Prof.Dr. Kaplan: Suçlu olan müteahhitler değil biziz!

KHK’lı bilim adamı Prof.Dr. Hasan Kaplan, depremde yıkılan binaların yıkılmasında suçun müteahhitlerin üzerine atılmasının yanlış olduğunu gerçek suçlunun, bina yapımında imzası olan mühendisler ile idarecilerin olduğunu söyledi. Pamukkale Üniversitesi(PAÜ) eski Rektör Yardımcısı Kaplan, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüklüğünde meydana gelen iki deprem sonrası kamuoyunda hemen müteahhitlerin önyargıyla “suçlu” ilan edilip gözaltına alınmasının yanlış olduğunu ileri sürdü. Kendisi de Kahramanmaraşlı olan Kaplan, kamuoyunun zannettiğinin aksine trilyonlarca liralık binaları yapan müteahhitlerin inşaattan 5-10 demiri çalmakla zengin olamayacağını, inşaat yapımında en büyük problemin bu inşaatlarda bilgi eksikliği ile imza atan mühendisler ve bunları denetlemeyen yetkili kurumlar ve rant hesapları olduğunu kaydetti.
PAÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalında “yapı” profesörü olarak görev yapan Kaplan, bu üniversiteye Türkiye’nin ilk deprem ve yapı teknolojileri laboratuvarını da kurdu. Uzun yıllar üç boyutlu betonarme, yığma ve prefabrik yapıların deprem etkileri altındaki davranışı ile ilgili deneysel çalışmaları yürüten Kaplan’ın yazdığı bilimsel eserlerine iki binden fazla atıf yapılmış alanında Türkiye’nin nadir bilim insanlarından birisi.
Bu yetkinliğe rağmen ‘medyatik’ olmamaya özen gösteren Kaplan, 1996 yılından itibaren Türkiye’nin değişik illerinde toplam 3 milyon m² kapalı alandan fazla kamuya ait eğitim ve sağlık yapılarının depremsellik incelemesini gerçekleştirmiş, gerekli olanlar için güçlendirme projelerini hazırlamış ve uygulama danışmanlığı yapmış. 2016 yılındaki 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bir gece kararnamesiyle görevden alınan Kaplan, memleketi Kahramanmaraş merkezli meydana deprem sonrası televizyon ve basında çıkan haberlerde gerçek suçluların yanlış yerde arandığını öne sürüyor. Şehirlerde imar edilecek yerlerin belirlenmesinden inşaat yapımı ve binaların kullanımına kadar her alanda yanlışlıklar ve rant hesaplarının olduğunu anlatan Kaplan, imara açılacak yerlerin mühendislik bilimine göre değil ranta göre yapıldığını vurguluyor.
İnsanların şehre yerleştikten sonra belediyelerin imar planlarını mevcut yapılara göre yaptığını bunun ise son derece yanlış olduğunu dile getiren Kaplan, belediye ve siyasi otoritelerin yapı yapılamayacak yerleri imara açmasının felaketlere zemin hazırladığını vurguluyor. Kaplan, “Örneğin Maraş yapıların çok yıkıldığı bölgeye gittiğinizde orası öncesi tarım arazisiydi. Yani yapı yapılmayacak bir bölgeydi. O bölgeyi ‘yapı yapamazsın kardeşim. İmara açmıyorum’ denilseydi. Ne statüde olursa olsun bu işin önüne geçilebilinirdi. Planlar ranta göre yapılıyor. Şehrin sokaklarını yeni yapılan yerleri de dolaşın memnun musunuz? Türkiyenin en büyük rant geliri inşaattan oluşuyor. Adamını bulan belediyeden bir karar çıkartıyor. ‘10 bin metrekarelik bir yeri 20 bin metrekare yaptırım. 5 bin metrekaresini bana bir yere aktarıver’ diyor. Bu Türkiye’nin her yerinde yaşanıyor.” diyor.
İmara açılacak yerler önceden öğrenilip arsa toplanıyor
Şehirlerin ne tarafa büyüyeceği siyasiler ve belli rant kesimleri tarafından proje esnasında önceden öğrenilip arsa toplandığını anlatan Kaplan, “Nereden çevre yolu geçirilecek proje aşamasında biliniyor. Oradaki araziler belli insanlar tarafından satın alınıyor. Belli kişiler bu satın aldıkları arazileri imar planı geçirerek çok farklı fiyatlarla 30’a aldığını 300’e satılıyor. Hemde bunu siyaseten en üst düzeydeki kişiler yapıyor. Bu bütün siyasi partilerdeki belediyelerde bunlar yapılıyor.” ifadelerini kullandı.
Kişiye göre imar mevzuatı olur mu?
İmar rantının ahlakın önüne geçtiğini bu yüzden korkunç felaketlerle karşı karşıya kalındığını ifade eden Kaplan, “ Maraşta enkaz altında kalan hemşehrilerimin önemli bir kısmı göz yumularak yapılan binaların altında kaldı. Çevre mevzuatı sana göre başka bana göre farklı olmamalı. Sen 1. derece sit alanını kaldırıp 3. dereceye veya sit alanı dışına çıkartmamalısın. Bunu yapıyorsan ömür boyu halk nezdinde lekelenmen lazım. Ama bunu yapan kahraman oluyor. İmara açılmayan tarım alanını imara açıyor hatta sanayi bölgesi ilan ediyor. Bunu yapan otoriteler var. Bunun önüne geçilmesi lazım. Bu tür insanlar toplum nezdinde aşağılanmadan, dışlanmadan önüne geçemeyiz. Kahraman olmamalı. Elde edilen rantın hesabı sorulmalı. Geliri belli yetkili kişilerin kısa sürede nasıl zenginleştiği sorgulanması lazım. Bunlar kolaylıkla tespit edilebilir.” diye konuşuyor

[@ilkercan8554]

Yıllar önce mimar olan bir abimiz, proje çizerken belli bir oranda müteahhidin çalacağını göz önünü alarak kolon ve kirişleri daha güçlü planladığını söylemişti.

[@nurettinbilgen7099]

Röportaj için Hasan Hocamı ve Resül Cengiz’i tebrik ederim. 2012 yılında 11 yıl önce Profesör Kaplan ın Kahramanmaraş Deprem bölgesi özelinde bilimsel bir çalışmadı var! illa adalet illa doğruluk illa bilimsellik ve hesap verilebilirlik!

[@drsalihyilmaz]

Müteahhitler içinde dürüst çalışanlar tabi ki var hocam. Ancak sistem o kadar bozuk ki müteahhit, mimar, mühendis demeden herkesi bozuyor. Bozuk sistemde sağlam dişli olmaz. Maalesef

[@resulcengiz]

Salih bey sizle de bir röportaj yapalım. Telefonum aynı.

[@Pammuh.Muallim]

Sayın hocam akıl,bilim, ahlâk ??????