Рет қаралды 2,081
Sofon'un Avustralya'da sıkışmış kalmış insanlara söylediği bir söz vardı, o sözü sizinle paylaşmayı unutmuşum. Şöyle diyordu Sofon:
'Tutturmuşsunuz yaşam hakkı kutsaldır, insan hakları kutsaldır. Hayır, yaşamak hak değil ayrıcalıktır! Bunu önce kafanıza sokun. İyice şımarmışsınız, kendinizi bi şey zannediyorsunuz! Yaşamak bir lükstür! Hele cennetten bir köşe gibi olan sizin gezegeninizde yaşamak en büyük lükstür! Bunların hiçbirinin kıymetini bilmiyorsunuz siz, şuursuzlar! Sizi şükürsüzler! Sizi gafiller! Ancak birbirinizi öğütüyorsunuz, daha bir bile olamamışsınız! Ufacık çıkar hesaplarınızda ve hırslarınızda boğuluyorsunuz, ortak bir vizyonunuz, geleceğe dair düzgün bir teknolojik atılım planınız, stratejiniz, uzun vadeli bir bakış açınız, doğru düzgün hiçbir şeyiniz yok!! Sonra utanmadan yaşam hakkı. Yok sizin yaşamaya hakkınız. Hayatta kalabilmek bir lükstür, çelik gibi irade, strateji, vizyon, temkin, sabır, öngörü gerektirir. Sizde bunların ne kadarı var?!'
Tam böyle demiyor da ben biraz genişletip yorumladım.
Blue Space gemisinde neler oluyor?
Dördüncü boyut fragmenti hareket ediyor ve 4. boyut ile ilgili araştırmalar yapmaya başlıyorlar. Teleskop gibi bir araçla 3. boyuttan 4. boyuta açılan bir portaldan öbür tarafa teleskop uzatıyorlar. Orada inanılmaz bir obje görüyorlar:
Dev bir evlilik yüzüğü düşünün, 100 km çapında ve 20 km kalınlığı var. Tabii bu 3. boyuttan görülebilen boyutların büyüklüğü.
Bu yüzük insanlığın dördüncü boyutta gördüğü ve karşılaştığı ilk obje. İnsanların 4. boyutta rastladığı ilk yüksek teknoloji medeniyeti!
Dikkatle bakınca daha uzaklarda bunun gibi yüzden fazla obje görüyorlar ve şok oluyorlar. Bunların bazısı piramit gibi, bazısı top gibi, bazısı silindir, bazısı haç şeklinde...
Araştırma yapmak için hemen bir minik uzay aracı ile portaldan 4. boyuta geçiyorlar.
4. boyutta tamamen kör gibi oluyorlar. Çok uzun saatler boyu yolculuk yapıyorlar. Uzun zaman sonra yüzüğü ufacık nokta gibi görüyorlar. Sonra yola devam edince yüzük birden devleşiyor. Yüzükle, yani bu esrarengiz cisimle iletişime geçiyorlar.
Yüzüğe girmek mümkün değil, içinde neler var görmek erişmek mümkün değil.
Bitmap'ler ile yüzükle iletişime geçiyorlar: Asal sayılar. 2 3 5 7 11 13 vs. Yüzükten yanıt geliyor, bir sürü rakamla yanıt veriyor yüzük.
Aynı asal sayılar tekrar ediyor, bu kısım YOU yani SEN veya SİZ demek. Sonra bir sürü bir sürü rakam, HERŞEY anlamına gelen.
'Sizin hakkınızda herşeyi bilmek istiyorum' demek istediğini anlıyorlar.
İnsanlar Ring'e Rosetta Sistemini veriyorlar. Uzaylar için insanlığa giriş veri tabanı bu. İçinde 2 milyon doküman var, dünyanın bütün dilleri, tarihi, insanlığın tarihi vs.
64... 63.... Geri sayım yapıyor, 2 milyon dokümanı hızla tarıyor bu yüzük. Geri sayıma Arapça ve farklı dillerde devam ediyor. Saniyeler içinde hepsini çözüyor ve onlarla Çince yazışmaya başlıyor yüzük. Yüzükle olan diyalog şu şekilde gelişiyor:
Ben bir mezarım.
Ne demek mezar? Kimin mezarı?
Benim yaratıcılarımın mezarı.
Sen nesin? Bir yıldız gemisi misin?
Evet. Ama ölü bir yıldız gemisiyim. Öldüm ben.
Sen bu geminin yapay zeka sistemi misin?
Cevap vermiyor ama Evet olduğunu tahmin ediyorlar cevabın. Ben mezarım diyor.
Nereden geldin?
Çook uzaklardan.
Burası neresi?
Burada her yer mezarlık.
Neden buradasınız?
Çünkü burası son kalan su birikintisi.
Nereden geldiniz?
Uçsuz bucaksız okyanuslardan.
Neden geldiniz?
Okyanus kurudu. Önce göl oldu, sonra havuz oldu, şimdi de küçük bir su birikintisi kaldı. Bütün balıklar ömrümüzün son anlarını geçirebilmek için mecburen bu su birikintisine hapsolduk.
Okyanusu kim kuruttu?
Bazı balıklar okyanusu yok etmeden önce karaya çıktılar, karada yaşamayı öğrendiler, kendilerini evrimleştirdiler. Artık karada yaşayabildikleri için de okyanusu kurutmakta bir sakınca görmediler. Düşmanlarını bu yolla acımasızca öldürüyorlar.
Buradan çok önemli dersler çıkarıyoruz: 4. boyutta yaşayan üstün teknolojili uzaylı yaşam formları, kendilerini 3. boyutta yaşayabilmek için adapte ediyorlar. Evrim geçiriyorlar. Kendileri buraya adapte olmayı tamamlayınca da düşmanlarını yok etmek için 4. boyutu toptan kurutuyorlar. Bir çeşit BOYUT KATLİAMI bu. Eğer 4. boyut dev bir okyanus ise, bu okyanusu kuruyorlar. Ve bu da düşmanları için kullandıkları en büyük silah! Düşmanları üç boyutta yaşamayı öğrenemeyecekler, zamanları yok. Bu yüzden ölecekler.
İşte YÜZÜK de böyle bir yaşam formu, uzay gemisiymiş meğerse. Son anlarını yaşıyor. Katliama uğrayan belki de binlerce 4. boyut medeniyetinden sadece biri bu.
Dördüncü boyut daralıyor, kuruyor, (çürüyor) sonuç olarak yüzük de (diğerleri de) yok oluyor.
Evrende aşırı zeki, aşırı teknolojisi yüksek tanrısal güçlere sahip bir sürü varlıklar ve medeniyetler var. Bunlar köpek balıkları gibiler, çok acımasızlar. Bunların ellerinde bizim hayalimizi çok çok aşan teknolojiler mevcut. Bunları anlamaya ne aklımız, ne algılarımız yetiyor.