Dinlemeye zaman ayırmaya değer bir sohbet olmuş, siz farkında olmasanız da belli bir kültürel birikimi olmayan insanlar sizi anlayamaz o nedenle takipçi sayınızın süslenip süslenip hava atan youtuberlar kadar olmaması normal, emeğinize zamanınıza sağlık

Çok boyutlu ve subjektif bir konu üzerine tartışılıyor. Biz "acı" derken fiziksel olanı kastediyor isek bu doğada (ideal ve zihinsel bir ifade ile) iyiye, olgusal ve nesnel olarak ifadeyle değişime ve gelişime sebep oluyor olabilir; fakat bence haz ile ilgili şu söylenilen gerçeklikten kopuk bir ifade oldu. "Bizi hayvandan ayıran şey hazza rağmen bir şey yapmamız, hazzı erteliyor olabilmemiz. ... hayır seni istemiyorum deyip benim istediğim şey bu deyip hedeflerimizin peşinden koşabilmemiz." Burada lütfen "isteme" kelimesine dikkat ediniz, insan gerçekten hazza rağmen mi eyler, veya "bu bilimsel mi?" diye sorarak aslında iddia ettiğim şeyin bilimsel bir zemini olduğunu da ifade edeyim. İnsan için "motivasyon" sağlayan "dopamin" bizim her yaptığımız eylemin başlatıcısıdır, eğer dopamin reseptörlerimizde veya dopamin üretimimimizde bir sorun yaşarsak bu bizi yataktan dahi kalkamayan, bakkala ekmek almaya, işe gitmeye mecali olmayan, isteksiz bir insan yapabilir, her ne kadar bunları ilkeler, amaçlar, idealler doğrultusunda yapıyor bile olsak "dopamin" eksikliği , biz buna "haz eksikliği" de diyebiliriz bizi istediğimizi söylediğimiz tüm eylemlerden alıkoyacaktır. Bununla birlikte "isteme" kelimesine dikkat çekmiştim, "hayır seni istemiyorum" ifadesi tam olarak nedir? zira "isteme" olguda zıttı olmayan bir ifade biçimidir, eğer biz "istemiyorum" ifadesi kullanıyor isek bu bir başka "isteme" ifadesidir aynı zamanda. "-şunu- -şu şeyi- yapmak istemiyorum" dediğinizde, o şeyi yapmamayı "istiyorum" demiş olursunuz aynı zamanda, hatta aynı zamanda değil "istememe" de direkt olarak bir başka isteme ifadesidir. Fakat hem iyiyi, hem hazzı kelimenin kendini tek bir şekilde ifade edebilmesi gibi olgulara tek biçimli yansıtamayız, zira "dopamin" için haz dediğimizde, bunu seratonin için söyleyemeyiz; çünkü haz doğası gereği tekrar edilme eğilimi yaratan, daha fazlasını isteyen bir duygu ve biyoloji aracı. Fakat seratonin böyle değil, dopamin "daha fazlası olsun" , "artsın" , "çoğalsın" duygusunu ve dürtüsünü tetikler, seratonin "bu kâfi" , "yeterli" hissi doğurur.... "çocuk sevgisini" buna örnek gösterebiliriz, genelde sevgi ile ilintili bu his "doygunluk" , "dinginlik" doğuruyor, artma talebi ve beklentisi değil, duyumun kendisinin yeterliliği hissini alıyorsunuz. Yani bu halde kısaca söylemem gerekirse "haz ve iyi" ifadelerinin ve bu kavramların olgu dünyasını kendi başlarına, ifade ettikleri şeyleri kapsama açısından çatışık olduğu, yetersiz olduğu kanaatindeyim. Böyle şeyleri konuşacak bir arkadaşım olmadığı için "acı" duyuyorum diyerek cümlemi bitireyim :)) Zirâ yazı yazarak ufacık noktalarına değinebiliyorsunuz tüm bunların... Herkese selamlar... (Ama şunu da ayrıca merak ediyorum "iyi ve kötünün" bulunmadığını düşünen bir insan nasıl müslüman olabiliyor; zira inandığı dinin teolojisi her şeyi bu ikisi üzerine kuruyor, garip mi diyeyim, komik mi diyeyim bilemedim!!!)

