Çağın mevlanasi ne güzel bilgin. Eseri için yaşayan adam. Nurlar içinde yat
@erdalduztas7296 Жыл бұрын
❤Allah gani gani rahmet eylesin size Hocam çok değerli bilgiler verdiniz yeriniz cennet olsun ❤
@Namiq-gn9ds2 жыл бұрын
Allah sənə rəhmət eləsin ey böyük insan
@senanmuradov64812 жыл бұрын
Allah Yaşar Nuri Öztürk hocamıza rəhmət eləsin.o bütün Türk İslam dünyasının fəxri və müəllimi idi. O böyük filosof, elm və hikmət sahibi idi. Allah mekanını cənnət etsin 🙏🇦🇿🇹🇷
@haticeylmaz99752 жыл бұрын
Rahmetle olsun bilge kul yerin acık kaldı senin ve gecmişin nurda olsun
@nana-xp9ky2 жыл бұрын
Momin yasar bey💔🇦🇿💔
@BTS-oc9xx Жыл бұрын
Güzel hocam 💔❤️
@gulaygencay38762 жыл бұрын
♥🇹🇷ALLAH; RAHMET EYLESİN, GÜNAHLARI VARSA AFFETSİN, MEKÂNLARI CENNET OLSUN ARAMIZDAN AYRILMIŞ BÜTÜN VATANSEVERLERİN VE YAŞAR NURİ ÖZTÜRK’ÜN DE( başta başkomutan Mustafa Kemâl Atatürk olmak üzere, bütün gazi ve şehitlerimizin de). AMİN🤲🏻♾
@aliaskarov82852 жыл бұрын
Аллах гани гани оахмат этсин хакини халал эт хожам сандан илими органдух курани танидух бу програмаданда. Аллах рази олсин
@fatmaalp99362 жыл бұрын
Kendi tırnaklarıyla zirveye ulaşan adam
@elkabelka8882 жыл бұрын
луч света...в темном царстве.Karanlık bir alemde bir ışık ışını....
@libragemini13892 жыл бұрын
Onlar da şöyle derler: "Hamt olsun o Allah' a ki bize vaadini yerine getirdi, bizi yeryüzüne mirasçılar yaptı. İşte, cennetten istediğimiz yerde konaklıyoruz. İş yapıp değer üretenlerin ödülü ne de güzelmiş!" Zümer, 74./Melekleri de arşın çevresini kuşatarak Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamt âlemlerin Rabbi'ne özgüdür! Zümer, 75. Hâ, Mîm. Mü’min, 1. Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Alîm olan Allah'tandır. Mü’min, 2. Ğafir'dir, günahı affedendir. Tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütfu bol olandır O. İlah yoktur O'ndan gayrı. Yalnız O'nadır varış ve dönüş. Mü’min, 3./"Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen! İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş." Mü’min, 9./O Refî'dir, dereceleri yükseltendir; arşın sahibidir. Buluşma günü hakkında uyarmak için emrinden olan Rûh'u kullarından dilediğine indirir. Mü’min, 15./O gün onlar ortaya çıkarlar. Hiçbir şeyleri Allah'a gizli kalmaz. Kimindir bugün mülk/saltanat? O Vâhid ve Kahhâr olan Allah'ın! Mü’min, 16./Bugün her benlik kazandığıyla cezalandırılır. Zulüm yok bugün! Allah, hesabı çabucak görür. Mü’min, 17./O bilir gözlerin hain bakışını ve göğüslerin sakladığını. Mü’min, 19./Allah, hak ile hükmeder! O'nun dışında yakardıkları ise hiçbir şeyle hükmedemezler. Allah'tır mutlak Semî', mutlak Basîr... Mü’min, 20./Göklerin ve yerin yaratılışı/yarattıkları, insanların yaratılışından/insanlar âleminden elbette daha büyüktür. Ne var ki insanların çokları bilmiyorlar. Mü’min, 57./İman edenler derler ki: "Bir sure indirilseydi olmaz mıydı?" Fakat hükmü kesinleşmiş bir sure indirilip de içinde savaş da anılınca, kalplerinde maraz olanların, ölüm baygınlığına tutulmuş bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Onlara uygun olan da odur. Muhammed, 20./ Denizler fışkırtıldığı zaman , ./ Kabirler deşildiği zaman ./ Benlik , bilmiş olaçaktır önden gönderdiğini de arakaya bıraktığında ./ Çok büyük bir gün için. Mutaffifîn, 5./Bir gün ki, insanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda kıyama geçerler. Mutaffifîn, 