St.SİMEON/Aziz Simon Manastırı Antakya'da bir stun üzerinde 40 yıl çileye çekilen bir adamın hikyesi

Рет қаралды 265

Күн бұрын

#SİMEONMANASTIRI
#AzizSimeon
#Antioch
#StilitlerTarikatı
#Aknehir
#samandağ
#tarih
#antik
#Suriye
#Suryani
#Kilise
#Tapınak
#Mabed
#Antakya #Simon #Manastırı
#St.Simon #Manastırı; #Antakya’nın #Defne ile #Samandağ ilçeleri sınırında #Aknehir Mahallesi yakınlarında ve gözlerden uzak olan, çok az insanın bildiği unutulmuş bir #Hristiyan #Süryani manastırıdır. 6. yüzyılda kurulan St.Simon Manastırı, 480 rakımlı bir dağın zirvesinde kurulmuştur. Rüzgârın hâkim olduğu tepelerin üzerinden gökyüzünün maviliğine doğru yükselen rüzgâr enerji Tribünlerinin gölgesinde tarihi #St.Simon manastırının geriye kalmış taş blok harabelerinden bahsedeceğim. Ama maalesef, tarihi manastır, gerek yağmacılar, gerekse ilgisizlik yüzünden yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Samandağ ilçesinin isminin aldığı #Simon Dağı. Tüm alana hâkim Eşsiz manzarası ile Bu dağın kayalık tepesinde kondurulmuş bir eşi benzeri olmayan bu yapı, şehrin koruyucu bekçisi gibi çıkıyor karşınıza. Onu çepeçevre saran büyük kesme taşlarla örülü kalın duvarları, güçlü bir kaleyi andırıyor. Ama burası bir kale değil. Bu şehri koruyup gözetleyen bir #garnizon noktası deseniz oda değil. Burası, harap olmuş 1500 yıllık geçmişe sahip bir #Hristiyan #Süryani Manastırı ve aynı zamanda tüm Hristiyanlarca kutsal sayılan bir #Hac merkezidir. Simon manastırı dört ana bölmeden oluşan üç giriş kapısına sahiptir. Dağın zirvesindeki kayalık yapısı Yontulup oyulmuş büyük bir alanın içinde sekiz kenarlı geniş bir alan ve yan yana üç bölmeye ayrılmış sütunlu geniş odalar, zemin ve duvar diplerinde birkaç #Lahit mezarları andıran çukurlar hemen dikkatimizi çekiyor, ne yazık ki onlarda diğer eserler gibi kırılıp dağılmış. Manastırın içine ve dışında yerin birkaç metre altındaki gene kayalara oyulmuş büyük ölçekli su sarnıçları, kuyu ve #Vaftiz haneler bulunmaktadır. Bilinçsiz insanlar tarafından içi taş ve çöplerle doldurulmuş. Yürüdüğümüz zemin tamamı bir zamanlar rengârenk #Mozaik taş desenlerle kaplıydı. Etrafa dağılmış renkli mozaik taşlardan bunu anlaya biliyoruz. #Haç işlemeli sütun başları kırılıp yerlere saçılmış. Meydanın Tam ortasında bizi karşılayan yüksek devasa Simon sütunu en önemli dikkat çeken noktadır. Uzayıp giden dik dörtken yapısı ve yan tarafında yukarıya doğru çıkan birkaç merdiven basamaklar halen duruyor. Kaidenin tepesinin büyük ihtimalle farklı bir yapısı vardı. Oda zaman içinde insan eliyle tahrip edilmiştir. Sonuç olarak bu eşsiz manastırdan yerlere devrilmiş sütunlar, süslü taş Bloklar karşılıyor bizi. Manastırın etrafında yükselen
#Rüzgârgüllerinin devasa pervanelerinin rüzgârla çıkardığı ürkütücü seslere odaklanıyoruz. Sonra gezimizin finali Güneşin batışındaki o eşsiz Akdeniz manzarası oluyor. Sanki Karşımızda duran devasa bir tablo, Dünyanın en uzun sahillerinden biri ve adı en eski kaynaklarda #AlMina veya #SeleucPieria (#Selefkiye) olan bugünkü adı Samandağ sahili duruyor. Ona hayranlıkla uzun uzun seyre dalıyoruz. Buruk bir kalp ile ayrılma saati geldi. Sabır ve titizlikle inşa edilmiş bu mimari eserin büyüsüne hayran olmamak elde değil. Her köşesinde en çok dikkatimizi çeken birazda olsa yüzümüzü güldüren, o yorgun taşlara anlam katan işlemelerin güzelliği bizi azda olsa sevindiriyor. Evet, bu kadim Manastırın ustaca mimarisinin yanında insanı büyüleyen mistik havasını hemen hissedeceksiniz. Burası Erken Hristiyanlığın hac merkezi olarak kabul edilen #Stilitler #Tarikatı’nın kurucusu Antakyalı St.Simon tarafından dini eğitimler verilmek üzere kurulan bir manastır. Antakya şehrini önemini ve değerini bilenlerin görmeden ayrılmadığı mekânların başında geliyor. St. Simon Manastırı, Antakyalı St. Simon ’un, “bir sütun üzerinde 40 yıl yaşadığı yer” olarak ün yapmış bir mekân. Bahsi geçen sütün ise, manastırın sekizgen avlusunun tam ortasında yer alıyor. Alanda St. Simon ’un sütunu, merkezi sekizgen avlu çevresinde düzenlenmiş çeşitli manastır yapıları ve üç kilisenin kalıntıları yer alıyor. Sütununun 4 metrelik kaide bölümü günümüze ulaşmayı başara bilmiş. Gerçek yüksekliğinin ise 9 ile 12 metre olduğu tahmin ediliyor. Arazinin uygunluğu nedeniyle, kayalar yukardan aşağı doğru oyulmuş ve kesme taşlardan inşa edilmiş olan bu büyük manastır, 130 x 160 metre ebatlarında dikdörtgen biçimli bir alan üzerinde yer alıyor. Yani 2 futbol sahası genişliğinde bir alana sahip. Kazılar bazı yerlerde devam etse de şimdilik Birbirine paralel iki duvarla çevrili olan St. Simon Manastırı’nın üç yönden girişi var ve iki girişi hala daha duruyor. Manastıra yukarıdan baktığınızda doğu batı ekseninde bir haç biçimini andırıyor. Ortada yer alan sütün, ünlü "Terk-İ Dünya" Sütunu ’dur.
Kiliselerin dışında, misafirhane, mutfak, kiler odaları ve #sarnıçların yer aldığı manastır, en yakın su kaynağına 2-3 km uzaklıkta bulunuyor. Bu da sarnıçların varlığını açıklıyor. Su ihtiyacının, yağmur sularının biriktiği sarnıçlarla karşılandığı iddia ediliyor. Manastırın genel olarak bakımsızlığından şikâyet etmek mümkün.
@QalârRast6379
/ @qalârrast6379