Ali Bey, Türkiye'de yetişmiş, liyakatli öğretmenlerin var olduğunu iddia ediyorsunuz. Türkiye'de gerçek anlamda öğretmen yetiştiren bir kurumun var olduğunu iddia ediyorsunuz. Çok iyi niyetli ve çok safça bir bakış açısı. Türkiye'de milli eğitim bakanlığı, uzun yıllar, birkaç özel okulu olan, eğitimin ticaretini yapan kişiye teslim edildi. Sağlık öyle. Sorunun kökeni daha da derinde hocam, saygılar...
@ekrememre99343 ай бұрын
Kardeşim insanları yeteneğine göre yönlendireceksin herkes her şeyi yapamaz gerisi boş laftır.
@mrtlkl3 ай бұрын
peki gauss kadar matematiğe yeteneği olan fakat tutkusu olmayan çocuğun mozart kadar müziğe tutkusu varsa fakat yeteneği yoksa ne yapacaksın kurduğun cümlenin sonuna o noktayı koymak öyle kolay değil en azından üç nokta falan koy
@HamraUzun2 ай бұрын
@@mrtlkl insan bir noktadan sonra sevdiği şeyi değil, iyi yapabildiği şeyi sevmeye başlar.
@mrtlkl2 ай бұрын
@@HamraUzun iyi yapabildiği şeyi sevmez sevmediği şeyi iyi yapabilmeyi sever ve onla övünür ben çok iyi bir şiir yapabiliyorsam fakat şiiri pek sevmiyorsam şiiri seviyorum demem iyi şiir yazabiliyorum derim fabrikada çalışıyorum ve yanımdaki kişilerde olmayan beceriler edindim fakat hala fabrikaya can atarak gitmiyorum
@tahacengizmeral8969Ай бұрын
Özünde ahlak problemimiz Ne demişler: "İlle edep, ille edep."
@MesutCicekMESUTC3 ай бұрын
Çok teşekkür ederim Ali Nesin hocam
@asnaks44733 ай бұрын
40 yaşındayım benim ilk okulda gördüğüm eğitim lisede yok kalmamış düzenli olarak yok edilmiş boş bir sistem matematik fizik edebiyat hepsi boş
@rodrody5332 ай бұрын
Buna çok katılıyorum 87 doğumluyum, devlet okulu ardından özel bir fen lisesini kazandim. Hem orta okulumda hemde lisede gordugum çoğu dersin sadece bir tik daha gelismis ve ayrıntılı versiyonunlarini enerji muhendisligi okurken gördüm, bundan ötürü universite egitimi m hem eglenceli hem de kolay geçti. Fizik matematik biyoloji kimya edebiyat derslerimiz çok zordu lisede, bunun ekmegini halen yiyorum. Felsefe ve sosyoloji derslerimiz de vardi, bol bol yorum dolu kompozisyon yazardim. Keyifli gunlerdi ogreticilik gunlerim...Umarım mufredat eskiye döner ve daha da iyilestirirler. Saygılarımla
@hachuseyinkebabc91753 ай бұрын
Yazıyı Facebook profilimde yazdığım biçimi ile paylaşıyorum. TÜRKİYE'DE EĞİTİM YOKTUR ÖĞÜTÜM VARDIR. (Slogan olsun diye böyle bir başlık kullanmadım. Maalesef kelimenin tam anlamıyla olan budur. Gerçekten çok üzgünüm. Bunları anlamam en az 20 yılımı aldı.) Ali Bey'in videoda söyledikleri uygulanan sistemde ortaya çıkan sonuçlarla alakalıdır. Ve eğitimle ilgili sorunların sosyolojik boyutlardaki farklılıklara ve bilgi vermedeki hatalara odaklanmıştır. Teorik olarak bireyin bireysel özelliklerine odaklanmadan konuya yaklaşmaktadır. Bu nedenle Ali hocaya katıldığım yönler olmakla birlikte asıl meselenin bu yaklaşımla çözülemeyeceği kanatindeyim. Örneğin eğitim bölgeleri konusunda katılmıyorum. Gerekçelerini soran olursa ayrıca anlatırım. ÖĞRETMENE ÖZGÜRLÜK KONUSU ÇOK ÖNEMLİDİR. Fakat orada da öğretmen yeterliliklerini değiştirmek kaydı ile hemfikirim. Fakat meseleye yani