Neden Cuma Namazı Kılmıyoruz? | Halis Bayancuk hoca

@MrPalmiye 3 ай бұрын

ALLAH ıslah etsin

@user-pp5rz6lu8o 5 ай бұрын

Allah ıslah etsin

@aliyazici8698 3 ай бұрын

Şeytanın şerrinden Allaha sığınırım. Bir zamanlar Aczimendilerde böyle söylerdi

@hasandogan1256 Ай бұрын

Allah cc şerlerden muhafaza etsin Allah cc ıslah etsin

@Subhanallah.Elhamdullillah 3 ай бұрын

LA ILAHE ILLALLAH MUHAMMEDUN RESULLULLAH

@Apocelal 6 ай бұрын

Peygamber hicret etmeden medinenin konumu ile şu an ki ülkemizin konumu arasında pek fark yok zaten. Eğer peygamber mekkedeyken cuma farz olmuş ve medinede ki müslümanlar cuma namazının farziyetini yerine getiriyorlarsa bugün dünyanın bir çok yerinde cuma namazının eda edilmesi gerekir avrupa ve türkiye de buna dahil.

@eminluleci 5 ай бұрын

Cuma günleri zuhr-ı âhir (âhir zuhr, son öğle) denilen namazın kılınması zaruret sebebiyle kabul edilmiştir. Çünki Cuma namazının sahih olabilmesi için, namazın kılındığı yerin şehir olması, namazı sultanın veya nâibinin kıldırması gibi şartların yanında, bu namazın bir beldede tek bir câmide kılınması gerekir. Bunun için Anadolu’da Cuma namazları şehir ve kasabaların Câmi-i Kebîr (Ulu Câmi) adı verilen en merkezî büyük câmiinde kılınırdı. Rivâyete göre, İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe, Cuma günleri Dicle üzerindeki köprüyü kaldırtır, böylece Bağdad iki şehir hâlini alarak her birinde Cuma namazı kılınırdı. Sonraları şehirlerin büyümesi ve müteaddid câmilerde Cuma namazı kılınmaya başlanması üzerine ulemâ Cuma namazının sahih olmaması tehlikesine binâen o günki öğlenin farzı yerine geçecek “zuhr-ı âhir” adıyla dört rek’atlık namaz kılınmasını ictihad etmiştir. Dârülharbde Cuma namazı farz olmamakla beraber Müslümanlar toplanıp kılarsa, sahih olur. Bunu da özürsüz terk etmek câiz olmaz. (İbn Âbidîn). Kendi kafanızdan fetva vermeyin, âlimlerin sözüne bakın. Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, (Kur'anı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi toprak kabul eder, hangi gök gölgeler?) buyurdu. (Şira) Dindeki dört delil, müctehid âlimler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür; çünkü biz, âyetten ve hadisten hüküm çıkaramayız. Bunun için, mezhebimizin bir hükmü, nassa yani âyet veya hadise uymuyor gibi görünse de, mezhebimizin hükmüne uyarız. Çünkü nass, ictihad isteyebilir, tevil edilmesi gerekebilir, nesh edilmiş olabilir. Bunları da ancak müctehid âlimler anlar. Bunun için tefsir ve hadis değil, nakli esas alan fıkıh kitaplarını okumak gerekir. (Berika s.94) Müctehid olmayan din adamı, okuduğu hadisten kendi anladığına uyarak amel edemez. Müctehidlerin âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden anlayarak, verdikleri fetva ile amel etmesi gerekir. Takrir kitabında da böyle yazılıdır. Böyle yapmazsa, vacibi terk etmiş olur. (Kifaye) (Kur’an’a ehliyeti olmadan mânâ veren, Cehennemde azap görecektir.) [Tirmizî] (Kur’anı kendi görüşüyle açıklayan, verdiği mânâ doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [Nesai] Bir kimse, kendi görüşüne göre Kur'an-ı kerime mana verse, verdiği mana doğru olsa da, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata etmiş olur. Verdiği mana yanlış ise kâfir olur. (Berika) Hadis kitaplarından, hadis nakletmek için, hadis âlimlerinden icazet almış olmak gerekir. Hadis-i şeriflerin de sahih olup olmadığını bilmeden, sahih bir hadis-i şerifi bile söylemek günah olur. Böyle kimsenin hadis-i şerif okuması caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bilmediği sözü hadis olarak söyleyen, Cehennemde azap görecektir) buyuruldu. Onun için âlim olmayan kimsenin hadis-i şerif okuyup anladığı ile amel etmesi caiz olmaz. (Berika)

