Türk Dünyasında Dil ve Tarih Paneli -2-
37:03
Türk Dünyasında Dil ve Tarih Paneli -1-
37:15
"Türkler"e Nasıl Katıldım?
10:50
14 күн бұрын
Kaynakçı aranıyor tarihe...
2:48
Altay dil ailesi kısaca...
4:37
4 ай бұрын
Ak Macar, Kara Macar -2
15:48
Жыл бұрын
Ak Macar, Kara Macar -1
23:08
Жыл бұрын
Uzun ince bir yoldayım Macarca
2:24
Asya'da Devlet ve Üretim Tarzı
21:48
Kırgızistan-Bişkek Sokakları 4K
21:07
Пікірлер
@sinanseydiogullar7851
@sinanseydiogullar7851 14 сағат бұрын
Ortak Türk Sözlüğü her Türk'ün başucunda olmalıdır. Trt Kürdi yayınları Türkçe alt yazılı olmalıdır.
@ElyorbekTurdimirzayev-k7h
@ElyorbekTurdimirzayev-k7h 16 сағат бұрын
Hocam teşekkür ederim bu konferansı taktım ettiğiniz için💯
@sayginozan3649
@sayginozan3649 17 сағат бұрын
Ellerinize saglik
@cxarslan2287
@cxarslan2287 18 сағат бұрын
117 beğeni, 2,3 bin görüntüleme. Toplumuzun araplaştığını gösteren durum. Saygılarımı sunarım değerli hocam.
@rj_45
@rj_45 18 сағат бұрын
::)
@bilalbp5716
@bilalbp5716 19 сағат бұрын
Böyle etkinliklerin devamlı olmasını diliyorum teşekkürler
@gokhanyildiz01
@gokhanyildiz01 19 сағат бұрын
👏👏👏👍🙏
@denizbeto2039
@denizbeto2039 20 сағат бұрын
Emeğinize sağlık. Bizi neyin verem ettiği belli, sen iki bin yıl dünyayı yönet, geldiğimiz yere bak. Bu kanseri kökünden söküp atmadıkça çıkış yok. Kanayan yerlerin pansumanının hiç bir faydası yok. Günün çıkarları için verilen bir karar, koskoca ulusu bu kadar mı maffeder. Ahlak, kültür, sanat, bilim yerle yeksan. Tek derdimiz ölünce pamuğu kim tıkayacak, öldükten sonra nasıl yaşayacağız. Arkadaş yaşarken şu hayatın kıymetini, değerini neden bilmiyoruz. İlim yok ise, bilim yok ise, yarın da olmayacak...
@ElyorbekTurdimirzayev-k7h
@ElyorbekTurdimirzayev-k7h Күн бұрын
Emeklerinize sağlık Hocam. Teşekkür ederim sağ olun💯
@sinanseydiogullar7851
@sinanseydiogullar7851 Күн бұрын
Türkler emperyalist değildir. Ne kadar soylu bir tanım.
@sayginozan3649
@sayginozan3649 Күн бұрын
Ellerinize saglik
@rj_45
@rj_45 Күн бұрын
::)
@bilalbp5716
@bilalbp5716 2 күн бұрын
Teşekkürler hocam
@sayginozan3649
@sayginozan3649 2 күн бұрын
Iyi ki varsiniz
@rj_45
@rj_45 2 күн бұрын
::)
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
(ateş) Od >> ~hot Odun >> wooden >> wood (odak /ocak /otak /oda) Oğuz Kağan>> oğuzhan>> owodhan>> wuothan>> wõden>> Odin Wõdhen’s day >> Wednesday Buz >> (Mwudh)= dihydrogen monoxid CRYSTAL = Ice Tuz >> (Thwudh) = sodium chloride CRYSTAL = Salt (Lisp D) >> TH >DH > T / D (Lisp S) >> TH >TS > S / Ş / Z (Thwudh)>Tsuith >Thuits > Thuiss > Tuish / Diş = tooth (dental) (Thwudh)>Tsuıth > Thuıts > Thuess > Tuesh / Dış = out ( outer) (Thwudh) >Tsuıts >> - Suz = (- Less) >> without it / free from it / has got rid of it Tış-yer-i > Dışarı / Dış taraf = outside Dışsal = external Dışı = out of… / de- / dis- Suz > sız/siz & suz/süz = without / -less Kanat = Wing >> Kanat-sız = Wing-less Su= water >> Susuz = waterless / anhydrous Suç =crime >> Suçsuz=blameless (freed from blame) Şeker= Sugar >> Şekersiz= without sugar / sugar free Kitap= book >> Kitapsız = without books / free from books Ücret = fee >> ücretsiz =~free / exempt from fee >> ücret dışı =out of fee Gerek / lazım / hacet / ihtiyaç = necessary >> Gerekli = needful Gereksiz = needless >> İhtiyaç dışı / lüzumsuzca =unnecessary Kanunsuz / Hukuksuz = unlawful >> Kanun dışı = outside the law Hukuk / Yasa =law > Yasal =legal >> Yasadışı = illegal Görüş = sight >> Görüş dışı = out of sight Sadık / vefalı / vefakar= loyal >> Sadakatsiz / vefasız= disloyal Beğeni = like >> Beğeni dışı= dislike Bağlantı = connect >> Bağlantı dışı=disconnect De-monte=démonté= dis-assembled Evirmek= to make it to turn around itself or transform into another shape over time İç = inside > ÇE Çe-evir-mek =(içe evirmek) = çevirmek = (turn-into) / encircle / convert / slew round Dış =outside > DE De-evirmek =(dışa evirmek) = devirmek =(turn-outer) / overturn / overthrow (evirmek /çevirmek / devirmek) (aşmak / coşmak / taşmak) (ilemek / çilemek / dilemek) (almak / çalmak / dalmak) (Dış- Thuıss) Siz-Sız-Suz-Süz ekleri “Dışında olmak” ,“İçermemek” , "sahip olmamak" , “ondan azade olmak” veya "mahrumiyet" anlamına gelen bu ekler, bir şeyin dahilinde olmayışı ifade eder. (Have no)( ~without) (...less) (LIĞ-LUĞ) (aluğ=has got)>>-ly /-y Lı > Li > Lu > Lü ekleri sahiplik ve dahiliyet ekleridir... (Have)(~With) >> ~..-ful O benim sevgi-li-m = (~s/he has my love)= s/he is my lover İki çocuk-lu kadın= (which one) the woman has two children > woman with two children Çocuksuz adam = (which one) the man has no child > childless man Şekerli =(it has sugar) = with sugar Şekersiz= (it has no sugar) = without sugar = ~sugar free= şekerden azade Tuzlu =it has salt =salty Tuzsuz= it has no salt = without salt = saltless Gitmelisin (get-mek-liğ-sen)= you have to go Gitmen gerekli (get-meg-in gerek-liğ) = you have need to go Gitmen gerekir (get-meg-in gerek-e-er) = you (getta) need to go Toluk>> doluğ=fulled (has stuffed) Renk= color (Renk-dolu) > Renk-li = colorful > (has color) Keder=sorrow (Keder-dolu) > Kederli = sorrowful > (has sorrow) Zarar=harm (Zarar-dolu) > Zararlı = harmful > (has harm) Güç / Kuvvet= power Kuvvetli= powerful
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
29+ tenses in turkish language Istanbul Turkish verb conjugations A= To (towards /~for) (for words with a thick vowel in the last syllable) E= To (towards /~for) (for words with a thin vowel in the last syllable) Okul=School U (ou)=it’s that/ it’s about Mak/Mek (umak/emek)= aim /exertion (machine/mechanism)(activity purpose / effort process) (verb)>Git-mek= to Go >> getmek = effort to go >> to get there 1 .present continuous tense (right now or soon, currently or nowadays) Used to describe the current actions or planned events -for designated times YOR-mak =to tire ( to try ,engage in) >Yor= go onto it too much (yorgunum=I’m tired) A/E Yormak=(to arrive at any idea of what it is) I/U Yormak=(to be fully occupied with it) used as the suffix=” ı/u - i/ü + Yor" positive Okula gidiyorsun ( you are going to school)= Okul-a Git-i-Yor-u-Sen >School-to Go-to-Try that-You < (please read backwards) Evden geliyorum ( I'm coming from home) = Ev-de-en Gel-i-yor-u-Men >(from Home I’ try to Come) =Come-to-try that-Me < then-at-Home< negative A) Mã= Not B) Değil= Un-equivalent examples A: Okula gitmiyorsun ( you’re not going to school)= Okul-a Git-Mã-i-yor-u-Sen >You don't try to Go to school B: Okula gidiyor değilsin ( you aren’t going to school)=Okul-a Git-i-yor değil-sen >You aren't try..to Go to School Question sentence: Mã-u =Not-it> isn't it? Used as the suffixes =" Mı / Mu / Mi / Mü “ Okula mı gidiyorsun? ( Are you going to school )= Okul-a Mã-u Git-i-yor-u-sen (To-school/ Not-it / You-try-to-go)>Are you going to school or somewhere else? Okula gidiyor musun? ( Do you go to school )= Okul-a Git-i-yor Mã-u-sen (To school /Try-to-go /Not-it-you)>~do You (try to) go to school (at specific times) or not ? Okula sen mi gidiyorsun ?= Are you the (only) one going to school? 2 .simple extensive tense ( used to express our own thoughts on a subject) (always, since long , for a long time, sometimes, currently, sooner or later/ inşallah) positive VAR-mak = to arrive at /be there (var= ~being there) used as the suffixes >"Ar-ır-ur" (for thick vowel) ER-mek= to get at /to reach (er= ~achieve ) used as the suffixes >"Er-ir-ür" (for thin vowel) examples Okula gidersin (You get to go to school)= Okul-a Git-e-er-u-sen= You get a chance to go to school Gölde balık tutarsınız (all of) You have the chance to fish in the lake)=Göl-de balık tut-a-var-u-sen-iz Bunu kolayca satarız (We've the possibility of selling this easily)=Bunu kolayca sat-a-var-u-weñ-iz Bunu görebilirim (I can see this) = Bu-ne’u Gör-e-Bil-e-er-u-men =~I get at the knowledge to see what this is Question sentence: In interrogative sentences it means: isn't it so /what do you think about this topic? Okula gider misin? (Do you get to go to school) Okul-a Git-e-er Mã-u-Sen =You get to Go to School -is Not it?=~How about you (getting to) go to school? Okula mı gidersin? =Do you (get to) go to school ?(or anywhere else) negative Mã= Not Bas-mak =to tread on/ dwell on/ stand on (bas git=get out of here > pas geç= pass by> vaz geç=give up Ez-mek = to crush/ to run over (ez geç= think nothing about > es geç= stop thinking about) Mã-bas=(No-pass/ Na pas) > (give up on/not to dwell on) >the suffix "MAZ" (for thick vowel) Mã-ez=(Don’t/ Doesn’t)> (to skip/ avoid) >the suffix "MEZ" (for thin vowel) for the 1st person singular and 1st plural is only used the suffix “Mã” ,except for questions examples Okula gitmezsin (you don't/won't go to school)= Okul-a Git-mã-ez-sen > You skip going to school Babam bunu yapmaz (my dad doesn't do this)= Baba-m bu-n’u yap-ma-bas > My dad doesn't dwell on doing this Bugün okula gitmem (I won't go to school today)> Okul-a Git-mã-men =I don't (have to) go to school Bugün okula gidemem (I can’t go to school today)= Okul-a Git-e-er-mã-men >I don't get (a chance) to go to school Bir bardak su almaz mısınız?(Don't you get a glass of water)> Bir fincan çay al-ma-bas ma-u-sen-iz > Do you (really) give up on getting a cup of tea? Kimse senden (daha) hızlı koşamaz (No one can run faster than you)=Kimse sen-den daha hızlı kaş-a-al-ma-bas 3.simple future tense (soon or later) Used to describe events that we are aiming for or think are in the future Çak-mak =~to tack ,~fasten,~keep in mind ,~hit them together (for thick vowel) Çek-mek=~to pull, ~take time, ~feel it inside, ~attract , ~to will (for thin vowel) positive.. Okula gideceksin ( you'll go to school)= Okul-a Git-e-çek-sen = You fetch (in mind) to-Go to school Ali bu kapıyı açacak ( Ali’s gonna open this door)= Ali Kapı-y-ı Aç-a-çak = Ali takes (on his mind) to open the door negative A. Okula gitmeyeceksin (you won't go to school)= Okul-a Git-mã-e-çek-sen =You don't take (time) to go to school B. Okula gidecek değilsin (you aren't gonna go to school)= Okul-a Git-e-çek değil-sen =~you won't go to school and nobody is demanding that you 4 .simple past tense (currently or previously) Used to explain the completed events we're sure about Edû = done / Di = anymore Used as the suffixes= (Dı /Di /Du/ Dü - Tı /Ti /Tu /Tü) positive Okula gittin = You went to school = Okul-a Git-di-N Dün İstanbul'da kaldım= I stayed in Istanbul yesterday Okula mı gittin ? (Did you go to school)= Okul-a Mã-u Git-di-n> You went to school or somewhere else? Okula gittin mi ? (~Have you gone to school)= Okul-a Git-di-n Mã-u> You went to school or not? negative Okula gitmedin =You didn't go to school / Okul-a Git-mã-di-N Bugün pazara gitmediler mi? =Didn't they go to the (open public) market today? Dün çarşıya mı gittiniz? = where Did you go yesterday, to the (covered public) bazaar? Akşamleyin bakkala (markete) gittik mi?= Did we go to the grocery store in the evening? 5 .narrative/reported past tense (for now or before) Used to describe the completed events that we're unsure of MUŞ-mak = ~to inform (umuş=perceive/notice muştu>müjde=evangel) that means > I've been informed/ I heard/ I found out/ I noticed /I learned used as the suffixes= (Mış/ Muş - Miş/ Müş) positive Okula gitmişsin= I heard you went to school Yanlış birşey yapmışım=I realized I did something wrong negative A. Okula gitmemişsin (I found out- you didn't go to school)= Okul-a Git-mã-miş-sen (heard you haven't gone to school) B. Okula gitmiş değilsin =(Okul-a Git--miş değil-sen)=Apparently- you haven't been to school In a question sentence it means: Do you have any inform about- have you heard- are you aware -does it look like that? İbrahim bugün okula gitmiş mi? =Did you hear whether Ibrahim went to school today? İbrahim bugün okula mı gitmiş? =Are you sure Abraham went to school today? or else.. 6.Okula varmak üzeresin =You're about to arrive at school 7.Okula gitmektesin (You're in (process of) going to school)= ~you’ve been going to school 8.Okula gitmekteydin =~You had been going to school =Okula gidiyor olmaktaydın 9.Okula gitmekteymişsin =I found out you've been going to school 10.Okula gidiyordun (Okula git-i-yor er-di-n) = You were going to school 11.Okula gidiyormuşsun (Okula git-i-yor er-miş-sen)=I noticed you were going to school (at the time or right now) 12.Okula gidiyor olacaksın (Okula git-i-yor ol-a-çak-sen)=You’ll be going to school 13.Okula gitmekte olacaksın (Okula git-mek-de ol-a-çak-sen)=You’ll have been going to school 14.Okula gitmiş olacaksın (Okula git-miş ol-a-çak-sen)=You’ll have gone to school 15.Okula gidecektin (Okula git-e-çek er-di-n)=You were gonna go to school > I had thought you'd be going to school 16.Okula gidecekmişsin (Okula git-e-çek ermişsen)=I found out you're gonna go to school>~I hear you wanna go to school 17.Okula giderdin ( Okula git-e-er erdin)=You used to go to school >~You'd have had a chance to go to school 18.Okula gidermişsin ( Okula git-e-er ermişsen)=I heard you used to go to school> I realized that you’d get to go to school 19.Okula gittiydin ( Okula git-di erdin)= I had seen you went to school >I remember you had gone to school 20.Okula gittiymişsin = I heard you went to school -but if what I heard is true 21.Okula gitmişmişsin = I heard you've been to school -but what I heard didn't sound very convincing 22.Okula gitmiştin (Okula git-miş er-di-n)= you had gone to school 23.Okula gitmiş oldun (Okula git-miş ol-du-n)= you have been to school Dur-mak=to remain in the same way/order/layout Durur=remains to exist / keeps being / seems such used as the suffixes=(Dır- dir- dur- dür / Tır- tir-tur-tür) (in official speeches these suffixes are used only for the 3rd singular and 3rd plural person) its meaning in formal speeches> it has been and goes on like that Bu Bir Elma = This is an apple Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)= This is an apple (and keeps being) Bu Bir Kitap = This is a book Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)= This is a book (and keeps being) informal meaning in everyday speech>it seems/ likely that/ remained so in my mind Bu bir elmadır= (bu bir elma-durur)=It seems like- this is an apple Bu bir kitaptır= (bu bir kitap-durur)=It's likely that -this is a book Bu bir elma gibi duruyor=(looks like an apple this is )>This looks like an apple Bu bir kitap gibi duruyor=This looks like a book 24.Okula gidiyordursun =(guess>likely-You were going to school 25.Okula gidiyorsundur =(I think> you are going to school 26.Okula gidecektirsin =(guess>likely- You would (gonna) go to school 27.Okula gideceksindir=(I think> You'll go to school 28.Okula gitmiştirsin =(guess >likely- You had gone to school 29.Okula gitmişsindir =(I think> You've been to school
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
Su=water /水 (Suv)=fluent-flowing /Suvu>Sıvı=fluid, liquid /Suvup=liquefied Suy-mak=to make it flow away (flow>movement)>suîva=civa=جیوه>寿=cyan=جان=जीव>civan Suv-mak=to make it flow on/upwards >suvamak=to plaster Süv-mek=to make it flow inwards >süv-er-i=cavalry Sür-mek=to make it flow ON something =to drive/apply it on/make spread on it (Su-arpa)>chorba>surppa=soup /Surup>şurup=syrup /Suruppat>şerbet=sorbet /Surab>şarap=wine /Surah>şıra=juice şire=milky Süp-mek=to make it flow outwards /Süp-ğur-mek>süpürmek=to sweep -mak/mek>umak/emek=aim/exertion (machine/mechanism) -al/el=~get via -et=~do/make -der=~set/provide -kur=~set up -en=own diameter/about oneself -eş=each mate/each other/together or altogether -la/le = ~to present this way/show this shape Sermek=to make it flow in four directions =to spread it laying over somth Sarmak=to make it flow around somth =to wrap, to surround Saymak=to make it flow drop by drop /one by one from the mind =~to count, ~to deem (sayı=number >bilgisayar=computer) Söymek=to make it flow through > Söy-le-mek=to make sentences flow through the mind=~to say, to tell Sövmek=to say whatever's on own mind=swearing Sevmek=to make flow/pour from the mind to the heart =to love Süymek=to make it flow thinly (Süÿt> süt=दूध=milk) Soymak=to make it flow over it/him/her (to peel, ~to strip )(soygan>soğan=onion) Soy-en-mak>soyunmak=to undress (Suy-ğur-mak)>sıyırmak=~skinning ,skimming Siymek=to make it flow downwards=to pee Siÿtik>sidik=urine Say-n-mak>sanmak=to pour from thought to the idea>to arrive at a guess Savmak=to make it pour outward/put forward/set forth >sav=assertion Sav-en-mak>savunmak=to defend /Sav-ğur-mak>savurmak=to strew it outward (into the void) Sav-eş-mak>savaşmak=to shed each other's blood >savaş=war Savuşmak=scatter altogether around >sıvışmak=~run away in fear Sağmak=to ensure it pours tightly >Sağanak=downpour >Sahan=somth to pour water Sağ-en-mak>sağınmak=to spill from thought into emotions> ~longing Sormak=to make it spill the inform inside/force him to tell Sekmek=to go (by force or difficulty) over it forwards Sakmak=to get/keep/hold-back by force/hardly (sekar=?) Sak-en-mak>sakınmak =to ponder hard/hold back/beware Sak-la-mak=keep back/hide it >sak-la-en-mak=saklanmak=hide oneself Soğmak=to penetrate (by force)> Soğurmak=make it penetrate forced inward= to suck in Sokmak=to put/take (by force) inward Sökmek=to take/force out from the inside(~unstitch/rip out) Sıkmak=to suppress (forcibly) from all sides=squeeze (Sıkı=tight) Sığmak=fit barely /Sığ-en-mak>sığınmak=take refuge in Sezmek=to keep it gently flow mentally =to sense, intuit Sızmak=to flow slightly =to ooze Süzmek=to make it lightly flow from top to bottom >to filter Suŋmak=to extend it forward, put before, present Süŋmek=to get expanded outwards /sünger=sponge Sıŋmak=to reach by stretching upward/forward Siŋmek=to shrink oneself by getting down or back (to lurk, hide out) Söŋmek=to get decreased by getting out or in oneself (fade out) Tan=the dawn /旦 Tanımak=to get the differences of =to recognize Tanınmak=tanı-en-mak=to be known/recognized Tanıtmak=tanı-et-mak=to make known/introduce Tanışmak=tanı-eş-mak=to get to know each other/meet for the first time Danışmak=to get inform through each other Tanılamak=tanı-la-mak=diagnose Tıŋı=the tune (timbre) /调 Tıŋ-mak=to react verbally >Tınlamak= ~to take into account/respond Tıŋı-la-mak=to get the sound out Tiŋi-le-mek=to get the sound in >Dinlemek=to listen/ 听 Tiŋ-mek=to get at the silence >Dinmek=to keep calm Denk=Sync>登克>~equal /a-thank*Deng-e=balance Thenğ-mek>Değmek=achieve a harmonious reaction/ to touch Thenğe-mek>Deŋemek=to try to get a harmonious response in return teğet=tangent /tenger>değer=sync level >worth /teng-yüz>deŋiz=sea eşdeğer=equivalent /eş diğerine denk=equal to each other Deng-en-mek>değinmek =to mention/touch upon Deng-eş-mek>değişmek =to turn into somth else equivalent /get altogether a change Deng-eş-der-mek>değiştirmek =to change it /exchange Çığ (chuw)=avalanche /雪崩 Çığ-ğur-mak =çığır-mak= ~to