30.12.2024 Yeni bir yıla iki gün kala ve yeni bir haftanın başında yeniden başlamak. Saat 16.42. Parmağımda bekarlık günlerimden kalma en sevdiğim yüzüklerim. Üç harfli marketlerin birinden aldığım küçük çizgili bir deftere Bismillah diyerek yazmaya başladım. Kelimeyi bu sabah okumaya başladığım bir kitabın herhangi bir sayfasından rastgele seçtim. "Duyduğunda" oldu. Tam 6 dakika. Şimdi yarını bekliycem sonra diğer yarını ondan sonra diğerini. Ama yazarak üreterek sabırla ve durmayarak. Çünkü kalemini çok sevdiğim bir yazar ağabeyim daha bugün bana "Mükemmel iyinin düşmanıdır." dedi. Bekleme. Yazmak yazarak öğrenilir de dedi. Haklıydı. Ondan aldığım cesaretle koşarak buraya geldim. Bir an bu kadar güzelliğe sahip olduğum için çok şanslı hissettim kendimi ve başladım. Bu yolda benimle olduğunuz için teşekkür ederim 🥰
@mehtapa.95025 жыл бұрын
Önce yazı maratonu için rahmetli anneannemin hırkasını üzerime giydim. Kelime seçimi için ise okumakta olduğum kitaptan rastgele bir kelime seçiyorum. Defter kalem kullanmaktan vazgeçtim bu klavyenin rahatına alıştıktan sonra.Ama kalemle yazsam sanırım kurşun kalem tercih ederdim. Başlayan herkese kolay gelsin ve size teşekkürler, sevgiler.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Bu bile bir karakter çalışmasının başlangıcı gibi... :) kolay ve keyifli olsun.
@basakulgenturk92182 жыл бұрын
En sevdiğim kitabı açıp gözlerimi kapayarak , elim gücümü kelimesine gitti. Ve ilk 6 da yazdıklarımı paylaşmak istedim. Gücümü topladım. Oturdum masaya hayal ettiğim. yapmak istediğim şeyleri sıralamaya başladım. Ne maymun iştahlı bir insana dönüşür oldum. Hayatımın her döneminde isteklerim hayallerim değişiyor. Sonra neyin beni mutlu ettiğini gerçekten bakmak için geri döndüm küçüklüğümde gençliğimde ne yapmaktan hoşlanırdım? Neyi severdim o zamanlar bu kadar dikkat dağıtıcı meteryaler yoktu. İnternet dizileri, instagram , herkes daha çok kendi hayatını yaşardı şimdi başka hayatlara bakmak için günde ne kadar çok fazla zaman geçirdiğimi görüp hayrete düşüyorum. Gel gelelim küçüklüğümde şiir defterim vardır. Edebiyat hocam sevdiğiniz şiirlerden 5 adet bulup onları yazdığımız bir föy ödevi vermişti.4 farklı şiir bulup en sonuna da kendi şiirimi eklemiştim. Edebiyat hocam görmedi kendi şiirimi ne kadar hayal kırıklığına uğradığımı hatırlıyorum. Şu hayatta yazmak konusunda hiç kendimi özgüvensiz hissetmedim. En sevdiğim şairler föyüme bile kendimi eklemişim. :) Çok nadir insan gerçekten sevdiği bir şeyleri buluyor. Elif de kalıyor. Aşk ile buluşuyor; bu zamanlarda.
@ayseguly5 жыл бұрын
Gunaydin :) Kursun kalemim, karalama defterim, meleğim ve müziğimle oturdum ekran karsisina... Birkaçı dakika once de 6 dakikam bitti... Heyecanliyim ve yeniden yazmaya basladigim icin de pek keyifliyim dogrusu 😘 Teşekkürler Yesimcim💕
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Çok sevindim Ayşegül:)
@elifbarut99425 жыл бұрын
ben de geldim :) uzaklardan katılcam
@suleyilmaz89922 жыл бұрын
Çok tatlısınız. İnsana yazma enerjisi veriyorsunuz. Sevgiler.
@ozgeozay58535 жыл бұрын
İki kardeş biz de başladık. 3 çocukla, yaz tatili koşuşturmasında bizi çok güzel bir molaya, kaçışa, rahatlamaya adına ne derseniz deyin, pozitif duygular içeren bir ritüele davet ettiniz ve içine bugün girdik. Kelimemiz: Şaşkın'dı. Başımızı şalla sardık yan yana oturduk ve altı dakika boyunca yazdık. Yazdıktan sonra kendimizi çok iyi hissettik. Çok teşekkürler, iyi ki varsınız...
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Ne güzel anlattınız. Sizi iki kardeş yazarken canlandirdim gözümde .. çok mutlu oldum. Kelimeniz de çok anlamlı. :) sonrasında birbirinize okudunuz mu?
@neslihankaymak90514 жыл бұрын
ben de geldim
@mertkalkan79525 жыл бұрын
Yazıyorum, ne yazdığımı bilmeden. Kağıda değil, parlayan bir ekrana yazıyorum. Ve seni buldum. İyiki buldum hocam. Seni seviyorum.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Hoşgeldin!
@metinseker54572 жыл бұрын
Yeşim hanım, videolar için çok teşekkürler. 0,1 ve 2. günleri izledim. Türkçe öğretmeniyim, Türkçe dersleriyle ilgili genel izlenimim öğrencilerin pek çoğu için “yazı” kabus. Böyle olunca da yazılar berbat. (Ne yazık ki yeni nesil tost yiyor, test çözüyor, yazmak tarih oldu, öğretmenler, fotokopi makinesinin önünde çekeceği testler için sıra bekliyor, öğrenciler de soruları bile okuma zahmetinde bulunmadan, kolay yoldan şıklardan birini yuvarlak içine alıveriyorlar, eğitimimizin özeti bu) İnşallah videoların her birindeki tavsiyelerinizi her sınıfta birer hafta uygulamayı düşünüyorum. Bu hafta 1. Gün videonuzdaki 6 dakika etkinliğini yaptıracağım.
@SanalYaziEvi2 жыл бұрын
Metin hocam, bu söyledikleriniz çok değerli. Umarım videolardaki çalışmaların bir faydası olmuştur. olduysa ne mutlu bana. Teşekkür ederim
@solenozguz92435 жыл бұрын
ben de çok mutluyum. iyi ki varsınız yeşim hocam. yazımızı burada mı paylaşalım? Paylaştım gitti :) Damat Damat denince aklıma hep önce babm gelir. Neden acaba? Kocam değil de babam. Acaba ilk evlendikleri yıllarda anneannem ve dedemle oturdukları için mi? Belki de ama ne olursa olsun, bir gelin ve bir damat görünce hem hüzünlenirim hem de mutluluk duyarım. Hüzün mü diyeceksiniz belki. Evet Hüzün. İki ayrı insanın, varlığın, birarada yaşamaya başlaması ne zordur hele de ilk zamanlar. Artık günümüzde gençler bir süre beraber yaşayarak prova yapıyorlar ama yine de evliklik gibi değil bence. Bir de hiç damat olamamış yakınlarımız aklıma gelir. Hiç evlenmemiş bir aile dostumuz, bir başka tanıdık amca, bir diğer meslektaş..... ne saçma ama böyle..... sanki damat olanın ya da gelin olanın başı arşa değiyor? Komik ama bu..... Damat yaparlar sünnet olan çocukları, bu da prova galiba. Küçüklükten öğretme alışkanlığı, ben kralım, her türlü hatun kişi benim emrimde alışkanlığı kazandırma provası galiba. Ama ha vermek lazım, küçükken sünnet olmayan erkekler / oğlanlar için sünnet bence ciddi bir travma. Hele de tam açıklanmamışsa nedeni, niçini...... yavaş yavaş bu gelenek de değişiyor. Küçükken yapılıyor hatta doğar doğmaz bile sünnet yapılıyor artık. Çok mantıklı. Değişik kültürler değişik alışkanlıklar değişik ritüeller ama onlar da artık zamana ayak uyduruyor. Tek değişmeyecek şey herhalde düğün ve gelin ile damat. Herkes mutlu olsun, herkes gönlünce yaşasın ama olmuyor işte. Alacağımız dersleri almadan, yaşaycaklarımızı yaşamadan yaşamaya devam edmiyoruz. Aldık dersleri diyelim, ne oluyor sonra,..... bir sonraki yaşamımı ben olarak yaşamayacağım ki. Bana deneyim bu yaşamımda gerek. Sonraki yaşamım da anımsamayacak ki aldığım dersleri. Neyse, fazla derinlere dalmayayım daha ilk günden. Yazmak süper. Hele de serbest yazmak daha da süper. Çok mutlu oldum bu alıştırmaya ve de yazmaya geri dönmeye Yazmak benim için olmazsa olmaz, şu anda bunu daha da iyi anladım. Ne olursa olsun yazmayı asla bırakmayacağım. Her gün 6 dakika. Kendime ayırmak için ne gerekirse yapmalıyım ve yapıyorum bu günden itibaren. Bahane yok, vakit bulamadım yok, bahane yok..... Yazmak kadar bana iyi gelen hiç bir şey yok. Şimdi farkettim ki saatimi start yapmamışım. 6 dakikam daha var. Yaşasınnnnnnn Bugün 12 dakika (veya daha çok, bilemiyorum) yazma şansım oldu. Bu da bir işaret galiba. Yazmayı özlemişim. Hiç bir şey ortaya çıkmasa bile, bu benim için en güzel terapi. İş yaşamının yoğunluğundan, karmaşasından ve günlük rutinden ayrılmayı, kuzenin deyimiyle, Kafa Düzlemeyi” sağlayan en önemli aracım benim. Demek ki artık durmak yok. Her gün mutlaka yazıyorum. Ne olursa olsun, bahanesiz ertelemesiz ve kaçmadan YAZMAK. Yazmak ve belki de bunu terapi aracı olarak kullanmak belki de uzun zamandır yapılan birşey. Yazmak bana iyi geliyor, orası kesin. Bir zamanlar, gençken, hep bir gün kitaplarım basılsa diye hayal kurardım. Zamanla o hayal sadece yazmak rutinine dönüştü ama son yıllarda onu bile yapamaz olmuştum. Ama bugünden itibaren artık durmak yok. Bilgisayar yoksa, kağıt-kalem var. Süre bitti. yarın görüşmek üzere.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Vallah coşkunuz ekrandaki yazıdan fışkırıyor! Çok sevindim altı dakika düğün damatla başlayıp sünnete vardı.. Ne güzel. Bence daha da farklı yerlere gider :) baştaki soruyu yazınca muhtemelen başka şeyler de geldi aklınıza. Kendi kendinize yazdığınız altı dakikalarda oralara da girin. Elinize saglik
@solenozguz92435 жыл бұрын
💕💕💕💕
@yusufkaya-tl8nc Жыл бұрын
Bende 6 dakika etkinliği için kitaptan bir kelime ile yazmaya başladım. İnşallah sonunu getiririz ve iyi bir yazar oluruz. Sonuçta yazar doğulmasa da olunması mümkün değil mi :) Bu arada okuyan arkadaşlar beğen tuşuna basarsa ne kadar arkadaşın okuduğunu bilirim ve bu yazarlık serüveninde beni yalnız bırakmamış olursun şimdiden teşekkür ederim değerli zamanınız için. Hayallerine az kalmıştı. Bu kadar çabanın sonunda kavuşacaktı. Çaba göstermek insanın genetiğinde var. İlk varoluş adımımızdan bu yana bir çaba içerisindeyiz. Bir gün gelecek bir çaba kalmayacak, o zaman boşluğa düşeceğiz. Boşluk demişken her insanın içinde bir şeylerin boşluğu vardır. Önemli olan o boşlukları doldurmaktır. Yoksa yaşamanın bir gayesi kalmaz. Bu koşturmanın içerisinde durup çevreyi gözlemek gerekir. O zaman anlarız aslında yaşamak denilen durumun bir koşuşturma olduğunu. Deriz hele şunu da bir bitireyim. Şu işimi de halledeyim . Bir türlü de sonu gelmez o işlerin bir yorgunluk olur çöker üstümüze yaşam. Aslında yaşamak budur işte. Koşuşturmak nereye gittiğin bilmeden...
@yudumgulari97165 жыл бұрын
Ben her güne bir şarkı seçip, başladım. Ve çok güzel bir defter aldım. Birde seni seviyorum💙☘️
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
yudumgulari sen şarkı da söyleyerek başlayabilirsin :) Hatta bize de söyle! Aşktan olsun.
@ahmetgiraykutuk97474 жыл бұрын
Gúzel işler yapıyorsunuz.
@nurdanduman22224 жыл бұрын
Koştuğun vakit yetişirmişsin hayata. Yoksa yavaşlamak mı gerekir bazen. Ben bu aralar dengede kalamıyorum. Hayat elimden kayıyor sanki. Denge ne kadar önemli değil mi? Bunu öğrenmek için çok mu geç kaldım acaba. Düşünüyorum da mutlu olmak için neye ihtiyaç var? Dengeye mi? Nasıl dengede kalırım koşarak mı yavaşlayarak mı? Bir emin olsam, keşke gökten bir ilham gelse de her şeyi kolayca yapabilsem.
