Elimdeki fırçayı masadaki paletin yanına koyduktan sonra ellerimi önlüğüme silip oturduğum tabureden kalktım. Yaptığım yağlı boya tablosu o kadar iyi duruyordu ki. Taehyung'la benim uyarlama bir resmimizdi. Uyarlama diyorum çünkü referans alıp baktığım gerçek bir fotoğraf yoktu. Onunla hiç bir zaman böyle bir fotoğrafımız olmamıştı. Resimlerde bile yakın değildik. Oysa ki ben her fırça darbesinde yakın hissetmiştim. Kim Taehyung, kendisi kocam olur. İsteyerek evlendik ama anlaşmalı evlilik gibi hissediyorum. Onun bu soğuk hallerini bilerek evlendim ama böyle olacağını düşünmemiştim. Sevgililiğimiz de dahil 3 yıl geçmesine rağmen erimemişti. Bu sıcak evde sarıp sarmalayarak az da olsa eritirim sanmıştım. Ama hala erimemek için çaba sarf ediyordu. Bazen bunu mafyalığına veriyorum (ya da sadece kendimi geçiştiriyorum). Bunu bitirmek istiyordum artık. Gözlerim içimdeki duygusal baskıyla dolmaya başladı. Önümü göremeyince kalktığım tabureye geri oturdum. Elimde sıkıca tuttuğum resme tekrar göz gezdirdim. Ne güzel duruyorduk birlikte. Tenlerimizin uyumu gerçekte bile bu kadar güzel değildi. Bunu yapmıştım ama kendime yapmıştım. Başta ne kadar mutlu olur diye düşünüp yüzünde gülümsemesini hayal ederek başlamıştım. Ama şimdi gerçekler ağır vurdu ki böyle bir şey olmayacağını anlayıp hayal dünyamdan çıktım. Süzülen yaşlarımı sildim. Var gücümle ayaklanıp tuval geri yerine koyup şövalemi topladım. Fircalarimi bir güzel suda duruladım. Son kez deniyecektim ona yaklaşmayı, son kez bir tek ona gösterdiğim yüzümü gösterecektim. Bu da onun son şansıydı. Tuvalimi daha çabuk kurusun diye balkona koyduktan sonra onlugumu bile çıkartmadan aşağıya adimladim. Koltukta oturduğunu gördüğümde ona doğru adimladim. Beni görünce kaldırdığı kafasını tekrar televizyona yöneltti. Olabildiğince samimi bir şekilde gülümseyerek yüzüne baktım. V: Taehyung? T: Hm? V: Dışarı çıksak olur mu? Çok sıkıldım. T: Olmaz. V: Neden? Düşmanların da yok artık. Niye hala evdeyiz anlamıyorum. T: Canım istemiyor Voila, şu an canım seninle bir şey yapmak istemiyor. V: İyi ben tek başıma çıkıyorum o zaman. T: Otur oturduğun yere Voila! V: İstediğimi yaparım Taehyung. Ne hakla karışıyorsun ki? T: kocan olduğumu unutuyorsun herhalde. V: Sayende unutuyorum! Belli ki unutmak en iyisi. T: Ne saçmalıyorsun? (Biliyor musun Tae, bir gün senden gidicem ve senin ruhun bile duymayacak tıpkı sana yaptıklarımı görüp duymadığın gibi.) V: Gidicem. Karışamazsın bana. T: Öff, çocuk musun Voila! Yaşına göre davran biraz, üstüne başına bak. Ahhh... Diyip bahçeye çıktı. Bu kadardı işte. Tahammülü de, sevgisi de bu kadardı. "Yaşına göre davran!" mı? O ne demek ki? Yaşımı önemsiyor muyum ki sence Taehyung? Okyanus o kadar yaşlı ki... ama hala senin kıçını en derinlerine sürükleyecek kadar kuvvetli. Ona verdiğim son