6./İtaat edilir orada kendisine, emindir. Tekvîr, 21./ Güneş, dolam dolam sarmalandığına , ./ Yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde, Tekvîr, 2./Dağlar yürütüldüğünde, Tekvîr, 3./ On aylık hamile develer kendi haline bırakıldığında ./ Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında, Tekvîr, 5./Denizler kaynatıldığında, Tekvîr, 6./Benlikler çiftleştirildiğinde, Tekvîr, 7./O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda, Tekvîr, 8./Hangi günah yüzünden öldürüldü diye! Tekvîr, 9./Sayfalar açılıp göz önüne konduğunda, Tekvîr, 10./Göğün örtüsü soyulup indirildiğinde, Tekvîr, 11./Cehennem kızıştırıldığında, Tekvîr, 12./Cennet yaklaştırıldığında, Tekvîr, 13./Her benlik, önceden ne hazırlamışsa bilmiş olacaktır. Tekvîr, 14./Beriye geldiği ve geriye döndüğü zaman geceye, Tekvîr, 17./Ki o, çok değerli bir elçinin sözüdür. Tekvîr, 19./Çok güçlüdür o elçi, Arş sahibinin katında saygındır. Tekvîr, 20./Ve soluyarak açıldığı zaman sabaha, Tekvîr, 18./O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince, Abese, 5./Ki sen ona yöneliyorsun; Abese, 6./O, koşarak sana gelen var ya; Abese, 8./Odur içine ürperti düşen. Abese, 9./Sen ona aldırmazlık ediyorsun. Abese, 10./Hayır, hiç de öyle değil! O, bir düşündürücüdür. Abese, 11./Dileyen onu düşünüp öğüt alır. Abese, 12./ Ey insan ! O sonsuz cömertliğin sahibi Kerim Rabbine karşı seni aldatıp gururulu kılan nedir ?! /İyilik sergileyenler büyük bir nimetin tam içindedir. Mutaffifîn, 22./Ki sonu bir misktir. İşte, yarışanlar böyle bir şey için yarışsınlar! Mutaffifîn, 26./ El-Kerim ./ O gayb konusunda cimri değildir . / Ve o ,kovulmuş şeytanın sözü değildir ./ Yemin olsun o burçlarla dolu göğe, Bürûc, 1./Tanıklık edene, tanıklık edilene/seyredene, seyredilene, Bürûc, 3./O tutuşturulan ateşin adamları, Bürûc, 5./Allah, içlerinde sakladıklarını çok iyi biliyor. İnşikâk, 23./O halde, onlara acıklı bir azap muştula! İnşikâk, 24./İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlar müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir ödül vardır. İnşikâk, 25./Ki beldeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı. Fecr, 8./Çünkü Rabbin tam gözetleme yerindedir/tam bir biçimde gözetlemektedir. Fecr, 14./İnsan böyledir; Rabbi kendisini deneyip de ona cömert davranır, nimet yağdırırsa: "Rabbim bana ikramda bulundu!" der. Fecr, 15./Ama Rabbi onu sıkıntıya uğratıp rızkını ölçüye bağlarsa: "Rabbim bana ihanet etti!" der. Fecr, 16./Der ki: "Keşke şu hayatım için önden bir şeyler gönderseydim." Fecr, 24./Gir kullarımın arasına! Fecr, 29./Gir cennetime! Fecr, 30./Yemin olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye, Leyl, 1./Ve parıldadığı zaman gündüze, Leyl, 2./Yemin olsun erkeği de dişiyi de yaratana, Leyl, 3./Ki sizin emek ve gayretiniz mutlaka dağınık ve parça parçadır. Leyl, 4./Rabbinin o Al'a,o yüce adını tespih et! A’lâ, 1./Yüceler yücesi Rabbinin yüzünü özleyip istemek için veren hariç. Leyl, 20./Yakında mutlaka hoşnut olacaktır. Leyl, 21./Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır! Alak, 1./Oku! Rabbin Ekrem'dir/en büyük cömertliğin sahibidir. Alak, 3./O'dur kalemle öğreten! Alak, 4./Yemin olsun incire, zeytine, Tîn, 1./Tûr-i Sîna'ya, Tîn, 2./Ve şu güvenli kente ki, Tîn, 3./Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. Tîn, 4./Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne/aşağıların