@Semra-fc2tp 6 ай бұрын

SALLALAHÜALEYHI. VESELLEM 🤲☝️❤️🌹

@aynurkaya8256 3 ай бұрын

Yorumlarda herkes kılıp kılmamanızla ilgilenmiş , Ben daha ziyade ne zaman kılacağınızı hangi şartlar sağlanırsa kılacağınızı merak ediyorum ? Sorumu görüp cevaplarsanız sevinirim

@delibas7507 4 ай бұрын

Sen böyle devam et kardeş.

@hilmiyildirim6791 6 күн бұрын

Doğruya doğru

@user-sb3ho8kk3r 6 ай бұрын

Yasiyorum gitmem gerekmiyormu

@vatansever2637 6 ай бұрын

Hocam bu konuyu tam anlayamadin biraz daha acarmisiniz konuyu ???

@user-cw7qz9bn2q 6 ай бұрын

EezakAllahu xayran

@elvin0010 3 ай бұрын

Salam Əleykum hocam . Sizinle nasıl yüz yüze görüşe bilirim ? Sizin hubelere nasıl gele bilirim ?

@izzetkurt9562 Ай бұрын

Allah islah etsin

@user-eo6uf6dz7r 3 ай бұрын

Hocama bir sorum var nerden ulaşabilirim lütfen

@dundartomar6229 5 ай бұрын

Sohbetleriniz nerede yapılıyor hocam

@nailorhan44 6 ай бұрын

??????

@cihantekintangac9498 3 ай бұрын

Hocam sizi çok seviyorum sayenizde içim çok ferahliyo Kur'an'ın turkce mealini okuyup bitirdim hatmetmis oluyormuyum

@aliafsar8747 6 ай бұрын

❤

@Furkansahinerr 5 ай бұрын

Bu video biraz özet olmuş bahsettiği; cumaya gelene kadar bir sürü konu var dediği konuları izlemenizi tavsiye ederim 👍🏻