şanstı. Kusura bakmasın ama benim de bir gururum vardı. Yavaş yavaş yukarı çıktım. Daha önce bakmadığım duvarlara uzun uzun baktım, göz gezdirdim. Bavulumu topladım. Bir daha bu eve gelmemek pek bir şey hissettirmiyordu şu an içimde. Onun bana aldığı her şeyi yerinde bıraktım. Sadece kendime ait olan şeyleri bavuluma koydum. Küçük boy bavula anca sığmıştı. Düşmanları olmadığından artık korumalar bir tek otopark kapısının önünde ve iş yerinde vardı. Hizmetli çoktan gitmiş Taehyung ise hala bahçede telefonuyla konuşuyordu. Konuşurken gülmesi beni de güldürmüştü. Bana hiç böyle gülmemişti. Beni fark edemeyeceğinden yavaşça kabanimi giydim. Bu eve ilk geldiğimde giydiğim kendi ayakkabılarımı giydim. Kapıyı açıp son kez arkama baktım. Bıraktığım anılar yerli yerindeydi. Ona bıraktığım manevi şeyler bir tek onlardı. Onun kullandığı ve bana aldığı 2 tane arabamız vardı. Ama benim asıl arabam heme yanlarında duruyordu. Biraz tozlanmış olsa da artık onunlaydim. Çıkmadan önce aldığım anahtarla arabayı açtım, bavulumu koydum. Ardından garajı kapısına geldiğimde korumanın cama gelmesiyle camı indirdim. K: efendim iyi günler. V: Sana da. Benim ufak bir isim var dışarıda. Taehyung 'un haberi var. K: Tamamdır efendim. Diyip tuşa basarak kapıyı açtı. V: baksana, her şey için teşekkürler. K: Anlamadım efendim? V: yok bir şey. Kolay gelsin... Camı kapatip eski evimin yolunu tuttum. Kafami dağıtmak için radyoyu açtım. Eve gelmeden bir kaç yere uğrayıp ihtiyaçları da aldım. Nasıl olsa evde yemeye bir şeyler yoktu. Taehyung konuşmasını bitirmiş salona geri girmişti. Yuzundeki gülümsemeyle yukarı çıktı. Ofisine uğrayıp evrakları tekrar oturduğu yerden göz gezdirdi. Aklına voila' ya söyledikleri geldi. Derin bir iç çekip arkasına yaslandı. T: Düşüncesizlik ettim... Dedi. Çoktan gitmiştir, diye içinden geçirdi. Alışveriş merkezine de yetisemezdi. Balkonuna çıktı elleri cebinde biraz etrafına bakındı. Yan balkondaki bir şeye gözü takıldı. Voila'nin atölyesinin balkonuydu. Yaptığı resmi yine kurumaya koymuştu. Acaba ne yapmıştı bu sefer diye düşündü. Onu deliler gibi seviyordu adam. Ama ona hiç gosterememisti. Bazen herkese çok ani cikisiyordu. Elimden bir şey gelmiyor benim diyip kenara çekiliyordu her seferinde. Ama bu sefer en değerlisini kaybedeceginden haberi yoktu. Atölyedeki balkona çıktığında resmi görür görmez donup kaldı. İlk defa ikisinin resmini yapmıştı Voila. Hep manzara resmi yapan kız bu sefer kendi manzarasını yapmıştı. Eline aldı tabloyu. Büyülenmiş bir şekilde baktı. Hem kızın hemde ikisinin güzelliğine baktı. Kuruması için geri yerine bıraktı. Dokunmamaya özen gösterdi. Biliyordu, eğer bozarsa kızın hiç hoşuna gitmezdi. Karşıda garajdaki arabalara gözü takıldı. Yanlış araba eksikti. Neden kendi arabasıyla gitmişti ki. Balkondan seslenip korumayı çağırdı.