scream /read by shouting Çağırmak=to call /inviting /称呼 /邀请 Çığırı >Jigir >Şiir=Poetry /诗歌 Cığır-la-mak >Jırlamak >to squeal /shout with a shrill voice Çığırgı >Jırgı >Şarkı=Song / 曲子 Çiğ (chee)=uncooked, raw / 生 Çiğne-mek =to chew / 咀嚼 (Çiğnek) Çeŋe=chin /下巴 Çiğ (chiu)= dew/ 汽 , 露 (çi’çek=flower/ çi’se=drizzle) Taş=the stone (portable rock)/大石头 Taşı-mak =to take (by moving) it >to carry Taşı-et-mak =Taşıtmak> to have it transported Taşı-en-mak =Taşınmak>to move oneself to a different place Kak-mak=to give direction (kak-qa-eun> kakgan=which one's directing>Kağan>Han) (Baş-khan>Başkan=president) Kak-der-mak>kaktırmak=~to set aside Kak-el-mak>kağılmak =to be oriented via /be fixed somewhere >kalmak= to stay Kakıluk-mak=to tend upward >kalkmak=to stand up /get up Kak-el-der-mak>kağıldırmak>to make it being steered away>kaldırmak=to remove Kak-en-mak>kağınmak=to be inclined>kanmak /ikna olmak=to ac-know-ledge it's so /be convinced Kak-en-der-mak>kağındırmak>kandırmak (ikna etmek)=~to trick (to persuade) Der-mek=to provide bringing them together to create an order /der-le-mek=to compile /deri=derm Dar-mak=to bring into a different order by disrupting the old >tarkan=conqueror /tarım=agriculture /tarla=arable field /taramak=to comb Dar-el-mak>darılmak=to be in a disturbed mood towards someone Dur-mak=to keep the same order /keep being, /survive /halt on (thoru>diri= alive) durabilir=durable /boğa-thor>bahadır=冒頓=survivor-victim> war veteran boğa=sacrificed by strangling >buga > buhag > pigah> 피해자> pig Dur-der-mak> durdurmak=~to stop /diri-el-mek>dirilmek= be revived Diremek=make to stand against /direnmek=resist /diretmek=insist (Tüz-mek) Dizmek=to keep it in the same order /the same line Dür-mek=to roll it into a roll /dürülmek=get rolled /dürüm=roll of bread (Tör-mek) Dörmek=to rotate it on its axis >to mix up Thöre-mek>türemek=become a new layout/form by coming together in the same medium (tür= kind /type) Thörük=order formed by coming together >Türk Töre=order established over time=tradition /torah=sacred order /tarih=history Thör-et-mek>türetmek=to create a new layout combining= to derive Thör-en-mek>dörünmek=to rotate oneself /turn by oneself Törünmek>törnmek>Dönmek=to turn oneself /döner=rotary /turna=flamingo Dön-der-mek>döndürmek=to turn something Dön-eş-mek>dönüşmek=turn (altogether) into something Dön-eş-der-mek>dönüştürmek=to convert /transform (Edh) Ez-mek=to thin something down by pressing over=to crush /run over (Edg) Eğ-mek=to turn something the other way or to a curved shape> to tilt it eğim =inclination Eğ-el-mek>eğilmek=to get being inclined /bend Eğ-et-mek>eğitmek=to educate Eğir-mek=to cause it another shape by spin it crosswise around itself > eğri=curve,awry >ağrı=crossways >uğru=~aspect of >doğru=true, right direction Evirmek= to make it return around itself or transform into another shape Çevirmek=turn into/encircle Devirmek =turn outer/overturn Eğir-al-mek>eğrilmek=to become a skew /be bended by Evir-al-mek>evrilmek=to get a transformation over time /evrim=evolution /devrim=revolution /evre=stage Uğra-mak>=to get (at) a place or a situation for a certain time=drop by/ stop by Uğra-eş-mak>uğraşmak=to drop by (altogether) each other for a certain time=to strive/deal with Uğra-et-mak>uğratmak=to put in a situation for a specific time Öğre-mek=to get an accumulation above a certain stage Öğre-en-mek=to get (at) a knowledge or info level at a certain time> öğrenmek=to learn Öğre-et-mek=to make somebody get (at) a knowledge or info level at a certain time=to teach Türkçe öğretiyorum =I’m teaching turkish İngilizce öğreniyorsun =You’re learning english Öğren-i-yor-u-sen (learn<to<try<that<you)= You’re learning Öğretiyorum (teach<to<try<that<me)=I'm teaching Öğreniyordum =I was learning Öğreniyormuşsun=I heard/noticed you was learning Öğrenmekteyim=I have been learning /I’m in (the process of) learning Öğrenmekteydim=I had been learning /I was in (the process of) learning Öğrenmekteymişim=I heard/noticed I had been learning Öğrenirim=~I learn (then) > Öğren-e-er-im (I get to learn) Öğrenirdim=I used to learn /I would learn /I had (the chance) to learn Öğrenirmişim=I heard/noticed I would be learning /I realized I’ve got (facility) to learn Öğreneceğim=I will learn Öğrenecektim=I would gonna learn / I‘d take (the chance) to learn Öğrenecekmişim=I heard/realized that I would have to learn Öğrendim=I learned Öğrenmiştim=I had learned Öğrenmiş oldum /Öğrenmiş durumdayım= I have learned Öğrendiydim=I remember having learnt /remember such that I've learned Öğrenmişim=I realized that I learned Öğrendiymişim=I heard that I’ve learned -but if what I heard is true Öğrenmişmişim=I heard that I've learned -but what I heard didn't sound very convincing Öğreniyorumdur =I guess/likely I am learning Öğreniyordurum =I think/likely I was trying to learn Öğreniyormuşumdur=As if I was probably learning Öğreneceğimdir=I think I'll probably find out Öğrenecektirim=I guess/likely I would gonna learn Öğrenecekmişimdir=As if I probably would have to learn Öğrenecekmiştirim=Like I probably would have learned Öğrenmişimdir =I think I have probably learned Öğrenmiştirim=I guess/likely I had learned
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
Hava = Air Es=blow / esi=blowing Heva-Esi =air blowing ( a feeling of air blowing in the mind / a sensation or breeze of thought in the mind) Heva >> Heves = whim / desire / wish Heveslemek / Heves etmek = to desire and like Heveslemek> Eslemek > İstemek = to want / to ask for / ~to desire / ~to wish Havası / Hevası / Hevesi > Esi = (sense) ~its feeling / ~a feeling Aydın Havası = (feeling) the cultural atmosphere of Aydin -Esi= feeling of desire for verbs Heves-u bar > hevesi var > -esi var -Esi Var = have eagerness / feel a desire / take up a passion -Esi Yok = have no eagerness / not feel a desire / not take up a passion (Git-e-esi var) Ali’nin eve gidesi var= Ali feels the urge to go home /~ Ali wants to go home (Bugün hiç çalış-a-esi-m yok) Bugün hiç çalışasım yok= I have no desire to work at all today Bunu yapasım var = I want to do this ( ’cause I like doing this)>> I feel like doing this (Su iç-e-esi-n bar ma-u?) Su içesin var mı? = Do you feel like drinking water (Su iç-e-esi-n bar ma-u er-di?) Su