SU KASİDESİ - FUZULİ ( divan edebiyatı )

SU KASİDESİ - Fuzuli
Seslendiren: İbrahim BİLDİR
Saçma ey göz, gözyaşımdan gönlümdeki ateşe su
Çünkü bu denli tutuşan ateşe olmaz çare su
Bu renk gök kubbenin rengi mi bilemem
Yoksa akan gözyaşlarımın rengi mi bu su
Keskin bakışlarından gönlüm olsa parça parça
Çünkü zamanla parçalar taşı bile su
Korkuyla söyler gönül, ok kirpiklerinin sözünü
İhtiyat ile içer, her kimde olsa yara, su
Bahçıvan gül bahçesini sulamak için, zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün gibi, bin güle verse su
Senin yüzüne benzeyen bir hat çizemez hattat
Kağıda bakmaktan inse gözlerine kara su
Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa ne olur
Boşa değil, gül temennisiyle dikene vermek su
Gam günü esirgeme hasta gönlüme bakışlarını
Sevaptır vermek, karanlık gecede hastaya su
Gönül! Bir bakışınla dindir ayrılık hasretimi
Susuzum, bir kez bu sahrada, benim için ara su
Ben senin dudağını arzularım, zahidler Kevseri
Nitekim Sarhoşa şarap içmek hoş gelir, ayığa su
Senin cennet bahçene her dem durmadan akmakta
Aşık olmuş galiba, o hoş endamlı dosta su
Torak olup, suyun yolunu kesmeliyim cennet bahçenden
Çünkü rakibimdir, oraya gitmesin, su!
Onun elini öpme arzusuyla ölürsem eğer dostlar
Testi yapın toprağımı, sunun onunla yara su
Servi, kumrunun yalvarmasına dik başlılık eder
Servinin eteğine sarılsın, ayağına düşüp yalvarsın, su
Gül içmek ister bülbülün kanını meğer bir hile ile
Gül dalının damarlarına girip bülbülü kurtarsın, su
Pak yaratılışını açıkça göstermiş dünya halkına
Tabi olmuş Ahmed-i Muhtar’ın yoluna, su
İnsanlığın gerçek efendisi, seçkin inci deryası…
O’nun mucizeleri kötülerin ateşine döker su
Peygamberlik bahçesini taze kılmak için
Mucizesindendir ki, akıtılmış sert taştan, su
Mucizen bir sonsuz derya imiş bu alemde ki
Yetmiş ondan, binlerce ateşperest hanesine, su
Hayret ile parmağını ısırır kim işitse bunu
Parmağından verdiğin, şiddet günü, ensara su
Dostu yılan zehri içse olur ab-ı hayat
Düşmanı su içse, döner elbet yılan zehrine, su
Değince damlası, dalgalanır bin rahmet deryası
Abdest almak için serpildiğince gül yanağına su
Ayağının toprağına ulaşayım diye, bir ömür
Başını taştan taşa vurup gezer avare su
Zerre zerre, kapı eşiğinin toprağına nur salmak ister
Dönmez o dergahtan, parça parça da olsa su
Zikr-i na’tının tekrarını derman bilir günahkarlar
Öyle ki, sarhoşların ayılmak için yüzlerine serptikleri gibi, su
Ey Allah’ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı! Aşığınım!
Öyle ki, yanıp dudağı kurumuşların bir damla dilediği gibi, su
Sen o keramet denizisin ki Miraç gecesinde
Feyzinin çiğ damlaları, sabit yıldızlara ve gezegenlere ulaştırmış, su
Güneş çeşmesinde her an saf, tatlı, güzel ve bol bereketli iner
Lazım olsa, kabrini yenileyen mimara, su
Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış
Ama senin bağışlama bulutunun, o ateşe serpeceğini umut ediyorum, su
Seni överek mücevhere dönmüş Fuzuli’nin sözleri
Nisan yağmurundan, şahlara yakışır inceye dönmüş, su
Mahşer günü gaflet uykusundan uyanan
Uyanmış göz, hasretinden döktüğünde su
Ümidim odur ki, mahrum olmayayım mahşerde
Vuslat çeşmesinden verir, susamış bana, su
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su
Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su
Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su
Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su
Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna
Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su
Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola
Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su
Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ
Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su
İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it
Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su
Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su
Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr
Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su
Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek
Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su
Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su
Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su
İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
Gül budağınun mizâcına gire kurtara su
Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su
Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ
Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su
Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın
Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su
Mu'cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su
Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ
Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr'a su
Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su
Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz
15 Dakika Kitap
Sesli kitap
Radyo tiyatrosu
Divan edebiyatı