Kahvemi aldim geldim❤ Sally Rooney e başlayacağım bende insaAllah...kitaplar ve siz harikasınız her zamanki gibi ...yasam ve yazgı okuyorum müthiş...esrar i havas okuyorum harika...teşekkürler...emeğinize sağlık❣️
@aynurkulak5057Күн бұрын
@@mlhtkrdnz Ohh miss ☕️ Afiyet olsun, güzel bir seyir olsun ❤️ Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. 🥰 Okuduğunuz kitaplar çok güzel. Sevgilerimi gönderiyorum ❤️
@sevlcagan4505Күн бұрын
❤❤❤❤❤❤❤😊geç kaldım
@aynurkulak5057Күн бұрын
@@sevlcagan4505 😍❤️❤️❤️😘😘
@reyhankoc4814Күн бұрын
Cumhuriyet Şarkısı filmini izlediniz mi? Burdan bahsederseniz belki daha çok kişi izler. Atatürk’ün sanata bakışıyla ve vizyonuyla ilgi. Çok güzeldi.
@aynurkulak5057Күн бұрын
@@reyhankoc4814 İzleyeceğim Reyhan Hanım. Ben de merak ediyorum. Sanata bakışı, sanatı yüceltmesi zaten muazzam. Bu yüzden filmin çok güzel olduğuna eminim.
@sedefgoz23 сағат бұрын
Merhaba, peki Türk edebiyatı yazılmayıp Türkiye edebiyatı, Türkçe edebiyat yazılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
@aynurkulak505723 сағат бұрын
@@sedefgoz Bu konu ile ilgili sizinle duygumu paylaşayım; düşüncemi de paylaşmış olacağım böylelikle. Dil başlı başına çok büyük bir etken; kendinizi hangi dille ifade ettiğiniz yani. Fakat bundan daha fazlası var ki, bu da hikayenin kalbimize çarptırıp çarptırmadığı, kendimizi bize nasıl hissettirdiği, bu anlamda kalbimize ve bilincimize gömdüğümüz neleri hatırlattığı çok önemli. Kundera mesela ana dili yerine Fransızca dilinde yazmış. Beckett de öyle. Kafka mesela; Çek asıllı ama Çekçe yerine Almanca yazmış. Bu yüzden tanımlardan ziyade kendimizi ifade ederkenki dil seçimleri ve duyguları karşı tarafa tercih edilen dille geçirmek daha önemli. Booker ödüllerinde yazara çevirmeniyle beraber ödül veriliyor mesela. Dilin, ifadenin ve hikayenin kıymeti tam da buralarda aranmalı bu sebeplerden.
@sedefgoz22 сағат бұрын
@ peki ama özellikle yayınevi olarak örnek verirsek sonuçta diğerler için Japon edebiyatı, Alman edebiyatı olarak yazılırken, Türk edebiyatı demek neden bu kadar zor veya diğerleri için Almanca edebiyat yazmıyorlar örneğin.
@aynurkulak505722 сағат бұрын
@ Japon Edebiyatı, Alman Edebiyatı, Türkçe Edebiyat … Zor değil aslında, aynen bu şekilde bir tanım var. Fakat çeviri söz konusu olduğunda dikkat edin; Japonca, Çince, Fince, Almanca aslından çeviren diye tanımlanıyor çevirmenlerin çevirileri. Canlı, yaşayan, dönüşen bir organizma dil. Dolayısıyla katı tek bir tanım, tek bir norm veya tek duygu mevzu bahis olamaz dil söz konusu olduğunda. İfadeler, düşünceler, duygular genişledikçe genişler, engin bir denizde yolculuğa çıkmak gibidir ve bunu da karşı tarafa hissettirmektir önemli olan. Bu yüzden de tanımları, sınırları aşar, gider kilometrelerce uzakta sizin dilinizi hiç bilmeyen birini bulup, onun da kalbini çarptırıverir. Böyle bir dünyada bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Edebiyat işte tam da bu güzelliği yaratabilen tek ve en önemli sanat dalı olarak iyi ki var.
@sedefgoz22 сағат бұрын
@ Türkçe edebiyat değil Türk edebiyatı olacak maalesef sizde buna saygı duyun. Olayı farklı yerlere çekmeye gerek yok siz bu durumdan rahatsız değilsiniz belli oluyor.
@aynurkulak505721 сағат бұрын
@@sedefgoz Ben bu konudaki düşüncelerimi sizinle paylaştım. Daha fazla bir yorumda bulunmayacağım. Esenlikler diliyorum.
@munzur_aryenamed4840Күн бұрын
Alman yazarlar soykırımı anlatmayı basardı ama bu ulkede kürt ve Ermeni soykırımı anlatmadı hic bir yazar olmamış gibi davrandılar.
@aynurkulak5057Күн бұрын
@@munzur_aryenamed4840 Robert Koptaş’ın Unufak romanını okumanızı tavsiye etmek isterim. Çok yeni olduğu için ve Ermenileri çok iyi anlatıldığı için tavsiye etmek istedim.