Рет қаралды 12,733
Dünyada kaç tane ağaç vardır, hiç düşündünüz mü?.. Bunun araştırmasını yapmışlar ve 3 trilyon civarında olduğu sonucuna varmışlar. Araştırma dünya üzerindeki dört yüz bin ormanlık alan üzerinden yapılmış. 8 milyar insanın dünyada mevcut bulunduğunu düşündüğümüzde, ağaçların sayısı insanların yaklaşık dört yüz katı.
Bunu şunun için anlattım. İğne yapraklı olanları çıkardığımızda kışın bu ağaçlar kupkuru iken bahar geldiği zaman birkaç gün gibi kısa bir zaman diliminde çiçeklendiklerine, birkaç hafta zarfında ise binlerce yapraklarının meydana geldiğine şahit oluyoruz. Bu çiçek ve yapraklar bir önceki baharda olanlara ne kadar da benzerler! Aynısı değiller ama sanki aynısı gibi çok ama çok benzer. Kışın yok olan çiçek, yaprak ve meyvelerin bir sonraki baharda tekrar meydana gelmeleri… Bunlar her sene gözümüz önünde meydana gelen fiiller. Bunu her yıl tekrar be tekrar yapan zata, ölümünün ardından insanları mahşerde tekrar vücuda getirmesi sizce zor bir iş midir? Hiç sanmıyorum..
İnsan vücudunda demirbaş olarak bulunan zerrelerin Mahşer günü bir araya getirilerek insanın cesedinin yaratılması öldükten sonra dirilmenin üçüncü cüzü, üçüncü parçasıdır.
Normal şartlarda düşünüldüğünde aklın kolayca “evet” demekte zorlanacağı bir konudur bu! Yani insan öldükten sonra kabre konunca, kısa süre içerisinde etler kemikten ayrılarak çürüyüp gidiyor. Birkaç ay, bilemediniz bir yıl sonra kemikler de ufalanıp gidiyor. Hal böyle olunca “İsrafil aleyhisselamın borusu olan suru ikinci defa üfleyince insanlar yerden biten bitkiler gibi bir anda diriltiliverecekler.” Sözünü duyunca “Tamam iman ediyorum ama nasıl?” diye akıl ister istemez soruyor. “Bunun dünyamızda bir benzeri var mı? İnanıyorum ama istiyorum ki aklım da kabul etsin.”
Evet sevgili arkadaşlar aslında etrafımızda olan bitenleri kanıksayarak değil, tefekkür ederek gözlemleyebilsek az önce bahsettiğimiz öldükten sonra dirilmenin her sene, değil bin belki milyonlarca örneklerini gördüğümüzü fark ederiz. “Nasıl mı?” Birlikte düşünmeye çalışalım. Biyoloji bilimi bugün için 9 milyon civarında türün varlığından bahsetmektedir. Bunlar hayvanlar ve bitkiler olarak iki kısma ayrılıyorlar. İnsan da bunun içerisinde sadece bir türdür. Bu hayvanların bir kısmı özellikle küçük olanları ve bitkilerin de neredeyse tamamına yakını kışın ölüp yok olup gitmektedir. Baharın gelmesiyle birlikte de bunlar tohum, çekirdek veya yumurtalarından tekrar yaratılmaktadır. Sadece karasinekleri ele alarak değerlendirsek yapılan yaratma fiilinin ne kadar müthiş olduğu zannımca daha iyi anlaşılır.
Size bir soru: Nisan ortası gibi yaratılan bir karasinek kendi bıraktığı yumurtalarla eylül ortası ne kadar sayıya ulaşıyor sizce? Hazır olun, çünkü sayıyı duyunca hayret içinde kalacaksınız. Beş trilyon sinek. Dile kolay tam beş trilyon. Sadece bir sineğin kendi neslinin devamı beş trilyona ulaşıyorsa bir yıl içerisinde yaratılan toplam sinekleri şöyle bir tasavvur ediniz. Gözümüzün önünde her sene devam edegelen yoğun bir yaratma eylemidir bu! Binler belki milyonlar türü böyle neredeyse sayısız fertleriyle her sene baştan yaratan sonsuz kudret sadece bir tür olan insanı öldükten sonra tekrar nasıl yaratabilir denilebilir mi? Elbette denilmez.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Kışın ölüp giden hayvan ve bitkilerin bir sonraki baharda birkaç gün zarfında inşaları, ihyaları, haşirleri, kıyamette insanların cesetlerinin inşasına bir değil belki binler misaldir.