EĞİTİME, Ali bey'in ifade ettiği şekilde EĞİTİMİN ÖZÜNE UYGUN ÇÖZÜM üretemeyiz. Aslında eğitim meselesinde sorunlarımız daha sistematiktir. Ayrıca Türkiye'de de eğitim zerre yoktur. ÖĞÜTÜM SİSTEMİ vardır. Ne demek istiyorum açıklayayım. Fakat dediklerimin iddia olmanın ötesinde olduğunu anlatabilmek için eğitim nasıl yapılırsa EĞİTİM olur, bundan bahsedeyim. Gerçek eğitim; her bir insanın bilişsel, duyuşsal ve kinestetik özelliklerini tespit etmek ve bu özelliklere göre ve bu özelliklerin gelişim sürecine göre bireyin içinde yaşadığı çağın ihtiyaçları ve muhtemel gelişim vizyonu ile geleceği öngörebilen bir sistem tasarlamış olması gerekir. Ve bu sistemi de verimliliği maksimum düzeye getirebilmek için esnek tasarlamalıdır. Yani bireyin hem gelişme hızına uygun hem de eldeki imkanlarla gelişmelere göre korelasyon sağlayabilen bir sistem olmalıdır. Bu sistem eğitilen kişiyi merkeze koymalı ve tamamen onun kişisel gelişim eğilimleri ve yeterlilikleri üzerinden uygulanacak bir sistem olmalıdır. YANİ ŞU ANDA TÜRKİYE'DE OLDUĞU GİBİ ÖĞRETMEN ANLATIR ÖĞRENCİ DİNLER DEĞİL DE ÖĞRENCİ ANLAR, ANLARKEN SORGULAR, ÖĞRENİR, ÖĞRENDİĞİ BİLGİ İLE BAŞKA BİLGİLER ARASINDA BAĞ KURAR, ÖĞRENDİKLERİNİ AKRANLARI İLE TARTIŞARAK DEĞERLENDİRİR, ÖĞRENDİKLERİ İLE EKİP ÇALIŞMALARI HAZIRLAYABİLİR, ÖĞRENDİKLERİ İLE BİREYSEL YA DA EKİP OLARAK BİR ŞEYLER TASARLAYARAK TOPLUMA SUNABİLİR, ÖNCEKİ ÖĞRENMELERİ VE YENİ ÖĞRENMELERİ ARASINDA SİSTEMATİK BAĞ KURABİLİR vs. vs. gibi yeterlilikte ve donanımda olması gerekir. Yani öğrencinin aktif, öğretmenlerin yönlendirici nitelikte olduğu bir sistem. (Mevcut okul sisteminde bu saydıklarımı yapmak KURGULANAN OKUL SİSTEMİ ASLA BUNA ELVERİŞLİ OLMADIĞI İÇİN YAPMAK İMKANSIZDIR.) Bu saydıklarım hayal gibi mi geldi? Yok gayet basittir. Yeter ki NEYİ, NASIL YAPACAĞIMIZI bilelim... Bütün bunlar yapılırken bilişsel yeterlilikleri yani akletme, düşünme, hayal kurma, hatırlama gibi yeterlilikleri ölçmeyi de ekleyebilirsiniz. Duyuşsal becerileri hisleri ve o hisleri mantıkla tanımalayabilme ve bireyin o duyuşu yaşarken davranışları ile değerlendirebilme o bireyi anlamak ve kişisel niteliklerini fark etmek demektir. Bunları da ölçmeye çalışan ve değerlendirebilen bir sistem kurulabilir. Eğitilen bireylerin kinestetik becerileri bilimsel ölçüm yöntemleri ile değerlendirilebilir ve yönlendirilebilir. Evet bu saydığım nitelikte dünyada eğitim olmadığını biliyorum. Fakat bunun yapılabileceği iddiasındayım. Eğitim bireyin bütün yeterlilikleri, yetenekleri bunları fark etme, ettirme ve bütün bunları geliştirme niteliğine sahip olursa EĞİTİMDİR. Yoksa Türkiye'de uygulanan benim tarifimle NASİHAT TİPİ EĞİTİM, eğitim değildir. Nasihat tipi eğitimde çocukların bireysel doğaçlama gelişimlerini öldürmekte, kalıplara sokmakta, onlara edilgen davranışlar kazandırmakta vs. vs. böylece kendilerini çaresiz hisseden bireyler yetiştirmektedir. Yani Türkiye'deki eğitim HAVA GAZI bir şeydir. Hatta ondan bile kötüdür. Bu dediklerimi fark etmem aşağı yukarı 20 sene mi aldı. Hala da öğreniyorum. Maaalesef eğitim konusunda gerçek durumumuz budur. Üzgünüm, maalesef...