@merihdilan44665 жыл бұрын
Nöbetten çıktım İzlandaca bir şarkı seçtim ritüel olarak, çantamda bulduğum mavi defter ve kalemi aldım başlıyorum,biraz heyecanlandım mı yoksa🙄😄çok teşekkürler🙏❤️
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Izlandaca şarkı müthiş havalı geldi kulağıma! Heyecan iyidir :)
@ceylinerbakaytekin31035 жыл бұрын
Büyüklük küçüklük aslında ne kadar tuhaf kavramlar… Büyüğe aittir söz mesela ve su da küçüğündür. İzafi kavramlar değil mi zaten hep insanı içten içe tedirgin eden? Yeterince güzel mi? Yeterince iyi mi? Bu doğru mu? Sahi doğruluk ve yanlışlık neye göre tespit ediliyor ben bilmiyorum. Bilen biri var mı emin de değilim… Bazı insanlar vardır, her şeyi bildiğini iddia eden hani. O insanlara sorsak herhalde buna da bir cevapları olurdu. Benim pek çok soruya bir cevabım yok mesela. Ama pek çok da sorum var esasında. Cevapsız soruları seviyorum… İnsanı düşündürüyor ama bir yere vardırmıyor. Süreçten keyif almak bir nevi… Bu aralar kendime bunu öğretmeye çalışıyorum. Sürecin tadına varmak, süreçten keyif almak. Varacağım yerin değil, gideceğim yolun keyfini tatmak. Ne kadar da karakterime aykırı aslında. Ama deniyorum. Esas olan da denemek değil mi aslında? Bak yine soru. Cevapsız soru. Retorik mi deniyor buna? Yoksa ironi mi? Tabii ki de ironi değil. Minik bir ironi yapmak istemiştim sadece. Esprilerimi oldum olası kimse sevmezdi. Bir ben sevdim. Esas olan benim sevmem değil mi? Bak yine bir soru. Soruyu kimler sorar? Kimler cevaplar cevapsız soruları? Cevapsız sorular biraz da kimsesiz midir aslında? Kimsesizlik çok zor değil midir? Hepimiz yalnızız orayı biliyoruz da kimsesizlik bir tek yaratana mahsus değil midir aslında?
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Tam bir altı dakika yazısı olmuş ve nefis olmuş. Zihin oradan oraya giderken hep sorular sabit kalmış. Bu sorular önemliymiş gibi geliyor bana. Ne sorduğunuzdan çok soru soruyor olmak bir hikaye var orada dedirtiyor bana... zamanla çıkar ortaya nasıl olsa. :) Elinize sağlık.
@nihane96485 жыл бұрын
Gün boyunca eve gelip sizden gelecek alıştırmayı yapmak için sabırsızlandım. Normalde kaçan uykumun bugün kendime ayıracak vakti bulduğumda bastırası tuttu. Bu uykulu gözlerle yazar mıyım yazamaz mıyım derken dedim "hadi sadece 6 dakika" ben zamanlayıcıyı 7 dakikaya ayarlayıp kendime torpil geçtim. 😀 Kendime şu anda bir ritüel bulamadım. Mekan ve zamandan bağımsız yapabileceğim bir şey olsun istiyorum. Daha önce de sizin rehberliğinizle 6 dakikalık yazılar yazmıştım ama sonuncusunun üzerinden çok zaman geçti. İşte bu maratondaki ilk yazım: Kelimem: abartma Abartma, dedi, hep bunu yapıyorsun. Abartıyorsun. Bana kalırsa az bile söylemiştim. Yine de sustum. Bunu çok sık yaptığımı fark ettim. Kendimi anlatmaktan vazgeçtiğimi, anlaşılmayacağımı kabullendiğimi... Kibir midir bu diye endişeleniyorum. Niye anlaşılmaz olayım diyorum kendime ama bazen anlamayan anlamıyor. O noktadan sonra karşımdakine laf anlatmak ömrümden çalınmış anlardan ibaret oluyor. Bir de merak etmeden duramıyorum; cevap vermediğimde akıllarından ne geçiyor. Haklılıklarını kabul ettiğimi mi düşünüyorlar? Belki zamanla onları anlayacağımı hak vereceğimi düşünüyorlardır. Ah ne çok ihtiyacımız var anlaşılmaya. Bazen karşımdakinin hiç umurunda değilken açıklarım neyi neden nasıl yaptığımı. Ama sormaya çekinirim bir başkasına başına gelenlerin ayrıntısını. Ne kadar merak etsem de hep bana anlatılan kadarıyla yetinir geri kalanını türlü senaryolarla doldururum hayalimde. Emekleriniz ve yazmak isteyenlerin cesareti olduğunuz için çok teşekkür ederim Yeşim Hanım.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Nihan Erus Öncelikle uykuya rağmen yazdığınız için tebrikler. Genelde 6 dakikalardan konudan konuya geçmeye izin verirseniz yazınız bir ara sizi şaşırtır, nasıl yazdım dediğiniz yazılar çıkartır, yazarken siz de ilk defa okuyor olursunuz ve başkası yazmış gibi de gelebilir. Ama ilk 6 dakikalarımız tek bir konuda kalıyor normalde. Bu genelde anlatılmayı bekleyen bir şey olduğundan oluyor. Bir gecenin sonunda, yorgun eve gelip yazmaya çalışınca aslında günü boşaltırız bir şekilde kağıda çoğu zaman. Yine de herkesin rutini, yazma saati, şekli kendine özgüdür. O yüzden bir kuralı yok elbette. Belki yarın ‘anlaşılmamıştım...” diye başlayarak tamamen zihni kovalayan bir altı dakika denersiniz. Sabah ilk uyandığımızda bir boşluğa düşer gibi oluruz sonra hayata dair her şey üzerimize çöker, düşünceler deli gibi akar. Akşamları da yatmadan önce zihnimiz günü toparlar, ertesi günü planlar. Hangi zamanda yazarsanız yazın kendinizi bırakın. Bir şeyi söylemeye çalışmadan, bildiğinizi tekrar dile getirmeden kendi kaleminiz ve kağıdınızla bir kazı yapar gibi yazın..ne çıkacak merak ederek. Elinize sağlık ve hoşgeldiniz.
@nihane96485 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi çok haklısınız. Umarım bugün zihnimin tamamen serbest olduğu bir 6dk yazısı çıkar.
@filizakdogan80325 жыл бұрын
Ne güzel bir şey yaptın, Yeşimciğim. Bugünden itibaren ben de varım maratona. Sevgiyle...
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Canimmmmm hoşgeldin!
@filizakdogan80325 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi 6 dakikalık yazımı yazdım. Bugün için de objemi seçtim. Birazdan yazıyorum. :))
@furuzanerkus15715 жыл бұрын
heyecanımı yitirdim hep bir adım atıp geri çekilir oldum. yine, yeni bir adım umarım iyi gelecek. işte burdayım kelime de tam bana uygun yabani:) ne diyeyim yeşim cimcoz iyiki varsın. haydi rastgele...
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Furuzan Erkus Halbuki ne güzel yazıyordun Füruzan... iyi ki başladın tekrar.
@dilekkocabas69725 жыл бұрын
Yolumuz kesiştiği için ne kadar mutlu olduğumu öncelikle yazmalıyım. Bakalım kendimi disipline edebilecek miyim🙋🏻♀️ Herkesin kelimesi ve anlatacağı bol olsun💙🦋💙
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Evet olsun! Zaten anlatacaklarmış bol..biraz cesaret katip yola çıktık..
@ece43964 жыл бұрын
Mektubu elime aldım ve tekrardan göz gezdirdim. Yıllar sonra benimle bu şekilde iletişime geçmiş olması bende korku hissi uyandırdı. Sonuçta böyle olmasını o istemişti diyerek kendimi yıllarca avutmuştum ama bu satırları okuduğumda dünyamı tersine dönüştürecek şeyleri öğrenmiştim. Bacaklarım titremeye başladı ve kendimi bir anda yerde buldum. Yere çöküp hüngür hüngür ağlamaya başladım kendimi durduramıyordum.
@denizbulbul2623 жыл бұрын
Sizinle bu kadar geç tanıştığım için üzülsem de yazmaya çok ihtiyaç duyduğum fakat nereden başlayacağımı bilemediğim bir dönemde denk geldiğim için belki de tam vaktinde bulmuşumdur sizi diyorum. Emeğinize sağlık, ayrıca enerjiniz de çok güzel :)
@guldaneersoy38645 жыл бұрын
Rutinim olarak seçtiğim kulaklıklarımı taktım ve sizin tavsiyenize uyarak müziğimi açtım. Bahtıma Mark Eliyahu’nun çok sevdiğim Journey eseri çıktı. Her zamanki gibi misafirimiz vardı ama şükürler olsun altı dakika boyunca hiçbir sıkıntı yaşamadan yazabildim. Tavsiyeleriniz için çok teşekkür ederim. Muhabbetle ❤️♿️ Evliliği bir şey zannetmiştim. Oysaki saçmalığın daniskasıymış. Halbuki annem ve babamın evliliği öylemiydi. Tam bir aşk evliliği. Görücü usulü evlilikte aşk olmaz zanneden zavallı kıt beyinliler için ne muhteşem bir örnektir onlar. Bazen kavga, bazen çocukça oyunlar ama her daim çokça aşk. Bütün evlilikler sizin gibi olur sanmıştım. Canım annem, canım babam… Maalesef hayatın gerçekleri böyle değilmiş. Olsun be! Ben umudumu hiçbir zaman kaybetmedim. Tüm yüreğimle inanıyorum bir gün mutlaka ama mutlaka sizin gibi bir aşk ve evlilik yaşayacağım inşallah.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
güldane ersoy süpersiniz! Belki bir gün o kalabalık konuşurken onların dediklerini altı dakika yazarsınız. Neler çıkar oradan kim bilir? Altı dakika yazıları sizin yazdığınızdan uzun olur normalde. Bu da bana acaba düşünerek mi yazdınız diye sorduruyor... düşünerek mi yazdınız yoksa akışta bu kadar mı çıktı? Akışta bu kadar çıktıysa güzel..düşünerek yazdıysanız bir sonraki altı dakikanızı hiç durmadan hızla, aklınıza ne gelirse yazarak deneyin. Yazı sizi şaşırtsın. :)
@guldaneersoy38645 жыл бұрын
Sanal Yazı Evi Çok şükür ki akışta böyle çıktı. Ben de kısa olduğunu fark ettim. Sebebinin telefon klavyesinde tek parmakla hızlı yazamamamdan kaynaklandığını fark edince ikinci gün için kendime iki dakika opsiyon vermeye karar verdim. Elbette müsaadenizle sevgili hocam. ☺️❤️
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
@@guldaneersoy3864 süper fikir :)
@sinang69034 жыл бұрын
Merhaba efendim sizinle nasıl denk geldik yazmak istiyorum. Günlerdir bilim adamlarıni araştırıyorum belgesel seyrediyorum en son severek takip ettiğim yaşami boyunca ne zorluklar ile kendini geliştiren çok değerli psikolog prof.dr Doğan Cüceloğlu beyin anlattıkları beni çok etkiledi ve kendimi anlatmaya karar verdim . KZbin da kendini yazmak cümlesini yazınca ilk sizi gördüm ve merakla anlattıklarını dinledim . İki yıl olmuş bu videolarin kaydedileli olsun dedim ben şimdi farkina varmış olabilirim dedim kendi kendime. Efendim inanıyorum ki sizi örnek alarak daha iyi şekilde kendimi ifade edeceğim . Şuan un ile su gibiyim zamanla yoguruldukca o muhteşem kıvama gelince daha da iyi öğreneceğim Yazmayı . 🙂 Size çok teşekkür ederim karanlıkta yolunu arayanlara aydınlık olmaya çalıştığınız için . İyi ki varsınız efendim.
@ebruca11435 жыл бұрын
Köy benim icin sinav demekti.Hayatin sınavı.Burda kimse yapamam diyemez.Mecbursundur cünkü.Hayati ögrenmek istiyorsan köyde sevmeye, beslemeye, korumaya ve kollamaya mecbursundur.Hayvanlari sevmelisin mesela.Onları sevmezsen sana yardım etmezler, süt vermez, yumurta vermez, seni korumazlar..Kalpten sevgi verebilmek icin de, içindeki aydınlığın keyfini çıkarmalısın.Ondan utanmamalısın.Hic kimse seni ve kalbini, davranışlarını yargıladığı gibi yargılayamaz.Sevgi yargılanmaz.Sevgi Yaradanın mucizesi.Ona kimse zarar veremez.Sadece sevmeyerek kendimiz kendimize zarar verebiliriz.