önemli tartışma ancak tarihsel kaynak olarak kuran öncesi arapça metinlere bakmak gerekiyor

Normalde ütü yapmak bana zul gelir ama zaruret işte, açtım yayını, taktım kulaklığı... Bir baktım ütü bitmiş😂 Yayın çok iyiydi. Bence şu daha yoğun bir tartışma konusu olabilir; İslam'ı ya da Kuran'ı anlama ve anlamlandırmada en doğru yöntem nedir? Ayrıca belki de bundan da önce tek bir yöntemle bağlı kalmak bir zorunluluk mudur? Bir panpisişistin bakış açısı ve sorgulamalarıyla ve belki de farklı ekollerden de bir kaç kişi ile bu konu çok daha lezzetli bir tartışmaya dönüşebilir😊

Yayına aldığın kişinin eğitim durumunu bilmemen!!!!

Hamza Berk karşısındakinin lafını sürekli kesmekten haz alıyor sanırım:)

KURAN METNİ DIŞINDAKİ KAYNAKLARDAN GELEN TARİHSEL BİLGİLER ÇELİŞKİLİDİR BAĞLAYICILIĞI YOKTUR Bir tarafta Mutlak Bilgi olan Kuran Metni, diğer tarafta tarihi hikayeler. Dünkü olayı tüm ayrıntılarıyla bağlamında anlamak mümkün değilken yüzyıllar öncesine ait tarihi bilgiyi, Kuran tarihi dahil mutlak bilgi olarak düşünmek çok yanlış sonuçlara vardırabilir araştırmacıyı. Tarihsel bilgiler kesin bilgiler değildir, yazılmış bilgilerdir. Tarih, yazılan metindir. Bağlayıcı değildir. Bugün İslam kültürünün büyük bir kısmı da tarihi bilgidir, Kuran metni dışındaki İslam bilgileri de bağlayıcı değildir. Kuran metni inananlar için tarih üstü bilgidir. Kuran metni dışındaki, tarihsel kaynaklardan alınan Peygamber bilgisi ya da herhangi bir tarihi bilgi güvenilir değildir. Kuran metni dışındaki tüm siyer bilgileri tarihsel rivayetten ibarettir. Teyidi imkansız bilgi külliyatıdır. Geçerliliği ve bağlayıcılığı yoktur. Kuran yeterli ve apaçıktır. Tarihi bilgi konusunda da, her konuda da. Kuran ayetleri, tüm Kuran ile tefsir edilir. Başka ilave bir bilgiye (siyer, hadis, tarihsel rivayet vb) ihtiyaç yoktur. Kuran metninde ne Ayşe var, ne Ayşe’nin yaşı var, ne Hatice var, ne recm var, ne baş var, ne saç var (kadın bireyler örtülerini yakalarının üstüne örtsünler ayeti, saç örtüsü haline gelmiş rivayet kültürü ile). Gerektiğinde çıkarın, boşanın ayeti darb edin haline getirilmiş uydurulmuş rivayetlerle. Kuran metninde anlatılmayan tarihi hiç bir bilginin doğruluğunu ya da yanlışlığını kanıtlamak imkansızdır. Kuran herkese yeter. Manipülasyona açık olan bu tarihsel bilgileri tartışmaktan faydalı bir sonuç da çıkmaz. Sadece Kuran metnindeki bilgi kaynaktır, diğer gelen tüm bilgi (hadis, sünnet, siyer, tarihsel rivayet) teyidi imkansız tarihsel külliyattır, İslam’da kaynak değildir… Kuran’ın bildirmeye gerek duymadığı tarihi bilgilere İslam için ihtiyaç yoktur. İnsan olan Peygamberin hayatıyla ilgili gerekli ve yeterli bilgi Kuran metninde mevcuttur. Tarihsel bilgilerle ilave din üretmek malayani boş iştir. Müslüman dünya bugün düşüncelerinde net değildir. İman, ibadet, düşünce alanlarında neyin doğru, neyin yanlış olduğunun tam bir cevabı; bilginin kaynağının ne olduğu sorusunun cevabının yanlış olması nedeniyle net olarak bilinememektedir. Belkide bir çok olay tarihte anlatıldığı gibi olmadı, başka türlü oldu ya da hiç olmadı, nereden bileceğiz. Kuşku ile bilgi olur mu. Din rivayet üzerine kurulur mu. Önce hurafe bir din uyduruluyor, sonra da uydurulan bu din tartışılıyor. Gerçek din ise Kuran metninde. Ya diğer tüm külliyat içinde çözümsüzlük, ya da sadece Kuran metnindeki mutlak bilgiyle Allah’a ulaşmak. Aslında tüm bu kavram kargaşasının olması da şüphesiz ki Allah’ın takdirine uygundur. Varlığı varlıkta durduran, aklın ve düşüncenin imkanını Mutlak Bilgi olan Kuran Metni ile gösteren Allah’ın şanı yücedir. Kuran, tüm Kuran, başka bir şey değil, sadece Kuran…

