Ben de uzun yıllar önce üniversiteyi okumak için İstanbul'a geldim. Okul dönemlerinde yurtta, hafta sonları ağabeyimin evinde kalarak 4 yıl idare ederim, Trabzon'daki düzenimizi bozmayalım diye düşünmüştüm. Fakat İstanbul'da yerleşmiş olan ağabeyime ve anneme söz geçiremedim.Annemin ağabeyim sözkonusu olduğunda beni gözü görmezdi. Torunları doğduktan sonra annem için dünya onların üzerine kuruldu. İçim kan ağlaya ağlaya ayrıldığım Trabzon'la bağımızıkopardı. Üniversiteyi bitirince ya devlet memuru olur Trabzon'a tayin isterim ya da yüksek lisansımı ve doktoramı yapıp Trabzon'da eğitim Fakültesi'nde hoca olurum, hemTrabzon'a dönmüş olurum hem de orada akademik kariyerimi yaparım diye düşündüm. 4 yıl deli gibi ders çalıştım.4 kış annemin bana 3 beden büyük gelen mantosu ile üniversiteye gittim. Annem mantosunu niçin bana vermişti biliyor musunuz? Mantonun kumaşı ağır geliyormuş.Hiç bütünlemeye kalmadığım halde her yaz anneme Trabzon'a gidelim diye yalvarmama rağmen ağabeyim tatile gitmemize sıcak bakmadığı için annemi ikna edemedim. Doğu Dilleri ve Edebiyatları çok ağır bir bölüm olmasına rağmen Haziran döneminde ve yüksek derece ile mezun oldum. Bunun ödülü olarak bile annem beni Trabzon'a tatile götürmedi. Ne yazık ki bölümümde yüksek lisans sınavı ve sınıfı açılmadı. Üstelik önümüzdeki birkaç yıl içinde de açılmayacağını hocalarımız söylüyorlardı. Hocalarımız çok haklı idi. Çünkü bölümümde yüksek lisans sınavı ben mezun olduktan tam 7 yıl sonra açıldı. Akademik kariyerden umudumu kesmiştim. İş aramaya başladım. Fakat başvurduğum hiçbir yerden olumlu sonuç alamadım. Annemle İstanbul İl Kültür Müdürlüğü'nü kapısındaki memur sınavı ( henüz KPSS yoktu kurum içi sınav yapılıyordu)ilanını gördük. İçeri girdik. Orada bir memura sınava girmek için başvurmak istediğimi söylediğimde; "Bu sınav üiversite mezunları için değil lise mezunları için açılmış bir sınav siz giremezsiniz." diye cevap verdi. Allahım 4 yıl önce üniversite mezunu olmadığım için için yüzüme kapanan kapılar şimdi de üniversite mezunu olduğum için kapanıyordu. Elimi çabuk tutmam ve 35 yaşından gün almadan devlet memuru olmam gerekiyordu. Devlet memurluğu bana hem güvenceli hem de sempatik geliyordu.Çünki annem de devlet memurluğundan emekliydi. Çocukluğum postanede annemin servisinde annemi çalışırken izlemekle geçmişti. Öyle ki daha ilkokula başlamadan önce evde sehpanın üzerine kurumuş stampa, bitmiş mürekkep şişesi, kırık bir dolma kalemlik, annemin,babamın artık kullanmadığı bozuk dolmakalemleri, bozukdelgeçi dizer, eski yılların ajadalarının sayfalarına, minicik kalmış sabit kalemlerle tıpkı annem gibi irşeyler karalayarak kendi kendime memurculuk oynardım. Biliyor musunuz, 1960'lı yılların ilk yarısında Türkiye'de tükenmez kalem yoktu.Resmi evraklar ya sabit kalemlerle ya da dolma kalemlerle yazılırdı. Mektuplar da dolmakalemlerle yazılırdı. Bir dolmakalem sahibi olmak büyük bir lükstü. Kaliteli bir dolmakalem verilecek en değerli hediyelerdendi. Birbuçuk yıl iş aradıktan sonra Kültür Bakanlığı'na bağlı bir eski eser kütüphanesinde iş buldum. Referansım da torpilim de diplomamı yanında bana verilen 4 yıllık ders ortalamalarımın dökümü idi. Fakat maalesef bana verilen kimlikte ünvanım "uzman" olarak yazsa da kadrom