@ozlemakyuz8905 жыл бұрын
Kelime: Yardım etmek Yardım etmek için geldiğini söylediğinde artık çok geçti. Bütün dosyaları taramış, eksikleri gidermiştim. Yine de gelmesi umut vericiydi. Daha önce görmezden geldiklerini düşünecek olursak büyük bir gelişme bile denebilirdi. Uzun zamandır konuşmuyorduk. Selamı sabahı kesip kendimizi işe vermiştik, böyle yaparak ortada bi sorun yokmuş gibi davranıyorduk.Baskalarina karsi mutluluk pozları veriyorduk. ( Bu kadar çıktı :) )
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Sondaki itiraf süper:) bu kadar çıkıyorsa aslında bir kaç nedeni olabilir. Belki konu rahatsız etti durdunuz, belki çok özel geldi durdunuz, belki bir sahne canlandı ama sonrası gelmedi, bir de tabii serbest bırakmayıp bir hikâyede kalmışsınız. 6 dakikalarda zihni kovaliyoruz takip ediyoruz onu tek bir hikayeye bağlamıyoruz. Ama diyelim ki bu cıktı. Kendinize sorular sorun...eğlenin.. bunlar kim? Ilişkileri neydi? Neden konuşmuyorlar? Nerede çalışıyorlar? Başkaları var mı orada? Hangisinin bir sırrı var? O sır nedir?
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Olanla kalsana, kaçsana, baksana...sana ne. Ay ne çok saçmaladım. Salçanın üzeri küf olmuştu bu sabah. Sabah dedim ama akşam beş buçuktu. Yemek yapayım dedim. Salça küf. Üstünden onu alıp altını kullanacak kadar az da değil. Attım çöpe. Kavanozu da güzeldi ama onu da attım. Ne çok kavanoz attım geçen gün. Ben acaba hayatımda kaç mektup attım? Posta kutusuna hiç attım mı? Ferahlıyor insan atınca. Ay eskiden ne kötüydü...mektup yazardın atardın günler sonra ulaşırdı karşıdakine. Nesi kötü diyeceksiniz...şu...ya keşke yazmasaydım dediğim bir şey koyduysam oraya. Oraya buraya gidiyor zihin ama görüyorum, ben hep onu geri çekip buraya getiriyorum. Kontrol etmek. Evet her şeyi. Aslında ne kadar boş bir çaba. Kontrol etmeye çalışırken öldü yazarlarmış mezar taşıma. Öğreniyorum. Salla gitsin. Eskiden o çarşaflar nasıl da mis kokardı. Sallar sonra ipe asardın. Ben hiç ipe çarşaf astım mı eskiden bilmiyorum. İnsan bazen izlediği filmlerin karesinde buluyor kendini...anı zannediyor. Delirdiğimi düşünecek herkes. Bazen öyle düşünüyorum...bir şey aklıma geliyor ya da bir şey yapıyorum ve sanıyorum ki dünyada onu yapan tek garip insan ben olmalıyım. Sonra öğreniyorum başkaları da yapmış. Okulda psikoloji dersinde anlatmıştı hocamız, insanlar arabalarında kendilerini görünmez sanırmış. Makyaj yapar, burnunu karıştırır...normalde belki de herkesin önünde yapmadıkları bir şey yaparmış. Ruj süren kadınlara hayranım. Hani yemek biter, hemen bir ruj. Bir arkadaşım sevgilisi uyanmadan önce uyanır, makyajını tazelerdi. Sevgilisi uyanınca sen sabahları ne güzel oluyorsun derdi. Evlendiler sonra. Ne oldu acaba? Hala makyaj yapıyor mu? Altı dakikayı bir örnek olarak yazmak istedim size. Daldan dala gerçekten atlıyor zihin. Ona izin verin. Unuttuğunuzu sandığınız bir çok anı, duygu çıkar ve onlar nefis hikayeler doğurur.
@yaseminekincifiliz29445 жыл бұрын
yaaaa benim zihin atlayamadı daldan dala bir konu üzerinde kalmışım :) ama azimliyim atlatacağım zıplatacağı 21 gün peşinizde olacağım
@nalandemirci10104 жыл бұрын
Şu an you tube dan sizle beraberim ya çok mutluyum.
@kuzeyyildizi80508 ай бұрын
hocam aynen benimde zihnim bir mevzodan bir diyerine geçerken ben durduruyorum ve yeniden kontak kurmaya çalışıyorum eğer toparlayamazsan yarım bırakıp kalkıyorum masadan içimden şöyle geçer: sonra müsait bir gün devam ederim hemde akıcı fikirlerimle devam ederim.. bunu hep yaptim çogu yarım kaldı oracıkta ve tamamladgim az oldu.. Siz anlatırken dinledim sessizce ve o an beynimde şimşekler çaktı gibi oldu.. bundan sonra galiba başaracağım sizin yardımınızla.. Hocam sevgi ve saygılarımla çok teşekkür ederim..
@suleymanyildirim78064 жыл бұрын
Bu serüvende uğurlu olacağına inandığım üstünde İngilizce 'Rüya' sözcüğü yazmakta olan bir kupadan kahve içerken diğer yandan Türkçe sözlükten rastgele seçtiğim 'Kadro' sözcüğüyle yazıma başlıyorum.. Umarım bu yeni serüven tıpkı rüyalar gibi güzel gelişir. Kadro bana çıkmamış. Oysaki çok umutlanmıştım. Umut da ne ki.. Her şeyden tam emindim. Yani bu yeni işi alacağımdan. Bir hafta boyunca hiçbir şey yapmadan sadece bu yeni iş peşine koşturmuş, yeni bir işim olabilir diye bunu kovalamıştım. Artık bir şeyleri kovalamayı bırakmam mı lazım?!.. Hayatı olduğu gibi bırakmam. Fakat bu ben değilim.. Biliyorum. Evet, her şeyi kontrol etmem lazım. Kontrol manyağıyım da diyebilirim. Böyle davranmamam gerektiğini bildiğim halde. teşekkürler Sayın Yeşim Cimcoz:)
@gulsahyuksel99395 жыл бұрын
Ritüel:çay kalem:pembe tükenmez kağıt:turuncu küçük bir kağıt Kelime:çünkü(kitaptan rastgele parmağımın denk geldiği yer) 6 dakikada: "Çünkü bu kez dediğini kabul etmiyorum " dedi. Nasıl şaşırdım. Tam kapıda bir ayakkabım giyili,diğeri giymek üzereyken kaldım. "Anlamadım?" "Anlamayacak bir şey yok,kabul etmiyorum. Ben kalmak istiyorum,gelmek değil. Çünkü sıkıldım artık seni dinlemekten,hep senin söylediklerini yapmaktan. Özel bir açıklama bekleme. Ama bil ki bundan sonra sadece senin dediklerin olmayacak bu evde. Herkes sana eyvallah demeyecek." Oysa ben sadece hepimiz için yaşıyorum. Sanki söylediğim, hazırladığım, organize ettiğim her şey herkese iyi geliyor sanıyordum. Ne çok birikmiş içindeki itiraz duygusu,aniden çıkıverdi. Ben yanıldım mı şimdiye kadar yaptıklarım için,mutsuz mu ettim herkesi en çok mutlu etmek isterken. Nerede yanlış yaptım. ........................................... Yazı akıp gitmeye çok müsaitti zaman yetmedi ama 6 dk iyi geldi :) teşekkürler sayın Yeşim cimcoz : )
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Elinize sağlık.. baştaki listeye bayıldım. Ritüel, kalem, kağıt...O listeye tarih saat yer ve ruh hali eklesek ve her 6 dakika öyle başlasa!!! Yazı merak uyandırıyor, bu farkındalıkla bu kadın şimdi ne yapacak merakıyla okurdum. Ilk altı dakika yazılarımız tek konuda ya da hikâyede kalır bazen çünkü anlatilmayi bekleyen bir hikaye vardır orada, o kendini öne atıp "beni yaz" der. Hergun altı dakika yazmaya çalışın, bazen olur bazen olmaz ama niyet olsun. Bundan sonrakilerde zihniniz daldan dala atlayıp farklı konulara kayıyorsa izin verin takip edin dağınık yazın. :)
@gulsahyuksel99395 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi çok teşekkür ederim hocam,çok kıymetli bir süreç benim için. Sevgiler ❤️
@merves21015 жыл бұрын
Bu da benim yazım. Umarım beğenirsiniz. Kelime:Çalışabilirdi Daha iyi bir insan olmaya çalışabilirdi. İnsanları bu kadar kırmak, yıkmak, üzmek zorunda değildi.Arkasında bıraktığı yıkık duvarlar umurunda değildi. O kendi yolunu bulmuştu.Şimdi eskisinden daha tehlikeli ve ne istediğini bilen biri kadar kararlı ilerliyordu. Belki de biliyordu onu nelerin beklediğini. Üzüntü, mutsuzluk, savaş yoktu artık hayatında. Onu kötü olmaya iten her şeyi geride bırakmıştı artık. İnsanlar gitmek ister ve giderler Gitmeye en yakın an hep vazgeçilenin en kıymetli, en güzel gözüktüğü andır. Yola çıktıktan sonra ise önündeki güneşe, çiçeğin pembesine, göğün mavisine, denizin yeşiline odaklanırsan yolun hep aydınlık olur. Bırak geçmişi. Şimdi çok uzaklarda. Sen geleceğin mucizesine, güzelliğine bak. İyi günler yakında. Hep mutlu ol.
@pelinkatircioglu20105 жыл бұрын
sizin videonuzda gördüğüm ilk kelimeden yana seçimimi yaptım: " Sümük" Sümük aslında pis bir şey ama ben iğrenmiyorum. Tabiki sadece kenminkinden ve kuzumunkinden. Başkalarının ki iğrenç hala. Hatırlıyorum, kuzum minik bir bebekken burnu tıkanmıştıda, temizlemek için burun temizleme vakumunu bir babası, bir ben ağzımızla çekmıiştik. Canım benim ya, ne tatlıydı küçükken, şimdide güzel. Her anne baba yavrusunu tatlı ve güzel görür biliyorum. Bahtları güzel olsun! iyi insanlar çıksın karşılarına, en büyük duam bu kendisi için.Sümüğüm burnumda dondu. Hava ne kadar soğuk böyle. Resmen kış geldi. Gelsin artık zaten. Aslında ben bahar insanıyım, çok soğukları sevmem. Daha doğrusu sevmezdim ama nedense artık seviyorum. Büyüdüm artık, genç değilim. Anladım ki yaşlar büyüdükçe insanın duyguları değişiyor. Karakteri bile değişiyor. Kış aylarını seviyorum. Soğuktan korkmuyorum, aldırmıyorum sümüğüm burnumda donarsa donsun, çokta önemli değil. Bu sabah otobüsü beklerken taze, soğuk havayı içime çektim. Sanki içimde çiçekler açıldı. Baharın kokusu burnuma geldi. Nasıl olur demeyin, oldu işte. Kışında kendine göre güzelliği var. Yağan yağmur ile temizlenen sokaklar, bahçeler, yapraklar, kapı önleri… yağan karın altında oyun oynamak. Soğuktan kaçıp sıcacık evimize girmek. Buz gibi havadan sıcak evime girdiğim her seferinde şükrediyorum. Allah’a evim olduğu için teşekkür ediyorum. Mutlu oluyorum. Hele şimdi yeni evimde camın önünde oturmak öyle iyi hissettiyor ki. Yağan karı seyretmek, bazen rüzgârda dans eden ağaçları seyretmek, bana çok çok iyi geliyor. Artık benim için her mevsim güzel. Seçmiyorum mevsimleri. Yaşam hızla akarken bende yaşama sıkıca sarılıp her anın keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Güzel günler yaşamak istiyorum. Ömrümün geri kalanında sağlıklı olmak, kaostan, kavgadan, stresten uzak olmak istiyorum. Kendim ve ailem için dua ediyorum. Güzel günler benimle!
@suheylabernayilmaz1675 жыл бұрын
Yeşim Hocam, Sanal da olsa , bana da eli değenlerden biri oldunuz teşekkür ederim. 6 dklık yazımı paylaşıyorum. İstanbul’da, elimde bir bavulla yola çıkmaya karar verdiğimde,tam da ne yapmak istediğimi, nereye gitmek istediğimi bilmiyordum aslında.Nasıl bir anda aklıma geldi ,onu bile hatırlamıyorum.Birden oldu, her şey bir anda.Sanırım ben “gitmek” kelimesine vurulmuştum.Kalbim mi git demişti yoksa aklım mı ? Tam olarak bilmiyorum.Sevmiştim işte...Aklım, kalbim ne farkederki . Gitmek güzelse eğer ben de gitmelere bırakıyorum kendimi.