içesin var mıydı? = Would you like to drink water -Esi =(giving that feeling) /~ just like this for objects Bebek-Esi > Bebeksi =(conveys the feeling of) like a baby Bebeksi bir ten = (just) like a baby skin Çocuksu bir yüz = ( just) like a child's face Yanıksı bir koku= just like a feeling of burning smell Yakınsı= It feels like it's close Birazıcık yalansı= It feels a little bit like a lie for verbs Gör-el-Esi > görülesi = requiring sight / must-see / worth seeing Sev-el-Esi> sevilesi = requiring to love / worthy of love Bil-en-esi > bilinesi = requiring to be known Okunası kitaplar =~(recommended) books worth reading Olası= expected to be happened /~must be / > possible Bit-esi = ~expected to reach result Kör olası= ~is asked to be blind Kahrolasıca= ~as if it required to be destroyed / as if it were a damn thing Kab= what's keeping something inside Kab kacak= pots and pans (and similar kitchen utensils) Kapmak= to pick up quickly and keep in the palm (or in mouth or in mind..etc) Kapan= the trap / kaban= overcoat / kepenk= shutter >>kovan/kavun/kabuk/kabak kapamak = to keep it closed kapatmak= to close >> kapı= door / (kapı-tutan) kaptan=captain kaplamak=to cover kapsamak= comprise /contain > kapsam=scope > kapsatı= capacity Kap/Küp/Kafa/Kova/Kupa/Küfe/Kaba/Hava.. Cap/Cup/Cave/Keep/Have.. Kabar/Köpür/Geber/Kıvır/Kavur/Kavra… Kabir/Kibir/Kebir/Küfür/Kafir… Cabre/Coffer/Cover/Cable… Kop > Köp= very /too much /extremely Kopmak =(proliferation/mitotic division)>> to be parted / be apart from / be separated from each other Kop-der-mak = koparmak =to pluck / break off /tear off Kom =(com) entire, all ( unity, combine) Kom-u > kamu = all of.. Kamuya ait= (belong to all the people of the country)=state property (kamusal=publicly / kamuoyu=public opinion / kamu hizmeti=public service) Kamu >> Hamu >>Hæmi >Hemi-si >Hepi-si >Hepsi = all of them , entirety, the whole (Hæm-ma) = Amma > ama =(not exactly so)>>(I mean).. but (Hæm-an) = Hemen =(exactly-momently)= right away Hem =as a whole / ~ the lot / ~ mostly Hem-Esi (-imsi) = almost like for objects Yeşil= green / Yaşıl-hem-esi = Yeşilimsi = almost like green = greenish Al/ Kızıl/ Kırmızı= red / Kızıl-hem-esi= Kızılımsı = almost like red Limon-hem-esi = Limonumsu = tastes- almost like lemon Kek-hem-esi = Kekimsi ( Kekremsi) = it tastes- almost like cake Sarığ-hem-esi =sarı-emsi >>Sarımsı= yellowish Sarığ-hem-esi-ak=yellowish-white > sarımsak = garlic for verbs Beniñ-hem-esi-mek > Benimsemek =feeling like this is all mine Az-hem-esi-mak> Azımsamak=feeling/thinking that it's all too little = to undervalue Küçüğ-hem-esi-mek > Küçümsemek = to belittle /underestimate Yañıl-hem-esi-mak > Yanılsamak = feeling like it's exactly wrong
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
(ateş) Od >> ~hot Odun >> wooden >> wood (odak /ocak /otak /oda) Oğuz Kağan>> oğuzhan>> owodhan>> wuothan>> wõden>> Odin Wõdhen’s day >> Wednesday Buz >> (Mwudh)= dihydrogen monoxid CRYSTAL = Ice Tuz >> (Thwudh) = sodium chloride CRYSTAL = Salt (Lisp D) >> TH >DH > T / D (Lisp S) >> TH >TS > S / Ş / Z (Thwudh)>Tsuith >Thuits > Thuiss > Tuish / Diş = tooth (dental) (Thwudh)>Tsuıth > Thuıts > Thuess > Tuesh / Dış = out ( outer) (Thwudh) >Tsuıts >> - Suz = (- Less) >> without it / free from it / has got rid of it Tış-yer-i > Dışarı / Dış taraf = outside Dışsal = external Dışı = out of… / de- / dis- Suz > sız/siz & suz/süz = without / -less Kanat = Wing >> Kanat-sız = Wing-less Su= water >> Susuz = waterless / anhydrous Suç =crime >> Suçsuz=blameless (freed from blame) Şeker= Sugar >> Şekersiz= without sugar / sugar free Kitap= book >> Kitapsız = without books / free from books Ücret = fee >> ücretsiz =~free / exempt from fee >> ücret dışı =out of fee Gerek / lazım / hacet / ihtiyaç = necessary >> Gerekli = needful Gereksiz = needless >> İhtiyaç dışı / lüzumsuzca =unnecessary Kanunsuz / Hukuksuz = unlawful >> Kanun dışı = outside the law Hukuk / Yasa =law > Yasal =legal >> Yasadışı = illegal Görüş = sight >> Görüş dışı = out of sight Sadık / vefalı / vefakar= loyal >> Sadakatsiz / vefasız= disloyal Beğeni = like >> Beğeni dışı= dislike Bağlantı = connect >> Bağlantı dışı=disconnect De-monte=démonté= dis-assembled Evirmek= to make it to turn around itself or transform into another shape over time İç = inside > ÇE Çe-evir-mek =(içe evirmek) = çevirmek = (turn-into) / encircle / convert / slew round Dış =outside > DE De-evirmek =(dışa evirmek) = devirmek =(turn-outer) / overturn / overthrow (evirmek /çevirmek / devirmek) (aşmak / coşmak / taşmak) (ilemek / çilemek / dilemek) (almak / çalmak / dalmak) (Dış- Thuıss) Siz-Sız-Suz-Süz ekleri “Dışında olmak” ,“İçermemek” , "sahip olmamak" , “ondan azade olmak” veya "mahrumiyet" anlamına gelen bu ekler, bir şeyin dahilinde olmayışı ifade eder. (Have no)( ~without) (...less) (LIĞ-LUĞ) (aluğ=has got)>>-ly /-y Lı > Li > Lu > Lü ekleri sahiplik ve dahiliyet ekleridir... (Have)(~With) >> ~..-ful O benim sevgi-li-m = (~s/he has my love)= s/he is my lover İki çocuk-lu kadın= (which one) the woman has two children > woman with two children Çocuksuz adam = (which one) the man has no child > childless man Şekerli =(it has sugar) = with sugar Şekersiz= (it has no sugar) = without sugar = ~sugar free= şekerden azade Tuzlu =it has salt =salty Tuzsuz= it has no salt = without salt = saltless Gitmelisin (get-mek-liğ-sen)= you have to go Gitmen gerekli (get-meg-in gerek-liğ) = you have need to go Gitmen gerekir (get-meg-in gerek-e-er) = you (getta) need to go Toluk>> doluğ=fulled (has stuffed) Renk= color (Renk-dolu) > Renk-li = colorful > (has color) Keder=sorrow (Keder-dolu) > Kederli = sorrowful > (has sorrow) Zarar=harm (Zarar-dolu) > Zararlı = harmful > (has harm) Güç / Kuvvet= power Kuvvetli= powerful
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
