Sinemitoloji 19: "Das Sein zum Tode": I'm Thinking Of Ending Things 2. Bölüm

Рет қаралды 4,554

Culture Club TV

Күн бұрын

Пікірлер: 15

@Shamanhause Жыл бұрын

Teşekkürler

@kennroxx Жыл бұрын

Sinemitoloji 18 Ölümüne Romantiğiz: Bir Şeyleri Bitirmeyi Düşünüyorum - Bütüncül Bir Analiz Dr. Nevzat Kaya tarafından verilen bu kapsamlı ders, Charlie Kaufman'ın yönettiği "I'm Thinking of Ending Things" filminin Romantizm, modern psikolojik kavramlar, felsefi temalar ve mitolojik imalarla olan karmaşık bağlantılarını inceliyor. Birinci Bölüm: Romantizm ve Modernite Etkileşimi Ders, filmin William Wordsworth'ün eserlerine yaptığı göndermeyi kabul ederek başlıyor ve bu göndermeleri Romantizmin daha geniş anlamlarını keşfetmek için genişletiyor. Bu tartışmanın merkezinde, kişiliğin bir bütün olmaktan ziyade bölünmüş olarak görüldüğü Romantik edebiyatta tekrar eden bir tema olan parçalanmış benlik yer almaktadır. Bu parçalanma, Dr. Jekyll ve Bay Hyde ve Dorian Gray gibi insan doğasının ikiliğini somutlaştıran karakterlerle modernist edebiyatta da yaygındır. Postmodernizm alanına giren film, kahramanı Jake ve doğrusal olmayan anlatısı aracılığıyla postmodern bir duyarlılığı yansıtmaktadır. Benliğe postmodern yaklaşım, Max Frisch'in eserlerindeki Gantenbein karakterinin gösterdiği gibi, çokluk ve akışkanlıkla karakterize edilir. "I'm Thinking of Ending Things" başlığı, postmodern hikaye anlatımının çok katmanlı anlamlarının karakteristiği olan hem bir ilişkinin sonunu hem de yaşamın sonunu ima eden çift anlamlılığı açısından incelenmiştir. İkinci Bölüm: Varoluşsal Labirent - Felsefi ve Mitolojik Analiz Film, derin felsefi ve mitolojik temaları keşfetmek için bir goblen görevi görür. Jake'in varoluşsal yolculuğu, kız arkadaşının sürekli değişen kimliğiyle yansıtılır ve varoluşçu felsefedeki "Ölüme Doğru Varlık" kavramını yansıtır. Film, Wordsworth'ün romantizmine karşı toplumsal cinsiyet rollerini, özellikle de Jake'in erkeklikle mücadelesini inceliyor. Jake'in annesiyle olan karmaşık ilişkisinde, "Sapık "taki Norman Bates'le paralellikler kuran Ödipal bir dinamik belirgindir. Gerçeküstü dans sahnesi, Jake'in seçimlerle ve gidilmeyen yollarla mücadelesini sembolize eder ve Jake'in varoluşsal düşüncesini temsil eden bir kapıcı görüntüsüyle doruğa ulaşır. Film, varoluşumuzu şekillendiren ölümün kaçınılmaz doğası üzerine yorum yapar. Jake'in üstlendiği çeşitli rollere rağmen, hayatı nihayetinde bir beyhudelik duygusuyla tanımlanır; bu duygu, çöpe atılmış özlemleri ve hayatın tatlılığının tadını çıkaramamayı temsil eden atılmış dondurma kaplarıyla sembolize edilir. Sonuç: Bütüncül Bir Perspektif "Bir Şeyleri Bitirmeyi Düşünüyorum", Romantizm, modernizm, postmodernizm, felsefe ve mitolojiyi iç içe geçiren, insan ruhunun karmaşıklıklarıyla boğuşan sinematik bir keşif. İzleyicileri kimlik, toplumsal cinsiyet ve ölümün kaçınılmazlığı üzerine düşünmeye davet eden film, Jake gibi herkesin toplumsal beklentiler, kişisel arzular ve ölümlülükten oluşan karmaşık bir ağda gezindiğini öne sürüyor. Film, bu temaların kalıcı etkisinin ve çağdaş kültürel ve varoluşsal çıkmazları anlamadaki uygunluğunun bir kanıtı olarak hizmet ediyor.

@recepcatallar8870 3 жыл бұрын

filmi izledim hocam ve sonra sizi izledim emeğiniz için teşekkürler :D New York Yanılsamalarını büyük bir merakla bekliyorum. Bu film bize ölümün çıkar tek yol ve huzurun bulunduğu tek yer olduğunu korkutucu bir inandırıcılıkta anlatıyor. Anlam arayışında olan bilinçlerin tamamı yine de huzuru bulamamış durumdalar. Bize ayrılan süre bitince biz de görücez artık. Elinize sağlık :D

@cemb.7318 3 жыл бұрын

ağlattın be adam.

@tufankaraday7437 3 жыл бұрын

Film resmen benim hayatımı da içeriyor gel de sevme bu filmi

@CultureClubTV 3 жыл бұрын

Hepimizin hayatını anlatıyor.

@ModelsizTetkik 3 жыл бұрын

Filmi Flu Tv'deki ölüm üzerine konuştuğunuz videoda verdiğiniz örnekten sonra izlemeye karar verdim bu akşam, bitirdikten sonra üzerine yazılmış bir iki şey okuyup bir iki video izledim ve en nihayetinde sizin yorumunuzla zihnimde bir kenara bıraktım. Şiire olan ilginizi merak eden bir şair olarak ilginizin ne düzeyde olduğunu da az çok görmüş oldum böylece. Wordsworth'ün Prelüd'ünü Nazmi Ağıl çevirisinden okumuştum, Coleridge'i de Şavkar Altınel'in Yaşlı Gemici çevirisiyle okumuştum ilkin, İngilizcem yettiğince de orijinalleriyle kıyaslamıştım. İki şaire dair bilmediğim şeyleri öğrenmek beni sevindirdi. Sizi ilgiyle takip ediyorum hocam.

@tufankaraday7437 3 жыл бұрын

Bu filmi de psykoyu da niye sevdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum