Allah için mekan söz konusu değildir, Allah yukarıda mı?, Yukarıda Allah var, Abone Olmak için: / İsmailyaŞar 📺 Kuranı Anlıyorum Kanalımız: / kuranıanlıyorum
Пікірлер: 235
@aylinacik4245 ай бұрын
Az konuş, az ye, az uyu, ALLAH için çok çalışın ona kul ve peygamber efendimizin sav ümmet olalım ki mutlu olsun ❤❤❤
@HuggyBear3035 ай бұрын
Allah c c Ona gerektiği şekilde inanmayı hepimize nasip eylesin. Amin🤲
@alioran_ao5 ай бұрын
ALLAH MEKANDAN ZAMANDAN MÜNEZZEHTİR. YUKARDA ALLAH VAR DEMEK DE YANLIŞTIR ALLAH HER YERDE DEMEK DE YANLIŞTIR ÇÜNKÜ HER YERDE DİYEREK DE MEKAN İSNAD ETMİŞ OLUYORUZ. O MEKANDAN VE ZAMANDAN MÜNEZZEHTİR DİYECEĞİZ
@TarikAbd5 ай бұрын
Peki mulknsuresinde Allah kendisini gökte oldugunu soyluyor..buna nendemeli...ya da cariye hadisinde Rasululllah s.a.v Allah nerde diye sorunca o da semada cevabini veriyor.buna ne demeli..? Bu durumda siz kendi kafaniza gore konusuyorsunuz...
@alioran_ao4 ай бұрын
@@TarikAbd Allah rızası için bu gibi hassas konularda lutfen güzelce araştırmadan yorum yapmayın gök dediğin şey bir mahluktur yaratılmıştır yani dolayısıyla o ayetin tefsirine bakıp kastedilen nedir diye araştırmadan mealden cikarim yapmayın Allah'ı yarattığı göğe yerleşmiş gibi bir mana veriyorsunuz farkında misiniz
@alioran_ao4 ай бұрын
@@TarikAbd yani O öyle bir Allah ki şuan senin benim gibi mahlukat aleminde yani yaratılmışlar alemindeki sayısı Allah nezdinde olan gezegenler galaksiler vs de ki bilmem belki de digerlerine gore büyüklük olarak kaçıncı sirada olan dünyada ki biz insanlarin algısı ile zaman algisi ile mekan algısı ile Allah goktedir(haşa) vs boyle bir çıkarım yapamayiz bu Allah goktedir anlayışı vahabilerde vardir. yani hem şu inanis Allah ın şanına yaraşan olarak daha üstün degil midir O ÖYLE BİR ALLAH TIR Kİ YARATTIKLARINDAN ÜSTÜNDÜR YARATTIĞI MEKAN VE ZAMANDAN ÂLÂDIR YARATTIĞI BİR ŞEYE İSNAD EDİLEMEZ
@harryhofhof53514 ай бұрын
Allah her yeri kapsamında şekilde yukarıdaki dünya yuvarlak olduğu için alta kalan için de yukarıdaki ve her yer büyüklüğü ile kspsamıştır ve ilmi ile de her yerdedir.Zamandan mekandan münezzehtir demek ehli hadis alimlerinden değildir ne abu Hanife ne imam Şafi ne imam malik nede bir sahibi bunu dememiştir.Ama Allahın yukarda olduğun Abu Hanife bile cariye hadisi ile teyid ediyor.
@mehmetsahin44514 ай бұрын
@@TarikAbd Bunlar Hanefi olduklarını iddia ederler ama Ebu Hanife'nin itikadını değil de Maturidi'nin itikadını tercih ederler. Oysa Ebu Hanife Fıkhı Ekber'inde: Bir kimse, Rabbim gökte midir, yerde midir, bilmiyorum, derse kafir olur" der.
@d.c.e.c.41835 ай бұрын
Allah'ım! Kalplerimizi birleştir. Aramızı düzelt ve bizi kurtuluşa ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar ve büyük günahların açığından da gizlisinden de uzaklaştır.
@hllokm5 ай бұрын
Hz.Allah Her yerde Hâzır ve Nâzırdır 🤲
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298
@ikra5405 ай бұрын
ALLAH Azze ve Celle razı olsun hocam RABBİM yar ve yardımcınız olsun hocam 🤲
@zeynepboz84555 ай бұрын
Allahümme Salli alâ Seyyidina Muhammed' Amin Amin hocam Allah razı olsun
@19_06-z3p5 ай бұрын
Allah sizin gibi hocalardan razı olsun😊
@nurikoc55375 ай бұрын
Bazı kardeşler heryerde diyor. Her yerde demek bile mekan tayin etmektir. Zira değerli hocamın dediği gibi her yeri o yarattı. Yarattığı yerde nasıl olur. Yer falan yok sadece mekandan münezzehtir. Allah yukarda demek 4 mezhebe göre küfürdür. (Ehli sünnet el akaidi) Allah muhafaza Allah baba gibi yada beni duymuyorki gibi yada beni unuttun gibi laflarda aynı şekilde kardeşlerim Şakası olmaz. Denemesi olmaz bunları yapmadınsa bile belki bilmeden çıkmış olabilir ağzımdan diye bi kelimei şehadet getirip tövbe edelim. Aksi taktirde ahirette bir kelime yüzünden ebedi cehennem tehlikesi var Rabbim imanla ölmeyi nasip etsin hepimize.
@HikmetDalgic955 ай бұрын
Birde şu laf bana çok yanlış geliyor: .... Allahın emridir o ? Daha iyi örnek vermek gerekirse: A) işte falancanın bana borcu var ama ödemiyor. B) Allah'ın emridir o hiç borcunu ödermi ? Yani umarım dediğimi anlamışsınızdır diye düşünüyorum bir çoğumuz günlük hayatta gerçekte Allah'ın emri olmayan şeye Allah'ın emridir o diyoruz bence buda dinden çıkaracak bi laf olduğunu düşünüyorum siz ne düşünüyorsunuz bu konuda ?
@gaziunver20213 ай бұрын
@@HikmetDalgic95 canım Gardaş'ım benim Kur'an'ı Kerim'de bir ayet vardı şimdi hatırlamıyorum o ayet hangisiydi o ayet şunu diyor biz kullar ALLAH'IN demediği şeyi demiştir dersek bunun mahşerde hesabı çok çetin olacak ALLAH AZZE VE CELLE soracak bu dediklerinin kaynağı ney neye dayanarak bunu dedin gibi aradım benzer türden bir Ayet buldum Taha suresi 61 Ayet Musa onlara: Yazık size! Dedi,ALLAH hakkında yalan uydurmayın! Sonra O, bir azap ile kökünüzü keser! İftira eden, muhakkak perişan olur. Bu ayetin tefsiri nedir bilmiyorum şöyle bir hadisi Şerif var "Kim bilgisi olmadığı halde Kur'an'la ilgili söz söylerse/ Kur'an'ı tefsir ederse, ateşteki/ Cehennemdeki yerine hazırlansın"( Tirmizî, bu hadisin Hasen ve sahih olduğunu belirtmiştir - Tirmizî,tefsir,1)
@HikmetDalgic953 ай бұрын
@@gaziunver2021 teşekkür ederim abicim yardımcı olduğun için. Maalesef çevremde ki insanlar gündelik hayatlarında bu şekil konuşuyorlar bu gerçekten beni rahatsız ediyor bende tam hangi ayette geçtini bilmiyorum ama en azından yanlış bir söylem olduğunu idrak ediyorum. Allah inşallah bu şekil konuşan insanlara biran önce hidayet, akıl ve fikir versin diyorum.
@hakikatinyolcusuolmak7415 ай бұрын
🌹🌹🌹 Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed🌹🌹🌹
@eferyzen3135 ай бұрын
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM.
@saziyeberber93565 ай бұрын
Rabbim bizi gücüne gidecek şeylerden muhafaza eyle
@cananbasak95975 ай бұрын
RABBİM razı olsun
@НариманЧахалидзе4 ай бұрын
ALLAh1 c.c. 7 kat goklerin üzerindedir, kandi makamindadir, erda olan va gökte olan ona seçde yapar! SUBHANALLAh1 🤲
@sumeyyekurt14515 ай бұрын
Amin Allah razı olsun
@eminetoker24765 ай бұрын
Allah celle celaluhu razı olsun hocam
@mehmed.11.125 ай бұрын
Ve Aleyküm Selâm ve Rahmetullah ve Berekyatühu Allahümme Salli ala seyyidina Muhammed'in ve Ala Ali seyyidina Muhammed Sallallahu aleyhi ve sellem 🌹
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
@@mehmed.11.12 Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@emirbal85055 ай бұрын
Allah Celle Celalühü sizlerden razı olsun hocam Cümleten Allah'a emanet olun
@SinanAlyar5 ай бұрын
Ey Rabbimiz seni tüm noksan sıfatlardan tenzih ederim Senin bize öğrettiğinden başka hiç bir bilgimiz yoktur. Sen ilmi ve hikmeti kuşatan âlimi hakimsin...... Bilip bilmeden yaptığımız konuşmalardan..fayda vermeyen ilimlerden sana sığınırım
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
@@SinanAlyar Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@EhliBeyt-61375 ай бұрын
SESİNE YÜREĞİNE SAĞLIK DEĞERLİ HOCAM RABB'İMİZ ( Celle Cellâluhu ) SİZLERDEN RAZI OLSUN Âamiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin Âamiin Âamiin
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@dikisdersi5 ай бұрын
Amin
@AişəRüstəmzadə-z2k4 ай бұрын
AMİN ❤️🤲😊🧿🙏
@selimedogansou6484 ай бұрын
Allah cc senden razı olsun hocam
@ibrahimabdullahsems46355 ай бұрын
Es Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve bereketühü ... لا إله إلا الله محمد رسول الله
@aliyegunes60685 ай бұрын
İsmail hocam Rabbim sizden razı olsun Rabbim zaman ve mekandan münezzehtir
@nz.açıkgöz.ergün4 ай бұрын
Allah sizden razı olsun hocam
@OFx61_YL5 ай бұрын
Allah razı olsun sizden Hocam
@aysegul_turna5 ай бұрын
-🌹ALLAH🌹(Celle Celâlühü): Eşi benzeri bulunmayan, bütün noksan sıfatlardan münezzeh tek İlah, her biri sonsuz bir hazine olan bütün isimlerini kuşatan özel ismi. İsimlerin sultanı.
@esatsaglam55974 ай бұрын
Allah razı olsun muhterem hocam.
@yunusceylan94345 ай бұрын
ALLAH AZZE ve CELLE razı olsun eline emeğine sağlık hocam
@royal_yusifov5 ай бұрын
Allah sizden razi olsun hocam
@soylemezsoylemez40885 ай бұрын
Allah razı olsun hocam bizleri aydınlatıyorsunuz
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
@@soylemezsoylemez4088 Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@ayseislam13665 ай бұрын
Allah celecaluh sizden razı olsun inşallah hocam amin amin amin 🇵🇸🇵🇸🇵🇸
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@ayselbulbul92675 ай бұрын
Allah razı olsun
@KadriyeBallar274 ай бұрын
Allah heryerde yerde gokkde adının anıldığı yerde hazır ve nazır dır. Elhamdülillah rabbilalemin aminnn 🤲🏻🙏🏻
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298
@zubeydesav43925 ай бұрын
Amin Allah razı olsun hocam
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@BinnazGulmez-ul8qu5 ай бұрын
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM ALLAH YOLUNUZU ACIK ETSIN ALLAH SAYINIZI ARTTIRSIN AMIN ECMAİN
@fehmiozsevim5 ай бұрын
ALLAH razı olsun.Hakkınızı helal edin.🤲
@kimsesiz27095 ай бұрын
Allah razı olsun hocam seviyoruz seni
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
@@kimsesiz2709 Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@MCETIN-xr7xo5 ай бұрын
Teşekkürler hizmetleriniz için çok önemli böyle çok yaygın konuşmaları topluma bildirmek çok hayatî bilinçsizce söylenen o kadar konuşmalarımız var ki...eğitim...