@laemytae Жыл бұрын
T: Voila ne zaman çıktı? Saatine bakti koruma. K: 1 saat önce efendim. T: bir şey dedi mi? K: yok...ama...tesekkur etti. T: teşekkür mü? K: Bende anlamadım efendim. Odalarına gidip üstünü değiştirdi. Dolaptan tshirtunu alırken bazı kiyafetlerde eksiklik gördü. Mesela Voila'nin kırmızı kazağı neredeydi? Hani onu ilk gördüğünde giydiği ve hala da giymeye devam ettiği. Ona aldığı her şey yerindeydi. Ayakkabılarını giyerken spor ayakkabısının olmadığını gördü. Neden ona yeni aldığı ayakkabılardan giymemisti? Her değişiklik içine kurt dusuruyordu. Kız evine gelmiş L koltuğunda bacaklarını uzatmış, ışıksız ve sessiz salonunda akşam karanlığında oturup düşünüyordu. Bundan sonra bitmişti artık. Taehyung'u iyi tanıyordu. Yapmam dese bile yine yapardı. Taehyung onu tanir mıydı? Orası ayrı bir muamma... Taniyorsa eğer gururun kız için her sey olduğunu, kendine öz saygısı olduğunu bilirdi. Taehyung, bütün korumalarını avmlere salmış hem onu hemde arabasını deli gibi arıyorlardı. Taehyung aklını kaybetmiş gibiydi. Onu bırakıp gitti düşüncesi içini daraltiyordu. Aradığı telefona ulasilamamasi da cabası. Gözünden düşen bir damla yaş onun aklına bir fikir daha getirmişti. Hemen arabasına atlayıp kızın eski evine doğru sürmeye başladı. Her güzel şeyin olup bittiği, yeni evlerinde devam etmediği şeylerin olduğu eve... İlk öpücükleri, ilk sarilmalari, flortlesmeleri, sevgileri... Her şeyleri bu evdeydi. Adam evin karşısında durup baktı. Işıklar kapalıydı. Garajın kapısı da kapalı olduğundan arabayı da goremiyordu. Bir umut diyerek kapıyı çaldı. Bir kere daha çaldı. Ve bir kere daha... Tam pes edip gidecekken kız derin düşüncelerin kucağına bıraktığı tatlı uykusundan uyanıp kapıyı açmıştı. Karşısında gözleri kırmızı eski sevdiği adam duruyordu. Nasıl buldu diye sormadı kendine. Çünkü biliyordu, isteyince bulurdu. Eski halinden eser kalmayan kız duygusuz bir biçimde salona ilerledi. O da konuşmak istiyordu. Ama ona böyle davranan bir adama artık tahammül edemiyordu. Onun söz verip sözünde durmamasindan nefret ediyordu. Adamın onu deli gibi sevdiğini de biliyordu. Ana tek sorun madem kızı seviyordu neden canını yakıyordu? Adam tereddüt ederek eve adımını attı. Evin kokusunu bile içine çekince başı döndü, eskilere gitti. T: çıldırdım ben haberin var mı? V: Bende zamanında çıldırıyordum. Hem de senin için. Kayboldugun için falan da değil he. Sevgiden. Adam etrafına baktı. Gözleri hala doluydu. İçindeki rahatlama gözlerini yeniden yasartmisti. V: Ben bu evden gidiyorum demedim mi? Hangi yüzle geldin? Adam bu sert çıkışından korkmuştu. Gözlerini kirpistirdi. T: kıyafetlerini neden aldın? Arabanı da değiştirdin? Neden? V: Sana ait hiçbir şey istemiyorum çünkü. Dedim koltuğa yaslanarak. Artık böyleydi. Yaptığını yapacaktı. Gerekirse eskiden o çok sevdiği kalbi kiracakti. Ama yapacak başka hiçbir şeyi yoktu. Güçlüydü. Çünkü öyle olmak zorundaydı. Bunu kendisi de biliyordu. T: N-ne? V: koskoca kim Taehyung 'a bak. Herkesin aşık olduğu, düşmanlara bıçak kadar keskin olan gözler, şimdi yaşlarla dolu. Sence neden Taehyung? Kafasını ellerinin arasına almış ve dirseklerini de iki dizine dayamış her şey kafasında yer alircasina şaşkınlıkla açık ağzı ve büyümüş gözleriyle dehşet içinde olanları sindiriyordu. T: B-bak...ben...ben özür dilerim. Diyip ellerimi tuttu. Ellerimi geri çekip koltuğun üstüne (baş koyma-sirt bolumune) iki yana doğru yaydim. V: kalbimi öyle bir kırdın ki, ve bütün söyleyeceğin sadece "özür dilerim" mi? Derin nefes aldım. V: Senin için bir oyun muydu bu? Yani ilişkimiz... T: Ha-hayir tabii ki. V: amaa inanıyorsun ( dedim yuzumde gülümsemeyle) Sen bunun bir oyun olduğuna inanıyorsun, ve belki de haklısındır. Ama eğer benden daha iyi oynadığını düşünüyorsan, tekrar düşün. Dedim sonlara doğru ciddileserek. T: D-dinle, seni seviyorum... V: keşke bende aynı şeyi senin için söyleyebilseydim Taehyung... Dedim acıyla yüzüne bakarak. Adam anlamıştı. Geri dönüşü yoktu. Bundan sonrasında ikiside tek tabancaydı. Hüngür hüngür ağladı adam kadının yanında. Kadın ise umursamiyordu. Sevdiği kadını kendisi kaybetmişti. Koskoca mafya şuan ciğeri parcalanircasina ağlıyordu. Aşk insanı böyle yapıyordu işte... Sen bile ne yaptığını bilmiyordun. Son bir şey sordu kadına adam ayaklanip gitmeden önce: T: hiç bir şansım olmadı, değil mi? V: bu da işin üzücü tarafı, bir kere oldu. Onu da elinin tersiyle ittin.
