Allah razı olsun sayın hocam çok güzel anlatmışsınız Allah sizden razı olsun
@giyasettinagada3302Ай бұрын
Allah emeklerinizi ahirette karşınıza çıkarsın inşallah Allah razı olsun sizden iyi faydalanıyorum hocam ne kadar sakin anlatıyorsunuz
@rifatturgut14174 жыл бұрын
Allah kendisini anlatanların adedini ve keyfiyetini arttırısın...
@ozgulcanatar24665 жыл бұрын
Allah ebeden razı olsun
@yasarberk20525 жыл бұрын
Yuce Rabbim Ebeden Daima Razi olsun insallah saygideger Muhterem Hocam
@beratergen56044 жыл бұрын
Cenabı Allah ebeden daima razı olsun bizlere de anlamayı algılamayı hattımıza taşımayı Allah ın kelamını yaymak bizlerde nasip eylesin inşaallah Amin ecmain ya erhame rahmin ya zelcelali vel ikram 🕋🤲📗
@eminbeydemir96362 жыл бұрын
MAŞALLAH muhteşem anlatım
@osmantekin90414 жыл бұрын
Ağzına gönlüne sağlık Allah razı olsun yolun açık olsun az bile söylüyorsunuz
@enginzengin90374 жыл бұрын
Allah razı olsun abim
@nuryolununyolcusu5 жыл бұрын
Allah razı olsun canım abicim ☆
@tellalltv3 жыл бұрын
Masallah ibrahim canan kutuphanesi
@giyasettinagada3302Ай бұрын
Evet maşallah çok güzel misallerle anlatıyorsun maşallah
@kzmcmn9 жыл бұрын
Allah razı olsun .
@giyasettinagada3302Ай бұрын
Maşallah çok güzel anlatmışsın hocam
@fuad4715 жыл бұрын
Maşallah
@izzetcakmak84344 жыл бұрын
Hocam cenab-ı hak hayvanlara kendilerini koruması için silahlar verilmiş yani(yılana zehir, kaplumbağa ya zırh verilmiş ila ahir) sorum şu insanında en büyük silahı acz,fakr,dua diye bilirmiyiz.?
@Nurpenceresi4 жыл бұрын
Üstad Hazretleri birkaç yerde insanın eline verilen silah-ı insaninin cüz'i ihtiyari olduğunu ifade eder: "Halbuki o cüz-i ihtiyarî denilen silah-ı insanî hem âciz hem kısadır. Hem ayarı noksandır. İcad edemez, kesbden başka hiçbir şey elinden gelmez. Hâşiye: İman, o cüz-i ihtiyarîyi, Allah namına istimal ettirip her şeye karşı kâfi getirir. Bir askerin cüz’î kuvvetini devlet hesabına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görmesi gibi." (On Yedinci Söz) "Ve bu altı cihetten gelen dehşetlere karşı bana nokta-i istinad ve silah-ı müdafaa olacak, cüz’î bir cüz-i ihtiyarîden başka bir şey elimde yok. O hadsiz a’da ve hesapsız muzır şeylere karşı tek bir silah-ı insanî olan o cüz-i ihtiyarî hem nâkıs hem kısa hem âciz hem icadsız olduğundan, kesbden başka bir şey elinden gelmez. Ne geçmiş zamana geçebilir, tâ ondan bana gelen hüzünleri sustursun ve ne de istikbale hulûl edebilir, tâ ondan gelen korkuları men’etsin. Geçmiş ve geleceklere ait emellerime ve elemlerime faydası olmadığını gördüm." (Yirmi Altıncı Lem'a) Kader Risalesinin İkinci Mebhasının sonunu ise şöyle bağlar: "Elhasıl: Ey insan! Senin elinde gayet zayıf fakat seyyiatta ve tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet kısa, cüz-i ihtiyarî namında bir iraden var. O iradenin bir eline duayı ver ki silsile-i hasenatın bir meyvesi olan cennete eli yetişsin ve bir çiçeği olan saadet-i ebediyeye eli uzansın. Diğer eline istiğfarı ver ki onun eli seyyiattan kısalsın ve o şecere-i mel’unenin bir meyvesi olan zakkum-u cehenneme yetişmesin. Demek dua ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; istiğfar ve tövbe dahi meyelan-ı şerri keser, tecavüzatını kırar." (Yirmi Altıncı Söz) Acz ve fakrdan Yedinci Sözde insanın iki yarası olarak söz edilir: "Ve o iki yara ise birisi müz’iç ve hadsiz bir acz-i beşerî; diğeri elîm, nihayetsiz bir fakr-ı insanîdir..." "Ve o iki ilaç ise biri sabır ile tevekküldür. Hâlık’ının kudretine istinad, hikmetine itimattır. Öyle mi? Evet, “Emr-i kün feyekûn”e mâlik bir Sultan-ı Cihan’a acz tezkeresiyle istinad eden bir adamın ne pervası olabilir? Zira en müthiş bir musibet karşısında اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ deyip itminan-ı kalp ile Rabb-i Rahîm’ine itimat eder. Evet ârif-i billah, aczden, mehafetullahtan telezzüz eder. Evet, havfta lezzet vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse: “En leziz ve en tatlı haletin nedir?” Belki diyecek: “Aczimi, zaafımı anlayıp validemin tatlı tokadından korkarak yine validemin şefkatli sinesine sığındığım halettir.” Halbuki bütün validelerin şefkatleri ancak bir lem’a-i tecelli-i rahmettir. Onun içindir ki kâmil insanlar, aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberri edip Allah’a acz ile sığınmışlar. Aczi ve havfı, kendilerine şefaatçi yapmışlar. Diğer ilaç ise şükür ve kanaat ile talep ve dua ve Rezzak-ı Rahîm’in rahmetine itimattır. Öyle mi? Evet, bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevvad-ı Kerîm’in misafirine fakr u ihtiyaç, nasıl elîm ve ağır olabilir? Belki fakr u ihtiyacı, hoş bir iştiha suretini alır. İştiha gibi fakrın tezyidine çalışır. Onun içindir ki kâmil insanlar, fakr ile fahretmişler. Sakın yanlış anlama! Allah’a karşı fakrını hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrını halka gösterip dilencilik vaziyetini almak demek değildir." Selam ve dua ile...
@zehrabas86943 жыл бұрын
Nur penceresi adı altındaki sayfanizda abone olun yazıyor tiklayincada ücret istiyor anlamadım aciklayabilirmisiniz LÜTFEN.
@Nurpenceresi3 жыл бұрын
Kıymetli kardeşim abone olup kanalımızı takip etmek videolarımızı izleyip istifade etmek tamamen ücretsizdir. Ayrıca katıl butonu vardır. Bu butona tıklayan kardeşlerimiz dilerse kanalımıza maddi destekte bulunabiliyor.