@eminluleci 5 ай бұрын

Cuma günleri zuhr-ı âhir (âhir zuhr, son öğle) denilen namazın kılınması zaruret sebebiyle kabul edilmiştir. Çünki Cuma namazının sahih olabilmesi için, namazın kılındığı yerin şehir olması, namazı sultanın veya nâibinin kıldırması gibi şartların yanında, bu namazın bir beldede tek bir câmide kılınması gerekir. Bunun için Anadolu’da Cuma namazları şehir ve kasabaların Câmi-i Kebîr (Ulu Câmi) adı verilen en merkezî büyük câmiinde kılınırdı. Rivâyete göre, İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe, Cuma günleri Dicle üzerindeki köprüyü kaldırtır, böylece Bağdad iki şehir hâlini alarak her birinde Cuma namazı kılınırdı. Sonraları şehirlerin büyümesi ve müteaddid câmilerde Cuma namazı kılınmaya başlanması üzerine ulemâ Cuma namazının sahih olmaması tehlikesine binâen o günki öğlenin farzı yerine geçecek “zuhr-ı âhir” adıyla dört rek’atlık namaz kılınmasını ictihad etmiştir. Dârülharbde Cuma namazı farz olmamakla beraber Müslümanlar toplanıp kılarsa, sahih olur. Bunu da özürsüz terk etmek câiz olmaz. (İbn Âbidîn). Kendi kafanızdan fetva vermeyin, âlimlerin sözüne bakın. Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, (Kur'anı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi toprak kabul eder, hangi gök gölgeler?) buyurdu. (Şira) Dindeki dört delil, müctehid âlimler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür; çünkü biz, âyetten ve hadisten hüküm çıkaramayız. Bunun için, mezhebimizin bir hükmü, nassa yani âyet veya hadise uymuyor gibi görünse de, mezhebimizin hükmüne uyarız. Çünkü nass, ictihad isteyebilir, tevil edilmesi gerekebilir, nesh edilmiş olabilir. Bunları da ancak müctehid âlimler anlar. Bunun için tefsir ve hadis değil, nakli esas alan fıkıh kitaplarını okumak gerekir. (Berika s.94) Müctehid olmayan din adamı, okuduğu hadisten kendi anladığına uyarak amel edemez. Müctehidlerin âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden anlayarak, verdikleri fetva ile amel etmesi gerekir. Takrir kitabında da böyle yazılıdır. Böyle yapmazsa, vacibi terk etmiş olur. (Kifaye) (Kur’an’a ehliyeti olmadan mânâ veren, Cehennemde azap görecektir.) [Tirmizî] (Kur’anı kendi görüşüyle açıklayan, verdiği mânâ doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [Nesai] Bir kimse, kendi görüşüne göre Kur'an-ı kerime mana verse, verdiği mana doğru olsa da, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata etmiş olur. Verdiği mana yanlış ise kâfir olur. (Berika) Hadis kitaplarından, hadis nakletmek için, hadis âlimlerinden icazet almış olmak gerekir. Hadis-i şeriflerin de sahih olup olmadığını bilmeden, sahih bir hadis-i şerifi bile söylemek günah olur. Böyle kimsenin hadis-i şerif okuması caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bilmediği sözü hadis olarak söyleyen, Cehennemde azap görecektir) buyuruldu. Onun için âlim olmayan kimsenin hadis-i şerif okuyup anladığı ile amel etmesi caiz olmaz. (Berika)

@user-zd3wz3zu4y 4 ай бұрын

Hocam seni Allah için seviyoruz

@ramazankinay4530 5 ай бұрын

Selamün aleyküm hocam Allah sizden ve tevhidi anlatanlardan razı olsun bir sorum vardı 4 yıl önce bı işim olursa iki koyun kesip dağıtacağım dedim bulunduğum şehirde fakir kimseler yok denilecek az bu adaklarimi burda kesmeyip iki adak bedelini. Başka yoksul ve hak eden din kardeşlerime göndersem olur mu bu konuda beni aydinlatirmisiniz Allah'in rahmeti ve bereketi üzerinize olsun inşaallah