Godelian 👑

Bir ateist ahlaklı olabilir ama ateizm ahlaki değildir. Çünkü Ahiret inancı olmadan ahlakı temellendiremezsiniz neden mi dünya kurulduğu günden bugüne haksız yere öldürülen kadın erkek çocuk milyonlarca insan var ve hâlâ günümüzde bu haksız zulüm ve ölümler gözümüzün önünde devam ediyor eğer tanrı ve ahiret yoksa bunu yaoan gücü elinde bulunduran insanlar bunun hesabını vermeyecek ve yapan yaptığı ile kalacak zaten bir ateist ahiret yoktur dediği için bu ilahi ceza mahkemesini reddederek bu masum ölen insanlarin ve öldürmenin suç olmadığını kabul ediyor eğer ceza yoksa suç ta yok demektir !ve kötülük kavrami doğrudan ahiret ve tanrı inancına bağlı ahiret ve tanrı yoksa bir insanı öldürmenin kötü olduğunu nasıl söyleyebiliriz buna kötü desekte ortada yapılan bir suç var ve eğer bu suç cezasız kalacaksa buna kötü demenin ne anlamı var ve ateizme göre öüm den sonra yaşam yoksa o zaman gücü elinde tutanlar ve kötü olanlar istediğini yapmak ta Özgür kısacası ahiret ve tanrı yoksa evrende başıboş gezen atom yığınlarından başka birşey değiliz...

Tanrı yaratıyor herşeyi ve ikiye ayırıyor. Farkında olanlar şuurlular ve farkındalık sahibi olmayanlar. Bunların amacı olmak zorunda değil. Çünkü benlikleri yok. Ama insan başka şeylerin de farkında. Bu his bambaşka ve kendinden kaynaklı değil veya doğada var olan fiziksellikte mevcut dehil. Buna ilk felsefe yani metafizik ile ulaşabiliriz ki. Çoğu filozof böyle yapar. Metafizik bilmeyeni adam yerine komazlar bu camiada

O taş Allah'ı görmeye dayanamaz, parçalanır. Ayet var dağa görünmesi ile ilgili.

