Dersten Kısa Notlar: -“Allah’ı bırakıp da din âlimlerini, rahiplerini, özellikle Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa tek bir Tanrı’ya kulluk etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka tanrı yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır. İsterler ki Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürüversinler; ama inkârcılar hoşlanmasalar da Allah nurunu muhakkak tamamlamayı istiyor. Bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü, doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O’dur; müşrikler hoşlanmasalar da!” -Yahudiler ve Hristiyanlar bir vakit sonra akide bakımından yani doktrinsel olarak belli sapmalar yaşamışlar. Bu sapmalar onları Allah azze ve celleden uzaklaştırmış. Cenâb-ı Hak ayetlerde buna dikkatimizi çekiyor. Hz.Mesîh’i rab edindiler, yücelttiler. Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem sakın onlar gibi yapmayın beni yüceltmeyin, diye bizi uyardı. Hak dinde sadece Yaratan Kudret’in ilahlığı söz konusu. Mevlamız O ve O’dan geldik O’na dönüyoruz. Tüm gelen peygamberler kavmine bunu söylediler. -“‘Rahmân çocuk edindi’ dediler. Hakikaten çok çirkin bir iddia ortaya attınız. Öyle ki bundan dolayı neredeyse gökler çatlayacak, yer ortasından yarılacak, dağlar yıkılıp çökecek! Çünkü Rahmân’a çocuk yakıştırıyorlar. Halbuki çocuk edinmek Rahmân’ın şanına yakışmaz.” (Meryem, 88-92) Peygamberler dahil herkes Allah azze ve cellenin kuludur. Bu ışığı,aydınlanmayı söndürmek isteyen şeytani kimseler var. Onlar Allah azze ve cellenin nurunu söndürmek istiyorlar. Tarih bunun örnekleri ile dolu ve bu İslami propaganda taa bugünlere kadar uzanıyor. Onlar ne kadar saldırırsa saldırsınlar “Allah illa ki nurunu tamamlayacak.” Ayeti ile Cenâb-ı Hak ümmete büyük bir müjde veriyor. Nitekim aradan 14 asır geçti İslam hep daha çok coğrafyaya ulaştı, hiç bir zaman sönmedi, bitmedi, hep yepyeni coğrafyaların tertemiz gönüllerinde karşılık buldu. Üstelik araştıran inceleyen entellektüel bir karşılık bulan bir din olarak devam ediyor. Allah azze ve celle nurunu tamamlamaya devam ediyor velev ki kafirler bundan hoşlanmasalar bile! Prof. Dr. Hfz. Halis AYDEMİR