Рет қаралды 1,214
Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri, uluslararası komünist ve işçi hareketi, TKP’nin kurucusu, ilk başkanı, büyük enternasyonalist, ateşli yurtsever, dünya komünist hareketinin önde gelen militanlarından, halkın yiğit evladı Mustafa Suphi’yi doğum gününe tekabül eden bu günde anıyorlar.
Mustafa Suphi, 7 Şubat 1883’de Giresun’da doğdu. Tüm yaşamı boyunca halkının ulusal ve sosyal kurtuluşundan başka hiçbir şey düşünmeyen bu büyük devrimci, partimizin öteki 14 yöneticisi ile birlikte, Türk gerici burjuvazisinin canavarca planıyla 28/29 Ocak 1921 gecesi öldürüldü.
Mustafa Suphi’nin, Marksizm-Leninizm ülkülerine bağlanması, politik kişiliğinin olgunlaşması, ülkenin o dönemdeki sosyal, ekonomik, politik gelişme süreçleriyle, uluslararası durumdaki eşsiz değişimlerin yarattığı devrimci ortamla sıkı sıkıya bağlıdır. O, Osmanlı despotizmine, feodalizme ve sömürgeciliğe karşı devrimci-demokrat bir önder olarak savaşıma atıldı.
1908 Jöntürk burjuva devriminin eleştirisini, Çarlık Rusyası’nda sürgündeyken tanıştığı Bolşeviklerin devrimci deneyimi ve Leninci teoriyle birleştirdi. Çağımızın Marksizm’i olan Leninizm’in ateşli bir yandaşı oldu. Mustafa Suphi, İttihat ve Terakki Partisi’nin ve öteki partilerin halk düşmanı politikalarını eleştirdi ve işçi sınıfının, emekçilerin kurtuluşu için devrimci teoriyle silahlanmış bir proletarya partisinin zorunluluğu üstüne Leninci görüşü benimsedi.
Mustafa Suphi’nin bundan sonraki tüm yaşamı, Leninci idelerin ve kuruduğu TKP aracılığı ile işçi sınıfının utkusuna, ülkesinin, halkının kurtuluşuna adanmıştır. O, tanık olduğu Büyük Oktobr Devrimi’nin savunulmasına silah elde katıldı, ulusal kurtuluş savaşımızın utkusu için eşsiz görevler yerine getirdi. Mustafa Suphi, halkının mutlu geleceği uğruna atıldığı onurlu savaşta can verdi.
Mustafa Suphi, Osmanlı İmparatorluğu’nu Alman emperyalizminin peşi sıra savaşa sokan, anayasacı monarşist burjuvaziye, Enver Paşa ve ortaklarına karşı savaştı. O, sosyalizmin barış demek olduğunu Büyük Oktobr Devrimi’nin daha ilk gününden kavradı. Mustafa Suphi, Türkiye’de sosyal devrimin gerçekleşmesini, ulusal kurtuluş savaşının utkuya ulaşması amacıyla organik bir biçimde bağladı. Kurtuluş savaşının utkuya ulaşmasının devrimci yolunu çizdi, kendi partisinin önderliğinde işçi sınıfının bu savaştaki rolünü aydınlattı. Mustafa Suphi, dış politikada Türk-Sovyet dostluğunu, içerde, tüm ulusal güçlerin tek cephesini, Anadolu devrimini derinleştirmenin temel koşulu sayıyordu.
Mustafa Suphi’nin liderliğindeki Türkiyeli komünistler 1918’de Türk Sosyalistleri Kongresi’ni toplamış; aynı yıl Müslüman Komünistler Kurultayı’na, 1919’da Komünist Enternasyonal 1. Kongresi’ne, 1-8 Eylül 1920’de Bakü’de Doğu Halkları Kurultayı’na aktif olarak katılmışlardı. 1891 delegenin katıldığı bu Kurultay’da Türkler, 235 kişiyle en kalabalık delegasyondu.
Mustafa Suphi, 10 Eylül 1920’de dağınık komünist grupları tek bir parti çatısı altında, Marksizm-Leninizm ve Proletarya Enternasyonalizmi temelinde birleştirdi. 10-16 Eylül 1920 tarihleri arasında yine Bakü’de toplanan Türkiye Komünist Teşkilatı’nın Birinci Kongresi’nde Türkiye Komünist Fırkası Programı delegelerce kabul edilerek TKP kuruldu.
İyi ki doğdun Suphi Yoldaş!
Partin TKP, işçi sınıfımızın en büyük, en değerli yapıtıdır. Ulusal kurtuluş savaşımızın ateşleri içinde, Büyük Oktobr Devrimi’nin dolaysız etkileri altında kurduğun partin, işçi sınıfının, halkın, barış, ulusal bağımsızlık, demokrasi ve ilerleme savaşları içinde çelikleşti.
Şimdi yoldaşlarının önünde Leninci Parti birliğini pekiştirmek, yaraları sarmak, kadroları korumak ve yeni bir atılıma geçmek görevi duruyor.
Mustafa Suphi’nin partisi, önüne koyduğu tüm politik ve örgütsel, ideolojik sorunları çözme görevlerini yerine getirecek güçtedir.