'' Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. '' Saf-8
@hamzadurna77442 жыл бұрын
Seni bir bardakta kaynayan âb-ı hayat sandım elim uzandığı yerde kaldı. Şimdi ayı bekliyorum.. Ay doğunca onu yerime gözcü bırakacağım.. Aradığım bu ülkede de yok.. Taşlar hâtıra yazılamayacak kadar Fazla kararmış.....
@Gazali1 Жыл бұрын
kırk saat da kırk günde dinlesem yok...yok...
@fatmanurerylmaz2200 Жыл бұрын
olmaz mı bir kez bile tam anlamıyla dinleyince neler değişiyor bu şiirle bu şuurla
@AyseDemir-hg4dq2 жыл бұрын
Ah ah gençliğimizin dili olmuş bu şiir harika bu vicdan bu şuurla büyüdük biz
@ramazannalbant14082 жыл бұрын
rabbim rahmet eylesin üstadın doğduğu toprakları asker olarak 90 lı yıllarda yaşayıp zülküf dağını o dağa bakarak okuduğum günleri hatırladım..sizinde nefesinize sağlık kardeşim.
@lutfiyeaknc14512 жыл бұрын
Nurlar içinde ğ❤️
@ramazandelihasan25502 жыл бұрын
Fevziye azak @@lutfiyeaknc1451
@lutfiyeaknc14512 жыл бұрын
Nurlar içinde uyusun ❤️
@makinaakademisi Жыл бұрын
yüreğine sağlık kardeşim, samimi direk okuma güzeldir her zaman, duygulandırdın beni...... üstada rahmet etsin rabbim
@yucelfsknl1415 Жыл бұрын
Bir insan ancak bukadar ince ruhlu alabilir mekaninn cennet oldun ustat🎉❤😢
@k.e67632 жыл бұрын
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun ruhları için el fatiha.
@merdimeydan43892 жыл бұрын
Bağlamanın melodisi ve bu muhteşem sözler ve yorumunuz çok güzel yanlız birazdahatakılmadan okuyun😊
@mehtapkarakayaayseli95722 жыл бұрын
Sad olsun ruhu Nefesinize bereket sizinde ( siir seçimleriniz güzel)
@fatmaayas72512 жыл бұрын
Allah'ım rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah 🌹🇹🇷🇹🇷🇹🇷❤️
@mehmeterdemoglu93672 жыл бұрын
Maşallah çok güzel okumuşsunuz. Hiç abart yok, çok dogal , olduğu gibi....🦋 71👍
@ibnulvakt2 жыл бұрын
Cennet-Mekan, Firdevs-Aşiyan.
@cemilinan90002 жыл бұрын
BÖLÜM 1 00:00-07:25'ince dk bu çok sağlam surlu şehirden de geçtim beni yalnız yarasalar tanıdı az kalsın bir bağ bekçisi beni yakalayacaktı adım hırsıza da çıkacaktı her evde kutsal kitaplar asılıydı okuyan kimseyi göremedim okusa da anlayanı görmedim kanunlarını kağıtlara yazmışlar benim anılarım gibi taşa kayaya su çizgisine gök kıyısına çiçek duvarına değil kedi yavrularından başka -o da gözleri açılmamış olanlardan başka- el uzatmaya değer soluk alır bir nesne bulamadım bir gün daha öldü ey batıdaki mağaralar beni afyonunuz bağlasaydı da uyusaydım bu katı bu sert kente gelmeseydim bir kaç eski ölünün kemiğini fosforladım ışıklarını arttırdım bin yıl sonraki çocuklar için yaşlı bir adamın şapkasını düşürdüm karpuz kopardım dağdan taş yuvarladım ırmakta yıkandım ölümsüz çamaşırlar giyindim çivi yazısıyla yazılmış bir taşa oturdum yanımdan tak kuran işçiler ve turistler geçti çok eski bir şairin(ben miyim yoksa) taktım aklıma şöyle bir dörtlüğünü: “giydiklerin öyle ölümsüz büzülmüş ki seni bir bardakta kaynayan abıhayat sandım elim uzandığı yerde kaldı” şimdi ayı bekliyorum ay doğunca onu yerime gözcü bırakacağım aradığım bu ülkede de yok taşlar hatıra yazılamayacak kadar fazla kararmış… ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz kadının üstün olduğu ama mutlu olamadığı günlere geldim bunu bana öğretmediniz hükümdarların hükümdarlığı için halka yalvardığı ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim bunu bana söylemediniz insanlar havada uçtu ama yerde öldüler bunu bana öğretmediniz kardeşim ibrahim bana mermer putları nasıl devireceğimi öğretmişti ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım ama siz kâğıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini nasıl sileceğimi öğretmediniz bir kentten daha geçtim buğdayları yakıyorlardı yedikleri pirinçti birbirlerine açılan borular gibi üfürüyorlardı sonra birbirlerinden borular gibi çıkıyorlardı pirinçler gibi çoğalıyorlardı atlarını yalnız atlarını cana yakın buldum öpüp çıkıp gittim yelelerini bir beni anan doğuran kadınlar kaldı çocuklarını kaçırmasın diye al kadınları elmalarını ısırdım öfkeyle rüzgarına bir çıban tohumu ektim böylece iz bıraktım benim mirasıma yeryüzünde yel çıbanı çıkaranlar konacaklar bilmeden benim oğullarım onlardır yapraklarımı onlar okuyacaklar onlar taşıyacaklar ellerinde sayıklayan çiçekleri taşıyacaklar yüreklerinde tifo beneklerini öpüp duran melekleri evlenmeyecek olan onlardır denizlerin yarasını iyi eden denizlere doktor olan onlardır savaşlarda şehitlerin ölümünü alıp kaçan onlardır ey ulular sizin bana öğretmediğinizi ben zamandan öğrendim kuruyan hurma dalından öğrendim damıtılmış petrolden öğrendim yavrusunu arayan bir deveden öğrendim hapsedilmiş yarı yanık sancaklardan öğrendim yıkılmış taş kemerlerden öğrendim harap handan köprülerden öğrendim ey ulular sizin bana öğretmediğinizi ben yarılmış aydedeye öğrettim delikanlı ateşlere öğrettim en umutsuz bekarlara öğrettim kundaktaki çocuklara öğrettim öğrettim fundalara keçilere keçiyollarına ben kötülere iyilik saçarım bu ceza olur iyilere iyilik kötülere kötülük yapacak kadar güçlü ve seraplı olamam iyi bir kentte camide namaz kılan omuzları birbirine dayalı iki müslümanın arasından geçtim fark etmediler hutbede imamın sözlerinin arasına tek bir kelime karıştırdım tek bir kelime bir kaç kişi irkildi gerisi susadı susadı çıkar çıkmaz çeşmelere koştular ama su yabancı ve acı geldi çocuklarını görünce o vakit dindi iç ırmak yankıları ben hızır … gün … falan saatta … yerde inceleme yaptım anne suçsuzdu ve öldü baba suçsuzdu eski incirler gibi hışırdıyordu küçük çocuk suçsuzdu bal rengi bir akıl sarasına bağışlandı öbürleri suçsuzdu çiçeğe yeni durmuşlardı suçlu bendim geç kalmıştım evin kötü düşü balkona ağmıştı komşu evlerde ayin başlamamıştı kendimi iki yüz yıl insanoğluna görünmemeğe mahkum ettim imza hızır pulsuz tarih çinseddinden sonra 5000 şahitler bütün oğullarım kağıt endüstrisinde müthiş bir gerileyiş tekniği papirüs mermer tuğla ceylan derisi ipek kumaş odun saman kepek bugün iki çocuğun konuşmasına kulak konuğu oldum biri beni öbürüne çiziyordu hızır’ın çizgileri derindir diyordu su ışıltısıdır karanlıkta gözleri sağ kolunun çizgisi parlasa tamda bir palmiye gibi sol kolu karanlık kış gecesi yaşı hep altmış üç yüzü yeni gelmiş bir vahiy gibi gözlerinin önünde hep rahman suresi canlanır kalbi hep yasin okur kulağında ilk âyetlerin depremi ben hızır’ı gördüm kardeşim ermişler için topluyordu zeytinleri konuşması hint ilâhisi ürküntüsü çocuk çilesi genellikle dağ havasını taşıyan biri yemesi bir gülün dirilişi
@cemilinan90002 жыл бұрын