@nuwanda9875 жыл бұрын
Ritüeller için üşengeç biriyim. Kelimem kitaplıktaki bir kitabın sırtında yazan Alaska. Fikirleriniz için ve yazmak için sebep olduğunuz için teşekkürler. “Alaska kadar soğuk,” diye yüzüme bakarak, kalın siyah dudakları titreyerek söylediği şey o kadar garip gelmişti ki dayanamadım ve “Sen hiç alaskaya gitmedin ki, hem oraya kimse gitmemiştir. Nerede yaşadığını sanıyorsun?” Dedikten sonra Lafımın üstüne “Sadece bir belgeselde görmüştüm. Kutuplar kadar soğuk tek yer orasıdır.” daha fazla saçmalaması hiç umurumda değildi artık, tek düşünmem gereken bu berbat havada hayatta kalmaya çalışmak olmalıydı. Üstümde üç tane battaniye var ama bu Alaska kadar soğuk hava beynime giden kanı bile donduruyor. Üstüne onlarca şeyi örtüp ve bu havada yerde uyuyabilen bir dişsiz ayyaş kadının alışveriş arabasından bulup yürüttüğüm bir yarım şişe konyağı bir dikişte içmemle kusucak gibi olmam çok yakındı ama içimin sıcacık olması uzun süre devam etti. Vücudum ateş içinde kaldı. Üstümdeki battaniyeleri yere attım. Yanan varilden uzaklaştım. Yolda onlarca yol alan arabaların farları gözümü aldı. Aldıkça daha çok bakmak istedim. Sanki çocukken gözümü kırpmadan güneşe uzun uzun baktığım gibiydi. Zamanla renk değiştiriyordu.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Alaska kadar soğuk ile başlamış olması çok güzel çünkü söyleyen kişi bir zamanlar Alaskada yaşamış olabilir duygusu veriyor. Belki orayı sevmemiştir diye düşündürüyor, sonra da şimdi nerede acaba ve kime diyor diye merak ediyorum. Bir diyalog cümlesiyle başlamak her zaman okuru hızla hikayenin içine davet eder. Sonrasında gelen diyalog iki kişinin arasında bir gerginlik hissettiriyor. Alaska soğuğuna benzeten kişinin hayallerinde yaşadığı duygusu, arzuları ve istekleri olduğu duygusu hissediliyor. Sonraki mekanlar sokakta yaşayan iki insanı okuduğumuzu anlamamızı sağlıyor. Anlatıcının öfkesini hissettim. Son cümlelerde hikaye bize çocukluğa götürecek işareti aldım. Bu bir roman girişi olsaydı romanda bu anlatıcının buraya nasıl geldiğini, hangi şartların onu buraya getirdiğini okuyacağımızı, sonra da bundan sonra ne olduğunu takip edeceğimizi hissettiriyor. Çok güzel bir yazı, merak ettim. Bu tabii tam anlamıyla bir altı dakika yazısı değil, çünkü altı dakika yazılarında burada anlattığım şekliyle, zihni akışa bırakıyor tek bir hikayede tutmuyoruz. Ancak yarın açılacak olan alıştırmada 6 dakikaları bir anlamda bu şekilde de kullanmak için bir çalışma yapıyoruz. Bir romanı her gün 6 dakika ayırarak yazabilirsiniz, bu şekilde burada yaptığınız gibi ilerleyerek. Bir altı dakika yaklaşık 300-400 kelime arasında çıkar. Haftada 5 gün bir tane 6 dakika yazısı ile 50,000 kelimelik bir roman 6 ayda çıkar. :)
@nuwanda9875 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi fikrinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim ve beğendiğiniz için çok mutlu oldum. zihin akışında hep bir sorun yaşıyorum ve illa ki hikayeye döndürüyor zihnim. umarım bir gün düzeltirim.
@45ikaros4 жыл бұрын
Kapakları çok çirkin olan defterler cümleniz beni güldürdü ...teşekkürler
@behiyeceyhan16293 жыл бұрын
Yazar Şafak pala KZbin kanalında ücretsiz TED Konuşmalarında Yaratıcı Yazarlık Atölyesi kurdu. ISBN, BANDROL alıp kitabımı nasıl yayınlarım? Fuarlar da imza günü nasıl ayarlarım? Yeni yazarların bir araya gelip güçlendiği bu atölyede bir çok sorunuzun cevabını bulacaksınız. Kurgu sanatının sırlarını ustaların ağzından deşifre ediyor. Yarım Adam romanının yazarı kitabını rewind engineer (tersine mühendislik) tekniğini kullanarak nasıl yazdığını açıklıyor. Ücretsiz ve eşsiz bir atölye... kzbin.info/www/bejne/qn_Ne4qZd9B7bdE
@ebruuzunalp59365 жыл бұрын
Haziran ayında yeniden çalışmaya başladım. Çalışmaya başlamak yazıdan kaçış/yazıya ihanet gibi geldi en başta. Ancak yüreğime giren virüs (Yeşim Hocamızın bahsettiği) bir türlü bırakmıyor beni. Yazmadığım her gün yatağa yattığımda suçlu hissediyorum/hayıflanıyorum/rahatlamadan/şifayı bulmadan uykuya geçmeye çalışıyorum. Şimdilerde çalışırken kullandığım not defterimin ön yüzü iş notları arka yüzü ise aklıma düştüğünde yazdıklarım için. Dün seçtiğim ritüel '' DÖRT YAPRAKLI YONCA '' kolyem. Yazma virüsü gibi her dahim üzerimde. Acısıyla tatlısıyla hayata dahil olabilmekle ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlatıyor. 6 dk: HESABI ;) Hesabı evet hesabı kapatmak için ne zaman planlama yapsam, ne zaman kapatmaya çalışsam daha da derinlere dalıyorum. Kazıyorum kazıyorum yeni benler keşfediyorum. Hayret ediyorum kendime içimdeki benlere. Hesabın kapanmasının mümkün olmadığını düşünmeye başlıyorum ve vazgeçiyorum. Kapatmanın mümkün olmadığını fark ediyorum. Kabulleniyorum, mutlu oluyorum, heyecanımı yeniden kazanıyor coşkuyla yaşama yeniden sarılıyorum. Ve yeniden hesabı kapatma isteğiyle yanıp tutuşur buluyorum kendimi. Tekrar bir kürek, tekrar bir kazı, tekrar benler ve yeni farkındalıklar. Hayaller, umutlar, yıkılmaların ardından yeniden ayağa kalkmalar. Her kazı hesabı kapatmak yerine kabullenmeyi, gülümsemeyi, anlamayı, anlatmayı, dile getirmeyi, istemeyi, istenilmeyi, hayatın anlamını, hayatın anlamsızlığını ve sonunda kabullenmeyi tekrar tekrar hatırlatıyor. Hesabı kapamayı çok istedim. Çok uğraştım. Çok didikledim. Kapatmak yerine hesabı kurcalamayı düşündüğümde/istediğimde daha mutlu oldum. Kurcaladıkça sakinleştim. Anladım kabullenmeyi. Kendimi buldum ve mutluyum. Kendimi mi kabul ettim ne?
@esrabebekkk2 жыл бұрын
yazmaya karar verdim ve karşıma siz çıktınız :) Yıl 2022 bende bir şeyler yazdım ve sizinle paylaşmak istiyorum. Ritüel: Bileğime fular bağlıyorum Kelime: Okuyacağım Okuyacağım! dedi küçük tavşan. Neden yani tavşanlar okuyamazlar mı? Hem hem benimde ellerim var, benimde ağzım, gözlerim var. Bende konuşabiliyorum. Neden baba belki de süper bir tavşandok olurum. Bu doktor tavşan demekmiş geçen gün havuçmarketdeki Dikkulak amca söyledi. Hem tavşandok olursam daha çok havuç alabiliriz. -Hayır dedim Dişçilek! sende benim gibi büyük bir izsüren olacaksın. Hem biz özel tavşanlarız, bir tavşandok olmana müsaade edemem. (Yazım ve noktalama yanlışları varsa affola)
@ebruca11435 жыл бұрын
Başlıyorum 👏👏👏👏👏👏👏👏
@behiyeceyhan16293 жыл бұрын
Yazar Şafak pala KZbin kanalında ücretsiz TED Konuşmalarında Yaratıcı Yazarlık Atölyesi kurdu. ISBN, BANDROL alıp kitabımı nasıl yayınlarım? Fuarlar da imza günü nasıl ayarlarım? Yeni yazarların bir araya gelip güçlendiği bu atölyede bir çok sorunuzun cevabını bulacaksınız. Kurgu sanatının sırlarını ustaların ağzından deşifre ediyor. Yarım Adam romanının yazarı kitabını rewind engineer (tersine mühendislik) tekniğini kullanarak nasıl yazdığını açıklıyor. Ücretsiz ve eşsiz bir atölye... kzbin.info/www/bejne/qn_Ne4qZd9B7bdE
@ferhankaykc61013 жыл бұрын
Defter Hakkında söylediğiniz şey çok doğru ya 🤦🍁
@yurdagulsayibas87295 жыл бұрын
Hesabı onun ödemesine bozuldum. Artık bu kadarı da fazla diyecektim ki sözümü kesti. Ellerini kollarını oynatarak bana öyle şeyler söyledi ki ne diyeceğimi şaşırdım. Bu şaşkınlığım tüm gece boyunca sürmüş olacak ki kendime bir türlü gelemedim. İçtiğim içkinin de etkisiyle bir türkü tutturdum. Söyledim, söylendim durdum. Ama böyle olmamalı. Hayat bu değil kardeşim, diyerek bardan çıktım. Yemeğin üstüne içmeyi de hiç sevmem. Diyeceksiniz ki aç karnına içilir mi? Ben aç karnına içenlerdenim. Çalışmaktan başka bir şey bilmeyenler hayatın keyfini çıkarmayı nereden bilsinler. Bu yüzden içmeyi de bilmiyorlar. Nerelerine içtiklerinin farkında değiller. İki kadehte kendilerinden geçip sarhoş oluyorlar. Sonra neler oluyor neler. Bütün acılarını kusuyorlar masanın üstüne. Dinlemekten yoruluyor insan. Gözyaşları sel olup akıyor. Böyle bir senaryoda hesabı kim ödeyecek diye sormak da bir acayip oluyor. Soramıyorsun. Sarhoşları toplayıp evlerine götürmek de cabası. Bilmek lazım canım içmeyi de yemeyi de iyi bilmek lazım. Hayata bir kez geliyoruz. Doyasıya yaşamak. Her anın keyfine varmak lazım. Keyif dedim de aklıma geldi. Geçenlerde Orhan ile bir mangal yapalım dedik. Komşuları da çağırdık ayıp olmasın diye. Gece yarısına kadar içtik, söyledik. Ne güzel bir geceydi. Yaşamak hafife alınacak bir şey değil. Hem ciddi yaşayacaksın, hem de çok da ciddiye almayacaksın hayatı. Doğru bildiğin yolda yürüyüp gideceksin sona doğru. Belli duraklarda durmadan da yürünmez bu yol. En güzel durak aşk durağı olmalı. Bu durakta bir süre durduktan sonra, yeni bir yolda iki kişilik bir hayat vardır önünde. Birlikte kurgulayacaksın hayatını. 02.07.2019
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
yurdagül sayibas Çalışmaktan başka bir şey bilmeyenler hayatın keyfini çıkarmayı nereden bilsinler...çok çarpıcı geldi. Sanki yazının sonuna doğru kendinizi daha rahat bıraktınız akışa ve gelene...öncesinde belli bir konu var orada. Bir sonraki altı dakikada iyice saçmalasanız :)
@nefertarikim5 жыл бұрын
Merhaba, bu çok güzel fikriniz tam bir kamu hizmeti, kendi adıma ne kadar teşekkür etsem az, bana yeniden yazılar yazdıran kadın :) Böyle güzel havalar mahvetti beni demiş şair. Güzel hava mahveder mi insanı hiç? Senin mahvolasın mı varmış be şair? Güzel havalar beni heyecanlandırır. İki gram olan yaşama sevincimi yirmi katına çıkarır. Ama sonuç yine 40 gram çıkar, bu da bana yetmez. Ne zaman fırlar yaşama sevinci? Bir iyilik yaptığında. Aslında iyilik yaptığında kendi ruhundur hafiflettiğin. Ondan mutlu eder iyilik yapmak.Peki başka? Bir arkadaşla sohbet edip kahkahalarla güldüğümde. Allah'ın sevdiği kulu olduğunu düşündüğünde. Allah tarafından sevilmek çok mutlu eder beni, madem inanıyorum ki dönüşler O'na... Aferin be kulum desin bana. Aferin kız sana desin. İnsanların çoğuyla anlaşamadık bu dünyada. Umudum cennetten :) Cennette köpeğim kesin olacak.Günahsız melek kontenjanından. Bugün gözlerinin arkasındaki ruhu görmek için baktığımda uzun uzun, bunu sordum O'na: Karşılaşır mıyız oralarda ne dersin? Senin yerin garanti de, bana da var mıdır boş bi koltuk acaba?
