Рет қаралды 20,800
Soru Sorma Adabı | Halis Bayancuk Hoca | Başyazı Değerlendirmesi
Diğer sosyal medya hesaplarımızdan yayınlamadığımız özel paylaşımlarımızdan güncel olarak haberdar olmak için linke tıklayarak WhatsApp hattımıza abone olabilirsiniz; bit.ly/2xHiHzN
Allah'ın (cc) insan üzerindeki sayısız nimetlerinden biri, öğrenmeyi ve öğretmeyi ona kolaylaştırmış olmasıdır. İnsana öğrenmeyi farz kılan din sahibi, öğrenme araçları noktasında ona yol göstermiştir. Kimi zaman direkt Allah'ın öğrettiğini, kimi zaman insanın okuyarak ya da kalemle yazarak öğrendiğini ve Peygamberlerin birer öğretici olduğunu kitabında belirtmiştir. Öğrenme araçlarından biri de yazımızın konusu olan 'soru sorarak' öğrenmektir.
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Eğer bilmiyorsanız, o hâlde zikir ehline/bilenlere sorun." ( 21/Enbiya, 7)
"Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizden sor: Biz Rahman'dan başka kulluk edilecek ilahlar kılmış mıyız?" (43/Zuhruf, 45)
"Bir sefere çıkmıştık, bizden bir adama taş değdi ve başını yardı. Sonra bu zat ihtilam oldu. Arkadaşlarına: 'Benim teyemmüm etmeme ruhsat var mı?' diye sordu. 'Sen suyu kullanabilirsin, sana (teyemmüm için) ruhsat bulmuyoruz.' dediler. Adam yıkandı, akabinde de öldü. Peygamberin huzuruna geldiğimizde bu hâdise (kendisine) haber verildi. Bunun üzerine Rasûlullah:
'(Fetvayı verenler) onu öldürdüler, Allah da onları öldürsün. Bilmediklerini sorsalardı ya! Cehaletin ilacı ancak sormaktır. Onun teyemmüm etmesi, yarasının üzerine bir bez bağlayıp sonra üzerine meshetmesi ve vücudunun geri kalan kısmını da yıkaması ona yeterdi.' diye buyurdu.'' (Müsned, 3056; Ebu Davud, 336.)
İlim öğrenme ve öğretme yollarından biri soru sormaktır. Rabbimiz, sahabeye birşeyler öğretmek istediğinde semadan melek göndermiş, Rasûlü'ne sorular sordurarak sahabesini eğitmiştir. Cibril yolculuk hâlindeki bir insan suretinde Allah Rasûlü'nün meclisini şereflendirmiş, ona (sav) iman, İslam, ihsan ve kıyametten sormuştu. Allah Rasûlü (sav) sorularını cevapladıktan sonra onu tasdik etmiş ve meclisten ayrılmıştı. Nebi (sav): 'O, Cibril'di. Size dininizi öğretmek için geldi' (Buhari, 50; Müslim, 8.) diyerek sahabe için karanlık kalan bir noktayı aydınlatmıştı.
Allah Rasûlü (sav) bir şeyin kalplerde ve zihinlerde yerleşmesini ve kalıcı olmasını istediğinde ashabına soru sorar, bazen de konuyu onların soru soracağı şekilde anlatır, konuya dair sorulan soruları cevaplardı.
"... 'Müslüman kimdir, biliyor musunuz?' diye sordu. Onlar da: 'Allah ve Rasûlü daha iyi bilir!' dediler. 'Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.' buyurdu. Sonra: 'Mümin kimdir?' diye sordu. 'Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.' dediler. Bunun üzerine şunları söyledi: 'Müminlerin canları ve malları hususunda kendisinden emin olduğu kimsedir.'' (Müsned, 6925.)
Bir başka meclisinde Müslüman şahsiyetin özelliklerini belirtmek maksadıyla şöyle sordu:
"Ağaçlar arasında bir ağaç vardır ki yaprağı dökülmez. Bu ağaç Müslümana benzer. Bana bu ağacın ne olduğunu söyleyiniz. İnsanlar çöl ağaçlarını saymaya başladılar. (Abdullah bin Ömer diyor ki:) Aklıma onun hurma ağacı olduğu geldi. Ancak utandığımdan bunu söylemedim. Daha sonra sahabe: 'Ey Allah'ın Rasûlü, onun ne olduğunu bize bildir.' dediler. Bunun üzerine: 'O hurma ağacıdır.' buyurdu.'' (Buhari, 51.)
Bazen bilindik kavramlarla ilgili sorular sorar, insanların verdikleri cevapların aksine bir cevapla onları şaşırtır ve ahiret bilincinin yerleşmesini sağlardı.
"Müflis kimdir, biliyor musunuz? diye sordu. Sahabe: 'Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir.' dediler. Rasûlullah:
'Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir.' buyurdular." (Müslim, 2581.)
İnsanları salih bir amele teşvik etmek istediğinde sorular sorarak onları meraklandırır, istek uyandırırdı.
"Rasûlullah: 'Sizden kim evine döndüğü zaman üç adet gebe, iri, semiz deve bulmayi istemez?' diye sordu. 'Hepimiz isteriz' diye cevap verdik. 'Öyle ise, kim namazda üç ayet okusa bu ona, üç iri ve semiz deveden daha hayırlıdır' buyurdu.'' (Müslim, 802.)
Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…
Kanalımıza Destek Olmak İçin;
bit.ly/2Xx0vnW
Ebu Hanzala Hoca Kanalı için;
bit.ly/2XzV7jZ
Tevhid Meali İçin:
tevhidmeali.com/
Bütün Videoları İzlemek İçin;
tevhiddersleri.org/
Dergilerimiz ve Kitaplarımıza Ulaşmak İçin:
tevhiddergisi.org/
Şeri sorularınızı tevhidsoru@gmail.com mail adresi üzerinden sorabilirsiniz.
#Soru #TevhidDergisi #Mütalaa
Ebu Hanzala Hoca
Tevhid Dergisi
Tevhid Dersleri
Dini videolar
Halis Bayancuk