BÖLÜM 2 07:26-16:00 benim konuşmalarım çin yazıtları gibi çevre benim söylediklerimi kaydeder ama kaydetmez kendisine söz söylediğimin sözlerini taşların kalb atışlarını duyanlar yalnız onlar okur benim söylediklerimi kayalar takvim yapraklarımdır benim ay kaç kere tanıklık etti taşıdığım yoksul kadınlar tabutuna çok köle pazarında bulundum az kurtarış yapmadım insan satırında insan alımında az göz gezdirmedim kaç olta kırdım balık avında kaç ip kestim idam sofrasında kaç yılı aradan kaydırdım takvim hesabında kaç kulaç su geçtim kurban töreninde kaç çocuğu kaçırdım kitap sineklerinin tılsım salgınından ilgım salgımından zülkülüf bana dedi sen su ver ben yemek vereyim sen can ver ben kan vereyim sen sağı çağır ben şehidi çağırayım sen ovaya in ben dağda oturayım ne kutlu ortaklıktı o zülkülüf bana dedi yeraltında sesim var zülkülüf bana dedi doğuranlar bendendir ana sesi bendendir örtülü ödeneğimdir ocak in kiraz bahçelerine in kirazların yankısını dinle denizi kirazlarda ara ölümle kirazlar arasında köpekle karyola arasında bardakla araba arasında bir ilgi kur mağaralarda çekilen kuralarda yamyamın ülküsünde kabakulakta bile bir bilgi ara hızır hızır, işçi demek meleğe öykünen demek benim kitabım bu kadardır yazıtım kısadır anıtım yoktur bahar senin öncün güz benim artçım yaz isa’nın kış yahya’nın bahar yaz güz kış ben sen isa ve yahya bir gülü yetiştirmek için yaratılmışız şükür tanrıya öldükten sonra insan nasıl dirilecekse ölmeden ben öyle dirildim kaç eleğimsağma altından geçtim çocukken çok gözledim samanyollarını yaz akreplerinin bile bakamadan edemedikleri samanyollarını kaç kez yedim doğu sabahlarının yaz aylarında çatlattığı narlarının narlarını gelinler götürülürken perşembe akşamları kaç kez yerinde durdurdum güvey atlarını baharda çayırlarda yuvarlanırken vakit çobanları saatleri kıra kıra ilerleyen bengisu zamanı cebrail cebrail bengisu uzmanı bir bozkır gibiyaklaşır kuşatır beni karanlıkta uzaklarda insan konuşmaları andırır cırcır böceklerini arada şarap! diye bir ses yükselir bir kadeh patlar ateş fışkırır çakmak dağlarından kurban kokusu yükselir gürültüyle geçer kaf kabileleri kara incirlerin sütünden sütunundan zehirlenen ihtiyar kadınların destanını söyler katır çıngırakları iftar sofrasında açılan gümüş tabaka borçlu baba sesi ayın doğduğu saçaktaki komşularla kaplumbağa artığı en tatlı üzümlerle ey donanmış sofra saati cebrail’e anlattığım buydu işte cebrail bana ne armağan etti bilir misiniz ne armağan etti dünya ırmaklarının kaynak yerlerinden bir kolleksiyon dicle’nin uçak yakıtı maviliğini fırat’ın benzin yeşilini nil’in kül rengi bulut stilini bengisu bir kokteyl mi kokteyl belki ama ne kokteyli biz bir hızır’ız ama belki bin hızır gibi biliriz yeryüzünde bengisu illerini namazda yürüyoruz ışıldayan meşalelerle oruçta aydınlığız isa’yla meryem’le kulağımızda hep zebur düğünleri düşümüzde incil şölenleri ufkumuzda tevrat ülkeleri sina dağından yapraklar ve kur’an ordusunu başkentlere götüren bir kumandan gibi en soy arap atının üstünde dimdik duran bir başkan gibi bengisu alayının önünde bir göçmen kuş öncüsüdür bengisu baharda gelir dünyaya kışın göçer aya kış yaranın sargı bezi yazın ovada dağda sesi yusuf gömleğinin yıkandığı kaynak ondandır mısır’ın kapıları onunla açılır davud’un demirini eriten o karıncanın karnından konuşandır hüthüt onun üstünden yedi kere uçandır evrim günlük sularla devrim irinle kanla