2. BÖLÜM: Küçük çantamı yastık yapıp sağıma yattım. Odanın içi zifiri karanlıktı. Ormanın odaya dolan tekdüze uğultusunu, ara ara Flavio'nun düzensiz nefes alışverişleri bölüyordu. Flavio'nun bu son davranışı beni tedirgin etmiş, onun diğer hallerine şüpheyle bakmaya sevk etmişti. Altı aydır burada yaşadığını söylüyordu; fakat yerleşim yerinden bu denli uzak bir evin mutfağında, ne kap kacak vardı ne de daha önce yemek pişirildiğine dair bir emare görülüyordu. Yine, mimar olduğunu ve bu evin projesini kendisinin çizdiğini söylüyordu; fakat hayranlık uyandıran böyle özgün bir mimariyi tasarlayacak bir birikime sahip olduğu kanaati, onunla geçirdiğim bir günün sonunda, nedense bende hasıl olmamıştı. Yorgun olmama rağmen uyuyamıyor, Flavio ile yüz yüze gelmekten kaçındığım için, uzun süredir sırtım dönük yattığım sağ tarafımı, boydan boya bir ağrı sarmıştı; fakat fiziksel yetersizliklerin yarattığı hoşnutsuzluğun bir eşiği vardı. O eşiği aşmak için bünyeden hâli, zatı ile kaim bir bilincin varlığına önce güven duymak, sonra da meditasyon yapıyormuşçasına bir rahip sabrıyla beklemek gerekiyordu. Nitekim bir süre sonra, artık ne uyuşan gövdemin ağırlığını ne de zeminin sertliğini hissediyordum. Zaman, buharlaşıp dağılmış; kopuk ve ayrı olduğum varlık bütününün kendisi olmuştum. Yayılan, sınırsız bir genişleme ve büyüme halinde olan egoist bir tanrı edasıyla, derin bir nefes aldım. Nefesimi geri verirken, gün boyu bastırmaya çalıştığım vedalaşma hüznü, denize karşı yükselen bir yalı yar gibi içimde yükseliverdi. Neden? Neden, yol boyunca benle çok az konuşmuş, vedalaşırken ne sarılmış ne de tokalaşmak için elini uzatmıştı? Yalnızca: "Güvenli yolcuklar." demişti, yapmacık bir duygusallıkla. Neden? Gerçi o, öngörülebilir davranışlar sergilemekten uzak bir karektere sahipti. Beni evine davet ettiği ilk geceyi hatırlıyorum: Sabah ezanıyla birlikte yaşanan hareketliliğe uyandığımda, duşunu almış, yatağın ayak ucunun karşısındaki duvarda bulunan antika bir piyanoya paralel serili seccadede ağır ağır namaz kılıyordu. Benim uykum kaçmış, yatakta yarı oturur pozisyonda onu izliyordum. Sağa selam verdi. Abajurun loş ışığıyla buluşan açık kahve teni, tunç rengini aldı. Sonra, usulca sola selam verdi. O pozisyonda, omuzlarına kadar inen siyah başörtüsüyle bir karaltı halinde bir süre hareketsiz kaldı. Göz kapaklarıma ağırlık çökmüş, tekrar uyuklamaya başlamıştım. "Gitmeni istiyorum." Putri'nin sesi, yüzüme dökülmüş soğuk bir su etkisi yarattı. Yataktan gayriihtiyari fırladım. Kızgınlıktan değil; fakat benden evini terk etmemi isteyen bir yabancı karşısındaki alınganlığımdan, ürkekliğimden. Alelacele üstümü giyindim. Fermuarı yarı açık çantamdan sarkmış bir kaç çamaşırı, çantanın içine sokuşturup, saygılı bir telaşla çantalarımı yüklendim. Putri'ye arkamı dönüp evden çıktım. Alkol ve uyuşturucu sarhoşluğuyla, insanlar beni evlerinden kovmuşlardı; fakat namaz sarhoşluğuyla ilk kez bir yerden kovuluyordum. Gün boyu sokaklarda dolaşıp durdum. Akşam, Putri'nin bir mesajı telefonuma düştü: "İstersen, geri gelebilirsin." "Bir saat içinde orada olurum." diye mesajı cevapladım. Yine bir keresinde: "Onlara yanaş ve yakından bak, baştan ayağa samimiyetsizlik koktuklarını göreceksin." demişti. "Kimler?" diye sormuştum. "İlkeli olmaya çalışanlar." Belki de haklıydı; kaos üzerine kurulu bir evrende, ilkeli ve tutarlı olmaya çalışmak, beyhude bir çaba olmalıydı. Yorum yapmadan onu dinliyordum. "Çıkarları etrafında fırıldak gibi dönen zavallı ruhlardan bahsetmiyorum." diye devam etmişti. "Din öğretisi ilkeler ve kurallar üzerine kuruludur, ayrıca kendi içinde tutarlı olmak zorundadır. Sen de dindar göründüğüne göre..." Putri, sözümü kesip: "Nasıl göründüğüm üzerinden düşüncelerimi kategorize edemezsin." diye