Рет қаралды 2,883
Enam Suresi 108. (Onların) Allah’tan başka (değer verip) taptıklarına (hakaret edip) sövmeyin. Sonra (onlar da) cahillik ederek hadlerini aşıp Allah’a söverler. Biz her ümmete yaptıklarını böylece süslü (cazip) gösterdik. Sonunda onların dönüşleri yalnız Rablerinedir. O, onlara (dünyada) ne yapmakta olduklarını haber verecektir.
(Siz mü’minler olarak onlara yalnız İslâm’ın özellik ve güzelliklerini anlatın. İlâhlaşmış put ve tapınaklarına kötü kelime ile sövmek yerine onların batıl, şirk ve küfür olduklarını uygun ifade ile söylemek ve elbette onları yermek gerekir. Yoksa onları onaylama gafletine düşmüş olunur.)
Enam Suresi 109. Onlar, eğer kendilerine (istedikleri gibi) bir mucize gelse, mutlaka ona inanacaklarına (dair), olanca güçleriyle Allah’a yemin ettiler. (Resûlüm!) De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır.” Siz (mü’minler) farkında değilsiniz! O (istedikleri mucize) gelse (bile ümitlenmeyin), onlar, yine de iman etmezler.
Enam Suresi 110. Biz onların (kötü niyetlerinden dolayı) kalplerini ve gözlerini ters çeviririz de ‘ilk defa ona inanmadıkları gibi’ (yine inanmazlar) biz de onları, azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakırız.
(Çünkü o müşrikler, iradelerini küfre sarf etmekte ve inanmayacakları halde mahsus mucize istemektedirler.)[16] [krş. 10/96-97]
Enam Suresi 111. Eğer gerçekten biz, onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi onlara karşı (senin söylediklerine) kefil olarak toplasaydık, Allah’ın dilemesi hariç yine inanmazlardı. Fakat onların pek çoğu (bu konuda) bilgisizdirler. [krş. 6/124; 17/92; 25/21]
Enam Suresi 112. İşte böylece biz, her peygambere, insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. (Bunlar,) aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Eğer Rabbin dileseydi (imtihan için izin vermeseydi), onlar bunu yapamazlardı. Öyleyse onları iftiraları ile başbaşa bırak.
Enam Suresi 113. Bir de onlar (şeytanlar), âhirete inanmayanların gönüllerinin o (yaldızlı sözleri)ne meyletmesi, ondan hoşlanmaları ve kazandıkları kadar (günah) işlemeleri için (böyle yaparlar).
Enam Suresi 114. (De ki): “O, size Kitab’ı (her hükmüyle) açıklanmış olarak indirdiği halde Allah’tan başka bir hakem mi arayayım?” Kendilerine kitap verdiklerimiz(den yahudi ve hıristiyan âlimleri) de o (Kur’an’)ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Bu hususta sakın şüpheye düşenlerden olma!
Enam Suresi 115. Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, (her şeyi) hakkıyla işitendir, bilendir.
Enam Suresi 116. Eğer yeryüzündeki (insan)ların çoğuna (çoğunluğun İslâm’a uymayan rey ve kararına) uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başkasına uymazlar ve (bundan dolayı da) onlar, ancak yalan yanlış söylerler.
(Farzları, helal ve haramları tayin, tespit ve uygulamada ilâhî hükümler esas alınır. İlâhî esaslara aykırı olan çoğunluğun verdiği hükümlere itibar edilmez. Yoksa haramlar serbest, farzlar yasak hâle gelir. Bunun içindir ki ilâhî hükümleri geçerli saymayan çoğunluğa itibar edilir ve onların arzularından çıkan dînî hükümlere uyulursa, farkında olmadan bunlar ilâhlık mevkiine getirilmiş olur.) [bk. 2/256; 9/31; 33/36]
Enam Suresi 117. Şüphesiz Rabbin, evet O, kendi yolundan sapanı pek iyi bildiği gibi, doğru yolda olanları da çok iyi bilir.
#islam #tevhid #fpy