berat abinin sesi duyulmuyor , videoyu izleyemedim

İSLAM MUHAMMED ALEYHİSSELAM İLE BAŞLAMADI TÜM PEYGAMBERLER İSLAM PEYGAMBERİYDİ İslam özel bir isim olmayıp Allah’a teslimiyet anlamına gelir. Tüm elçiler ve inananlar islam ve müslüman kelimelerinin kendi dillerindeki karşılıklarını, kendi inançlarını tanımlamak için kullanmışlardır. İlk melek ve insandan itibaren sürekli “yinelenerek” gönderilmiş olan bu Kuran metninde temel olarak emirler (ibadetler) ve yasaklar (kötülükler) belirtilmiştir. Bu emirler ve yasaklar hiç değişmemiştir. Kuran’da yer alan; namaz kılma, oruç tutma, zekat verme, sarhoşluk verenlerden sakınma, faizden sakınma, kumardan sakınma, zinadan sakınma vb. tüm emir ve yasaklar kutsal metinlerde hep vardı. Kuran metni de geçmişten bugüne doğruluk ve uygunluk sağlamasının ve teyidinin yapılabilmesi için matematiksel kodlama sistemi ile eklemelere ve çıkarmalara karşı korunmuştur. İslam, Muhammed Peygamber ile başlamadı, ilk zamandan itibaren hep aynı din (Emirler/Yasaklar) vardı, zaman içinde tahrif edilmişti; güncellenmedi, yenilenmedi, Kuran ile YİNELENDİ… Salt düşünce metinleri zannedilen ve felsefe olarak bilinen bilgi külliyatının kaynağı da temel hatlarıyla meleklere ve insanlığa ilk gönderilen bu Kuran metnidir. Bilinen felsefecilerin birçoğu da aynı zamanda Allah’ın elçileridir. Allah, Elçi ve Peygamber olan Muhammed Peygamber ile Kuran mesajını (Kuran Metni olan mutlak bilgiyi) son kez “yinelemiştir”. İlk gönderilen Tevrat ve İncil gibi tüm kutsal kitaplar da tahrif edilmeden önceki ilk hali itibariyle emir ve yasaklar kapsamında Kuran’dır. Bugün Tevrat ya da İncile uymak isteyenler de Kuran’a uymalıdır. Kuran metni dışında din adına kaynak yoktur. Kurandaki tüm bilginin kaynağı da Allah’ın bizatihi kendisidir. Bu bilgiyi doğrudan elçilerine kutsal kitaplar yoluyla Kuran olarak beyan etmiş ve açığa çıkarmıştır. KURAN YENİ BİR KİTAP DEĞİL SOY BİR KİTAPTIR TÜM KİTAPLARLA GELEN MUTLAK BİLGİNİN YİNELENMİŞ HALİDİR Mutlak Bilgi nedir. Mutlak bilgiyi teyit etmek mümkün müdür. Sadece Kuran metni mutlak bilgidir. Kaynağı Allah’ın bizatihi kendisidir. Bütün kitaplar tek bir Kitab’ın daha iyi anlaşılabilmesi için okunur. Diğer kaynaklardan gelen tüm bilgiler (hadis, sünnet, icma, kıyas, örf, adet, gelenek, tarih, felsefe vb.) tarihsel ve görecelidir. Çünkü Kuran metni dışındaki tüm bu bilgiler her zaman farklı bakış açılarıyla yanlışlanabilir durumdadır. Tek kaynak ise sadece Kuran metnidir. Kuran metni dışında din de kaynak yoktur. Bugün kaynaklarda bulunan hadisler peygamberin söylediği söylenen sözlerdir. Peygamber Kuran’a aykırı söz söyleyemeyeceğine göre hadis kaynaklarındaki Kuran’a aykırı sözleri Peygamber söyledi demek öncelikle Peygambere büyük iftiradır. Hadisler Kuran’a göre din için kaynak değildir. Peygamberle ilgili gerekli tüm bilgi de Kuran’da mevcuttur. Ancak bugün islam diye, aslında hadis, sünnet adı altında oluşturulmuş, örf, adet, gelenek, tarihsel söylentiler, anlatılar, vehimler, uydurulmuş rivayetler, tarihsel varsayımlar, atasözleri, menkibe hikayeleri, kasıtlı yalanlardan oluşturulmuş bir din külliyatı var islam bu zannedilen. Kuran metnini mutlak ve tek kaynak olarak esas alarak tüm kitaplardan, bilgilerden, yazılı, sözlü kaynaklardan, hadis diye söylenen sözlerden de yararlanılabilir Kuran metninin önüne geçirmemek kaydıyla ve mutlak olmayan, yanlışlanabilir bilgi anlamında. Ancak dinde tek kaynak sadece Kuran metnidir. “Bu Kuran senden önce gönderdiğimiz elçilerimizin de yasasıdır. Sen bizim yasamızda bir değişiklik bulamazsın." (Kuran : 17:77) “Kuran, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan bir kitaptır; iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. (Kuran : 12:111) “Oku, insana yazmayı ve bilgiyi öğreten Rabbin sonsuz iyilik ve ikram sahibidir.” (Kuran : 96:3,4,5) Melekleri ve insanları ancak beni bilmeleri, tanımaları, ibadet etmeleri ve bana ulaşmaları için yarattım.” (Küntü Kenzen Mahfiyyen Fehalaktü'l Halka Liya'rifûnî) (Ben bir gizli hazine idim, görülmek, bilinmek istedim, bu yüzden âlemi (zamanı, evreni, kainatı, tüm varlığı, melek ve insanı yarattım.) (Kuran : 51.56) “Her şey fani olacak, ancak Celâl ve İkram sahibi Rabbinin zatı (cennet) Bâki kalacaktır.” (Kuran : 28:88) Aslolan sevgidir (şefkat). Bilinmeyi isteyerek zamanı ve evreni; içinde akıllı olan bitki ve havyan türleri ile akıllı ve bilinçli olan melek ve insan türlerini, yaratan; sevgiyi, bilgiyi ve bilmeyi öğreten Allah’ın şanı yücedir. Allah’a ulaşmayı istemek meleklere ve insanlara kalmıştır, ancak senin istemeni de isteyen kimdir sorusunun cevabı da bizatihi yine Allah’ın kendisidir… İnsana düşen ise acziyetinin farkına varmaktır… İnsanın varlık iddiasında bulunması geçici ve mecazidir. Akıl, zorunlu ve imkansızın (mevcudun/geçmişin ve şimdiki zamanın) bilgisine vakıf olsa da, mümkünün (imkanın/gelecek zamanın) bilgisine vakıf olamaz. Çünkü zaman, imkanı kuşatmıştır… Zaman kavramı tüm soruların cevabıdır…

özgür irade var mı diye video atar mısınız

Hassas ayar videosunu mutlaka yapınız

şu özgürirade problemi aşırı güçlü persona problemi çok güçsüz

Çok iyi video

Berat bey sigarayi birakti bu arada 👏👏👏

Astroloji batakligina bende düştüm 2 senedir ve hayatim bomboş geciyor nenilacak diye dinliyorum butun astrologlari ama oturdugum yerde hic bir sey olmuyor..cunku merkur retro..

İnanılmaz verimli oldu

İnanılmaz verimli oldu

İnanılmaz verimli oldu

İnanılmaz verimli oldu

İnanılmaz verimli oldu

İnanılmaz verimli oldu

Dostum videonuzu izledim ve fikirlerinizi çok doğru buldum,ama az izlenmesinede biraz üzüldüm acikcasi,....ama böyle devam🙏🙏🙏🙏🙏

Kuralları bizim oluşturmamız bu kuralların işlemediğini göstermez. Kuralları biz uydursak bile düzene tabii bir evren var

Zaman problemi bu kadar basit değil. Tanrı’nın zamanla ilişkisini açık teizm görüşüyle açıklayanlar da var.

Cok güzel bi sunum dostum emegine saglik,.....yalniz sen 10 üzerinden 8 vermişsinde ben 10 puan veriyorum

Perfect

Sana kötü bir haberim var dostum. Çoklu evrenlerin olması tanrının ve hassas ayarın varlığına dair çok daha güçlü bir destek sağlar.

“Ben müslümanken de” mi dedi o? 😮 Gürkan Engin müslüman değil mi artık?

Kaliteli kanal. Takipteyim ❤

Burada da Berk beyin zırt pırt sözünü kesiyor sunucu. Madem sen konuşacaksın niye çağırdın Berk beyi. Sunucu susmuyor ve dikkat dağıtıyor

Bence soruların içinde çok fazla duygusalık var . Duygusalık daha sakin düşünmenize engel oluyor . Üstelik Kuran bu konuda daha fakrlı cevaplar verirken sizin dikkatinizi çekmemesi ilginc

Konuşma süresi dengesi yine yok :) Hocam kusura bakma ama konuklardan çok çok fazla konuşuyorsun, gündelik hayatta da böyleyse bu bir iletişim hatası. 47.14ten 51e kadar da sadece siz konuştunuz konuğa son söz vermeden:)Naçizane bir eleştirim.

İyi de başkasının acısına yol açan hazzın başka bir ismi olmalı. Kötüdür o.

4.00 stoacılıktaki bu iyilik anlayışı islamiymiş.

dikkatle bakarsaniz, sol alt köşede ikisinin de adı yazılmış. karıştırnayalım diye

Bu ikisi amcaoğlu , abi kardeş olsalar bu kadar birbirlerine benzemezler.

Her acı karakter gelişimi için kullanılabilir mi? Biraz hayal gücümüzü kullanırsak bu soruya evet cevabının verilemeyeceğini düşünüyorum. Ama çoğunlukla ikinize de katılıyorum, güzel bir yayındı.

Habil Ademoğlu ile daha fazla video gelsin. ağzınıza sağlık

hoş sohbet , habil hocam samimiyetini öpüyorum miri hocam seninle yeni tanışıyorum mutluyum

iyi = Allaha yaklaştıran şey (zengin olursam saparım diye düşünüyosam zenginlik kötü olur. bireysel olarak)

Rasyonel düşünme yetisine sahip kişilerin sohbeti böyle oluyor işte.Berk abi'nin söyleşilerini her zaman severek ve merakla takip ediyoruz)

Sağdaki ateist habil ademoğlu soldaki müslüman mehmet mirioğlu 😉

Katılmıyorum ama beğendim yine de

habil abiyi seviyoruz

Haydaa, izlenur

Başarılar