(ateş) Od >> ~hot Odun >> wooden >> wood (odak /ocak /otak /oda) Oğuz Kağan>> oğuzhan>> owodhan>> wuothan>> wõden>> Odin Wõdhen’s day >> Wednesday Buz >> (Mwudh)= dihydrogen monoxid CRYSTAL = Ice Tuz >> (Thwudh) = sodium chloride CRYSTAL = Salt (Lisp D) >> TH >DH > T / D (Lisp S) >> TH >TS > S / Ş / Z (Thwudh)>Tsuith >Thuits > Thuiss > Tuish / Diş = tooth (dental) (Thwudh)>Tsuıth > Thuıts > Thuess > Tuesh / Dış = out ( outer) (Thwudh) >Tsuıts >> - Suz = (- Less) >> without it / free from it / has got rid of it Tış-yer-i > Dışarı / Dış taraf = outside Dışsal = external Dışı = out of… / de- / dis- Suz > sız/siz & suz/süz = without / -less Kanat = Wing >> Kanat-sız = Wing-less Su= water >> Susuz = waterless / anhydrous Suç =crime >> Suçsuz=blameless (freed from blame) Şeker= Sugar >> Şekersiz= without sugar / sugar free Kitap= book >> Kitapsız = without books / free from books Ücret = fee >> ücretsiz =~free / exempt from fee >> ücret dışı =out of fee Gerek / lazım / hacet / ihtiyaç = necessary >> Gerekli = needful Gereksiz = needless >> İhtiyaç dışı / lüzumsuzca =unnecessary Kanunsuz / Hukuksuz = unlawful >> Kanun dışı = outside the law Hukuk / Yasa =law > Yasal =legal >> Yasadışı = illegal Görüş = sight >> Görüş dışı = out of sight Sadık / vefalı / vefakar= loyal >> Sadakatsiz / vefasız= disloyal Beğeni = like >> Beğeni dışı= dislike Bağlantı = connect >> Bağlantı dışı=disconnect De-monte=démonté= dis-assembled Evirmek= to make it to turn around itself or transform into another shape over time İç = inside > ÇE Çe-evir-mek =(içe evirmek) = çevirmek = (turn-into) / encircle / convert / slew round Dış =outside > DE De-evirmek =(dışa evirmek) = devirmek =(turn-outer) / overturn / overthrow (evirmek /çevirmek / devirmek) (aşmak / coşmak / taşmak) (ilemek / çilemek / dilemek) (almak / çalmak / dalmak) (Dış- Thuıss) Siz-Sız-Suz-Süz ekleri “Dışında olmak” ,“İçermemek” , "sahip olmamak" , “ondan azade olmak” veya "mahrumiyet" anlamına gelen bu ekler, bir şeyin dahilinde olmayışı ifade eder. (Have no)( ~without) (...less) (LIĞ-LUĞ) (aluğ=has got)>>-ly /-y Lı > Li > Lu > Lü ekleri sahiplik ve dahiliyet ekleridir... (Have)(~With) >> ~..-ful O benim sevgi-li-m = (~s/he has my love)= s/he is my lover İki çocuk-lu kadın= (which one) the woman has two children > woman with two children Çocuksuz adam = (which one) the man has no child > childless man Şekerli =(it has sugar) = with sugar Şekersiz= (it has no sugar) = without sugar = ~sugar free= şekerden azade Tuzlu =it has salt =salty Tuzsuz= it has no salt = without salt = saltless Gitmelisin (get-mek-liğ-sen)= you have to go Gitmen gerekli (get-meg-in gerek-liğ) = you have need to go Gitmen gerekir (get-meg-in gerek-e-er) = you (getta) need to go Toluk>> doluğ=fulled (has stuffed) Renk= color (Renk-dolu) > Renk-li = colorful > (has color) Keder=sorrow (Keder-dolu) > Kederli = sorrowful > (has sorrow) Zarar=harm (Zarar-dolu) > Zararlı = harmful > (has harm) Güç / Kuvvet= power Kuvvetli= powerful
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
Yağ = Oil >> sıvı yağ= liquid oil / katı yağ = solid fat Yağ =spilled on/ spread over /held onto/ remained over Yeğ / Yüğ = upper, superior Yeğ-mek > yemek: "to take it over and over, spend it on oneself, accept it on oneself" =To eat Yeğ-im >> yem: "Provender, fodder" = "Feed" >> yemiş: fruit Yüğ-le-mek > yeğlemek = to keep it above others, make it relatively superior = "To prefer" Yüğ-ka-yer-u > yukarı =(which side is the top) = Up Yüğ-ce > yüce : "Superior in level" = "Sublime, exalted" Yüğ-ce-al-mek > yücelmek: "To achieve superiority in level" = "To become elevated" Yüğ-sü-ek > yüksek = high Yüğ-sü-al-mek> yükselmek : "To rise to a high level" = "To ascend" Yüğ-sük > yüzük : "Jewelry worn on the finger top" = "Ring" Yüğ-sü-en-mek > yüksünmek: "To feel slighted, take offense" = "To be offended" Yüğ-ük > yük : "Carried on top, undertaken" = "Load, burden" Yüğ-ün > yün : "The feathers on sheep" = "Wool" Yüğ-üt > yeğ-üt =yiğit =(valiant)> superior in character Yüğ-kut > yeğ-kut = (highly holly)> yakut =ruby Yüğ-en > yeğ-en = "Nephew" "Which is kept superior, held in high esteem, valued, precious"(yüen > yen 元) Yüğ-en-cük > yüğençüğ > yinçi / inci =(precious little thing)> pearl , 珍珠 Yüğengi >yengi> yeni =(new)> what's coming on top of , what comes next Yüğenge > yenge =(brother's wife)> came over marriage, added to the family later (new bride) Yüğ-üne /Yeğ-ine > yine/ gene =again /over and over > yeniden = anew /once more Yüğ-en-mek> yenmek: "To overcome, to cope with, to subdue" = "To win" Yüğ-en-el-mek > yenilmek: "To be overcome, to be subdued, to show weakness" = "To be defeated" Yüğengil > yengil =remains on top of, light, weak Yüğençe > yinçe =ince = thin /slim Şan= Glory, splendor 單于 > Şan-Yüğ =Exalted glorious Yormak: "To arrive over someone (too much), to go onto it too much" = "To tire" (Yörmek)> Örmek: "To operate on something, to weave on top, wrap off" = "To weave" (Yör-et-mek)>örütmek> Örtmek= To cover (Yörümek)> Yürümek: "To go on, to reach over something, to get somewhere, to go ahead" = "To walk" Yüzmek: "To go by peeling off the surface of something" = "To swim" / ~skinning Yülümek: "To go by rubbing on the surface of something" = "~To glide" Yalamak: "To take it up by sliding from the surface" = "To lick" Yolmak: "To pluck, tear off, pull by snatching over" (~flatten the top) Yılmak: "To throw down from the one's own top (~get bored), to hit the ground from above (yıldırım=lightning…yıldız=star) Yurmak: to pull onto, cover over (yur-ut>yurt=tabernacle) (yur-gan>yorgan=quilt) Yırmak=to bring it on top of, to take it off (yırışmak>yarışmak= to race> to overcome each other) (Yır-et-mak)>Yırtmak= to tear, to take from inside-out or bottom to top (by pulling from both sides) (~tide over, ~get rid of it) Yarmak= to split in, to tear apart, to halve, separate by cutting off Yaratmak= to reveal it, bring it out, to create Yermek=to pull down ,pull to the ground (~to criticize) Germek=to tense> to pull it in all directions > Sermek= to spread it in 4 directions Yıkmak: "To overthrow, take down from top to bottom, turn upside down" = To demolish Yığmak: "To stack, put on top of each other, dump on top of each other" = To pile up (yığlamak=shed tears over and over, cry over) Yağmak: "To get rained on, to get spilled on" = To rain Yakmak: "To burn out, to purify matter by heating and removing mass, to reduce its volume = To burn Yoğmak: "get concentrate, tighten and purify, be compressed and narrowed, ( get rid of one's own mass > ~get dead) Yoğurmak: to tighten, thicken, reduce volume, give consistency = to knead (Yogurt=condensed milk product) Yuğmak=to purify squeezing and clean / Yuğamak>yıkamak= To wash Yiv = pointed, sharp, groove (yivlemek= to sharpen the tip) Yuvmak: "To squeeze thin out, narrow" = "To thin" (yuvka>yufka= thin dough) (yuvka>yuka=thin, shallow) (yuvuz>yavuz=thin, weak, delicate) Yuvarlamak=to round off, narrow by turning (yuva=nest (smallest shelter) (yavru= cub (smallest) Yummak: "To shut by squeezing, close tightly" = ~To close Yumurmak: "To make it close inward" = ~To clench (yumruk=fist) (yumurta= egg) Yumuşmak: "To be completely enclosed by oneself" =~To soften (yumuşak=soft )