@aysegulgunay621811 ай бұрын
Devami nerede
@laemytae11 ай бұрын
@@aysegulgunay6218 T: Voila ne zaman çıktı? Saatine bakti koruma. K: 1 saat önce efendim. T: bir şey dedi mi? K: yok...ama...tesekkur etti. T: teşekkür mü? K: Bende anlamadım efendim. Odalarına gidip üstünü değiştirdi. Dolaptan tshirtunu alırken bazı kiyafetlerde eksiklik gördü. Mesela Voila'nin kırmızı kazağı neredeydi? Hani onu ilk gördüğünde giydiği ve hala da giymeye devam ettiği. Ona aldığı her şey yerindeydi. Ayakkabılarını giyerken spor ayakkabısının olmadığını gördü. Neden ona yeni aldığı ayakkabılardan giymemisti? Her değişiklik içine kurt dusuruyordu. Kız evine gelmiş L koltuğunda bacaklarını uzatmış, ışıksız ve sessiz salonunda akşam karanlığında oturup düşünüyordu. Bundan sonra bitmişti artık. Taehyung'u iyi tanıyordu. Yapmam dese bile yine yapardı. Taehyung onu tanir mıydı? Orası ayrı bir muamma... Taniyorsa eğer gururun kız için her sey olduğunu, kendine öz saygısı olduğunu bilirdi. Taehyung, bütün korumalarını avmlere salmış hem onu hemde arabasını deli gibi arıyorlardı. Taehyung aklını kaybetmiş gibiydi. Onu bırakıp gitti düşüncesi içini daraltiyordu. Aradığı telefona ulasilamamasi da cabası. Gözünden düşen bir damla yaş onun aklına bir fikir daha getirmişti. Hemen arabasına atlayıp kızın eski evine doğru sürmeye başladı. Her güzel şeyin olup bittiği, yeni evlerinde devam etmediği şeylerin olduğu eve... İlk öpücükleri, ilk sarilmalari, flortlesmeleri, sevgileri... Her şeyleri bu evdeydi. Adam evin karşısında durup baktı. Işıklar kapalıydı. Garajın kapısı da kapalı olduğundan arabayı da goremiyordu. Bir umut diyerek kapıyı çaldı. Bir kere daha çaldı. Ve bir kere daha... Tam pes edip gidecekken kız derin düşüncelerin kucağına bıraktığı tatlı uykusundan uyanıp kapıyı açmıştı. Karşısında gözleri kırmızı eski sevdiği adam duruyordu. Nasıl buldu diye sormadı kendine. Çünkü biliyordu, isteyince bulurdu. Eski halinden eser kalmayan kız duygusuz bir biçimde salona ilerledi. O da konuşmak istiyordu. Ama ona böyle davranan bir adama artık tahammül edemiyordu. Onun söz verip sözünde durmamasindan nefret ediyordu. Adamın onu deli gibi sevdiğini de biliyordu. Ana tek sorun madem kızı seviyordu neden canını yakıyordu? Adam tereddüt ederek eve adımını attı. Evin kokusunu bile içine çekince başı döndü, eskilere gitti. T: çıldırdım ben haberin var mı? V: Bende zamanında çıldırıyordum. Hem de senin için. Kayboldugun için falan da değil he. Sevgiden. Adam etrafına baktı. Gözleri hala doluydu. İçindeki rahatlama gözlerini yeniden yasartmisti. V: Ben bu evden gidiyorum demedim mi? Hangi yüzle geldin? Adam bu sert çıkışından korkmuştu. Gözlerini kirpistirdi. T: kıyafetlerini neden aldın? Arabanı da değiştirdin? Neden? V: Sana ait hiçbir şey istemiyorum çünkü. Dedim koltuğa yaslanarak. Artık böyleydi. Yaptığını yapacaktı. Gerekirse eskiden o çok sevdiği kalbi kiracakti. Ama yapacak başka hiçbir şeyi yoktu. Güçlüydü. Çünkü öyle olmak zorundaydı. Bunu kendisi de biliyordu. T: N-ne? V: koskoca kim Taehyung 'a bak. Herkesin aşık olduğu, düşmanlara bıçak kadar keskin olan gözler, şimdi yaşlarla dolu. Sence neden Taehyung? Kafasını ellerinin arasına almış ve dirseklerini de iki dizine dayamış her şey kafasında yer alircasina şaşkınlıkla açık ağzı ve büyümüş gözleriyle dehşet içinde olanları sindiriyordu. T: B-bak...ben...ben özür dilerim. Diyip ellerimi tuttu. Ellerimi geri çekip koltuğun üstüne (baş koyma-sirt bolumune) iki yana doğru yaydim. V: kalbimi öyle bir kırdın ki, ve bütün söyleyeceğin sadece "özür dilerim" mi? Derin nefes aldım. V: Senin için bir oyun muydu bu? Yani ilişkimiz... T: Ha-hayir tabii ki. V: amaa inanıyorsun ( dedim yuzumde gülümsemeyle) Sen bunun bir oyun olduğuna inanıyorsun, ve belki de haklısındır. Ama eğer benden daha iyi oynadığını düşünüyorsan, tekrar düşün. Dedim sonlara doğru ciddileserek. T: D-dinle, seni seviyorum... V: keşke bende aynı şeyi senin için söyleyebilseydim Taehyung... Dedim acıyla yüzüne bakarak. Adam anlamıştı. Geri dönüşü yoktu. Bundan sonrasında ikiside tek tabancaydı. Hüngür hüngür ağladı adam kadının yanında. Kadın ise umursamiyordu. Sevdiği kadını kendisi kaybetmişti. Koskoca mafya şuan ciğeri parcalanircasina ağlıyordu. Aşk insanı böyle yapıyordu işte... Sen bile ne yaptığını bilmiyordun. Son bir şey sordu kadına adam ayaklanip gitmeden önce: T: hiç bir şansım olmadı, değil mi? V: bu da işin üzücü tarafı, bir kere oldu. Onu da elinin tersiyle ittin.
@aysegulgunay621811 ай бұрын
Violanin şansi elinin tersini ittin dedikten sonra devami yokmu yoksa bendemi gözükmüyor😮
@laemytae11 ай бұрын
@@aysegulgunay6218 yok devamı yok🙃
@KumruGediz-k7z3 ай бұрын
Kapak için geldim dersem inanır mısınız? (Mühteşem olmuş😘
@laemytae2 ай бұрын
Yaa çok teşekkürler 🩷😁
@gulizaryirtici965911 ай бұрын
Yarım kalmış gibi özel bölüm yazarsan daha güzel olur bence ve hikaye güzeldi ama dediğim gibi yarım kalmıs gibi 🩷
@Eilish_world Жыл бұрын
Üzücü sonları sevmem ama hikaye harika olmuş bayıldım 🥰
@laemytae11 ай бұрын
Teşekkür ederimmmm💘
@emine-xs9ju11 ай бұрын
fena oldum içim gitti mükemmel olmuşş ellerine sağlık baby