Рет қаралды 573
APİLARNİL
Ülkemizde çok fazla bilinemeyen arı ürünlerinden biri de apilarnildir.
Apilarnil erkek arı larvalarının öğütülmesi ve filtrasyonu sonucu elde edilir.
ilk olarak 1980 yılında Romanyalı bilim insanı Nicolae İliesiu tarafından bulunmuştur.
İliesiu çiftlikliğinde yetiştirdiği ördeklere kovandan hasat etmiş olduğu erkek arı larvalarını vermiş ve o sene ördeklerin bir sene öncesine göre daha hızlı ve daha iyi geliştiğini gözlemlemiş, daha sonra bunu diğer çiftlik hayvanlarında sığır, koyun ve tavukta da denemiş ve aynı sonucu elde etmiş.
Böylece İllesiu, latince arı anlamına gelen Api, larvanın kısaltması olan lar ve kendi adının baş harflerinden oluşan nil kısaltmalarını sırasıyla bir araya getirerek apilarnilin isim babası olmuştur:)
Apilarnil, kovandaki petek gözlerindeki 3-7 günlük yaşta erkek arı larvalarının hasat edilmesiyle üretilen doğal bir arı ürünüdür. Homojen, sütümsü boza kıvamında, sarımsı gri renkte ve acımsı - ekşimsi bir tada sahiptir.
Larva gözleri kapandıktan sonra, pupa evresinde, larvanın sahip olduğu besin kompozisyonu değişmektedir. Bu nedenle en kaliteli besin formunun korunduğu larva evresinde hasadının yapılması uygun olmaktadır.
Apilarnil hasatı sırasında petek gözlerine az miktarda su konulur. Larvaların temizlenmesi ve gözden kolay çıkması işine yardımcı olur.
Hasat sırasında larva öleceği için yapısındaki protein bozulabileceğinden larva hızla tüketilmeli ya da işlenmelidir. İşlenme aşamasına kadar depolanması gerekiyorsa bu amaçla seri bir biçimde (-18 ºC) dondurulmalıdır. En iyi işleme yöntemi olan liyofilizasyon sonrası larva bir yıl güvenle saklanabilmektedir.
Apilarnil’in ortalama olarak % 25-35 kuru madde, % 9-12 protein, % 6-10 karbonhidrat, % 5-8 lipid, % 2 kül ve % 3 oranında da tanımlanamayan madde içeriğine sahip olduğu bildirilmektedir. Arı larvası proteince, dolayısıyla aminoasitler bakımından oldukça zengindir. İçerdiği vitaminler (A, B1, B6, kolin) ve mineraller (Ca, P, Na, Zn, Mn, Fe, Cu ve K), bal arılarının beslendiği
polen kaynaklarının çeşidi ve zenginliği, üretilen apilarnilin kalitesini artırmaktadır. Apilarnil, yüksek düzeyde antioksidan özelliğe sahiptir. Bu özellik yapısındaki zengin polifenollerden kaynaklanmaktadır. Ayrıca apilarnilin erkek eşeye özgü hormonlar, özellikle testosteron bakımından zengin olduğu ve erkek eşey özelliklerini güçlendiren androjenik etkisi saptanmıştır. Vücut kas ağırlığını arttırmasından dolayı apilarnilin erkek bireylerde doğal bir anabolizan olduğu belirlenmiştir. kaslarda glikojen kaybını önlemektedir. İstenilen performansın elde edilebilmesi için kaslara enerji sağlayan mekanizma ile birlikte değerlendirilmelidir.
Yapısındaki zengin polifenol
ler, yüksek antioksidan kapasiteye sahip olmasını sağlamakta, arı sütünden daha yüksek antioksidan özellik göstermektedir. Apilarnilin farklı bakteriler üzerinde önemli düzeyde antibakteriyal etki gösterdiği, mantarlar üzerine etkili olmadığı saptanmıştır. Androjenik hormonların salınımını tetikleyen, ancak etki mekanizması tam olarak bilinmeyen apilarnil özellikle erkeklerde başarılı sonuçlar verdiği belirtilmiş, Uzakdoğu ülkelerinde “doğal viagra” olarak satıldığı ifade edilmiştir. Erkeklerde doğal anabolizan uyarıcı olarak vücuttaki kas ağırlığını artırmakta ve vücut sporu ile uğraşan sporcularda doğal yöntemlerle kaslanmayı teşvik etmektedir.
Apilarnil; hayvanların beslenmesinde, sağlıklı kişilerde, anoreksiyada (iştah artırıcı etkisi nedeniyle), hipoporoteinemi (protein yetersizliğinde), aşırı fiziksel ve mental yorgunlukta, prematüre çocukların gelişiminde, okul öncesi çocukların zeka ve motor kaslarının gelişiminde , depresyon, sinir sistemi hastalıklarında, alzheimer tedavisinde (Beyindeki gri hücre yıkımını önleyen etkisi nedeniyle), kemik gelişimi sorunları ve iskelet sistemi hastalıklarında (kemik erimesi, kemik doku kaybında),
endokrin (iç salgı bezi) rahatsızlıkları, hipofiz ve adrenal bezlerin yetersizliği, menstruasyon öncesi sancılarda, bağışıklık sistemi hastalıklarında (Biyostimulatif olarak), geriatride (cilt dokularında yenilenme gücünü artırıcı özelliği nedeniyle), kimyasal yapısına göre saf ya da liyofilize yapıda, tıp, gıda ve kozmetik alanında kullanılmaktadır.
Kullanım dozunun, rahatsızlığın şiddetine ve çeşidine göre hekim tarafından önerilebileceği bildirilmektedir. Çocuklarda kullanımına ilişkin tıbbi çalışmalar sınırlıdır. Kronik hastalıkların tedavisinde hastanın önce alerji testi yapılması önerilmektedir.
Apilarnil bileşimindeki herhangi bir maddeye karşı alerjik reaksiyon görülmesi halinde kullanılmamalıdır. Yüksek dozda alınırsa sindirim sistemi şikayetleri görülebilir, hiperandrogenizme, hiperspermatogenesise ve hafif düzeyde uykusuzluğa neden olabilir.