Рет қаралды 2,112
#cenkdemirkıran #belgeselsinema #sinematarihi #türksineması
Türk belgesel sinema tarihi, tıpkı dünya sinema tarihi gibi belge filmlerle başlamıştır. Ordu bünyesinde kurulan film üretim merkezleri, henüz ilk yıllarında propaganda konusundaki üstün niteliği dünya çapında fark edilen sinema konusunda önemli bir çabayı ortaya çıkarır.
Cumhuriyetin ilk özel film şirketlerinde üretilen belgesel filmler ile birlikte yine bu şirketlerde üretilen belgesel nitelikli kurmaca filmler dışında Nazım Hikmet'in çektiği kent senfonileriyle de ivme kazanan Türk belgeselciliği, İstanbul Üniversitesi Film Merkezi'nde Sabahattin Eyüboğlu, Mazhar Şevket İpşiroğlu ve Aziz Albek gibi isimlerin öncülüğünde Türkiye'nin kültürel mirasının tanıtımında önemli bir aşamaya gelir. Bu isimlerin Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı), Sabahattin Ali, Necati Cumalı, Azra Erhat gibi entelektüellerin ortaya koyduğu Mavi Anadoluculuk düşüncesi etrafında şekillenen filmleri, Anadolu kültürünü bütünsellik ve süreklilik arz eden bir kültür olarak sunar.
Sabahattin Eyüboğlu bu konuya ilişkin görüşlerini şu satırlarda açıklar: "Bu memleket bizim olduğu için bizim; fethettiğimiz için değil! Aramızda dışarıdan gelmeler çok olsa bile, ki değil elbette, kaynaşmış, halleşmiş hepsi. Fetheden de biziz artık, fethedilen de... Eriten de biziz, eriyen de..."
Akademisyen kimliğinin yanı sıra ödüllü belgesel filmleri de bulunan Prof. Dr. Cenk Demirkıran, bu seride Türk belgesel sinema tarihini anlatıyor.