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Aslında daldan dala atlasa da bir bütün de oluşturuyor gibi yazi. Eline sağlık. Yasama sevincinin gramla satın alındığı bir dükkanın öyküsü olsaydı dedim.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Bir de günahsız melek kontenjanına bayıldım. Bununla başlayıp bir altı dakika daha bence :)
@yaseminekincifiliz29445 жыл бұрын
10 yaşında kızımla defterlerimizi, kalemlerimizi hazırladık heyecanla ilk 6 dakikayı uyguladık :)) kelimemiz ' DÜŞÜNCELERİ' Düşünceleri uçuşuyordu kafasında. Neredeydi, kimdi bilmiyordu. Birden ses duydu. Sesin geldiği yöne baktı. Martı vardı karşısında, kanatlarını kocaman açmış ona doğru uçuyordu. Bu ilahi bir işaretti evet evet artık emindi denize açılmalıydı. O küçük gemiye binip sonsuz okyanusta yol almalıydı. Bunu ailesine nasıl söyleyecekti işte asıl sorun buydu. Hemen kafasında plan yaptı. Eve giderken kocaman çikolatalı pasta yaptırdı. Annesi, küçük kardeşi, çok severdi pastayı. Pasta deyince aklına geldi. Ortanca kardeşi güzel pasta yapardı. Hem de en sağlıklısın dan koruyucu hiç bir şey koymazdı. Onun pastasını tüm aile çok beğenirdi. Pasta almak belkide yanlış bir seçimdi. Neyse yapacak bir şey yok. Artık pastayı almıştı. :)))) (BENİM) DÜŞÜNCELERİ bambaşkaydı onun. unicornlar hakkında düşünüyordu hep. Bir unicorn görmek için veteriner olmaya karar verdi. Ama hayvanlardan korkuyordu. Bu nedenle Unicorn bakım merkezi açmak istedi. ve açtı da. Malesef kimse gelmeyince ismini köpek villası olarak değiştirdi. Gelen köpeklere giderken unicorn kostümü giydiriyordu. ve işler yürüyünce kuş, kedi, balık ve daha bir sürü hayvan için açtı. Hepsi rüya mıydı? Ece şaşkın gözlerle aynaya baksın ve ne görsün Unicorn olmuş. Herkes sadece hayvanlar insanmış, yine uyandı bu sefer dehşete kapılmıştı ve ilk olarak aynaya baktı rahatladı. Çünkü insandı. Ama herkes ve tüm hayvanlar Unicorn du. BİZ BU 6 DAKİKA İŞİNİ ÇOK SEVDİK :)))))
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Supersiniz! Beraber yazmak çok ayrı bir keyiftir. Ellerinize sağlık. Altı dakikalarda ilk zamanlar bir hikaye oluşturmadan sadece zihin atlamalariyla yazmak daha eğlenceli yazan için:) ama basta bu zor çünkü biz öyle egitilmedik. Saçmalamak, yaratıcılığın önemli bir unsurudur. Insan saçma fikirleri ortaya atarak çoğu zaman yeni sağlam fikirlere varabiliyor. Hikayeler de kendiliğinden size gelir. Sadece her gün yapın...Ya da mümkün olduğunda:) unicorn nefis. Ama sonra köpek oteline dönüşüyor ya...ona o duruma bayıldım. Içinde hayal kırıklığı var, azım var, farklı olmak var. Sanki bir karakter cıktı ortaya...
@yaseminekincifiliz29445 жыл бұрын
Tesekkürler 😍
@turanhuseynova41935 жыл бұрын
'Yanına' Yanına ilk gitdiğimde çok heyecanlıydım.. Meğersem o da çok heyecanlıymış.. Bunu çok sonra kendisi itiraf etmişti. Heyecan ilişkilerde çoğu zaman iyidir ama zaman geçdikçe kontrol edilemezse iliski için hiç iyi olmaz... Ama insanı heyecansız nasıl hayal ede biliriz ki?.. Heyecan insanları hem kontrolde tutar, hem de kontroldan çıkartır. Düşünsenize hiç bir şeye heyecanlanamıyoruz ve her şey sıradan, boş geliyor insana... Bu yüzden bence heyecan insan için verilmiş en özel duygulardan biri... Merhabalar, çok teşekkür ederim sizlere böyle güzel bişey başlatdığınız için. Ben azerbaycanlıyım bu yüzden yazılarımdaki hatalarımı mazur görün☺ yazılarımı okuyacağınız için çok heyecanlı ve mutluyum😊 şimdiden teşekkürler😍😚
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Merhaba! Katıldığınız için ben teşekkür ederim.ilk altı dakikalarda ister istemez tek konuya kitlenip kalıyoruz.. ama zamanla geldiği gibi yazmaya daldan dala atlamaya başlarsınız. Gerçi bu yazıda da sonlara doğru biraz yön değiştirmiş yazi. Hani demissiniz ya heyecansız insan nasıl olur diye. Bu tür sorular güzel hikaye malzemesi olur. Ya insan gerçekten heyecansız olsa bir gün...Ya da birisi kendi heyecanindan sıkılıp heyecanı yok edebilen bir deneye katılsa ne olurdu sorusuyla daha neler yazılır.
@turanhuseynova41935 жыл бұрын
Tesekkur ederim okuyup cevapladiginiz icin fikirleriniz o kadar degerliki benim icin😊 ve dikkata alacagimdan emin ola bilirsiniz😘🤗
@eseravc38123 жыл бұрын
Ben sizi yeni keşfettim.
@SanalYaziEvi3 жыл бұрын
ne güzel bizim için. umarım keyif alırsınız, faydası olur
@yhzsigorta4 жыл бұрын
Çok güzeldi👏🏻
@nurucgun27595 жыл бұрын
Hesabı öğrendiğimde neredeyse küçük dilimi yutuyordum.Bu kadar sadeliğe ve bu kadar basitliğe bu denli şatafatlı bir ücret ödemek ruhumu incitti adeta.oysa ki önyargımla bir kez daha yüzleşmekten daha çok incinmeliyim ama insan olmak belki de böyle bir şey..Bahanelerle,hak görmelerle bağdaşan iki yüzlü ruhun yaşama yansıyan yönünü farketmektir kimbilir?Ama itiraf etmeliyim ki damağımdaki tat tabaktaki basitlikten daha güzel şu an.kanımdaki mutluluk hormonu stres hormonunu geçerse faturanın şokunu çabuk atlatabilirim.Bir daha gelirmiyim bu lezzet için diye şöyle bir yokluyorum zihnimi ama yok halen daha geçmedi stres hormonum karar veriyoruuuuuum- HAYIR! gelmem..bu paraya kıyamam.İsterse damağıma çaksınlar bu lezzeti yine de gelmem kardeşim.Buraya vereceğim parayı biriktirip çok yıldızlı aşçılık kursuna giderim daha iyi...
@ozlemkiper64855 жыл бұрын
21 günün anlamı büyük, alışmak istediğiniz her durum için kullanabilirsiniz. Geçen sene şeker ve glüteni kesmek için 21 gün vermiştim kendime, başarılı oldum. Şimdi yeniden yazabilmek için yine 21 günün gücüne inanıyorum. Grubun ve Yeşim'in sinerjisi de yanında ayrı bir güzellik. Hazır bir şeylere alışmak demişken yazı idmanına bir eşlikçi daha ekliyorum ki neticeyi sonradan sizinle paylaşacağım. Karın ve ağırlık egzersizleri. Bugünün altı dakikası, günün en keyifli zamanıydı. Herkese kolay gelsin.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Özlem Kiper Canımmm... ne güzel seni de burada okuyabilmek! Size yazı yazdırıyorum, kendim 2 aydır fitness antrenmanları yapıyorum, beslenmemi düzenliyorum... 21 günden sonra gerçekten alışkanlık oluyor. Bedeni çalıştırmak kesinlikle yazıya büyük katkı sağlıyor.
@dilaraesmer6 ай бұрын
Bugün başlıyorum sayenizde🥹🙏🏼🌸📝 3 Temmuz ‘24
@seldaozerozbek6435 жыл бұрын
Merhaba, Ritüelim müzik olsun istedim, Andrea Bocelli seçtim, ama yazıya başlayınca açmayı unutmuşum. Yazmam 6 dakikadan uzun sürdü, sonra düzelttim elimde olmadan. Okuduğum kitaptan bir kelime seçtim. Böyle olunca galiba kastım kendimi biraz. :) Genelde serbest yazıyorum, bu defa hikayemsi, şöyle bişey çıktı ortaya ; "Yanındakimse yok muydu diye sordu annem sokakta bayıldığımı öğrenince. Elifle birlikteydik dedim. Yorucu bir gün geçirmiştik işyerinde, bir de Ferah beni çok sinirlendirdi. Hemen otobüse binmek istemedik, bir durak yürüyelim açılırız dedik. Fakat hava o kadar sıcaktı ki bir duraklık mesafe uzadıkça uzadı. Saçlarımın arasında terden küçük dereler oluşuyor, sonra birleşip bir nehre dönüşüyor ve ensemden belime doğru akıyordu, alnımdan akanların tuzu ise gözlerimi yakıyordu. Durağa az bir mesafe kala, şık abiye elbiselerin satıldığı, çok sevdiğim butiğin önünde geldiğimizde, her şey etrafımda dönmeye başladı. Her zaman önünden geçerken hayranlıkla baktığım elbiseler birden havada uçuşmaya başladı, insanlar kuvvetli bir rüzgara kapılmış da ayakları yerden kesilmişçesine etrafımda girdaba kapılmışçasına dönüyorlardı. Sesler uzayıp anlamlarını kaybederken ayaklarımın bağı çözüldü. Elifin kolunu yakaladığımı hatırlıyorum, sonra film koptu. Mağazaya alışveriş için gelen bir doktor hanım müdahale etmiş. Kendime geldiğimde etrafta bir sürü meraklı gözün bana baktığını gördüm, Elif'in de beti benzi atmış bir kenarda öylece bakıyordu. Doktor iyisiniz merak etmeyin, muhtemelen tansiyonunuz düşmüş. Bir süre dinlenin ve bol su için. Bir de her ihtimale karşı bir doktora görünseniz iyi olur dedi. Mağazadaki klimalı ortam, ikram ettikleri tuzlu ayran, derken toparlandım. Hava kararınca da serinlik oldu, durakta boşalmıştı bu arada. Elif' ısrar etti eve kadar benimle gelmek için ama kabul etmedim. Şimdi gayet iyiyim, merak edecek bir şey yok."
@fersuneven62585 жыл бұрын
Bugün benim doğum günüm. Kitaplığımdan sectigim kitaptaki kelime "yeni" 6 dakika onu yazdım. Yeni birşeylere başlamanın heyecanındayım yarım yüzyıl sonra. Vesile olanlara sinsuz teşekkürler 🧚♀️🤗🙏
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Nice güzel yaşlara ve kendinize ne güzel bir hediye olmuş YENI
@fersuneven62585 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi ♥️🙏
@huseyinkaradede54555 жыл бұрын
Bir kitaptan rastgele bir sayfa açtım ve karşıma çıkan kelime "gıpta etmek"ti. Aşağıdaki yazıyı yazdım. Gıpta etmek ile beğenmek tam olarak aynı anlama gelmiyor sanırım. Gıpta etmekte, kendini onun yerine koyma, onun yerinde olma isteği de mevcut. Biraz da hayranlık besleme içeriyor. Gıpta etmek kelimesini biraz da tehlikeli buluyorum. Biraz kıskanma içeriyor gibi geliyor bana. Kıskanmayı sevmiyorum. Kötü bir his uyandırıyor. Tehlikeli buluyorum. Herkes iyi olmalı. Kendim için istediğim kadar, başkaları için de iyilik istiyorum. Peki karşılaştırma hiç yapmıyor muyum? Yapıyorum. Kendimden iyi olanlarla kıyaslamayı kendimdeki hataları bulmak için yapıyorum. Ders çıkarmak ve daha iyisini yapabilmek için yapıyorum bunu. Derinlerde kıskanma var mıdır, bilmiyorum.
@aynuracar88225 жыл бұрын
6 dakikalık yazım... Rıtüelim: Anahtar objeli kolyem. Kelime:ALIŞKANLIKLAR Alışkanlıklar süreklilik demektir.Kişilerin olumlu veya olumsuz bütün davranışlarının tekrarıdır.Acaba tekrarı olan günlük hayat kendini nasıl bir ışıkla ile aydınlatacaktır..Her şey alışkanlıkları içeriyorsa ,sevinçler,üzüntüler bütün sancılar yeniden doğmak isteyen istekler bu alışkanlıları alt edebilir mi? Kendin olmak bu mu? Yaşamın tadına bana göre rastgele yaşadığında varabilirsin.Tadına doyamadığın hazlar ,sıradanlıktan uzaksa , belki de sana kalandır yaşadığın.Söyleyebilmek, anlatabilmek ya da coşmak...Belki de var.
