Söyleşi için çok teşekkür ederim. Çok merak ettiğim; elimden geldiğince takip ettiğim bir yazar Melisa Kesmez. Nohut Oda’da “Annemin Çadırı” hikayesi “benim hikayem” diyebileceğim kadar yakın yaşadıklarıma... Bu söyleşide özellikle “karakterlerin anne ve babalarını da -hikayede yer vermesem bile-düşünüyorum; özellikle orta yaşlarda ortaya çıkan tüm sıkıntılar hep gelip bu çocukluk dönemine (aileye) dayanıyor.” (Cümle tam olarak bu şekilde olmayabilir) tespiti aslında hikayelerinde hepimizin yarasına neden ve nasıl değebildiğini açıklıyor diye düşünüyorum. Tekrar teşekkürler.
@perfectrecall2 жыл бұрын
"kadın kitapları" tanımlamasından bile rahatsız olan (32:38) bir yazarla, başlığında feminizm çatısı altında olacağı belirtilmemesine rağmen söyleşi yaparken ısrarla feminist okumalar üzerinden soru sormak ve bir tür destekleyici politik cevaplar beklemek bana çok rahatsız edici geldi. en saf haliyle kadının sadeliğini de karmaşıklığını da yazdıklarıyla gösteren birini neden bir tanım altında okumaya çalışıyorsunuz? yazarın ısrarla feminizm, feminist kelimelerini kullanmayı tercih etmediğini söyleşi sırasında fark etmiyor musunuz? ısrarla tüm soruların bu çatı altında olması söyleşilerinizin genel teması mı? nohut oda sizce sadece feminist veya queer okumalarla sınırlandırılabilecek kadar sınırlı ya da yoksun bir kitap mı? yazara queer edebiyat tanımlamasını kullandırdığınızda bir rahatlama mı hissediyorsunuz? ancak o tanımlamadan sonra kitapla ilgili bir soruya geçilebilmesini tesadüf görmekte zorlanıyorum. özetle yukarıdaki sebeplerle söyleşiyi manipülatif ve saygıdan yoksun buldum. 45:00 bir daha herhangi bir söyleşide feminist okuma tanımlamasını duymak istemiyordur ben diyim :) 47:35 bu kadın neler diyor böyle dedim ama sizin için değildi melisa hanım :) nihayet kitaba dair bir eleştiriye 36:00 'da gelebildik ancak. teşekkürler yine de. melisa kesmez'i seviyorum.