@yaseminyenialp44815 ай бұрын
Rabbim razı olsun hocam.
@bilalyardmci5 ай бұрын
Rabbim razı olsun hocam
@askevlattir98155 ай бұрын
Allah razi olsun hocam.
@ramazancoskun33555 ай бұрын
Allah razı olsun hocam amin
@蠍座Scorp5 ай бұрын
ALLAH razı olsun Hocam❤
@yaseminaydin00075 ай бұрын
SübhanAllah 🤲🤲🤲🤲🤲🤲🕋🕋🕋🕋🕋
@ElnurBabayev-pm9gz5 ай бұрын
Amin İnşallah
@zireddinnagyev0575 ай бұрын
Günde ve Gecede Yapılamayacak Bütün Hayırların Sevabına Ulaşmak İçin Rum Suresinin 17-19. Ayetlerini Okumak
@nihayetteltik93645 ай бұрын
Bu sözu duyunca, heryerde Allah var diyorum kıymetli hocam
@zubeydeadguzel5 ай бұрын
Verdiğiniz bilgilerden dolayı ALLAH ebeden daimen sizden razı olsun.🤲🏻
@yaseminaydin00075 ай бұрын
Allah Razı olsun hocam 🎉
@havvaabaydn83715 ай бұрын
Allah razı olsun hocam sohbetlerinizi severek dinliyorum
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
@@havvaabaydn8371 Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@fatmaata19225 ай бұрын
Amiiin
@gamzekaya16855 ай бұрын
Evet maalesef çok kalıplaşmış ve çokça kullanılan bir cümle . 😔 Allah razı olsun hocam bilgilendirdiğiniz için
@Karmelitaa.5 ай бұрын
ALLAH HER ŞEYE QADIRDIR O bize ŞAH DAMARDANDA YAXINDIR.AMIN ELHMADULILLAH🤲🤲🤲🌹🌹🌹
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@Karmelitaa.3 күн бұрын
@@selefiiiiiiiiiiiiiii Allah sizden razi olsun Amin
@kader-ei8fc5 ай бұрын
Aleyküm selam
@ozgeeser91505 ай бұрын
Amiiinn 🤲
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@nesrinevci49554 ай бұрын
Camide hocamız Allah nerede sorusunun cevabını Allah nerede anarsan oradadır .📿🤲🤲☝️ ELHAMDÜLİLLAH 🤲🤲
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298
@osmanyilmaz58525 ай бұрын
ALLAH Azze ve Celle razı olsun hocam
@yaseminaydin00075 ай бұрын
Amin amin amin amin amin
@tuncaykoyun69735 ай бұрын
Aleykümselam
@safiyeozturk48525 ай бұрын
🤲🌹
@Fatma-hy3xo5 ай бұрын
Amiiin Allahümme Amiiin Ecmain 🤲
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@munevvervelicelebi56415 ай бұрын
Rabbim razı olsun inşallah çok güzel anlatıyorsunuz hocaefendim
@nazimehassan95125 ай бұрын
Ve aleykum selam amın
@ozgeeser91505 ай бұрын
Ve aleyküm selam 🤲
@ilhanyilmaz24435 ай бұрын
Amin amin
@eminhacizade91675 ай бұрын
Allah razı olsun ebeden və daima Əmin Əmin Əmin
@ZeynepUladı-y1z5 ай бұрын
Amin amin amin
@EmineDemir-tj5dt4 ай бұрын
AMİNN
@samsungsamsunglu26995 ай бұрын
ALLAH cc razı olsun
@aynur2974 ай бұрын
Hocam dualarına amin ecmain
@hakan86464 ай бұрын
AMİN AMİN AMİN.