@gamzebozkayatonguc45415 жыл бұрын
Ben baya geç kalmışım ama yetişebilirim ümidiyle aranıza katılmak istiyorum, çok tesadüfen keşfettim ve cümleleriniz kendime güvenmemi sağladı, teşekkür ederim. Ritüelim kahve, çok kahveciyim başka bir seçenek göremedim, yazmak için bilgisayar en rahat hissettiğim araç oldu. İlk kelime için de erkek arkadaşıma çalışmadan kısaca bahsedip bana herhangi bir kelime söylemesini istedim mesajla bana "güzellik" olarak geri döndü ^_^ Biraz yavaştım bence ilk 6 dakika için ama umarım daha güzel yerlere geliriz. Güzellik kişiden kişiye değişirmiş derler ya hani, sahiden her konuda böyle midir bu? Şu an seyrettiğimiz gün batımını güzel bulmayacak bir insan var mıdır? Turuncu sakinleştiren bir renk olmamasına rağmen gün batımı turuncusu nasıl da sakinleştiriyor insanı. Sakinleşmeyi sevdiğimizden mi bu durumu güzel bulmamız? Ah bir de uzaklar… Herkesin uzaklarda bir parçası vardır mutlaka. Belki de ne kadar uzak olursak olalım aynı gün batımını izleyebildiğimiz içindir bu sevgimiz. Uzaktaki parçalarımıza yakın hissettirir gün batımını izlemek, aynı çatı altındayız be, dedirtir. O da şu anda bu manzarayı izleyip sakin ve güzel hissediyordur, bak duygularımız bile aynı, dedirtir. Evet evet bence günbatımının böylesine güzel olmasının en anlamlı sebebi bizden uzakta olan parçalarımıza selam çakmasıdır, bizim veremediğimiz sakinliği verebilmesidir. Gönül işte, kendisi devreye girmeden hiçbir işimiz hallolmaz.
@melisahmet29325 жыл бұрын
Yeşim hanım merhaba Sizi bugün keşfettim ve maratonunuza yarın itibariyle başlayacağım. Neden 6 dakika olduğunu sormak isterim. 3 değil 5 değil yada 10 dakika değil 6 dakika. Sevgiler selamlar
@yukselbatur12045 жыл бұрын
Yazım: Dakika Dakika zaman içinde değerlendirildiğinde çok uzun bir süre.. Daldığınızda, suyun altında kalan nefes siz geçirdiğimiz süre çoğu zaman bir dakika bile değil. Bir dakika altmış saniyeyi sayarken bile nabız atışınızla eşleştirirseniz, nabzınız bile bir dakika da 60'dan fazla atıyor. Dakikaya hızlı saydığınızda, çok sayı yerleştirebiliyorsunuz. Dakikalar kaldı dense bile umudunuzu hiç kaybetmeyin. O dakikanın saniyesinde değil saniye anda bile çok şeyler değişebiliyor hayatta. Mucizeler daima sizin inancınızla, beklentinizle besleniyorlar. Yazı yazmakiçin verilen bu 6 dakikada bile umudu ve mucize yi yerleştirdim ya satırlara, mucize benim, biziz aslında. Kalbinizden eksik etmememiz gereken ne çok şey var. Başta sevgi ve umut. Sevgi bile kelime olarak başlıca bir duygu. Toprağı, yaprağı, böceği, gökyüzünü, Suyu , sev. Neyi görüyorsan, duyuyorsan, hissedebiliyorsan sev. Sevmek, insan olmaktır. Dakikalarada ihtiyaç yok, zamanda mekanda sensin. Sensin derken bitirdin💐
@DuckCraft1235 жыл бұрын
"Taşır" ben çok birsey yazamadim bu ilk denemem inşallah daha iyi olacağım Taşır yükünü ne olduğunu bilmeden. Önemide yoktur aslında, ister elmas, ister çöp olsun. Biryerden başka bir yere insanlara hizmet etmek için yapar bunu. Sirtindaki yukun ne oldugunu merak etmediğide doğrudur. Bildiği şeyler yeter ona. Hedefte bekleyen umuttur bazen, öfkedir kimi zaman, heyecandır, sevinç çığlıkları dır, bazen bahşiştir, bazen de cat diye kapanan kapı. En çok üzüldüğü olmayışıdır aradığı kişinin olması gerken yerde.
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Güzel bir başlangıç olmuş. :) sırtındaki yükün ne olduğunu merak etmemek ne kadar çok şeyi anlatıyor. Bildigi şeyler, ona yetenler nedir merak ettiriyor elinize sağlık
@DuckCraft1235 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi çok teşekkür ederim. Biraz çekinrek paylaştım. Ama yorumunuzla bana cesaret verdiniz. Çok teşekkür ederim.
@huseyinkaradede54555 жыл бұрын
Maratona dört gün sonra başladım. Bugün ikinci günümdeyim. Birazdan ikinci gün videosunun altına da yazımı ekleyeceğim. Aslında bugün günü yakalayabilirim. Ancak 21 gün yazmış olmak için böyle geriden takip etmeyi daha uygun buldum. Bilmiyorum siz ne dersiniz?
@nilgunaydogan65384 жыл бұрын
İyi geceler olsun, bir yıl önceki bu çalışmanıza biraz rotarlı katılıyorum bu yazımla , kabul ederseniz 21 gün sürdürmek isterim 🙏🏼 🦋MAVİ🦋 mavi sadece bir renk değil bence , sonsuzluk sanki ne bugünde ne de geçmişte. Dolu dolu yaşanan ömür gibi . “Mavirenkte “ sosyal medyadaki nikim benim , seçerken ismimin anlamı yani benim adım “Nilgün “ anlamı da mavirenkte demek. Seviyorum bu rengi , yeşil de severim aslında . Gökyüzünü de severim , hep beni kucaklar gibi gelir, bulutlar heleki onlar o maviliğin içinde pamuklar gibi dururlar ya
@arzuyldrm98434 жыл бұрын
Zihin haritası hazırlamak gibi 🤓
@miraclecharm75825 жыл бұрын
"YALNIZLIK" Bazen yalnız olmayı " kendimle birliktelik" olarak algılarım . O şekilde düşünür yalnız kalmayı tercih ederim . Herkesten uzak sadece kendimle sadece yapayalnız ... Ama bazen de yalnızlığı " boşlukta olmak " gibi algılarım . Bazen boşluk beni her şeyimle çekecekmiş gibi gelir . Bazen çeksin isterim . İnsanların çoğu yalnız olmayı olumsuz algılar ama belki de bu sadece onların olumsuzlamasıdır . Belki de olay kelimenin ne anlama geldiğinden öte o kelimeye nasıl baktığımızla ilgilidir . Belki de olay yalnızlığı nasıl algıladığımızla ilgilidir .
@yukselbatur12045 жыл бұрын
Ritüel için hematit taşlı yüzük, su, Fazıl Say, Hüsnü Arıkan seçimim
@behiyeceyhan16293 жыл бұрын
Yazar Şafak pala KZbin kanalında ücretsiz TED Konuşmalarında Yaratıcı Yazarlık Atölyesi kurdu. ISBN, BANDROL alıp kitabımı nasıl yayınlarım? Fuarlar da imza günü nasıl ayarlarım? Yeni yazarların bir araya gelip güçlendiği bu atölyede bir çok sorunuzun cevabını bulacaksınız. Kurgu sanatının sırlarını ustaların ağzından deşifre ediyor. Yarım Adam romanının yazarı kitabını rewind engineer (tersine mühendislik) tekniğini kullanarak nasıl yazdığını açıklıyor. Ücretsiz ve eşsiz bir atölye... kzbin.info/www/bejne/qn_Ne4qZd9B7bdE
@emine70272 жыл бұрын
Kelime : Güzel Güzel bir ilkbahar sabahı güneşin parıltıları çimlerin yeşilini canlandırıyor, etrafta uçuşan kelebekler ise bu canlılıkta dans ediyordu. Canlılık onlar için doyamayacakları, kursaklarında kalan bir nimetti. Çimlerin canlılığını yutmak istedi beyaz kelebek. Mor kelebek ise bunu sezdi ve, ‘Güneş ancak .imlere verir yaşamı, biz solmaya mahkumuz’ dedi. Ama beyaz kelebek kendini mahkûm gibi hissetmiyordu. Mahkumlar özgür olmazlardı ki! Onlar bir alana sıkışmış, ruhlarından pas akan koca insanlardı. Oysa kelebeğin ruhundan berrak sular akıyordu. Mor kelebeğin yanına uçtu ve çimler duymasın diye fısıldayarak: ‘Biliyor musun, aslında çimlerin yaşamını pek de istemiyorum. Evet bizden daha bereketli ömürleri var fakat bittikleri toprakta ömürleri geçiyor. Sonra o toprak mezarları oluyor. Ama bir de bize bak. Su kısacık ömrümüzde kanatlarımızın altına rüzgârı alıp görmedik yer bırakmıyoruz. Asıl yaşamak bizimkisi!’ dedi. Mor kelebek biraz düşündü, sonra konduğu daldan havalandı. Birlikte güneşe doğru süzüldüler.
@senaykaratekin32843 жыл бұрын
Bu sunumu izlerken astroloji kelimesi çıktı karşıma ve hiç tereddüt etmeden yazmaya başladım. Yandaki butonlarda görünüyordu. Çünkü son zamanlarda astroloji videoları çok sık izliyorum. Çocukluktan beri astrolojiye hep ilgi duydum. Hem kendi burcum hem de yakınlarımın burçları hakkında çok okudum ve araştırdım. Konuyu araştırdıkça ne kadar bilimsel ve derin bir konu olduğunu fark ettim. Astrolojik haritamı çıkardım ve sanki hayatım ayna gibi karşımda duruyordu. Hiç bir şey tesadüf değildi. Keşke insanlara baktığımda herkesin hepsinin astrolojik haritalarını görebilsem, alınlarında astroloji çarkı olsa. Bazılarına doğrum tarihlerini, yerlerini ve saatlerini soruyorum eğer benim için çok önemlilerse ve içimden sormak gelirse. Ya ben bakıyorum astroloji haritalarına, ya da kendileri buluyor netten. Eskisi gibi değil artık ücretsiz harita çıkaran ve yorumlayan siteler var. Çok büyük kolaylık ve fayda. Kitap almıştım ve haritaları el ile çıkarıyordum tek tek ve çok zor oluyordu, hatalar yapıyordum belki de. Programlar da insan yapımı ama daha bilimsel ve doğru olsalar gerek. Keşke bu konuda çok daha iyi olsam. Profesyonel ilgilenmek için zamanım ve bütçem yok ama amatör olarak profesyonelleşiyorum zamanla hiç bırakmayarak. Hayatımın bir parçasına dönüşmüş durumda ve çok faydasını gördüm. Hayat rehberi gibi, danışmadan hareket edersem kendimi çok boşlukta hissediyorum. Bağımlı oldum sanırım. Astroloji sıradan magazinsel burç yorumu değil, kişiye özel parmak için gibi ondan çok daha fazlası! Yazdıkça yazmaya başladım ama 6 dk süre çoktan doldu. Kabak çiçeği ya da Arap atı gibi sonradan açılıyorum sanırım.
@mrvrdm5 жыл бұрын
Yeşim hanım merhaba, Uzun zamandır sizi takip ediyorum ve online kurslarınıza katılmak için kendime uygun zaman kolluyordum. Ve tahmin edersiniz ki o zaman bir türlü gelmedi. Bu uygulamanızla kendini bir anda içinde buldum videonuzun. (Onu da daha sonra dinlemek için izlenecekler listesine almıştım gerçi ancak başlayınca bırakamadım. ☺️) İçimden akarcasına uzun zamandır yazmak istediğim bir yazı yazdım. Hem de kitabımdan seçtiğim rastgele bir kelime ile başlayarak. ☺️ Çook teşekkürler bundan sonra çok sık karşılaşacağız. Yazımı aşağıda paylaşıyorum. ☺️ Azından mutlu olamayan çoğundan faydalanamaz. Gerçekten klişe aslında ancak klişe olması bunun doğru olduğu gerçeğini değiştiriyor mu? Peki bir şeyi klişe yapan şey ne? Bu ara en çok buna kafa yoruyorum. Kelimelerin için boşalıyor. Anlamları onlardan sökülüp alınıyor. Kelimelerin bir araya gelip oluşturdukları cümleler de keza öyle. Sadece söylenip geçiliyor. Oysa her kelime ve cümle üzerine saatlerce düşünmeye değerde. Sadece söylemeyi konuşmak sanıyoruz. Konuşmayı ise iletişim. İletişim gerçekten bu mu? Bir çok insan bu soruya “evet” der çünkü düşünmeden cevap verir. Çünkü biraz düşünse bu sorunun cevabının “evet” olmadığını anlar. Çiftlere çok takılıyorum bu iletişim konusunda. “Ama ben söyledim, söylüyorum!” diyor “ancak anlamıyor.” İletişim diyalog ile mümkün olur. Yani karşılıklı konuşma ve dinleme ile. Aynı tenis oynamak gibi. Tek taraf sürekli top atarsa diğer taraf sadece karşılarsa bir tenis müsabakası izlenmez. Top bir oraya bir buraya gitmeli. Bir raketi sallamak için bir de topun nereye geleceğini ve gideceğini saptamak için aktif olmalısın. Güzel bir tenis müsabakasında nasıl kendini pasif hale sokamazsan, iletişimde de-eğer kaliteli bir iletişim istiyorsan-pasif hale geçemezsin. Konuşmak aktif bir eylem gibi görünsede, konuşmanın ne yöne gideceğini bilmeden konuşmak pasif konuşmaktır. Karşıdaki insanın ne söylediğini anlamadan cevap vermek pasif bir dinlemedir. Bunun adı iletişim değil, lagaluga yapmak, konuştuklarımızın, iletişimimizin, ilişkilerimizin dahası sözcüklerin içini boşaltmaktır.