yoktu. Kadro karşılığı sözleşmeli uzman olarak işe alınmıştım. Sosyal güvencem okadar sallantıdaydı ki her yıl bakanlık sözleşmemi isterse yeniler isterse yenilemezdi. İstediği an sebep göstermeden sözleşmemi fesh edebilirdi. Bunun müdürümle alakası olmayıp doğrudan bakanlık ve genel müdürlükle alakası vardı. Ah o sözleşmeler Demokles'in kılıcı gibi tepemde sallanırken neye güvenip de Trabzon'a geri döecektim? Sözleşmem fesh edilirse veya yenilenmezse evimin kirasını neyle ödeyecektim? Bu geçen zaman içinde de annem beni e Trabzon'a götürdü ne de gönderdi. Çalışıyordum, maaş alıyordum, yaşım 35'i geçmişti fakat annem bana hala ergen kız çocuğu muamelesi yapıyordu.Özgürlüklerimi kısıtlıyordu. Trabzon'a kesin dönüş yapmaktan ümidimi kesince karşıma çıkan ve hayran olduğum, aradığım birçok özelliği kendisinde bulduğum erkekle evlendim.Birlikte 25 yılı devirdik. Fakat eşim ilkokula İstanbul'da başlamış birisi olarak İstanbul'dan başka bir şehirde yaşamaya hiç sıcak bakmadı. Yıllar böyle geçti. Hayat şartları ağırlaştı. Biz yaşlandık. Artık buradaki düzenimizi bozup tekrar Trabzon'a dönmeye ne sağlığımız ne de mali şartlarımız elvermiyor. Kaldık mı İstanbul'da? Benim de son arzum, Trabzon'da babamın kabrine gömülebilmek.Nasip!!!
@meryemcikmazkara14702 жыл бұрын
Rabbim dua,larina kabul eylesin, oturmak için değil tatil için gidersiniz inşallah kendi doğduğun il başkadır
@mehracresilov30522 жыл бұрын
İnseAllah
@meryemcikmazkara14702 жыл бұрын
@AAtamanyakılmıyor ne kadar istesen, de gidilmiyor,
@mustafatuna55062 жыл бұрын
Üşenmeyip nası yazdın
@fatmasezer34742 жыл бұрын
Şimdiye kadar düşündüyün olmamış inşaallah son arzun olur be abla m. Rabbim sağlıklı ömür nasip etsin ömründe ölümünde hayırlısını nasip etsin e İnşallah istediğiniz yere köyünüze nasip olursunuz her şey gönlünüzce olsun Allah'a emanet
@SN-oe6tu2 жыл бұрын
söyleceğimi söylesem anlayan olmaz her insan bu ibreti anlamaz işte
@zafersenol97322 жыл бұрын
ALLAH RAHMET EYLESİN MEKANI CENNET OLSUN İNŞALLAH.
@melekanne23362 жыл бұрын
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
@abdullahcigdem58322 жыл бұрын
Allah gani gani rahmet eylesin mekanı cennet ruhu şad olsun nurlar içinde yatsın İnsallah
@basakaycindonmez99772 жыл бұрын
Allah rahmet eylesin. Yurtdışında kendisine bir düzen kurmuş. Düzenini bozup geri dönmek, yeniden düzen kurmak kolay değildir.Siz bunu yaşayana sorun.
@deryaguel612 жыл бұрын
O normal izinede tatilede gelmemiş galiba
@dadasdadass47702 жыл бұрын
Askerden gelince sevdiğini başka birine verdiklerini öğrendi ve yıkıldı gidiş o gidiş
@MarcO-do3ns2 жыл бұрын
Mantıklı 👍
@sucemresimaydemir78172 жыл бұрын
Orası zaten cennet.....
@nazmiyecesur65062 жыл бұрын
Iyi sehiler Allah rahmen eylesin
@sadullah4552 жыл бұрын
Saçma ne gereği var ki böyle maceralara
@cemilgunduz87322 жыл бұрын
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah amin ne efkarı varsa hepsi bitti işte
@KARDELENKIRCICEGI-xj3qn Жыл бұрын
Klasik laz inadı Arnavut inadı 1 laz inadı 2 sonunda çenazeside olsa gelmiş yurda memleketine allah rahmet eylesin
@ademusta73582 жыл бұрын
Olaya gizem katmanın manası yok, çevresinde kafa dengi (?) yok idi, terk ı diyar etti... Babamın ruh ikizi. Babamdan daha akıllı idi, çocuk yapıp ele, namert e muhtaç etmedi.