Рет қаралды 2,111,446
Arkadaşlar Selamünaleyküm! Bu videomda Peygamber Efendimiz (a.s.) uykudan uyanınca neden elimizi ve yüzümüzü yıkamamızı ve hatta burnumuza su çekmemizi emretmiştir? İşte bunun sebep ve hikmetlerini ve yine uyanınca okumamızı tavsiye ettiği bazı önemli duaları sizlerle paylaşacağım. V…
Uykudan uyanmak Allah (c.c)'ın burhanlarından bir tanesidir. Öldükten sonra dirilmeye benzeyen bir haldir. Nasıl ki Cenab-ı Hak insanların eceli gelince emanetini alıyor, eceli gelmeyenler de tekrar uykudan sonra uyanıyorlar. Bir ayeti kerimede Rabbimiz: “Geceleyin sizi öldüren (öldürür gibi uyutan), gündüzün de ne işlediğinizi bilen; sonra belirlenmiş ecel tamamlansın diye gündüzün sizi dirilten (uyandıran) O'dur. Sonra dönüşünüz yine O'nadır. Sonunda O, yaptıklarınızı size haber verecektir.” (En'am 60)
Uykudan uyanmak yeni bir hayatın başlangıcı anlamına gelir. Hasan Basri Hazretleri diyor ki: ''Hiç bir gün yoktur ki sabahında bir münadi şöyle seslenmiş olmasın; “Ey insanoğlu! Ben yeniden yaratıldım. Senin amellerinin de şahitçisiyim, benden istifade et, çünkü kıyamete kadar ben bir daha dönmeyeceğim."
Dolayısıyla bizler de günlük işlerimizde Allah (c.c)'ın rızasını kazanmak için çalışmamız ve vakitlerimizi daima rıza-yı ilahi doğrultusunda ayarlamamız gerekir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) uykudan uyanınca dişlerini misvakla temizler, elini ve yüzünü yıkardı. Bu şekilde uygulamak tıbben cilt sağlığımız ve beynimiz için oldukça faydaları olduğu tespit edilmiştir.
Uykudan uyanan bir insan için Peygamberimiz şöyle buyuruyorlar:
"Sizden biriniz uyandığı zaman kabın içine ellerini girdirmeden önce (yani ellerini yiyecek ve içeceklere dokundurmadan önce) iki elini de üç kere yıkasın. Çünkü gece uyurken ellerinin nerede gecelediğini bilemez." (Buhari, Vüzu 26)
Bu hadise göre, uykudan uyandığımızda elleri yıkamamız oldukça önemlidir. Ellerin avret yerine dokunması haram olmasa da sağlık açısından bu sünnetin önemi oldukça büyüktür. Zira avret mahalli mikropların en yoğun olduğu yerlerdendir. Bu sünnete uyulduğunda hem sevap kazanılmış olur, hem de daha sıhhatli olunur.
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “Sizden biriniz uyuduğu zaman şeytan onun ense köküne üç düğüm atar. Her bir düğümü attığı yere, 'Gecen uzun olsun, yat, uyu!' diye eliyle vurur. Şayet o kimse uyanarak Allah’ı anarsa, düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Bir de namaz kılarsa, şeytanın attığı bütün düğümler çözülür ve böylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Allah’ı anmaz, abdest alıp namaz kılmazsa, uyuşuk ve tembel bir halde sabahlar.” (Buhârî, Teheccüd 12)
Sürekli insanla beraber yaşayan ve onun boşluklarını gözetleyen şeytan, ilk fırsatta ona sokulmakta ve yanıltıp şaşırtmak için elinden geleni yapmaktadır. Bununla ilgili olarak bir hadisi şerifte yine Hz. Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: “Sizden biriniz uyandığı zaman, üç defa burnuna su alıp versin. Çünkü şeytan onun genzinde geceler.” (Buhari, Bed’ul-Halk, 11)
İnsan uykuda iken vücut deliklerinden olan ağız, burun ve kulak gibi azalarından vücuttaki toksinlerin yani vücuda zararlı olan kimyasalların atıldığı bilinmektedir.
Dolayısıyla Şeytanın insan burnunda gecelemesi ifadesi burnun insan sağlığı ile alakalı yönü öne çıkmakta ve burunda biriken pisliklerin temizlenmesine işaret edilmektedir. Çünkü tıbben bilinen hususlardan biri de, burnun sinüslerin açılmasında ve sinüzit tedavisinde önemli olduğudur. Çünkü temizlenip dışarı atılmayan ve burunda biriken mikroplar, genizden gelen akıntılarla solunum ve dolaşım yollarına yayılıp yerleşecek ve buraların enfeksiyon kapmasına sebep olacaktır.
Peygamber Efendimiz (sav) sabahleyin uyandığında şöyle dua ederdi: "Elhamdulillahillezi ahyana ba'de ma ematena ve ileyhin nüşur."
"Bizi öldükten sonra dirilten Allah'a hamdolsun. Sonunda Ona döneceğiz." (Tirmizi, Daavat 29)
Böylece insan, uyanıp da gücünü, kuvvetini ve hareket kabiliyetini yeniden kazandığını görünce “Bizi öldükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun.” demek suretiyle Allah Teâlâ’ya hem hamdetmiş hem de şükretmiş olur.
Netice olarak uyku ölümün küçük kardeşidir. Ölür gibi uykuya dalıyoruz, tekrar dirilir gibi sabahleyin uyanıyoruz. Aslında her akşam uyuyup, her sabah uyanmamız, ölümü ve tekrar dirilmeyi simgelemektedir. Bu anlayışla uykuya dalmalı ve uyandığımızda da bu anlayış içinde olmalıyız. Rabbim her birerlerimize sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde bereketli ömürler nasip eylesin.