@kizimilebuyudum4 жыл бұрын
Yirmibir günlük yazı yazma maratonuma “başlangıcında” kelimesi ile başlamam pek manidar oldu. Neler yapabileceğimi ben de merak ediyorum.
@behiyeceyhan16293 жыл бұрын
Yazar Şafak pala KZbin kanalında ücretsiz TED Konuşmalarında Yaratıcı Yazarlık Atölyesi kurdu. ISBN, BANDROL alıp kitabımı nasıl yayınlarım? Fuarlar da imza günü nasıl ayarlarım? Yeni yazarların bir araya gelip güçlendiği bu atölyede bir çok sorunuzun cevabını bulacaksınız. Kurgu sanatının sırlarını ustaların ağzından deşifre ediyor. Yarım Adam romanının yazarı kitabını rewind engineer (tersine mühendislik) tekniğini kullanarak nasıl yazdığını açıklıyor. Ücretsiz ve eşsiz bir atölye... kzbin.info/www/bejne/qn_Ne4qZd9B7bdE
@kizimilebuyudum3 жыл бұрын
@@behiyeceyhan1629 🙏
@ilaydaerylmaz78012 жыл бұрын
Hocam bu yaptığımız çalışma neye yarıyor?
@SanalYaziEvi2 жыл бұрын
Merhaba İlayda sanırım 6 dakikaları soruyorsun. Düşüncelerimizi nadiren akışa bırakıyoruz. Genelde tek bir konuya odaklanmayı öğreniyoruz. Bu yazarken yıllar içinde biriktirdiğimiz ufak ama yazımızı canlandıracak ayrıntıları arka plana atıyor. Henüz elimizde bir şey yokken hikayelerimizi biz şekillendirmeye çalışıyoruz. 6 dakika öncelikle alışık olmadığımız bir süreç olduğu için hem gevşetir hem kasar... ikisi de yaratıcılığı tetikler. Zihnimizi dizginlemeden oradan oraya atlamasını takip edersek zamanla hikayeler bize kendilerini anlatmaya başlar, yazma, iyi yazamama korkumuz azalır. :)
@ilaydaerylmaz78012 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi Hocam çok teşekkür ederim açıkladığınız ve ilginiz için :)
@yunuscesur77955 жыл бұрын
Bu yazımı 3 gün gecikmeli yazıyorum buraya. İlk gün yazmayı unuttum erteledim. Diğerlerini günü gününe aktardım buraya. Bu yazımı bugün aktarıyorum. Kelimemi haber bölümüne bakıp ilk gördüğüm kelimeyi seçiyorum. TERCİH. Tercih zamanı yaklaşıyordu. Hem ortaokul öğrencileri, hem lis hemde öğretmen tercihleri. Herkes ayrı bir heyecan içindeydi. Geleceklerini belirleyip hayallerine kavuşmak istiyorlardı. Sahip olmak istekleri meslekler, eşyalar, aileler... Herkesi amacı hedefi farklı.Yaşam tarzı farklı. Yaşadığı ortam, aile kültürü arkadaş çevresi farklı. Bu kadar farklılık üniversitede mesela bir araya geliyor. Üniversitelere gittiğimizde birbirinden farklı insanlar görürüz. Kıyafet, saç, tarz, ayakkabı, konuşma, mimik, davranış vs. Birbirinden ayrılan öğrenciler. Amaçlarına ulaşmak için gelmişler. Ama kaçı amacına ulaşıyor ki? Yolundan sapanlar, arkadaş kurbanı olanlar, çalışamayanlar, tembelliğe alışanlar, yerine imza atanlar, lar, lar. ... Kurban bayramı yaklaşıyor bakalım et fiyatları ne kadar olacak?
@sevgierzi4945 жыл бұрын
VİRA Yazı maratonuna başlamaya karar verdim. Uzun zamandır yazmamıştım. Uzun zamandır yazmadığımı ise birkaç gün önce fark ettim. Yazmaya başlamaksa zor geldi. Bugün, yarın derken günler geçti. Tam o sıralarda Yazı Evi yazı maratonu başlatacağını duyurdu. Tam yirmi bir gün boyunca her gün bir video yayınlayacakmış ve isteyenler de bu maratona katılabilirmiş. Aslında dün ilk video yayınlanacaktı ama ben ancak bu gün gördüm videoyu. Bir kelime seçip yazmaya başlamak kaldı sadece geriye. Kitaplarımın arasından bir tanesini çekip, rastgele bir sayfayı açıp, yine rastgele bir kelimeyi seçip yazacaktım. Oturduğum yerde başımı sağa çevirdim, kitaplarım oradaydı çünkü. İlk gördüğüm ise patoloji kitabı oldu. Patoloji! İçim hop etti, o değil, o olmasın dedi iç sesim. Tam o sırada videoda, Yeşim sizi rahatsız eden bir kelimeye denk geldiyseniz onu değiştirmeyin diyordu. Onu yazın çünkü o kelime sizi tetikleyip daha güzel öyküler yazmanıza sebep olacak gibi bir şeyleri duydum kulaklarım uğuldarken. Çünkü aklıma ne tıp fakültesi yıllarım ne de Robbins gelmişti. Robbins kitabın yazarının adı ve biz hep Robbins’in Patoloji’si derdik o kitabı anarken. Tuğla kalınlığında, birinin kafasına atsanız acıtacak kıvamda bir kitap. Durun bakayım kaç sayfaymış? İndex hariç tam dokuz yüz seksen bir sayfa! Kitabı açtığımda bir anda okul yıllarıma geri döndüm çünkü içinde o kadar çok not almışım ki? Sanki başka bir yaşamda yazdım onları, o kadar uzak. Farkındayım patoloji kelimesinin etrafında dönüp duruyorum. Bu kelimenin neden içimi hop ettirdiğini, ellerimi titrettiğini hala yazmadım, yazamadım… Bir nefes aldım, tamam, yazıyorum. Patoloji laboratuarının önündeyim, sonuç almak için bekliyorum. Sevdiğim, çok sevdiğim birinin sonucunu. Patoloji ne demek biliyor musunuz? Hastalıklar bilimi demek, normal olmayan, anormal olan demek. Sonuç gelene kadar geçen zaman nasıl geçti bir ben bir de Allah biliyor. Panik atak geçirenleri o gün anladım. Sonuç geldi. Bu gelen ilk sonuç değildi. İkinciye patoloji laboratuarının kapısında olmak demek ilki patolojik çıkmış demek. İlkinde böyle bir şey beklemezken hem de. Şimdi ise korkuyorum resmen. Ya yine… Tövbe tövbe… Allah esirgesin. İyi düşünmeye çalışıyorum korkuma rağmen. Ayaklarım yere basıyor ama yerde değilim. Sanki zaman, mekân hepsi sallanıyor. Gelen sonuç… Temiz. Dünya yeniden aydınlık. Dünya yeniden güzel. Işıklı. Bir şarkı tutturuyor yüreğim, kocaman bir gülümseme yayılıyor. Neşe tüm bedenimde kahkaha atıyor. Saçlarım, parmaklarım, ayaklarım. Müthiş bir enerji. Çok mutluyum Allah’ım. Patoloji normal dedi. Ne mutluluk! Robbins’e tekrar bakıyorum. Son sayfası hala açık. Notlarım hala yerli yerinde. Anılar… Yerli yerinde… Sevdiklerim… Yerli yerinde… Sevgi’yle 02.07.2019 12.05 Tema: Patoloji
@leylaoz90145 жыл бұрын
Bu da benimki :)..........Kelime: yıllarca...... Yıllarca neden böyle yaptın,bunu çektin dedi..anlamadı..ama olsun,o yaşamadı ki nerden bilsindi,o yıllar içinde neler çektiğimi..ben biliyorum.Neden çektin,neden katlandın sorusuna da bakın,ne de küstahça..! Sanki yanlış yapmışım gibi.yaşasaydı o da belki aynısını yapacaktı..ama ne anlar insan..özellikle dışardan bir komşu gibi bakanlar..Heyhatt! Beni anlamamalarından çok beni yargılamaları üzüyor beni.o yüzden kimseye anlatmak istemiyorum her şeyi.Böylece de içine kapanık,yalnız,mutsuz bir kadın oldum.Bu da geçer elbet.. Bir yol açılır ve o yoldan yürürüz..herkes gibi..ne kaldı ki..ne geçmedi ki.. Yıllarca çekmeyi uygun görmüş yaradan.Çıkayım desen de çıkamazsın.zamanı var her çıkışın,girişin..ama sen tamam,yeter diyene ve olanı kabullenene kadar.Kabul etmeden geçmez hiçbir şey…Acıyan şey hala açıkta kabulü beklerken nereye gidiyorsun..? Ancak yara kapanınca yol açılır. ---------------------------- Tşkler,Sevgiler
@SanalYaziEvi5 жыл бұрын
Elinize sağlık. Ilk altı dakikalarda konudan konuya atlamakta zorlaniriz. Ama zamanla bildiklerimizi, anlatmak istediklerimizi değil de bizim bile içimizde olduğunu bilmediklerimizi çıkartır daha serbest bırakarak saçmalama hakkını kendimize verirsek. :)
@leylaoz90145 жыл бұрын
@@SanalYaziEvi ben konudan konuya atlamayalım diye anlamıştım..neyse yarın atlaya atlaya yazarım inşallah..bu bile çok katkı oldu bana..içimdeki öfkeye şaşırdım..:) Tşk ederim..
@sedaipek33585 жыл бұрын
Merhabalar kendi kendime dertleşip ve yazarak düşünme isteğimden dolayı hep yazdım ama hiç kimseyle paylaşamadım. bide çok güzel mektup yazdım,yazdıklarımla gönül bağım arttı...Bir gün geç başladım derslere özür dilerim. ritüelim başıma bagladığım fularım, azra kohen'in kitabından kısmetime ''eilinden'' kelimesi düştü.Paylaşıyorum; Elinden hiçbir şey gelmiyordu.Çaresiz hissetmek,ekmek gibi,su gibi olmuştu.Zaman akıp giderken oturduğu yerden bir şeylerin değişeceğine kendide inanmıyordu.Hata yapmaya çok elverişli bir dönemdeydi.Kendini ayağa kaldıracak en ufak bir kıvılcımın peşinden gitmeye hevesli.Yeteneksiz değildi elbette,tembel hiç değildi.Ne olmuştu da enerjisini bu kadar tüketmişti.Sanki;''tamam yaşadığımı yaşadım ben artık oynamıyorum'' diyesi vardı.Hayalleri yakasına yapışıyordu da vazgeçiyordu bu karanlık düşünceyi düşünmekten. kendim gibi olayım derken,aslını özlüyordu....Bir şeyler yapmalı ama ne?? Yeni bir başlangıca gücü var mı sorup duruyordu kendine.Belkide aradığı tüm cevaplar bu surunun içinde...