en aşağısına çevirip attık. Tîn, 5./Böyle iken dini sana ne yalanlatır? Tîn, 7./Allah, yargıçların en güzel hüküm vereni değil mi? Tîn, 8./Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner! Kadr, 4./Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar! Kadr, 5./De ki: O, Allah'tır; Ahad'dır, tektir! İhlâs, 1./Allah'tır; Samed'dir/tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği tek kuvvettir! İhlâs, 2./Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur! İhlâs, 3./Hiç kimse O'nun dengi ve benzeri olmamıştır, olamaz! İhlâs, 4./De ki: "Şefaat, tümden ve sadece Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü/yönetimi O'nundur. Sonunda O'na döndürüleceksiniz." Zümer, 44.
@sehribansolmaz106 Жыл бұрын
🌠🌠🌠🌠🌠 ...Allah ın selamı, rahmeti bereketi, mağfireti kucaklasın sizi ve isimleri ni zikretmiş olduğunuz İDOL şahsiyetler i... RAHMETLİ Hocamız 💕🌱😇
@sevmekzormus85212 жыл бұрын
En yakınlarım tarafından kandırılmışlığın derin sarsıntısı içindeyim! Onları ve onlarıda kandırmışlar!
@muradkalaev2 жыл бұрын
Мой духовный отец наставник 🙏
@libragemini13892 жыл бұрын
Ey giysisine bürünüp kenara çekilen! Müddessir, 1./ Kalk da uyar! Müddessir, 2. Rabbinin yüceliğini duyur! Müddessir, 3. Temizle giysilerini! Müddessir, 4./Ve yalnız Rabbin için dayanıklı kıl benliği! Müddessir, 7. / İki doğunun Rabbi de O'dur, iki batının Rabbi de. Rahmân, 17./O Rahman, Rahmân, 1./O öğretti Kur'an'ı, Rahmân, 2./O yarattı insanı, Rahmân, 3./O belletti ona beyanı. Rahmân, 4./Güneş ve Ay. Hesaba bağlıdır herbirinin her şeyi. Rahmân, 5./Çimen/yıldız ve ağaç secde ediyorlar. Rahmân, 6./Ve gök. Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı. Rahmân, 7./Ve kulları üzerinde hüküm ve egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Tüm hikmetlerin kaynağıdır O. Her şeyden haberdardır. En’âm, 18./O Rahman, arş üzerine egemenlik kurmuştur. Tâ-Hâ, 5./Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur. Rahman'dır O. Haberdar olana sor O'nu. Furkân, 59./Kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir O. Üzerinize koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerimiz onu vefat ettirirler. Ne vaktinden önce iş yaparlar onlar ne de vaktinden sonra. En’âm, 61./Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar. Rahmân, 19./Bir ayırıcı var aralarında; kendi sınırlarını aşmıyorlar. Rahmân, 20./Çıkıyor onlardan inci ile mercan. Rahmân, 22./Denizde koca dağlar gibi akıp giden o görkemli gemiler de O'nundur. Rahmân, 24./Ve yerküre. Koydu onu toprakta yaşayacak yaratıklar için. Rahmân, 10./Bir meyve var onda. Ve salkımlarla donatılmış hurma ağaçları. Rahmân, 11./Çimli ve samanlı dâne ve hoş kokulu otlar vardır. Rahmân, 12./İnsanı, pişirilmiş çamur gibi kuru bir balçıktan yarattı. Rahmân, 14./Cini de ateşin dumansızından yarattı. Rahmân, 15./Yemin olsun tan yerinin ağarma vaktine, Fecr, 1./On geceye, Fecr, 2./Çifte ve teke, Fecr, 3./ El-Kavi / Şu bir gerçek ki, yeni bir oluşa koyulmak üzere geceleyin kalkan, yer tutma bakımından daha güçlü, söz bakımından daha etkilidir. Müzzemmil, 6./Rabbinin adını an ve tüm benliğinle O'na yönel! Müzzemmil, 8./Gaybı bilendir O. Gaybı konusunda hiç kimseyi yardımcı yapmıyor. Cin, 26./De ki: "Allah'tan beni hiç kimse kurtaramaz ve O'nun dışında bir sığınak da asla bulamam!" Cin, 22./De ki: "Ben size