂNÂSI VE SALAVAT “Allah ve melekleri, Peygamber'e salât ediyorlar (destek veriyorlar). Ey iman edenler! Siz de ona salât edin (destek verin) ve tam teslimiyet gösterin!” (Ahzap 56 / Mehmet Okuyan meâli) Mâlum ekibin bu ayet üzerinden yaptıkları “Bu ümmet ayetlerin içini boşalltı ” kara propagandasını mercek altına alalım; Öncelikle “Sallâ/Yusallî aleyh” fiili için “ona destek oldu/olur” manasını veren kadim bir lugat varmı diye araştırdığımızda, 1200-1300 yıllık en eski Arapça lugat ve Ğarâib ul-Kur'an eserlerinde bu manayı bulamıyoruz. O halde onlar, lugatta ve mütekaddimin ulemânın tefsirlerinde göremediğimiz bu manayı nasıl ve nereden buluyorlar? Onu da üstadlarından okuyalım; “Eldeki dilsel malzeme yeniden bir tahlile tâbi tutulup yorumlandığında, birbiriyle alakasız gibi görünen tüm kök anlam tahminleri, “destek” ortak anlamında buluşmaktadır.” (Mustafa İslamoğlu) Evet, işte böyle ! Yâni; “Salât”ın tüm muhtemel kök manalarını yeniden yorumladıktan sonra, hepsinden birer parça koparıp kavramsal tasarımı önden planlanmış bir mânâda birleştirerek, evvelde kimsenin bilmediği yeni bir anlam icad ederek...! Farazâ ayetteki salâtın manasının “Rahmet ve Dua” olmadığını, aslen destek manasında olduğunu var sayalım. O halde iddiâ sahiplerinin şu soruya cevap vermeleri gerekecektir; Allah'ı ve Müminleri anladık.Peki meleklerin Nebîye destek olmaları nasıldır, mâhiyeti nedir? “Onların desteği mânevîdir” (Yani Nebî için dua etmektir) deseler olmaz, biz haklı çıkarız. Şu durumda salâtı, fizîkî destek olarak anlayıp (ki iddialarının temeli de zaten buna dayanıyor), buna da ayetlerden örnekleme yapmaları gerekecektir. Kur’an’dan verebilecekleri tek örnek de meleklerin savaşta Nebîye yardım etmeleridir. Ancak bu misali verirlerse, bu defa da “Pegambere Kuran dışında hiçbir mucize verilmedi” iddiâları çürüyecektir. Çünkü Meleklerin savaşta düşman öldürmesi, Nebî Aleyhisselam’ın dışındakiler açısından hârikulâde olup, Peygamberin mucizesi olarak tanımlanmak zorundadır. Dolayısıyla bu noktada bir tercih yaparak, iki iddianın birinden vaz geçmeleri gerekmektedir. Diyelim ki salat için "destek” manâsı vaz' etmekte inad ederek "Peygamberin Mucizesi yoktur" iddialarından vazgeçtiler, peki bu durumda onlar açısından problem çözülmüş olur mu ? Hayır! Bu defa da şu ayetteki Meleklerin, Müminlere olan fizîki desteklerinin mâhiyetini aynı mantıkla izah etmeleri gerekecektir. “O ve melekleri sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size salât ediyor (destek veriyor). (Allah) müminlere karşı çok merhametli olandır.” (Ahzap 43 / Mehmet Okuyan) Sizce izah edebilirler mi ?! Bence zor. Ashabdan günümüze salavattan anlaşılan mana "Rahmet,İstiğfar,Dua" temelli olup, üstte geçen Ahzap 43. Ayetin son kısmında da “Müminlere karşı Rahîmdir” ifadesiyle salâtın icmâlî manası zımnen verilmiştir. Ayrıca şöyle de bir itiraz yapıyorlar; “Ne yani, Allah salavat mı getiriyor sizin dibi ?” Bunun cevâbı şudur; “Sallâ/Yusallî” fiili Allah’a nisbet edildiğinde; “Allah Nebiye Rahmet eder” Kula nisbet edildiğinde “Allah’dan Nebiye Rahmet etmesini ister” Emir olarak geldiğinde ise “Sizde Nebî için Allah'dan Rahmet isteyin” yani dua edin manasına gelecektir. Çünkü Arapçada bazı fiiller vardır ki, Allah’a isnad edildiğinde kök mananın bir yüzü, kula nisbeti halinde öbür yüzü anlaşılır. Hattâ aynı mana bile anlaşılsa mâhiyetleri çok farklı