bizse dirilişi gözlüyoruz bengisu bengisu kayna ve çağla şuayb’ın görünmeyeni benim ben öğrettim musa’ya eşyanın ötesini şarapsız tütünsüz metafiziği köpeği yoksulu duvarını yıkarak koruyan benim balıkçının kayığını delerek çocukları gece yarısı ayakları ters dönük çağıran ve sonsuz kar çöllerine alp götüren benim adamlarım değil mi arkadaşları kılığında arkadaşlarının seslerini çıkararak kızılelma megalo idea zenciyi linç eden boya kadınlar bir ışık lekesi tavanda rimbaud en çoğul ışığa bite ve sese ağrı’da -40 mantığında koşedağı’yla konuştum +40 ta da çok penguenli ve bir koca katırlı kabileyle yüzleri güneşten yanmış kabile ulu kazanlı kabilelerle çıktım gittim iğde nar kavun tarlalarından az konuşuyorlardı katır ayaklarının sesleri dolduruyordu öğleyi yürüyen yalnız ulu bir kitaptı sanki yalnız reisin şemsiyesi vardı o da güneşten korktuğundan değil yüceliğini ortaya koymak için hepimiz kırk yaşlarında erkeklerdik başımızın içinde arı uğultusu yine de aydınlık ve keskinlik bir buyruğa kapılmıştık açıklanmamış güçlüydük sağlamdık polattık çok ırmak aştık meşelerde hüthütler gördük kayalarda eskilerin alınyazıtları arada bir, bir atlı ilerliyor bir atlı geriliyordu yeni buyruklar sessizce veriliyordu sancaklar hızla dönüyordu üstümüzde kartalımız vardı eski kuşak olarak maymun ülkelerinden geçtik insan bölgelerini aştık melek surlarına yaklaştık kentlerinde de çeşmelerinde de kadehler kırdık şıkıdam şıkıdam mermerleri bir is gibi yüzümüzü kararttı güntutulmuşa döndük sonra kur’an okudular ayrıldık öyle aydınlandık ki doğudan da batıdan da birden gün doğmuştu sanki iki güneş dört aydede birden doğmuştu sanki işte o vakit kadınlar belirdi hepsinin adı meryem’di ilk defa evlendiler bizimle daha çok gittik ama nasıl anlatayım ötesini... 🖐🏻 Çok emek verdim beğenir misiniz.
@mehmetgolgeli91252 жыл бұрын
Emeğine diline sağlık çok severek haz duyarak tekrar tekrar dinliyorum. Allah razı olsun senden kardeşim
@turanefe37882 жыл бұрын
Toprağın bol olsun🌹🤲Mekanın Cennet olsun 🌹🤲Ruhun Saad Olsun 🌹🤲Güzel Kalpli Pamuk Kalpli Hocam😔😔🌿🌿🌿
@aknc33282 жыл бұрын
Dostum toprağı bol olsun ifadesini Müslüman olmayanlar için kullanırız Müslümana kullanılmaz Selamlar
@safetuludogan7483 Жыл бұрын
Hayatlarl yasamlarl duygularl mlsralarl vahyede rabbime sukurler olsun rabbim rahmet eylesin mekanln cennet olsun usdadlm seni tanlmama vesile olan rabbimin kullarnla tesekkur ederim.
@guzideonay75962 жыл бұрын
Rabbım Rahmet eylesin....
@tefani43822 ай бұрын
Güzel okumuyor diyen arkadaşlar siz gerçekten hissetmiyorsunuz o yüzden size güzel gelmiyor. O kadar samimi bir okuyuş ki hergun gelip dinliyorum hatta günde 10 defa bile dinlediğim oluyor hiçbir şiiri bunun gibi okumuyorsunuz çok başka bambaşka bir duygu var.. yüreğinize sağlık 🌹
@eyubsabri97032 жыл бұрын
Senin özgür irade dediğin, şu elindeki şeyi üzerine dökmemek içindir.
@havacalak7352 жыл бұрын
Mekanın cennet olsun
@ayseyilmaz16292 жыл бұрын
Mekanı cennet olsun
@yks23 Жыл бұрын
Her evde kutsal kitaplar asılıydı Okuyanı göremedim Okusa da anlayanı göremedim..
@salihademirel58822 жыл бұрын
Teşekkür ederiz
@mertsonmez83182 жыл бұрын
"Nakşibendilerin Toplumsal ve Kültürel Katkıları" kitabı çıktı. (Yasin Yayıncılık) Çok şaşıracaksınız
@DiverseMehmet Жыл бұрын
Yahya Kemal'e şiir bitti Ruhuna Fatiha!