zarar verme gücüne de ışık ve aydınlık verme gücüne de sahip değilim." Cin, 21./De ki: "Ben ancak Rabbime yakarırım/çağırırım. Ve hiç kimseyi O'na ortak koşmam." Cin, 20./Ey iman edenler! Seslerinizi o Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin! Kiminizin kiminize bağırarak konuştuğu gibi, onun huzurunda sözü yükseltmeyin! Yoksa siz hiç farkında olmadan amelleriniz eriyip gider. Hucurât, 2./Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok sevecendirler/çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir. Fetih, 29./Bilin ki, Allah'ın resulü içinizdedir. Eğer o çoğu işte size uysaydı, gerçekten zorlukla karşılaşır, sıkıntıya düşerdiniz. Ama Allah, imanı size sevdirmiş ve onu gönüllerinizde süslemiştir. Ve size küfrü, öz-söz bozukluğunu, isyanı çirkin göstermiştir. Rüşte ermiş olanlar işte bunlardır; Hucurât, 7./Allah'tan bir lütuf ve nimet olarak. Alîm'dir Allah, Hakîm'dir. Hucurât, 8./Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin. Hucurât, 10./Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin! Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Öz benliklerinizi ayıplamayın/kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir! Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir. Hucurât, 11./Gökleri ve yeri ortaya çıkarandır, Fâtır'dır O. Size, benliklerinizden eşler yapmıştır; davarlardan da çiftler. Bu tarz içinde üretiyor sizi. O'nun benzeri gibi bir şey yoktur. Gereğince işiten, gereğince görendir O. Şûrâ, 11./Göklerin ve yerin kilitleri/anahtarları O'nundur. Rızkı, dilediğine açıp bol bol verir. Kısarak, ölçüyle de verir. Gerçek şu ki, O herşeyi en iyi biçimde bilmektedir. Şûrâ, 12./Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nundur. Öylesine yüce, öylesine büyüktür O! Şûrâ, 4./İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplama günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte. Şûrâ, 7./Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alîm, sürekli yaratan Hallâk O'dur. Yâsîn, 81./O, bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir. Yâsîn, 82./Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz. Yâsîn, 83./ Allah dilerse Yunus kavmi gibi ikramda bulanabilir , bu çok kolaydır yüce Allah için . Yalnızça ol der ve olur . /Kandil, Allah'ın yükseltilmesine ve içinde adının anılmasına izin verdiği evlerdedir. Orada sabah-akşam O'nu tespih eder. Nûr, 36./Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah herşeyi bilmektedir. Nûr, 35./Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla... Fâtiha, 1./Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır. Fâtiha, 2./Rahman'dır, Rahîm'dir O. Fâtiha, 3./Din gününün Mâlik'i/ sultanıdır O... Fâtiha, 4./Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Fâtiha, 5./Dosdoğru giden yola ilet bizi... Fâtiha, 6./Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlığa/şaşkınlığa saplanmamışların yoluna... Fâtiha, 7. Elleri kurusun Ebu Leheb'in; zaten kurudu ya! Tebbet, 1./Kureyş'i alıştırıp ısındırdığı için, Kureyş, 1./Onları kış ve yaz yolculuğuna alıştırdığı için, Kureyş, 2./Bu evin Rabbine ibadet etsinler! Kureyş, 3./O ki, onları doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı korkudan. Kureyş, 4.Maun suresi
@onderkamer2 жыл бұрын
"Namazın kaç suresi var hocam?" Rahmetli bu tiplerle muhatap oldu.Haliyle sinir sorunları yaşıyordu.