@eminluleci 5 ай бұрын

Cuma günleri zuhr-ı âhir (âhir zuhr, son öğle) denilen namazın kılınması zaruret sebebiyle kabul edilmiştir. Çünki Cuma namazının sahih olabilmesi için, namazın kılındığı yerin şehir olması, namazı sultanın veya nâibinin kıldırması gibi şartların yanında, bu namazın bir beldede tek bir câmide kılınması gerekir. Bunun için Anadolu’da Cuma namazları şehir ve kasabaların Câmi-i Kebîr (Ulu Câmi) adı verilen en merkezî büyük câmiinde kılınırdı. Rivâyete göre, İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe, Cuma günleri Dicle üzerindeki köprüyü kaldırtır, böylece Bağdad iki şehir hâlini alarak her birinde Cuma namazı kılınırdı. Sonraları şehirlerin büyümesi ve müteaddid câmilerde Cuma namazı kılınmaya başlanması üzerine ulemâ Cuma namazının sahih olmaması tehlikesine binâen o günki öğlenin farzı yerine geçecek “zuhr-ı âhir” adıyla dört rek’atlık namaz kılınmasını ictihad etmiştir. Dârülharbde Cuma namazı farz olmamakla beraber Müslümanlar toplanıp kılarsa, sahih olur. Bunu da özürsüz terk etmek câiz olmaz. (İbn Âbidîn). Kendi kafanızdan fetva vermeyin, âlimlerin sözüne bakın. Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık, (Kur'anı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi toprak kabul eder, hangi gök gölgeler?) buyurdu. (Şira) Dindeki dört delil, müctehid âlimler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür; çünkü biz, âyetten ve hadisten hüküm çıkaramayız. Bunun için, mezhebimizin bir hükmü, nassa yani âyet veya hadise uymuyor gibi görünse de, mezhebimizin hükmüne uyarız. Çünkü nass, ictihad isteyebilir, tevil edilmesi gerekebilir, nesh edilmiş olabilir. Bunları da ancak müctehid âlimler anlar. Bunun için tefsir ve hadis değil, nakli esas alan fıkıh kitaplarını okumak gerekir. (Berika s.94) Müctehid olmayan din adamı, okuduğu hadisten kendi anladığına uyarak amel edemez. Müctehidlerin âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden anlayarak, verdikleri fetva ile amel etmesi gerekir. Takrir kitabında da böyle yazılıdır. Böyle yapmazsa, vacibi terk etmiş olur. (Kifaye) (Kur’an’a ehliyeti olmadan mânâ veren, Cehennemde azap görecektir.) [Tirmizî] (Kur’anı kendi görüşüyle açıklayan, verdiği mânâ doğru olsa bile, muhakkak hata etmiştir.) [Nesai] Bir kimse, kendi görüşüne göre Kur'an-ı kerime mana verse, verdiği mana doğru olsa da, meşru yoldan çıkarmadığı için, hata etmiş olur. Verdiği mana yanlış ise kâfir olur. (Berika) Hadis kitaplarından, hadis nakletmek için, hadis âlimlerinden icazet almış olmak gerekir. Hadis-i şeriflerin de sahih olup olmadığını bilmeden, sahih bir hadis-i şerifi bile söylemek günah olur. Böyle kimsenin hadis-i şerif okuması caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bilmediği sözü hadis olarak söyleyen, Cehennemde azap görecektir) buyuruldu. Onun için âlim olmayan kimsenin hadis-i şerif okuyup anladığı ile amel etmesi caiz olmaz. (Berika)

@MehmetAliKzlkaya 3 ай бұрын

Hocam bir sorum var rahatsızlıktan dolayı oruç tutamıyorum bunun için para veriyoruz bizi aydınlatırsanız sevinirim

@islama-Davet_ 3 ай бұрын

İlmi sorularınızı tevhidsoru@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.

@Tevhide.susamis.qelbler 6 ай бұрын

🤲🏻

@muhammetdursun7717 2 ай бұрын

Ağzına sağlık maşallah hocam Allah razı olsun 😂

@nextlevel2933 4 ай бұрын

Hocam Allah senden Razi olsun ❤

@muhammetdursun7717 2 ай бұрын

Kılmıyorum sebep çok

@ozkanozdemir5361 6 ай бұрын

Allah razı olsun.

@FatmaYildiz21 6 ай бұрын

Rabbim razı olsun sizden hocam

@svetlanamansirova-2380 6 ай бұрын

Allah razı olsun sizden

@Faty66592 6 ай бұрын

❤❤❤❤

@mehmettakmaz6645 6 ай бұрын

Allah razı olsun

@Akcakoca-08 2 ай бұрын

Syn Hocam ; Yalan yok videoyu izlemeye ilk başladığımda sinirlendim size ,kılmıyor olmanızı nasıl açıklayacaksınız diye açık sölim sizide fitne sandım Sonra açıklamanız o kadar mantıklı geldiki ve inandım ki gerçekten Allah bu ümmete Resulullah’a nasip ettiği gibi Cuma namazı nasip etsin Ya da artık cumaya şeriat ile yönetilen ülkelere gideceğim Dünyada Allah kimlere iman nasip ediyor ama benim ülkem nereye gidiyor Allah bu ülkeye hidayet nasip eylesin Amin Saygılar.