Рет қаралды 400
Merano, 3 Haziran 1920 Perşembe
Görüyor musunuz Milena, öğle üzeri...
...Size nasıl geldiğimi de hesaba katın Milena geride bıraktığım o 38 senelik yolculuğu; karşılaşmayı; hele bu kadar geç karşılaşmayı hiç ummadığım halde beklenmedik bir dönemeçte sizi görünce işte o zaman Milena, haykıramam içimde bir de şeyde haykırmaz bin türlü delice laf da etmem, o laflar içimde değil ki; ve diz çöktüğümü belki ancak gözlerimin hemen önünde ayaklarınızı görüp onları okşayınca anlarım.
Bir de benden içtenlik beklemeyin Milena. Kimse bunu benden, benim kendimden beklediğimden fazla bekleyemez, ama bir sürü şey ellerimin arasından kayıp gidiyor. Fakat bu avda cesaretlendirilmek bana cesaret vermiyor, aksine, adım atamaz hale geliyorum, birden bire her şey yalana dönüşüyor ve avlar, avcıyı boğuyor. İşte böylesine tehlikeli bir yoldayım Milena. Siz ise bir ağacın dibinde sabit duruyorsunuz, genç ve güzelsiniz; gözlerinizin ışığı dünyanın acısını yansıtıyor. Köşe kapmaca oynuyoruz; ben gölgede sürünerek bir ağaçtan diğerine gidiyorum, yolun ortasındayım siz bana sesleniyorsunuz, beni tehlikeler konusunda uyarıyorsunuz, beni cesaretlendirmek istiyorsunuz, ürkek adımlarım yüzünden telaşlanıyorsunuz, bana oyunun ciddiyetini hatırlatıyorsunuz; yapamıyorum, düşüyorum, yerdeyim işte. Aynı anda hem içimden gelen korkunç sesleri hem de sizi dinleyemem, ama ilkini dinleyip duyduklarımı size açabilirim; hem de dünyada başka hiç kimseye açamayacağım şekilde...
Sizin Franz Kafka