@elkabelka8882 жыл бұрын
işik karanlıkta parlar,kardeşim,,,,,,)
@libragemini13892 жыл бұрын
Kuşkusuz, benim kullarım üzerinde senin hiçbir sultan olmayacaktır." Vekil olarak Rabbin yeter. İsrâ, 65./ Göğün ve yerin O'nun emriyle ayakta durması da O'nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağrıyla davet ettiğinde siz yerden hemen çıkacaksınız. Rûm, 25./Yaratmaya ilk başlayan/yaratılanları ilk yaratan O'dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Bu O'nun için çok da kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnekler/en yüce sıfatlar O'nundur. O'dur Azîz, O'dur Hakîm... Rûm, 27./ 27 Onlara Âdem'in iki oğlunun haberini de gerçek olarak oku. Hani, ikisi birer kurban sunmuşlardı da birinden kabul edilmişti, ötekinden kabul edilmemişti. "Seni mutlaka öldüreceğim." dedi. Öteki: "Allah sadece takva sahiplerinden kabul eder." dedi. 28 Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmayacağım. Şu bir gerçek ki, ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." 29 "Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da senin günahını da yüklenip ateş halkından olasın. İşte budur zalimlerin cezası!" 30 Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye ısındırdı, o da onu öldürdü. Böylece hüsrana uğramışlardan oldu. 31 Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu. 32 İşte bu yüzden biz, İsrailoğulları üzerine şunu yazdık: Kim bir kişiyi, bir kişiye karşılık yahut yeryüzünde bir fesat sebebiyle olmaksızın öldürürse, insanları toptan öldürmüş gibidir. Ve kim bir kişiye hayat verirse insanlara toptan hayat vermiş gibidir. Andolsun, resullerimiz onlara açık-seçik kanıtlar getirmişlerdir. Ama onlardan birçoğu bunun ardından da yeryüzünde zulüm ve azgınlığa sapmaktadır. ( Maide ) /Ne olurdu, bunlar, Allah ve resulünün kendilerine verdiklerine razı olsalardı da şöyle deselerdi: "Allah bize yeter. Allah bize lütfundan verecektir; resulü de. Zaten biz, gönlümüzü yalnız Allah'a bağlamışız." Tevbe, 59./ Şöyle yakar: "Rabbim! Beni, gireceğim yere doğruluk-dürüstlükle sok, çıkacağım yerden doğruluk-dürüstlükle çıkar. Katından bana yardımcı bir güç/kanıt ver." İsrâ, 80./Ve de ki: "Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti. Bâtıl, yok olmaya zaten mahkûmdu." İsrâ, 81./ 61 Hani, meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik; onlar da secde etmişlerdi. Ama İblis secde etmemiş, şöyle demişti: "Çamur olarak yarattığın kişiye secde mi ederim?" 62 Yine dedi: "Şu benden üstün kıldığına bir baksana! Yemin olsun, eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, hükmüm altına alacağım." 63 Allah buyurdu: "Defol git! Onlardan kim sana uyarsa, cezanız cehennem olacaktır. Ne de mükemmel ceza." 64 "Onlardan güç yetirdiğini sesinle yerinden oynat. Atlıların ve yayalarınla yaygara çıkarıp üzerlerine çullan. Mallarda, evlatlarda onlara ortak ol, onlara ha bire vaatte bulun." Şeytan onlara bir aldanıştan başka ne vaat eder ki?! 65 "Kuşkusuz, benim kullarım üzerinde senin hiçbir sultan olmayacaktır." Vekil olarak Rabbin yeter. 