Рет қаралды 108
Mesihteki yeni yaratılış kimliğimize adım attığımızda, zamanın dokusunun değiştiğine tanık oluruz. Maddi alemde alışık olduğumuz katı ve doğrusal-lineer zaman akışı, manevi alemin eşiğinde adeta eriyip gider.
Burada, geçmiş, şimdi ve gelecek iç içe geçer; sanki zamansızlığın sonsuz okyanusunda adeta yüzeriz veya ahenk ile dans eder gibiyizdir
Geçmiş şimdi ve geleceğin iç içe geçtiği bu manevi boyutta, Yaradanın zaman algısının bizim realitemizden çok farklı olduğunu görürüz. Tıpkı (2.Petrus 3:8)'de ifade edildiği gibi, 'Rab'bin gözünde bir gün bin yıl, bin yıl bir gün gibidir'.der…
Bu ayet mana boyutunda zamanin esnekliğini ve göreceliğini muhteşem bir şekilde özetler.
Ve bu yeni boyutta, tüm kaygıların yerini şu anın kutsal huzuru alır.
Ve Mana yolumuzda ilerledikçe de, hayatımızdaki senkronizitasyonlar yani mantığın ötesinde anlamlı tesadüfler sıklaşır. Tam ihtiyacımız olan anda, doğru insanlar, fırsatlar ve olaylar karşımıza çıkar.
Bu ilahi koreografi, bizi Kutsal Yazılar'daki önemli bir hakikate götürür: "Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın doğru bir zamanı vardır." (Vaiz 3:1)...