Güzel bir sunuştu, teşekkürler. Deleuze'ün sinema üzerine yazdığı bu kitaba 2002'de başlamıştım, iki cildi bitirmem 2 yıldan fazla sürdü. Okuma süresinin bu kadar uzun olmasının nedeni kitabın sıkıcı olması değil, katmanlı oluşu ve neredeyse her sayfasında yeni güzergahlar açmasıydı. Kitapla birlikte bütün bir sinema ve düşünce tarihinin üzerinden geçmem gerekmişti. Konuşmanız o güzel günleri hatırlattı. Keşke bu konularda uzun tartışmalar yapabilme şansımız olsa.
@ayfercelik38108 ай бұрын
Çok teşekkürler, ufkum açıldı
@solucanavar2 жыл бұрын
Harika bir konuşma olmuş teşekkürler Hocam.
@burcuuguz96763 жыл бұрын
Teşekkürler 🌊
@EmreBoztepeII8 ай бұрын
18:40 Zaman-İmge sinemasının yavaş bir film olması zorunlu değil görüşünüzü desteklemek adına bir film örneği vermek isterim: Agnes Varda’nın Cloe Beşten Yediye isimli filmi. Gayet hızlı akan ve Deleuze’ün Zaman-İmge sineması kavramsallaştırması çerçevesinde düşünülebilecek bir filmdir. İzlemeyen dostlara da tavsiye ederim.
@adapancar23203 жыл бұрын
Çok güzel ve bilgilendirici bir konuşma olmuş. Ancak Tarkovski’nin ayna filmi dışındaki filmlerinin çoğunda anlatı vardır. Örneğin Andrei Rublov’da veya Stalker’da hikaye çok net bellidir. Arada sırada hikayeden bağımsız yavaş akan imgeler de gösterilir ama genel olarak hikayeyi merkeze alır bu filimler. Ayna filmi istisnadır.
@semihelhan88042 жыл бұрын
Arka planda dönemi vermesi,o şehirden görüntüler bağımsız imgelerdir evet ama bunlar zaman imgenin unsurlarımidir emin olamadım,sanki anlaşılmaz oluşu zaman imge için daha güçlü argümanlar
@ugurerzin52642 жыл бұрын
Dünyanın hareketle düzeltilebilir bir yer olmadığı ortaya çıktıktan sonra hareket sineması da bitti diyor. Peki bu tespiti doğru kabul etsek dahi, buna çözüm olarak zaman imgeli sinemanın öne çıkması ne kadar sanatsaldır ki zaman imgeli sinema modern sanat sinemasının yöneldiği bir olgu olsun? Yani hareketle düzeltilemiyorsa o zaman oturup bekleyelim fikri akla gelen ilk fikirdir, bunun sanat değeri nedir? Olayı bir amaç etrafında şekillenen kaliteli aksiyonlardan alıp, kurguyu başa gelen saçma sapan olaylar etrafında şekillenen bir hayat mücadelesi etrafında planlamak bence sanat değil beceriksizlik ve hayal gücünden yoksunluktur açıkçası. Adam yürüyecek ya da sadece duracak ve biz de bu yürüme ve durma durumundan çılgın çıkarımlar yapacağız. Bunun için sinemaya gerek yok ki oturduğumuz yerden de yapabiliriz. Tıpkı Türk sineması ya da dizi sektöründe olduğu gibi. Eğer siz bir konuyu 50 dakikada dolu dolu anlatmak yerine 90 dakikada anlatmayı seçerseniz, konunun olaydan bakışmalara, durmalara ve gündelik sohbetlere kayması kaçınılmazdır. Bir de üstüne anlatacak kaliteli bir hikayeniz yoksa bu izleyene işkenceden öteye gidemeyecektir. Hep derim Hristiyanlık İslam'dan sonra ortaya atılmış bir dindir, çünkü Hristiyanlık şeriatı ortadan kaldırır, İslam ise özünde Yahudi şeriatından ibarettir. Yani önce şeriatın ortadan kaldırılması gerektiğinin fikri oluşmalı ki Hristiyanlık fikri ortaya çıkabilsin. Keza zaman imgesi modern sinemanın temeli olamaz, zira hareket imgesi zaman imgeli sinemaya tepki olarak doğmuş olmak zorundadır. Önce insanlar bu ne saçma film hiçbir anlamı, aksiyonu, çekici hiçbir yanı yok demeli ki hareket imgeli sinema doğabilsin.