66 Rabbiniz odur ki, lütfundan nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütüyor. O, size karşı gerçekten çok merhametlidir. 67 Denizde size bir zorluk dokunduğunda, O'nun dışındaki tüm yalvardıklarınız ortadan kaybolur. Fakat O, sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. İnsan çok nankördür. 68 Peki, kara tarafında sizi yere geçirivermesinden yahut üstünüze çakıl savuran bir kasırga göndermesinden emin misiniz? Sonra kendinize hiçbir vekil bulamazsınız. 69 Yoksa sizi bir kez daha oraya gönderip üstünüze kırıp geçiren bir fırtına salarak, inkâr ettiğinizden dolayı sizi boğmayacağından emin misiniz? Sizin adınıza, bizden bunun öcünü alacak birini de bulamazsınız. 70 Yemin olsun, biz, âdemoğullarını onur ve üstünlükle donattık, onları karada ve denizde binitlerle yükledik. Onları, güzel ve temiz rızıklarla besledik. Ve onları, yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık. ( İsra ) ./ Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tâğuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada uzun süre kalacaklardır onlar. Bakara, 257./Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. Âl-i İmrân, 68./Sizden iki takım, korku ile bozulmak üzereydi. Halbuki Allah onların Velî'siydi. Müminler yalnız Allah'a güvenip dayansınlar. Âl-i İmrân, 122./De ki: "Göklerin ve yerin Fâtır'ı olan o yaratıcıdan, o yedirip doyuran ama kendisi yedirilip beslenmeyen Allah'tan başkasını mı velî edineyim?" De ki: "Bana, İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçenlerin ilki olmam emredildi." Ve sakın şirke sapanlardan olma! En’âm, 14./Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden birtakım velilerin ardına düşmeyin. Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! A’râf, 3./1 Yemin olsun incire, zeytine, 2 Tûr-i Sîna'ya, 3 Ve şu güvenli kente ki, 4 Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. 5 Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne/aşağıların en aşağısına çevirip attık. 6 İman edip hayra ve barışa yönelik iş üretenler müstesna. Bunlar için kesintisiz bir ödül vardır. 7 Böyle iken dini sana ne yalanlatır? 8 Allah, yargıçların en güzel hüküm vereni değil mi? ( Tin ) /1 Yerküre, o sarsıntıyla sarsıldığı zaman, 2 Ve toprak, ağırlıklarını çıkardığı zaman, 3 Ve insan: "Ne oluyor buna?" dediği zaman, 4 İşte o gün yerküre, tüm haberlerini söyler/anlatır. 5 Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. 6 O gün insanlar, yapıp ettikleri kendilerine gösterilsin diye kümeler halinde ortaya fırlayacaklardır. 7 Artık, kim bir zerre miktarı hayır üretmişse onu görür. 8 Ve kim bir zerre miktarı şer üretmişse onu görür. ( Zil Zal ) ./ O Allah'tır ki, rüzgârları gönderir de onlar, bulutu savurur. Sonra Allah o bulutu gökte dilediği gibi yayıp döşer, onu parça parça eder. Nihayet sen onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Sonra onu kullarından dilediğine ulaştırdığında onlar, müjde almış gibi sevinirler. Rûm, 48./1 De ki: O, Allah'tır; Ahad'dır, tektir! 2 Allah'tır; Samed'dir/tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği tek kuvvettir! 