@BSXY395 ай бұрын
ALLAH razı olsun hocam.qyhr
@myworld23575 ай бұрын
ALLAH, mekandan Münezzehtir. Yer, yön söylemeyelim.. 🤲🏻
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@sevdaMasal54925 ай бұрын
Hocam size çok güveniyorum. Ehli sünnet olduğunuza inanıyorum ve sizi kesfettigim için çok mutluyum. Allah sizi ve bizi ehli sünnetten ayırmasın inşallah.
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298
@eminepurtas81724 ай бұрын
Allah'ım affeyle bizi,aminnn hocam
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@savasdemir90894 ай бұрын
Önce Kelime i şehadet getirmesi lazim sonra tövbe etmesi lazim
@barsoztas97715 ай бұрын
Allah Teala razi olsun insallah hocam. Cok istifade ettim bu vermis oldugunuz degerli bilgiden.
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@Ante.Mortem5 ай бұрын
Allâhu mevcudun bi la mekan
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@gulgul8105 ай бұрын
ve aleyküm selam ALLAH seni iki cihandada darda bırakmasın seni hocam amin
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@mustafacan68375 ай бұрын
❤
@Fatma-hy3xo5 ай бұрын
Ve Aleyküm Selam Rahmetullahu Ve Bereketuh Hocam Allah cc Razı olsun AMİN 🤲
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@aasasdf70715 ай бұрын
Aleykim selam
@Biriz_Birdeniz4 ай бұрын
Muâviye İbnu'l-Hakem es-Sülemî anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e gelip: "Bir cariyem var, çoban olarak çalıştırıyor, koyunlarımı otlatıyordum. Yakınlarda bir koyunumu yitirdi. 'Ne oldu?' diye sorunca, kurt kaptı dedi. Koyunun kaybolmasına üzüldüm. İnsanlığım icabı câriyenin suratına bir tokat vurdum. Bu davranışımın kefareti olarak bir köle azad etmeyi adadım. Onu âzad edebilir miyim?" diye sordum. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) cariyeye: 'Allah nerede?' diye sordu O: 'Göktedir.' deyince, 'Pekâlâ ben kimim?' dedi. Cariye: 'Sen Allah'ın Resûlüsün.' cevabını verince, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bana yönelerek: 'Bunu âzad et, zira mü'minedir.' buyurdu." [Müslim, Mesâcid 33, (537); Muvatta, Itk 8, (2, 776); Nesâî, Sehv 20 (3, 18); Ebu Dâvud, Eymân 19 (3282)].
@yunushamdii5 ай бұрын
Allah Teâlâ Razı Olsun
@GülayKöysüren5 ай бұрын
Hocam bende her zaman bu savunmayı yapmıșımdır. Hep demișimdir bu çok saçma bir söz diye çűnkű Allah her yerde dir. Sözlerimizi tartıp söylemeliyiz, özellikle de bu dini konularda, çok özen göstermeliyiz. Allah Razı Olsun hocam. Ne gűzel bir konuya değinmișsiniz. Zaten sizin bu tűr kısa ve öz videolarınızı çok seviyorum. Çok faydalanıyoruz. Keșke her hoca sizin gibi olsa... Selãműn Aleykűm,İsmail Hocam.
@ismail_yasar_hoca5 ай бұрын
Allah her yerdedir sözü de doğru değildir Allah için mekan söz konusu değildir
@GülayKöysüren5 ай бұрын
Tabii ki hocam orası öyle siz daha bilirsiniz aslında benim demek istediğim de buydu. Çűnkű evren onun evreni Allah yatatmıștîr. Demek istediğim andığımız her yerde her mekanda.