@country-of-freedom2 ай бұрын
Yalnız, bu anlatılanların bugünün meselesi değil, "cumhuriyet" kurulduğundan beri böyle.
@kirkceridenbiri3 ай бұрын
Eğitim ve öğretimde özgürlük demiş kısaca.
@muratokul67313 ай бұрын
❤❤❤
@RSLT3 ай бұрын
Fantastic video! Thanks for sharing. I loved it and subscribed.
@batub003 ай бұрын
Ali Nesin'in bana göre bir hatası var ki o da, bahsettiği öğretmenlerin de bu eğitim sisteminin içinden çıkmış olması. Belki 20 yıl önce başarılı insanlar öğretmen olabiliyorken şimdi matematik bilmeden matematik bölümünü, öğretmenliğini kazanan öğretmenlerimiz var. Keza üniversitedeki profların makaleleri değil torpilleri yarışıyor. Bu durum süreci çok daha komplike hale getiriyor. Eğitimi öğretmenlerin eline teslim etmek için önce kaliteli öğretmenler yetiştirmek gerekiyor
@atakanyuksel19833 ай бұрын
Neye göre en akıllılar proflar ? Akıllı olmak için profmu olmak lazım
@KenanGN613 ай бұрын
Eğitim alanında en akıllılar kendini ispatlamak zorunda yoksa kimse bilmez dimi ? Girişimcilik değil bu.Bunun yoluda ÜNVANLAR işte...Ama Akp iltidarı bunuda zamanında kolaylaştırmıştı .Torpille bile pamuk ekmek gibi profluk doçentlik dağıtıldı ...Kolaylaştırıldı abuk sabuk copy-past araştırmalara ünvan verildi.
@Spdcast3 ай бұрын
Marjinaller yaşasın
@katoy99763 ай бұрын
Doğru
@KenanGN613 ай бұрын
@pinotnoir66603 ай бұрын
😢😢
@tabudeviren693 ай бұрын
Türkiye bölünsün diyosun yani...
@8milyar13 ай бұрын
Bir usta ustalığı dışındaki konularda ne kadar boş ise, o kadar iyi ustadır. Örneklemek gerekirse, bir matematikçi ne kadar iyi bir matematikçi ise, diğer konularda(sözel, sosyal, v.b.) o kadar boştur ve/ya boş olmalı dır. Eğitimi eyaletlere ayırmak ancak dolu bir matematikçinin önerisi olabilir. Asal konu, eğitimin Türkçe ve bir eğitim olması dır. Aynı eğitimi aynı dilde alan kişiler vatandaş olur ve eğitimin kalitesini kontrol edebilir! Örneğin; cumhuriyet döneminin meşhur lise tarih kitapları(4. cilt olan). İçeriğini bir kenara koyun ve/ya boşverin, ifade/anlatım şekline bakın, müselles’in neden ve/ya nasıl üçgen olduğunu/olması gerektiğini görün, anlamın/anlamanın/düş’ün/düşlemenin/düşünmenin ne olduğunu görün. Matematikçi, babanın hatrı da bir yere kadar, otur sıfır.
@uguralpkosar3 ай бұрын
30 milyon kişi okuyunca kontrol edemiyorsun. Cumhuriyette olurdu, başarılı da oldu. Şimdi demokrasi geldi.