3 Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur! 4 Hiç kimse O'nun dengi ve benzeri olmamıştır, olamaz! ( İhlas ) ./ Saat gelip kıyamet koptuğu gün, günahkârlar dünyada bir saatten başka kalmadıklarına yemin ederler. Onlar işte böyle çevriliyorlardı. Rûm, 55./ Sûra üflenmiştir; Allah'ın dilediği kimseler dışında göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yere yıkılmıştır. Sonra sûra bir daha üflenmiştir. İşte hepsi ayağa kalkmış bakıyorlar. Zümer, 68./Herkesin yapıp ettiğinin karşılığı tam verilir. O, onların neler yaptıklarını daha iyi bilmektedir. Zümer, 70./Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür. Kâf, 20./Her benlik, yanında bir güdücü, bir de tanık olduğu halde gelir. Kâf, 21./Siz, ikiniz! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın! Kâf, 24./ O gün, yer çatır çatır yarılıp onlardan çabucak uzaklaşır. Bu yalnız bizim için kolay olan bir haşretmedir. Kâf, 44./Biz onların neler söylediklerini çok iyi biliyoruz. Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver. Kâf, 45./Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı. Kâf, 38./Artık onların söylediklerine sabret ve Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdiyle tespih et! Kâf, 39./O gün cehenneme: "Doldun mu?" deriz. O ise: "Daha yok mu?" der. Kâf, 30./ Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir. Kâf, 31./Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese... Kâf, 33./Esenlikle girin oraya! Sonsuzlaşma günüdür bu. Kâf, 34./ Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle! Kâf, 41./ O gün o müthiş sesi hak olarak dinleyecekler. Ortaya çıkış/diriliş günüdür bu. Kâf, 42./Biz, evet biz hayat veriyoruz, biz öldürüyoruz. Ve dönüş yalnız bizedir. Kâf, 43./Hayır, sandığı gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye gücü yetenleriz. Kıyâme, 4./ 53 Hayır, öyle şey olmaz! Doğrusu şu ki, âhiretten korkmuyorlar. 54 Hayır, iş, sandıkları gibi değil! O bir öğüt verici/bir düşündürücüdür. 55 Dileyen düşünür onu, öğüt alır. 56 Ve onlar, Allah'ın dilediği dışında, öğüt alamazlar. Sakındırmaya ve affetmeye ehil olan O'dur. ( Müddessir ) /İnsan için tablolar/levhalar/ekranlar sunandır o/deriyi yakıp kavurandır o. Müddessir, 29./ Siz, ikiniz! Tüm nankörleri, inatçıları cehenneme atın! Kâf, 24./
@maximilyan29442 жыл бұрын
ALLAH MUHAFAZA ETSİN DİNİMİZİ BUNDAN ÖĞRENİRSEK SONUMUZ NE OLUR............İNSANLIĞIN KURTULUŞU DEİZM OLACAKTIR DİYEN BİRİ ....
@АгшинСейидов-х4ъ Жыл бұрын
O kəliməyi nə anlamada demiştir onu anla öncə sonra yorum yap.
@huseyinseymen80502 жыл бұрын
Allah rahmet eyleye yazık ya bu seba tümer gibi boş bir kadınla çıkardılar bu bana çok acı geldi.bos bir insan yazık böyle alım bir kişinin karşısında olmadı
@yaseminkirandi99452 жыл бұрын
Çok doğru bir tespit yıllardan beri aynı Üzüntüyü duymaktayım
@yorumcubaba55959 ай бұрын
Hocam zaman Tanrinin ta kendisi diyorsun da hani allah yarattığı hiçbir şeye benzemezdi ??? Zamanı yaratan Allah değil mi ?
@maximilyan29442 жыл бұрын
ARİSTO PEYGAMBER OLABİLİR Mİ ..HAŞA ADAM KÖLELERİ AŞAĞILIYOR ADAM DEİZMİ SAVUNUYOR NASIL PEYGMBER OLACAK ...