@sielda11125 жыл бұрын
Rituelim: Çalışma masası Müzik 1. Gün: Duramıyordu. Duramıyordu. Dayanamayıp konuşmuş ve gereksiz bir yorum yapmıştı yine. Canını sıkıyordu böyle karşısındaki insanların O'nu anlamayan ya da takmayan bakışlarla bakmasi. Kendime ne kadar söylese de, tembih de etse yapıyordu aynı şeyi. Her zaman bir sözünü dinletme ve karşısındakine çok bildiği izlenimi verme isteği O'nu rahat bırakmıyordu. Küçükken annesine de aynı şekilde anlatmaya çalışırdı yaptığı şeyleri. Fakat onu her zaman başka bir işle uğraşırken bulurdu kendisini dinlemek yerine. Sahi annesi hiç dinlemiş miydi O'nu ? Hiç anlamış mıydı duygularını? Evet, hatırlıyordu. Küçükken okuldan üzgün geldiğinde ve dudağı titrediğinde hemen yakalayıverirdi. Anlardı O'nu , alırdı sıkıntısını. Peki sonra ne olmuştu da bitmişti her şey ? Uzaklaşmışlardı birbirlerinden. Sevgiler Yeşim Hocam
@fundaavci39915 жыл бұрын
Yolculuğu herkes sever diyecektim ama herkes sevmeyebilir de. Ben mesela severim ama sürekli yolculuk halinde, bavulum sırtımda yaşamak istemem. Rotasız Seyyah diye biri var Instagram'da takip ediyorum. Sürekli yolculuk halinde. Bizevdeyokuz çifti var yine onlar da sürekli yolculukta ve daha yakın bir örnek Aysun teyzeler var. Bir bavulu boşaltmadan yenisini yapıp yeni bir yolculuğa çıkıyorlar. En lüks şartlarda en lüks vasıtalarla en konforlu yolculukları bile yapıyor olsam, istemem. Evimi isterim ben. Kendi düzenimi. Ne bileyim kitaplarımı isterim. Kıyafetlerimi... Yanımda götürdüklerim yanımdan ayırmadıklarım olur illa ki ama aklım hep evde kalanlarda olur. Hep oturduğum konforlu köşemi de ararım. Yolculuk güzel... (Burada 6dakikam doldu devam etmedim cümleye 🙂)
@neseozbek-bn1yr Жыл бұрын
merhabalar, 5 günlük yazı çalışmamın " karakterler" bölümüne haritalandırdığım öykümü yazacaktım ki kendimi yazarlar kulübüne üye olmuş ve 21 günlük yazı maratonuna başlamış buldum. Bununla bitti mi? hayır tabi ki. 6 dakikalık yazı çalışmaları için kartela hazırlayayım diye kütüphaneme gittim. Çekmecenin birini açtım ,o ne! "Yeşim Cimcoz Yazıevi sözcük kartelaları".Gözünüzün önüne geldim mi? Sevincim tarifsizz. Nereden nasıl edindim,sevdiğim dostlarımdan biri mi verdi? Hatırlamıyorum.. Bir kartı seçtim: PENCEREDEN Pencereden Pencereden başımı uzattım. Gördüğüm canlılar, dört mevsim ve gökyüzü. Bu pencereyi hepimiz açar kaparız. Benim pencereden bakışım daha farklı. Geleceğe, geçmişe, duygularıma, düşüncelerime, açılan pencereden bakış çok özel. Kiminin penceresi daha dar deriz, kimininkine geniş. Ne kadar genişletirsek pencereden bakışımızı o kadar çoğalırız. Hep bakarız pencereden. Hep umarız farklı olmasını gördüklerimizin. İşte ben de şimdi “yazı penceresinden “içeri doğru sarkıp, hep ertelediklerimi bir bir yakalamayı ümit ediyorum. Bu defa yakaladım ilkini. Biraz daha gayretle bana yaklaşanları tutabileceğim. Hoş geldiniz yazı dünyama pencereden! Olacaklar, olmuşlar, hikayeler sevgiler, canlar hoş geldiniz ! Bu pencereden seyir bir başka güzel olacak hissediyorum. Akşamsefaları mor salkımlar, ıtırlar, melisalar
@ufukebrulid79644 жыл бұрын
Deneyimledikleri yepyeni bir şeydi. Hayatlarında ilk kez böyle hissediyorlardı. Coşkun sularda çıplak yüzmek gibi bir şeydi bu onlar için. Nasıl da güzel bir gündü; yağmur çiseliyordu. Bir yandan parlayan güneş de insanın içini ısıtıyırdu. Gökyüzünde ikiz gökkuşağu belirmişti. "'İkiz gökkuşağı uğurludur' derler" dedi ve bir dilek diledi Işık. Altın sarısı saçları güneş ışınlarının altında ışıl ışıl parlıyordu. Öylesine güzel görünüyordu ki bu bahar gününde. Murat onu şimdiye kadar hiç böyle güzel görmemişti. "Yoksa..." dedi Murat. "Bunun bir sebebi olabilir mi?" Hatice ve Rüstem güzel bir pasta yapmışlar ve evlerinde akşam verecekleri (parti için hazırlık yapıyorlardı- bu kısmı yetişmedi:) Ritüelim Snatam Kaur/Waah Yantee-Creativity eşliğinde yazmak
@d.gokcekarabulut1914 жыл бұрын
Yeşim Hanım merhaba, sizinle tanışmam çok tesadüfi şekilde Instagram aracılığıyla oldu. Tanışmam diyorum ama sanal bir tanışma bu tabii:) Sonra 21 Günlük Yazı Maratonu video serinizden haberdar oldum ve maratonun ilk gününe başladım bugün. İlk günün heyecanıyla bu videonun üzerinden 7 ay geçmiş olsa da 6 dk içinde yazdığım yazımı paylaşmak istedim. Umarım yazım size ulaşır ve benimle görüşlerinizi paylaşabilirsiniz:) Sevgiler... Kelimem okuduğum kitaptan rastgele bir sayfa açıp, elimi üzerine koyduğum "dikerek"... Dikerek olmaz dedi öfkeyle. Söküleni kullanmak istemiyorum, yenisini almak istiyorum dedi. Ne kadar da haklıydı belki kendince. Sonuçta o böyle bir dünyaya doğmuştu. Tamir et-kullan mantığı ona çok uzaktı. Zaten herkese de uzaktı. Kimseyi kendine yaklaştırmazdı. Kim bilir neydi nedeni? Ama öyleydi işte. Geçen gün işte hiç beklemediği bir anda en yakın arkadaşıyla kavga ederken bulmuştu kendini. Durup dururken böyle bir patlama yaşamasına anlam verememişti. Ama işte belki de durup dururken değildi de akıp giderkendi o patlama. Geçen gün haberlerde yine bir patlama haberi duymuştu. Dünyada son zamanlarda ne kadar çok patlama oluyordu ve ne kadar çok aile dağılıyordu. Dağınık bir oda canlandı gözünde. Oysa hiç sevmezdi dağınıklığı. Her şey her zaman derli toplu ve mükemmel olmalıydı. Ama kim mükemmeldi ki o mükemmel olabilsin. Türkçede ne güzel sözler var diye düşündü sonra. Sahi ne kadar zaman geçmişti Türkçe sözlükten bir kelimenin anlamına bakmayalı? Peki her şeyde bir anlam arama ihtiyacı nereden geliyordu? “Nereden geliyorsun?” sesini duyunca irkildi ve dönüp arkasına baktı.
@Theamazingandinteresting9 ай бұрын
Şiirim Canım kızım İyi ki Hayattasın Ne de güzelsin tatlı kızım tatlı olacaksın tabii ne güzel bir küçüksün ellerin küçük gülüşlerin küçük duyguların küçük kocaman evde adımların küçük sesin küçük üç artı bir evin odalarında Odalarda Işıksızım katıksızım Ama şu an mutfaktayım yanımda ekmek var ne demek katıksızım mutfakta Şu an biraz duraksa da en fazla 5 dakika duraksayabilirim arkadan trafik polisi gelebilir Hem benim Hiç ceza puanı yok düzgün kullanırım aracımızı Daha da ne haber Satırlar sakın sakın bana satır çekmeyin Satırlar elimde kalem var kalem kılıçtan keskindir Hiç olur mu öyle şey Ni len bu Kalem övülecek diye kılıç yabana atılmış. Sen hiç yaban mersini yedin mi? Hayır ya mersine gittin mi demedim. Yaban mersini yedin mi dedim.
@simaysezer78435 жыл бұрын
Yazı Maratonu 1. Gün📚✍🏾🎈 Alıştırma: Kitaptan ya da önceden hazırlamış olduğumuz kelimelerden birini rastgele seçip, 6 dakika boyunca o kelime ile ilgili yazı yazma. ... Kelime: Müdahale Not: İlk yazımdı.✍🏾📚🎈 ... Müdahale etmeden duramıyordu annesi. Koşma kızım, yapma kızım, düşersin kızım, aman gitme kızım... Halbuki biraz kendi haline bıraksa çocuğu,özgürce, dilediğince koşup eğlene arkadaşlarıyla. Belki düşe kalka ama yine ayakta dimdik durabilecek. Nihayetinde küçücük çocuktu daha. Neden bu kadar annesi onu kısıtlıyordu, minik Nazlı annesinin bu hallerine anlam veremiyordu. Leyla'nın annesi böyle değildi. 😏😕 Neden benim annem bana böyle davranıyor, diye ister istemez Leyla'nın annesi ile kendi annesini kıyaslamaya başlamıştı. ✍🏾 Sahi ablası Mine'ye de bir garip davranıyordu annesi. Komşu kızı Neşe'nin dersleri ile ablasının derslerini kıyaslıyordu. Ablası Mine bu duruma içten içe hem üzülüyor hem de kızıyordu. ☹️ Haliyle minik Nazlı'da ablasına üzülüyordu. Bizim minik Nazlı ufacık tefecikti ama "büyümüşte küçülmüş" dediklerinden akıllı bir bıdıktı. ☺️☺️ Ailenin küçüğü olmasına rağmen şımarık bir çocuk değildi. Sadece o da arkadaşları gibi rahat bir şekilde oyun oynamak istiyordu. Tek derdi biraz özgür olmaktı.
@hilalklcaslan38475 жыл бұрын
Arabasını park ettikten sonra sahile inip her zaman oturduğu bankın üzerine oturup denizi izlemeye başladı. Denizin sesinde duyduğu huzur onu alıp başka diyarlara götürdü. Başka bir dünya başka başka insanlar hayal etmeye başladı. Yorulmuştu içinde bulunduğu hayattan Sahi neydi hayatı yaşamı onu buraya iten neydi? Sevgisiz bir yaşam mı yoksa monotonlaşmış bir düzen mi kendisi de bilmiyordu çünkü bu sorunun cevabını duymak istemiyordu. Aldığı cevap onu vazgeçmeye zorlayacaktı bu yüzden yaşadığı hayatı kabullenmiş bu monotonlukta yaşamaya devam ediyordu. Yalnız kalmak istediği her zaman ise sahile gelip kendisini denizin dalgasına emanet ediyordu. Dalga sahilde bulunan duvara değdikçe kendisini suyun üzerinde düşünüp sanki kayıktaymış gibi gideceği yeri hayal ediyordu. En son dalga geldiğinde kendisini dalga ile birlikte bir koyda hayal etti. Arkasında tahtadan bir ev küçücük önünde 4 basamaktan oluşan merdiven yanında bir ağaç gölgesinde oturduğu önünde ise masmavi bir deniz denizin hemen önünde kumlarda oturmuş ellerini dizine bağlaşmış tepesindeki ağacın gölgesinde sadece sesi dinlemeye çalıyordu.
@beyza86985 жыл бұрын
Hesabı ödemedi. Kim ödüyordu ki gerçekten. Yara bir süre sonra kabuk bağlıyor, gözler gördüklerine alışıyor, yürek uyuşuyordu. Hadi itiraf edin. Öleceğiz sandığımız, nefesimiz bitti dediğiniz o andan sonra hep hesabı ödememek acıdan kaçmak üzerine zıplayıp durmadı mı zihnimiz? Kaç kez... Kaç kez açmadık telefonları bizi merak etmeleri sevmeleri pahasına.. Hesabı ödemek istememek kaçmaktır annem. Bunu unutm demiyorum bak sana. Bunu hatırla. Derin bir nefes al, yapabileceğin en iyi en kazanımı hareketi yap sonunda çünkü vicdan geceleri yastığa dolanır bir dikenli tel gibi. Sevdiğin güzelliklere ulaşmak istiyorsan daima hesabı öde.. Annen
@baharsudeozdemir50342 жыл бұрын
Hanım çok güzel bir isimdi aslında ama sanki çok egsantrik ,sallama gibiydi. Sallama dediğimde uyduruk işte kız çocuğu diye değer verilmediğinden midir bilmem bu ismi vermişlerdi ona . O dediğim arkadaşıydı heralde anlattı bir şeyler hakkında dinlemedim. Zaten pek de ilgilenmezdim ki ben böyle şeylerle . Kafam dağınık başka yerlerdeydi bu aralarda . Hayal ettim de şimdi ne güzel olurdu deniz kenarında bir çay içmek temmuzun ortasında güneşin tepesinde oturmuş Akdeniz akşamında hele bir de yanında hanım varsa.. Merak ettim hanım kelimesi nerden geliyordu haa ha şimdi aklıma geldi hanlardan biri karısına ben herkesin hanıyım sen benim hanımsın demiş ordan gelme tabii. Ne güzel değil mi manası yok ama bir hikayesi var en azından. Eh bu da yeterli bir sebep yine de ben olsam bu ismi bir kız evladına koymazdım yine de siz bilirsiniz tabi sizin yüce düşüncenize kalmış. Ben söyleyeyim de. Ah ah şimdi de nerde benim güzel karım en son çocuğun biri hastaymış onunla ilgileniyormuş . Ben de ne yapıyorsam bunun yanında ne yapayım ben hanımı. (bayıldımm bu ritüele:)