Рет қаралды 16,747
Videonun Linki
x.com/Fkh_medr...
Lokman suresinde ayet-i Kerimede geçen “denizler mürekkep, ağaçlar kalem olsa rabbinin kelamı yazmakla tükenmez” ifadeleri zannımca Kur’an’ın mucizevi yönüne de işaret etmektedir. Kur’an bitmez tükenmez bir hazinedir. Rabbimizin sözü olmak yönüyle mucizeler de bundan aynı oranda nasibini alır. Başka bir ifadeyle Kur’an-ı Kerim’in mucizevi oluşunu bir veya birkaç özelliğe indirgemek doğru olmadığı gibi bu, Kur’an’ı Kerimi dar zihnimizle sınırlandırmak anlamına gelir.
Dolayısıyla “Tevafuk”, Kutsal kitabımız Kur’an’ın göze hitap eden mucizevi özelliğinin bir türüdür.
Tevafuk hakikatte çok önemlidir; çünkü Kur’anımıza aittir. Özellikle bu zamanda çok önemlidir; çünkü aklı gözüne inmiş BU ZAMANIN İNSANLARIna Kur’an-ı Kerimin Allah kelamı ve mucize olduğunu hiçbir tereddüde yer bırakmamacasına ispat etmektedir.
“Kur’an Mekke’de nazil oldu, Mısır’da okundu, Türkiye’de yazıldı” sözünün altına atılan bir tasdik imzası hükmündedir Tevafuklu Kur’an-ı Kerim. Hat sanatının bir anlamda kemale erdiği, zirveye ulaştığı bir dönemde ihsan edilmiş olması, son derece hikmetlidir.
Her icraati hikmet ile olan Rabbimizin böylesi muhteşem bir Kur’an’ı, hayatlarını iman ve Kur’an hizmetine adamış iki zata; Bediüzzaman Hazretleri ve Husrev Efendiye nasip etmiş olması da ayrıca üzerinde durup düşünülmesi gereken bir konudur.
Elimizdeki son derece kuvvetli bir delil ve muarızlara karşı adeta elmas bir kılıç hükmündedir Tevafuklu Kur’an-ı Kerim. Muhatapları ilzam etmek, susturmak için herhangi bir şey söylemeye, anlatmaya hacet yoktur. Çünkü bize bedel, göze hitap eden tevafuklarının diliyle Kur’an hal diliyle konuşmaktadır. “Satır ve sayfa standardım yine kendimden olduğu halde tüm sayfaların ayet sonuyla bitmesini ve yine tüm sayfalarda “Allah, Rab, Kur’an, Muhammed” kelimelerinin alt alta gelmesini ‘ey inkarcı, neyle açıklayabilirsin?’” diyerek onları adeta susturmaktadır.
Hatta yeri gelmişken bana çok enteresan gelen bir durumu da arz etmek isterim: Diğer videolarda anlattığımız, her birinin sağlam delilleri bulunan ve fakat soyut konular olan iman ve ibadet konularındaki videolara İslamla barışık olmayan kimseler tarafından çok yoğun itirazlar gelmiş olmasına rağmen, Kur’anımızdaki tevafuk harikasını anlatmaya çalıştığımız bu videolara garip bir şekilde yorumlarda neredeyse hiçbir itiraz gelmedi. Bu da Üstad Bediüzzaman’ın “bu zamanda akıllar gözlere inmiş” tespitinin ne kadar yerinde bir saptama olduğunu ve aynı zamanda tevafuk harikasının da tam da bu zamanın hastalığının bir ilacı olduğu hakikatini gerçek anlamıyla gözler önüne serdiğini göstermektedir.
Son olarak şunu da ifade edip konuyu tamamlayalım. Yazılan tevafuklu Kur’an nüshalarını Üstad Bediüzzaman Allah dostu diye tabir edilen kişilere gösterdiğinde Onlar “levh-i mahfuzda yazılan Kur’an’a çok benziyor” demişler. Devamında ise Hz. Üstad şöyle buyurmaktadır: “Demek Kur’an’ın bir hatt-ı hakikisi var ki Husrev kendi yazdığı Kur’an’la o hatta çok yaklaşmıştır.”
Yine diğer bir yerde de şöyle buyurmaktadır: ““Asr-ı saadetten beri böyle hârika bir surette mu'cizeli olarak yazılmasına hiç kimse kadir olmadığı halde Risale-i Nur'un kahraman bir kâtibi olan Hüsrev 'e "Yaz" emir buyurulmasıyla, Levh-i Mahfuz'daki yazılan Kur'an gibi yazılması…” Anlaşılan o ki bu iş tamamen Allah’ın bir ihsanıdır.