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
Bal = Honey Bal >Mar > Mer > Mel > Mil =(yumuşak, melul, balsam, hoş kokulu, tatlı) Mel >Melo > Melit > Melis =( yummy, mellow, balmy, malleable, dessert, sweet) Mal= sweet-tempered, docile, obedient animal / ~inconsiderate, manipulable person, ~like nerdy Al-Bal (red-sweet) =Alpal >Apple >Afal = Almela>Almıla >Alma > Elma (the dessert) > Alba> halba > halvah > helva > salva > xalava > xlapa> crepe> xleb > salep ? Mel-ak (sweet-white)>(Mela >Mar >Milo >Melon >Melam) Melak>>>Milk >>>Lak ? (sweetie) > Balak > bala >>> bella ? >> well ? (Ma-hoş-mela)> Moş-mela > Muşmula = Medlar ( not so pleasant but yummy) Meltem= mellow wind = breeze Mel-melat > marmelat = marmellata, marmalade Melisa = balm / jam / rosin Melamine = a type of chemical resin (Mel-hem)> merhem=(almost-balm) > ointment (Mel-sumac) merşumak> mercimek = lentil Mel-audio = melody (Dağ = mountain)> height > sublimity (tow/toğ/tao/tai/tav/tag/day/doy/da)>> high/ 塔 / 高 /ضيقة /ضيق / to come up / to rise / to come closer/ coming out dev/deva/devasa/diva/dheu/theo/theus/zeus/大>> huge /great /too (dar /tar /dai /tay /tav /dae /too /toi) = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Phone / Phoon/ Fun / Wajan / Wehen = (Esen/ Esinti / Rüzgar/ Ses ) - Wind / Breeze / Sound / Voice Dae-vane /tow-fun / tai-wen/ too-phone/ typhoon/ 大风 = (loud sound) >> hard-strong wind Dağ= litosferik tabakaların sıkışarak yükselmesi / compression and rise of lithospheric layers Dar-lık= to rise upwards by squeezed, feeling of height, feeling of being squeezed Dar = narrow / nearest /stuck / compressed / solid / hard / durable Dar = birbirine yaklaşmış / sıkışık / sıkışmış / sıkıştırılmış / sağlam / sert / dayanıklı Darlık= sıkışarak yükselmek, yükseklik hissi, sıkışma duygusu Dar = yakın olmak , alakalı olmak, ilgilenmek / to be close, to be involved, to be interested Hüküm-dar = Hükümle ilgilenen , hüküm veren = ~sovereign Mihman-dar = Misafire yakın olan , misafire alaka gösteren = ~hostess Darülaceze =(diyar-u-el-aceze) Acizerle ilgilenilen/igili yer = ~hospice Dai-u > nearest-he = Dayı = (materal) uncle Tai-tsu> nearest-that = Teyze = (materal) aunt Toy = meeting /ceremony/feast/ immature-game boy Kurula-toy > Kurultay = scheduled meeting / council (Dai-emek)> Dayamak =to base on /make it support/fasten down / get it closer well to (Dai-en-mak)> Dayanmak= to recline upon / stay strong /be close literally (Dai-et-mak)>Dayatmak = to impose / insist / keep it completely nearest to Yanardağ ile ilgili / pertaining to a volcano Dağ-et-mak >Dağıtmak = to distribute /to deal out / to deploy Dağ-al-mak >Dağılmak = to get dispersed / to go to pieces Dağ-la-mak = krater şekline çevirmek / cauterize (Doğ-umak) = Doğmak = to come up / rising up / come into the world > to born Doğ-ğur-mak= Doğurmak= to make this come up > bring this into the world > to give birth Doğu=the direction where the sun comes up > East / 东方 (Doy-umak) = Doymak = to rise to the top / to be full Doy-ğur-mak= Doyurmak=to satiate > to make it full > to feed Tok= has peaked, satiate, full (Tik) Dik= direct to endpoint / ~upright Dikey= vertical (Dik-uğru) =Doğru = right direction = true (Dik-uğur-al-mak) = doğrulmak= to stand up / straighten up Doğru = (which direction goes direct to the endpoint) Doğrusal= ~Linear Diken= thorn Dik-mek =to make directly them overlap each other at the endpoints > sew / sow Doğa= upper surface structure of the earth > nature Doku = surface structure, texture Doku-mak=to weave (on the surface) (Toku-en-mak) Dokunmak=to touch / to contact the surface of..
@alperarcok6766
@alperarcok6766 6 күн бұрын
Aştagol / Aştakul / Aştavul / Aşdağul
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
The names of some organs it's used as the suffix for nouns, “Ak”= ~each of both (Yan= side) Yan-ak= each of both sides (of the face) >Yanak= cheek (Gül= rose) Kül-ak = each of both the roses >Kulak= Ear (Şek=facet) Şek-ak = each of both sides (of forehead) >Şakak= temple (Dal=subsection, branch) Dal-ak=dalak= Spleen (Böbür=scarlet fleck) Böbür-ak=böbrek= Kidney = each of both red-spots / blodfleck Bağça-ak>(Paça-ak)>bacak= Leg (ankle) (Pati = paw) Batı-ak>pathiak>phatyak>hadyak>adyak)=Ayak= the foot > each of the feet (Taş=stone) Taş-ak=testicle Akciğer=~(each of) both lungs Bacı-yan-ak > Bacanak= each of the husbands of the sisters of your wife >> just for men TÜL-KARN-AK =that obscures/ shadowing each of both dark/ covert periods= Karanlık (batıni) çağların her birini örten tül ZHU'L-KARN-EYN=the (shader) owner of each of both times DU’AL-CHORN-EIN=double-horned-one=(the horned hunter)Herne the hunter> Cernunnos> Karneios it's used as the suffix for verbs, “Ak /ek“=a-qa ~which thing to / what’s to… Er-mek = to get / to reach Bar-mak (Varmak)= to arrive / to achieve Er-en-mek > erinmek / Bar-an-mak > barınmak =to arrive on one's own Erin-ek / barın-ak = what’s there to arrive at oneself Ernek / Barnak > Parmak = Finger Çiğ=uncooked, raw Çiğne-mek =to chew Çiğne-ek>Çiğneh> Çene = Chin Tut-mak = to hold / to keep Tut-ak=Dudak= Lip Tara-mak = to comb/ ~to rake Tara-ak > Tarak =(what’s there to comb)> the comb Tara-en-mak > taranmak = to comb oneself Taran-ak > Tırnak =(what’s there to comb oneself)> fingernail
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