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
@@ismail_yasar_hocaResûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
@@GülayKöysürenResûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@uguroter22415 ай бұрын
Ve aleyküm selam
@Pasaİbadullayev4 ай бұрын
ALLAH HARADADIR? Allah hər yerdədir ❌ Allah səmadadır ✅ Dəlil - cariyənin hədisi: Allah rəsulu (ona Allahın salavatı və salamı olsun) buyurdu: "Allah haradadır?" Cariyə dedi: "Səmadadır". Allah rəsulu (ona Allahın salavatı və salamı olsun) buyurdu: "Mən kiməm?" Cariyə dedi: "Sən Allahın rəsulusan". Allah rəsulu (ona Allahın salavatı və salamı olsun) cariyənin ağasına buyurdu: "Onu azad et. Həqiqətən, o, mömin qadındır". 📚Mənbə: "Muslim", 537.
@cmilmmmdov2115 ай бұрын
🤲.
@ulkutoklu14215 ай бұрын
🤲🤲
@thewolf77355 ай бұрын
ALLAH YÂR! ❤
@elif40505 ай бұрын
Allah razı olsun hocamm
@metinkesgin15325 ай бұрын
ALLAH RAZI OLSUN ALLAH SELAMETLİK VERSİN HOCAM
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@melikeyildiz47105 ай бұрын
Tarif et denilince ihlas suresi aklima geliyor
@selefiiiiiiiiiiiiiii3 күн бұрын
Resûlullâh (sas), “Rabbimiz mahlûkatı yaratmadan önce neredeydi?” sorusuna, “Amâda idi; onun ne altında ne üstünde hava vardı. Sonra Allah kendisinden başka hiçbir şey yokken su üzerinde arşı yarattı” şeklinde cevap vermiştir (Müsned, IV, 11, 12; Tirmizî, “Tefsîr”, 11/1; İbn Mâce, “Mukaddime”, 13) Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş’a istiva edendir. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız? (Secde 4) Allah, yarattığı an ona hâkim olur. Ayette, (sümme) sonra istiva etti diyor. İstivaya hâşa "hâkim oldu" mânası veren "Allah yarattı ama hâkim olana kadar geçen vakitte hâkim değildi" demiş olur, bu küfürdür. "Mücahid, 'istevâ' filini, 'arşın üizerine yükseldi' şeklinde tefsir etmiştir." Firyâbi bu haberi Verkâ vasitasıyla ibn Ebi Nüceyh'ten mevsul olarak nakletmiştir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin ekseriyeti "istevâ" kelimesinin manasinın "irtefea= yükseldi" manasında olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarınin görüşü de bu doğrultudadır. Beyhaki'nin ceyyid bir isnadla nakline göre İmam Evzai (rha) şöyle demiştir: Tabiûn neslinden birçokları hayatta iken biz "Allah arşının üzerindedir, bunun niteliklerine dair sünnette yer alanlara iman ediyoruz" derdik. (Fethu'l-Bâri 7428 Açıklama) "...Ben gökte olanın emîni iken, sabah akşam göğün haberleri bana geliyorken, siz bana mı güvenmiyorsunuz?..." [Sahîh-i Buhârî, el-Meğâzî (4351)] "Merhametlilere Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki Gökteki de rize rahmet etsin." [Ahmed (2/160), Ebû Dâvûd (5/231 no: 4941), Tirmizî (4/324 no: 1924), İbn Ebî Şeybe (8/338), Hâkim (4/159), Beyhakî (9/41)] Tirmizî, bu hadîs sahîhtir der. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş! Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız! (Mülk 16-17) İmam Buhâri, Fudayl b. İyaz'ın şöyle dedigini nakleder "Eğer bir Cehmi sana, 'MEKANINDAN (yerinden) ayrlan bir Rabbe inanmam' derse, o zaman şöyle cevap ver: 'NE DiLERSE YAPAN bir Rabbe inanırım!"" Halk efal el ibad, imam Buhari (Rahimehullah), cilt 2 sayfa 36 Ebû Hanife: "Her kim 'Rabbimin gökte mi, yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum.' derse (ve tereddüt ederse) kâfir olmuştur. Aynı şekilde 'O, arşın üzerindedir. Fakar arş'ın gökte mi, yerde mi olduğunu bilmiyorum.' diyen kimse de kâfir olmuştur." el-Fıkhu'l-Ekber, s. 46. Bu lafzın benzerin, Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l-Fetava'da (48/5); İbnu'l Kayyım, İctimau'l-Cuyuşi'l-İslamiyye'de (s. 139); ez-Zehebi, el-Uluv'da (s. 101-102); İbn Kudame, el-Uluv'da (s. 116); İbn-i Ebi'l-İzz, Şerhu'y-Tahaviyye'de (s.301) nakletmişlerdir. İmam Ebû Bekir ibn ishak ibn Huzeyme (ö. 311 H.) şöyle dedi: "Kim Alah'ın arşının üzerinde, yedi kat goğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kaf¡rdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. Boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır." [Mecmü al-Fatāwa Shaykh al-İslâm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] İmam Mâlik ile biz aynı şeyi söylüyoruz. İstivâ mâlumdur, yükselmektir. Keyfiyeti meçhuldür, yalnız Allah bilir. "Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?" (el-Mülk 67/16-17) "Güzel sözler O'na yükselir. O sözleri de sâlih ameller yükseltir." (Fâtır 35/10) "Şüphesiz, senin hayatına Ben son vereceğim ve seni kendime yükselteceğim." (ÂI-i imrân 3/55) "Bilakis Allâh onu (Îsâ'yı) kendisine yükseltmiştir." (en-Nisâ 4/158) "Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur ve O'nun katindakiler de..." (el-Enbiyâ 21/19) "Onlar, üstlerindeki Rabbleri'nden korkarlar." (en-Nahl 16/50) "Yükselme yollarının sahibi Allâh. Melekler ve Rûh (Cebrâ'îl) o derecelere, yükselirler." (el-Me'âric 70/3-4) "O, kulları üzerinde Kahredici olandır, Hakîm'dir, Habîr'dir." (el-En'âm 6/18) "Şüphe yok ki, münâfklar ateşin en alt tabakasındadırlar." (en-Nisâ 4/145) "Kâfirler derler ki: Rabbimiz; cinnlerden ve insanlardan bizi saptırmış olanları göster, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağılıklardan olsunlar." (Fussilet 41/29) "Böylece Allâh'ın her şeye Kadir olduğunu ve her şeyi ilmi ile ihâta ettiğini (kuşattığını) bilesiniz." (et-Talâk 65/12) Bu ayetler, İmam Ahmed b. Hanbel'in (ra) cehmiyye'ye reddiye olarak kitabında delil getirdiği ayetlerdir. Beğavi"nin tefsirinde nakline göre Abdullah ibn Abbas (ra) ve müfessirlerin çoğunluğu "istevâ" kelimesinin manasının "irtefea= yükseldi" manasına olduğu görüşünü benimsediklerini nakletmiştir. Ebû Ubeyd, el-Ferra ve başkalarının görüşü de bu doğrultudadır. İbnu Batta Rahimehullâh, şöyle dedi: Sahâbe ve tâbi'inden olan Müslümanlar ile mü'minlerden ilim ehlinin hepsi, Allâh Tebâreke ve Teâlâ'nın Arş'ının üzerinde olduğunu, göklerinin üzerinde olduğunu, mahlûkâtının dışında olduğunu ve İlminin tüm mahlâkâtını kuşattığına dâir icmâ etmişlerdir. 1) “ … Ebu Bekr el -Hallâl’in seyhi, Yusuf ibnu Musa’l - Kattan söyle dedi : Ebu Abdullah’a ya’ni Ahmed ibnu Hanbel ” denildi ki : Allah’u Azze ve Celle, yarattıklarından ayri olarak Kudreti ve ilmi ile her yerde olduğu halde yedi kat semanın üzerinde midir ? Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi : Evet, Allah’u Azze ve Celle Arşının üzerindedir, hiç bir sey de ilminden gizli değildir. Bu Eseri Hallal es -Sünen’de : 198 rivayet etmistir. 2) “ … Abdullah ibnu Ahmed ibnu Hanbel r.h’dan, er-Reddu ale’l -Cehmiyyeti isimli kitabında, babasi Ahmed’den, oda Abdullah ibnu Nafl’den oda Malik ibnu Enes r.h dan söyle dedigini rivayet ediyor : “ İmam’ı Malik r.h söyle dedi : Allah’u Azze ve Celle semadadır, ilmi ise her yerdedir. O’nun ilminden hiçbir şey gizli kalmaz. “ Bu Eseri Ebu Davud Mesail’de : 263 - Abdullah er-Reddu Ale’l Cehmiyye 5 de ve Acurri Şeria 289 da rivayet etmislerdir. 3) “ … Şeyhu’l -İslam Ebu’l -Hakkari ve Hafız Ebu Muhammed el -Makdesi, Ebu Sevr ve Ebu Şuayb’a ref ettikleri isnadlariyla ikiside, Sünnet’in yardımcısı İmam’i Şafii r.h’dan, söyle rivayet ettiler. İmam Şafii dedi ki : İmam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan başka Ehli Sünnet önderlerinden gördüğüm ve benim de üzerinde olduğum hak olan kavil şudur : “Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed s.a.v’in Allah’ın resulü olduğuna şehadet edip ve Allah’u Azze ve Celle’nin de Semasında Arşının üzerinde olduğuna, istediği gibi kullarına yaklaşıp ve istediği gibi de Dünya semasına indiğini ikrar etmektir. “ Bu Eseri Zehebi Uluv’da : 196 tahric etmiştir. 4) “ … Ebu Muti’ Ebu Hanife’ye : Ben Rabbimin semada mı yoksa yerde mi olduğunu bilmiyorum, diyen bir kimsenin durumu hakkında soru sormuş. Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir : “ Bu kimse kâfir olur, çünkü Yüce Allah : “ Rahman Arş’a istiva etti ” Taha : 5 buyurmaktadır. O’nun Arş’ı ise yedi kat göğün üstündedir.” Ben, Eğer : O Arşın üzerindedir, dediği halde : Bilemiyorum Arş gökte midir, yerde midir ? Diyecek olursa durumu ne olur ? diye sordum. Yine : “ O kâfirdir, çünkü o Yüce Allah’ın gökte olduğunu inkâr etmiş olur. O’nun gökte olduğunu inkâr eden de kâfir olur ” Dedi. Zehebi Uluv : 18 - el-Akidetü’t-Tahaviyye ve Şerhi İbn Ebi’l-İzz el-Hanefi sf : 297/298 5) İmam Ebu Bekir ibn İshak ibn Huzeyme dedi ki: "Kim Allah'ın arşının üzerinde, yedi kat göğün üzerinde olduğunu tasdik etmezse, o kimse kâfirdir ve kanına [dökülmesine] izin verilir. boynu vurulmalı ve çöplüğe atılmalıdır.' - [Mecmu' al-Fatawa Shaykh al-lslãm Ibn Teymiyyah, Vol. 5, s. 390-391] 6) Muhammed bin Yusuf (Buhârî'nin hocası) dedi ki: "Kim Allah'ın, arşının üzerinde olmadığını söylerse kâfirdir. Kim Allah'ın, Musa ile konuşmadığını söylerse o da kâfirdir." -Halk efal el ibad, imam Buhari, 67
@haka54445 ай бұрын
Birde yeni duydum şok içindeyim. Benden uzak Allaha yakın olsun diye bir cümle üretiler. Sordugumda kendilerini zaten allaha yakin ve garantide görüyorlar. Tövbe estağfurullah.
@nurikoc55375 ай бұрын
Bu kelimelerde çok tehlikeli. Ahirette bana uzak ol Allaha yakın diyor yani Allah bana uzak diyor Allah muhafaza. Allah baba diyor Allah bizi unuttu diyor hepsi küfür sözüdür zira Allah unutmaz