olacaktır. Allah'ın bilmesi, görmesi, işitmesi gibi örneğin. Bunun bir misâli “Tâbe”fiilidir; Bu fiil, Allah’a nisbeti halinde "tevbeyi kabul etti", kula nisbet edildiğinde "tevbe etti" anlamı kazanır. Salat etmek de aynı şekildedir; Rahmet eder/Rahmet ister. Emir halindeyse; Onun için Allah'dan Rahmet iste/isteyin! Bir saçma iddiaları da şudur ; "Salât edin emrinin 'destek olun' manasına geldiğini unutturdular ki, Nebînin misyonuna hizmet noktasında zahmete girip de, fiilen birşeyler yapmak zorunda kalmasınlar!" Bu aslında iddiadan öte komik ve basit bir iftirâdır. Çünkü böyle bir tarihsel anlam yok etme operasyonu, aklen imkansıza yakındır. Ayrıca da son derece gereksizdir. Zira öte tarafda Cihad'ı, İslamâ yardımı ve Emri bil maruf-nehyi anil münkeri açıktan emreden ayetler, bu destek talebini zaten aliyyul âla karşılamaktadırlar.! Tarihsel delil olarak da, yazıt bilimi açısından bir alıntı ile meseleyi kapatalım. * - “Bizim "salavat getirmek" diye tesmiye ettiğimiz bu cümle kalıbı İslam'ın erken devrinden günümüze kadar geldi. ilk yazılı kaydı, Hicri 71 yılına tarihlenen bir mezar taşında bulunmaktadır: l آن اعظم مصائب اهل الاسلام مصیبتهم بالنبي محمد صلى الله علي " İslam halkının en büyük felaketi Muhammed peygamber('in ölümü) iledir. Allah onu kutsasın (ṣallā ʾl-lāhu ʿaleyh)" Yine tam tarihi bilinmeyen ama epigrafik özelliklerine bakılarak İslam'ın ilk yıllarına ait olduğu belirlelen bir kaya yazıtında şöyle geçer: l صلا الإله ومن يحف بعرشه والطيبون على المبارك أحمد "Tanrı ve O'nun arşını kuşatmış olanlar; tayyibler(melekler), mubârek Ahmed'i kutsasınlar" Bu yazıt, hemen farkedileceği gibi Q 33-56'ya atıf yapıyor ve ilk muhatapların ilgili ayeti nasıl anladıklarını ortaya koyuyor. Erken İslam devrine ait daha onlarca örnek vardır. Ayrıca ki artsüremli bir inceleme yapıldığında ṣalāt صلاة kelimesinin Eski Arapçada ve hem de onun bağlı olduğu Sami dil ailesinde "dua" anlamında geldiği görülmektedir. Bu gün İslam öncesi Eski Arapça dillerinde yazılmış 40.000 den fazla yazıt keşfedilmiştir ki bu yazıtlarda ṣalāt, dua anlamında kullanılıyor. Dolayısıyla 9. yüzyıl İslam alimlerini mesnedsizce suçlayarak işin içinden çıkan arkadaşlar, malesef epigrafik kanıtlardan habersizler." -*(Alıntı bitti) "Ben yanında anıldığımda, bana salât etmeyen kimsenin burnu sürtülsün!" (Tirmizi, Da'avat 110) Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed. Allah'a emanet olun, dualarınızı eksik etmeyin. Üveys Aki
@humeyrauluyurt2 жыл бұрын
İnşallah bekliyorum istifade ediyorum Allah razı olsun yalnız özeleştiri yapacağım Mehmet Okuyan hocaya Bazen uslubu çok agresif oluyor bu biraz Karadenizli oluşundan ve birde akdemisyeikten mi geliyor ne böyle arada bı benlik "enaniyet" giriyor ben bilirim havası var gibi bu benim fikrim. Yanlış analiz ettiysem özür dilerim
@humeyrauluyurt2 жыл бұрын
@Ayşegül Güler ben kötü demiyorum zaten duam inşallah akibeti dünürü gibi olmaz
@umt962 жыл бұрын
jaho gör bunu
@hakancan42822 жыл бұрын
utanmadan yalan söyluyor
@serdalkalender12272 жыл бұрын
Sana zahmet olmazsa söylediği ayetlerin karşısında ayetler varsa o ayetleri ya da ayetlerin başka anlamlı şeklini paylaşırsan senin doğrularını öğrenmiş oluruz.Hariçten desteksiz konuşmak olmaz.
@ismailkok65972 жыл бұрын
Sizin gibi aydın alimlerin çoğalması dileğiyle
@semamingir84202 жыл бұрын
Delilin ayetmi hurafe rivayetleri işinize geldiği gibi yorum yapamayız