Рет қаралды 4,423
Kadın doğdu, büyüdü, temizledi, pişirdi, üredi, üretti, çalıştı, çalıştı, çalıştı... Adına “Ahmet Bey’in eşi” dediler. Çerden çöpten aş etti, bulunmamışı eliyle koymuş gibi buldu, düşünülmeyi düşündü, cephede asker oldu, mesleğinde uzman oldu, evde anne oldu. “Mehmet Bey’in kızı” diye andılar. Dünyayı değiştirecek sayısız vasfı içinde en büyük vasfı, birisinin bir şeyi olmak oldu. Oysa kadının bir adı vardı.
Tomris Uyar da doğdu, büyüdü, izledi, öğrendi, çabaladı, üretti, Türk öyküsünde biçimsel birçok buluşun öncüsü oldu, öyküde ânı, kesiti hayatın içinden soyutlamadan okuruna bir ödül gibi sundu. Adına “İkinci Yeni’nin ilham perisi” dediler. Hiç durmadan yazdı, ömrü boyunca yazdı, dergi yayımladı, Papirüs’ün ayakta kalması için her şeyi yaptı. Türkçeye hâkim olmak için yaptığı çeviriler bir kitaplığı doldurdu. Bunların hiçbirinin hiçbir anlamı yokmuş gibi onu “İkinci Yeni’nin gelini olarak andılar. Bu vasıf, sanki onu tanımlarmış gibi Tomris Uyar deyince, İkinci Yeni şairlerinin şiirlerine ilham olan, onları zaman zaman tatlı tatlı da olsa birbirine düşüren, adına şiirler yazdıran, her rakı masasında, anason kokusu kadar bahsi orada olan bir kadın algısı düşüverdi akıllara.
Oysa Edip Cansever’in de dediği gibi Kim bilir belki de hatırlatmak ister gibi, haykırmak ister gibi onun adını, gerçek adını herkese bir adı vardı onun, Tomris Uyar’dı. Kaç şair, kaç defa şiir yazarsa yazsın ona, hepsinden bağımsızdı. Hepsine uyumsuzdu. Belki de bir başkasından aldığı değil; kendine taktığı isimdi onun gerçek ismi: “R.Tomris.”
Hazırlayan-sunan: Betül Şükür
Çekim-kurgu: Kivi Ajans
Videoların devamı için beğenmeyi ve abone olmayı unutmayın.
İletişim:
Instagram: / betullsukurr
Mail: betullsukurr@gmail.com
#TomrisUyar