Numbers Count your fingers from right to left … 1 > Bir (pir) = ~per / ~pre / ~pro /~ pri > fir-st 2 > Iki (ekqi) = ~add-itional / ~extra 3 > Üç (uch) = ~up / ~top point 4 > Dört (thuert) = ~thrust / ~ poke > …..by (forefinger) 5 > Beş (pesh) = ~face / ~front / ~ahead / visible side > (thumb) 6 > Altı (alter/anti) >(başaltı)= under (underhead) = anti-thumb 7 > Yedi (jetty / cette) = ~got at outcome / ~enough / ~ended up / ~got lost 8 > Sekiz (sahhis)= ~coerces / ~stuckes / ~gives difficulties 9 > Dokuz (towess)= ~at the heights /~fullest ones / ~satiateds 10 > On (aun) = ~main / ~base / ~origin /~ root level 0 > Sıfır (sfur) = ~pitch (dark) 11 > Onbir = eleven 12 > Oniki = twelve 13 > Onüç = thirteen 14 > Ondört = fourteen 20 > Yirmi (Jigirmae)=twenty 30 > Otuz ( autuss)= 40 > Kırk (Quareq) 50 > Elli (Alley) 60 > Altmış (altimesh) 70 > Yetmiş (jetimesh) 80 > Seksen (saqison) 90 > Doksan (towğuson) 100 > Yüz (juse)= ~surface / ~face / ~skin / ~page 1000 > Bin (ming) = ~ride on / ~get upon / ~end of cycle
@Abeturk
@Abeturk 13 күн бұрын
Ba Ba = Baba / Apa / eba / abu /爸爸= Papa ( Pater > Father) Na Na = Ana / Anne = 妈妈/ Ma Ma / Mom ( Mater > Mother) Ne Ne = Nene / Nine = 奶奶/ Nanny (Grandmother) / Bög anne = big mama Ta Ta = Ata / Dede =爷爷/ Grandfather / Bög baba = big father Ka Ka = Aga / Keke (~router /beak) 哥哥/ aga bög > ağabey = big brother Birader =(Bir-ol-dğer)> (per-alter /pre-other > one-other) =兄弟/ Brother Kardeş =(Karın-daeş )> (ventral equivalent)> Sibling Erkek kardeş = brother >> Kız kardeş = sister Ba ba la =Baba-la /apa-la /abula > Abla = older sister ( ~with father) Ba ba chui = Bavoji > Bacı = younger sister ( ~loves father) Ba ba cha = Apa-ça /abu-ja > amijae > Emmi / Amca =舅舅/ paternal uncle (~fatherly) Tai U = Dayı = 叔叔/ maternal uncle ( nearest he’s ) Tai Thu =Taitsu> Teyze = maternal aunt / Dasy ( nearest that’s ) Bi Bi = Ebe / Bibi = Hala = 姑姑/ paternal aunt Çe Çe = Eçe / Cece / 姐姐 / older sister Mi Mi = Ümmü / Mimi / 妹妹 / younger sister or younger aunt (or little mom) Pe Pe = Bebe / bebek =宝宝 / baby >>( sweetie > balak / bala ) Kayın ağacı = Beech tree (tree of life) >>>difficult pedigree = big family tree Kayın peder / Kayın baba / Kaynata = father-in-law /公公 Kayın valide / Kayın anne / Kaynana = mother-in-law /婆婆 Kayın = brother in-law for women > Kayınçı / Kayınço = brother in-law for men Baldız = sister-in-law /嫂子 ( honey- salt) wife's sister for men Görümce = sister-in-law (~observer) husband's sister for women Elti = Brother in-law's wife(~anti > other bride) > just for women Yenge = Brother's wife (~came over marriage) Gelin = bride / 新娘 (~newcomer) Güvey /Damat = groom /倌 / 马夫 Nedime= the bride's assistant at the wedding and closest friend Sağdıç (sağdeş) = the groom's assistant at the wedding and closest friend Dünür= parents who are related to each other through their children's marriages (~ later relatives) Bacanak = sister-in-law's husband (each of the husbands of the sisters of your wife) just for men Enişte = sisters or aunts husbands
@alperarcok6766
@alperarcok6766 6 күн бұрын
Biz neden babaya ava diyoruz acaba
@Abeturk
@Abeturk 5 күн бұрын
@@alperarcok6766 Yazdıklaımdan bunu anlamış olman gerekirdi....
@alperarcok6766
@alperarcok6766 5 күн бұрын
@@Abeturk Anlamamışım işte.Ava kullanım şekli çok az ve belli kabilelerde var.Ava'nın diğer kullanımlarla alakası olduğunu düşünmüyorum.Ona bakarsanız kardeşe, abiye de gadak diyoruz
@Abeturk
@Abeturk 5 күн бұрын
@@alperarcok6766 Ava > baba ve apa'nın farklı telaffuzda kullanılışı ve gadak ta aynen gagak yani yönlendiren sözünün farklılaşmış halidir...bunda şaşılacak bir hal yok..
@selcukgokpnar-kj4vo
@selcukgokpnar-kj4vo 14 күн бұрын
Bu kadar Türklukle ilgili bir çalışmanin az izlenmesi üzüyor beni biz uyutuluyoeuz ya
@aylintaner8345
@aylintaner8345 14 күн бұрын
Bir ara benim gercekte nereli oldugumu biliyor musunuz anlaminda bir sey demistiniz,aklimda kaldi. Konusurken ağız farkınızı biraz duyuyorum. Dogulu degil ama. Mesele ne demek istediginizdir. Etnik kimliklerin bir kismı uydurmadir. Dil uydurmak kolaydir aslinda. Bir dagil ardinda kalmis topluluk kopup ozunden yeni bir ayri dil yaratip farklilasabilir. Diyelim ki kürt kimligi boyle olustu zira teror kimliginden baskaca bir varligi yok ve genetikleri Türk r haplogruptan. Yani bir kisinin kulturune bakinca anliyoruz nedir,kimdir. Yoksa genetik cesitlilik ve siyaset yuzunden ic ice ya da öze yabancilasarak bugune gelmisiz. İste bu kultur 30000 yıl geriye gidebiliyorsa ki Semih Hocamın kuraminda var bu tarih,itiraz etmeyin hemen; hal boyle olunca kimse Türklugu kullanamaz aslinda.
@Beratayz60
@Beratayz60 14 күн бұрын
Selamlar İbrahim Beyter'in öğrencisiyim hocam
@bilalbp5716
@bilalbp5716 14 күн бұрын
Sağolun varolun değerli hocam
@fatihozturk2995
@fatihozturk2995 14 күн бұрын
Teşekkür ederim. Videoların devamını bekliyoruz.
@serkansertesen8927
@serkansertesen8927 14 күн бұрын
Hocam esenlikler, nerelerdesiniz??😮😮
@rj_45
@rj_45 14 күн бұрын
::)
@paradoksparadoks6299
@paradoksparadoks6299 15 күн бұрын
Güzel bir anı hocam. 🙂
@Sadoyasturadoglu
@Sadoyasturadoglu 15 күн бұрын
Çok isabetli sayın hocam.
@sucemresimaydemir7817
@sucemresimaydemir7817 29 күн бұрын
Hocam ; Kazım Mirşan'ın Etrusk okumaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
@AhmetSahin-r2k
@AhmetSahin-r2k Ай бұрын
@AYSARBC.33
@AYSARBC.33 Ай бұрын
Teşekkürler hocam
@mehmetgur8492
@mehmetgur8492 Ай бұрын
Başarılar diliyorum Bahtiyar hocam
@nukhetyavuz
@nukhetyavuz Ай бұрын
cok güzel sorguluyorsunuz,hocam...siz öyle düsünenlere bakmayin,yola devam edin...🧿
@inquisitiveguest
@inquisitiveguest Ай бұрын
12 nin kutsalligi aylarla ilgilidir ve roma dan alinmadir muhtemelen, romalilarin esas tanrilari 12 tanedir
@HUzun-or6jh
@HUzun-or6jh Ай бұрын
Keçe? Kaç kişi bilyor veya dokundu heryer naylon oldu, Koyun koymadık, köy koymadık köklerini kuruttuk...
@sayginozan3649
@sayginozan3649 Ай бұрын
Ellerinize saglik
@ahmethaykr2160
@ahmethaykr2160 Ай бұрын
Çok teşekkür ediyorum. Duygulandım. Tarihimizle gururlandım.
@HHS-32
@HHS-32 Ай бұрын
Değerli Hocam bir Türkistan evladı olarak gözyaşlarına boğularak dinledim.Sağolun varolun.
@Sapiens.00
@Sapiens.00 Ай бұрын
Koca profesör “tevaffuk” kelimesini kullanıyor 😩🙈 şaşırtıcı
@sinanseydiogullar7851
@sinanseydiogullar7851 Ай бұрын
DLT Büyük Türk Sözlüğü
@nukhetyavuz
@nukhetyavuz Ай бұрын
🇹🇷♥️🌎
@nukhetyavuz
@nukhetyavuz Ай бұрын
bu degerli konusmayi cektiginiz ve paylastiginiz icin tesekkürler♥️🇹🇷🌎
@paradoksparadoks6299
@paradoksparadoks6299 Ай бұрын
Aynen hocam bizim ülkemizde tarihi yok etmeye çalışan bir sömürge yönetimi iktidarda. Bu yüzden halk bölündü.
@derviskurabi9338
@derviskurabi9338 Ай бұрын
💙teşekkürler