Рет қаралды 17,990
TRUMP'IN ULUSAL GÜVENLİK DANIŞMANI WALTZ: ABD ASKERLERİ SURİYE'DE OLMAMALI
Suriye'deki son gelişmelere değinen Waltz, ABD'nin bu ülkede dikkate aldığı konular başında IŞİD'li teröristlerin durumu ve İsrail'in sınırları olduğunu dile getirdi.
Waltz, Trump'ın ABD Başkanı olduğu dönemdeki Orta Doğu politikalarının doğru olduğunu savunarak, "Başkan Trump kesinlikle haklı. Onun yetkisi kararlı şekilde bizi Orta Doğu savaşlarına sürüklememekti. Amerikan botlarının (askerlerinin) Suriye'de herhangi bir şekilde dolaşmasına ihtiyacımız yok ama IŞİD, İsrail sınırı ve Körfez müttefiklerimizle olan daha geniş dinamiklere dikkat etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
İran'ın nükleer silaha sahip olmaması gerektiğini söyleyen Waltz, "İran nükleer silaha sahip olursa Suudlar da Türkler de nükleer silaha sahip olmak isteyecek" iddiasında bulundu.
Hamas'ın her zamankinden daha çok yalnız kaldığını savunan ve Gazze'deki ABD vatandaşı İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını isteyen Waltz, "Hamas'ın bir tanesi hariç tüm çıkışları kapalı, eğer yaşamak istiyorsanız o da rehinelerimizi serbest bırakmaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Waltz, Trump'ın göreve başlamasının ardından "yakında" Yemen'deki Husilerin yeniden "terör örgütü" listesine alınacağını ifade etti.
İsrail'in Lübnan'da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazları ve telsizlerin patlatıldığı saldırılarına da değinen Waltz, "modern tarihin en cesur, en etkili gizli eylem operasyonlarından biri olduğunu" iddia etti ve Hizbullah'ın bu saldırıyla zayıfladığını savundu.
IRAK DIŞİŞLERİ BAKANI: SURİYE’DE IŞİD’İN ELİNE YENİ SİLAHLAR GEÇTİ
Rûdaw’ın aktardığına göre Bakan Hüseyin basın toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye halkına yardım etmek ve bir siyasi sürecin temelini atmak için çaba harcadıklarını bildirerek, “Bu süreç Suriye’nin istikrarını sağlayacak ve egemenliğine saygı gösterecek şekilde bölgesel işbirliğini güçlendirmelidir. Ayrıca tüm tarafların katılımını içermelidir” dedi.
Hüseyin, Suriye ve Irak sınırında IŞİD’in faaliyetlerinin arttığına dikkat çekerek, “IŞİD gibi terör örgütlerinin artan varlığı konusunda endişeliyiz. Özellikle Suriye’nin doğusunda yeni silahlar elde etmiş olmaları kaygı verici bir durum” diye konuştu.
Umman Dışişleri Bakanı Badr el-Busaidi ise, bölgedeki çatışmaların çözümü için diplomatik çabaların artırılması gerektiğini vurguladı. El-Busaidi, “Diplomasi yoluyla sorunları çözme ve bölgeye istikrar getirme konusunda ısrarcıyız” ifadelerini kullandı.
İRAN'DAN SURİYE AÇIKLAMASI: MEVCUT YÖNETİMLE DOĞRUDAN BİR BAĞLANTIMIZ
İran'ın resmi haber ajansı IRNA'ya göre, Bekayi, haftalık basın toplantısında gündeme dair soruları yanıtladı.
Ülkesinin Suriye politikasına ilişkin açıklamalarda bulunan Bekayi, İran'ın önceden Suriye'ye müdahalesinin "terörizmle mücadele" amacıyla olduğunu öne sürerek, "Geçmişte bazı gruplarla iletişimdeydik. Ancak, Suriye'deki mevcut yönetimle doğrudan bir bağlantımız bulunmamaktadır." dedi.
Türkiye ile Suriye konusunda fikir alış verişinde bulunduklarını dile getiren Bekayi, "Bölge ve Suriye'deki gelişmelere dahil olan her aktör ve taraf, olaylara ilişkin kendi özel anlatılarına sahip. Ancak, bu anlatıların tamamı bizim tarafımızdan kabul edilmek zorunda değildir." ifadelerini kullandı.
Son gelişmelerden sonra Suriye'de hiç bir İran vatandaşının bulunmadığını belirten Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Suriye'deki belirsizlikten dolayı, vatandaşlarımızın Suriye'ye gitmesini tavsiye etmiyoruz. Diplomat ve askeri danışmanlarımız Suriye'den çıktı. Şu an Suriye'de İran vatandaşı bulunduğunu sanmıyorum." açıklamasında bulundu.
DAVUTOĞLU BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISINA İŞARET ETTİ: PYD'YLE GÖRÜŞÜLEBİLİR
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
ULUSAL UZLAŞI KONSEYİ KURULMALI: Türkiye için Kürtler bir tehdit değildir. Bunu bir kere varsayım olarak benimsemeliyiz. “Kardeştir, tarihdaştır, kaderdaştır” diyerek yaklaşacaksınız. Ondan sonra da ihtilaf mı var? Söyleyeceksiniz, konuşacaksınız onunla. Burada bu iki şeyi birden yapmak lazım. Ulusal uzlaşı çalışmalarına Kürtlerin katılımını teşvik etmek lazım. Ama hangi Kürtler? Bakın şimdi dedim ki Haseke’deki PYD'nin kontrolünde olan Kürtleri tek başına muhatap almak da doğru değil. Bir ulusal uzlaşı konseyi bir an önce kurulmalı ve orada sadece Haseke’den değil Hama'dan ve Halep'ten, Afrin’den Türkiye’ye müzahir Kürtlerin temsili sağlanmalı. Şam'daki birkaç mahallede de yoğun Kürt var, belki 50 bin civarında. Böylece Suriye'deki Kürtlerin tümüyle PKK ya da PYD kontrolünde olduğu algısını yıkmak lazım. Sonra da Türkiye'de Bahçeli'nin öne çıkardığı süreçte birtakım ilerlemeler olursa paralel olarak PYD ile temaslar olabilir.