@cumacetin92452 жыл бұрын
Maşallah
@ekremkartal48622 жыл бұрын
Devamı gelsin kekim Şiirler olacak bu halka hekim Dev bir çınar dan bir yaprak silkindin Devamı gelsin Devamı gelsin
@gecicigecici1965 Жыл бұрын
İyi ki okumuşsunuz sayenizde tanıdık, ama virgül ve nokta hatalarından vurgular anlaşılmıyor. Hikaye karışıyor
@abdulkadirmengi884010 ай бұрын
😮😮😮😮
@hayatigokce75042 жыл бұрын
Okuyan Arif Nazım mı ? Allah rahmet eylesin üstan mekanı cennet olsun
@berhanpolat71472 жыл бұрын
Hocam şiirle birlikte çalan müzik kime ait. Bu arada çok doğal okumuşsunuz sesinize sağlık...
Şiir güzel ama sen biraz dersine çalışsaydın daha iyi olurdu
@unsuzdusunur78262 жыл бұрын
abi müziğin ismi nedir? şiir için teşekkür ederim.
@samicavdar48772 жыл бұрын
kzbin.info/www/bejne/hYmroKx5rd-ae80 buyrun.
@unsuzdusunur78262 жыл бұрын
@@samicavdar4877 Teşekkür ederim
@ass90472 жыл бұрын
Geldin tohum attın. Gittin. Allah rahmet eylesin.🤲🤲🤲🌹
@AyseDemir-hg4dq2 жыл бұрын
Öğretmenler yaaa slogan verdiler çözüm sunmadilar
@a.durmus4176 Жыл бұрын
Kağıt kelimesini ince okumanız gerekir. Bir de bu kadar yanlış ya da kekeleyerek okuduğunuz bir kaydı neden yenilemediniz de yayımladınız? Keşke yenileseydiniz...
@didarnida22002 жыл бұрын
Bazı yerleri yanlış okuyorssunuz ve şiiri ilk defa okuyorsunuz. Önceden okuyup çalışsaydınız
@fatmanurerylmaz2200 Жыл бұрын
çok samimi okumamış mı çalıştıkça tabii ki daha güzel okunur ama ayrıntılarda boğuluyor sanki
@sehribanukucuksahin82372 жыл бұрын
Şiir çok güzel yorum çok vasat hatta sıkıcı önceden biraz okusanız keşke
@pafg2 жыл бұрын
gazete bile bu kadar kötü okunamaz.
@siirsever16312 жыл бұрын
Emeğinize sağlık. Destek verdim. Desteğinizi beklerim.
@aknc33282 жыл бұрын
Maşallah ses tonunuz muazzam icra hakeza tavsiyem dört beş satırda bir fon ile fasıla koyup bu arada okuyacağınız metne göz atmanız
@ismailbilek9222 жыл бұрын
Allah rahmet eylesin .. Ne anlattığının yarısını anladım ..diğer yarısını da anlarım bir gün nasipte varsa ..doğru söylüyor yeşil sarık takarlar ama bilmezler ki öğretsinler ...
@kasvadba7421 Жыл бұрын
Temiz ruhuna el-Fâtiha Fatiha ~~~
@yunusbilgin99782 жыл бұрын
Rabbimizin KUR'AN'ı, yani sözlerin en güzeli varken, nedir bu okuduklarınız? Nedir? İnsan beynini boşu boşuna işgal etmekten başka ne işe yarar bu cümleler.. Yazık!..
@orhankargun48912 жыл бұрын
Sezai karakoç ilimin güneşi diye adlandırılan Said nursiye en yakın kişilerden biridir Biraz araştırın
@varsayilan17kaya692 жыл бұрын
ğönül gözü derler buna,anlamazsınız siz.
@sidarcabek83322 жыл бұрын
keşke üstad'ın bir eserini okusaydın güzel kardeşim.
@unsuzdusunur66332 жыл бұрын
Bu şiirde Kur'an dan başka bir şey mi anlatılıyor ki
@ismailbilek9222 жыл бұрын
Ne dinledin ne anladın ..kehf suresini hızır ı kevseri anlatıyor ..ama üstad haklı çok is tutmuş kararmış taşlar bir şey yazılmıyor ..