bana çıkıştı. Putri'nin içinde yaşadığı kültürle uyumlu, namazında niyazında biri olmasına rağmen, aykırı düşüncelere sımsıkı sarılması, onu benim gözümde ilginç bir kişilik kılıyordu. Vahiy, hala modern düşüncede bile, ahlakı besleyen temel kaynaklardan birisi olarak kabul görüyorsa; neden evrenin işleyiş ilkeleri ve kuralları da ahlakın bir kaynağı olarak kabul edilmesindi? Putri'nin, kendi ilkesizliğini ve tutarsızlığını evrendeki kaosa dayandırması, anlaşılabilir bir yaklaşımdı. Sabah saat dokuza doğru, Flavio'nun sesiyle uyandım. Kahvaltıyı Georgetown'da yapmayı, sonra da bana etrafı gezdirmeyi öneriyordu. Dün geceki olaydan sonra, bugün ayrılmayı planlıyordum; fakat öncesinde, evinde üç gün kalacağımı söylediğim için, sebep göstermeden hemen ayrılmak, uygun olmayacaktı. Kararımı, günün ilerleyen saatlerine erteledim. Georgetown'a, Flavio'nun arkasında motosikletle giderken, Putri'den bir mesaj aldım. Seminerin ilk iki gününde yoklamanın alınmayacağını yazıyordu. "O halde buraya gel, sana ihtiyacım var." Mesajı gönderir göndermez pişman oldum. Yüzüm kızardı. Bu ruh halinin etkisiyle, tuhaf sesler çıkarıp söylenmeye başladım. Flavio, bu durumu fırsata çevirmekten geri durmadı. Bana dokunmak için, ona yeni bir fırsat doğmuştu. Motoru kenara çekti. Ellerimi okşayıcı dokunuşlarla tutmaya çalışıyor, sahte bir merakla, "İyi misin?" diye sorup duruyordu. Niyetini bu denli gülünç bir kılıfla örtmeye çalışması, içimde acıma ve kızgınlık duygularının kabarmasına neden oldu. Aman Tanrım! İnsan tanımında skala, ne korkunç genişlikteydi! Bir yandan skalanın en tepesinde Putri, diğer yandan skalanın en altındaki Flavio... Araya, kim bilir, kaç çeşit canlı türü sığdırılabilirdi! Georgetown'a varıp küçük bir restuarantta kahvaltıya oturduğumuzda, Putri mesajımı cevapladı: "Öğle ezanından sonra yola çıkacağım." Putri, günlük hayatta sık kullanılan kavramların, insanın zihin dünyasını şekillendirmekte çok etkili olduğunu söylerdi. Bu yüzden, saat kavramı yerine, namaz vakitleri ile konuşmaya özel bir duyarlılık gösterirdi. "Ezandan sonra" ile "namazdan sonra" arasında fark vardı. İlki, ilgili vaktin hemen sonrasını; ikincisi ise, iki vakit arası harhangi bir zaman dilimini ifade ediyordu. Putri, "Vardım." diye mesaj attığında, ikindi sonrasıydı. Flavio ile hâlâ Georgetown'daydık. Putri'nin beni beklediği konuma gitmek için ondan ayrıldığımda: "Hava kararmadan evde olmaya çalış, yoksa tekne bulamayabilirsin." diye arkamdan seslendi. Çantam ve sazım Flavio'nun evindeydi. Ona ayrılacağımı henüz söyleyememiştim. Önce Putri'ye olup bitenleri anlatmanın daha doğru olacağını düşünüyordum. Çünkü Flavio'nun gün içinde de devam eden şüpheli ve dengesiz tavırlarını, evden erken ayrılma kararım karşısında göstereceği tepkiye, daha farklı bir biçimde yansıtmasından çekiniyordum... DEVAMI DİĞER YORUMDA.
5 жыл бұрын
3. BÖLÜM: Putri'ye olup bitenleri anlattığımda, ilk tepkisi, elleriyle yüzünü kapatıp kahkaha atmak oldu. Sonra, durumun ciddiyetini anlayınca: "Merak etme, daha fazla orada kalmak zorunda olmayacaksın." dedi. Putri, Georgetown'da iki gecelik bir otel odası tutmuştu. "Gel hava kararmadan gidip o adamın evinden eşyalarını alalım." dedi. Flavio'ya, beni misafir ettiği için teşekkür mesajı atıp, sakıncası yoksa bu akşam ayrılmak istediğimi yazdım. Neden ayrılmak istediğimi sordu. "Arkadaşımla karşılaştım, onun yanında kalacağım." dedim. "Madem öyle, başta onun yanında kalacaktın. Evimi bir otel gibi kullandığın için, sanırım senden bir bedel talep etmem gerekecek." Mesajı Putri'ye gösterdim. "Numarasını ver." dedi. "Onunla ben konuşacağım." Flavio'yu aradı. Malayca bir, iki dakika kadar konuştuktan sonra telefonu kapattı: "Bu adam hiç normal değil." dedi. Hava kararmaya başlamıştı. Putri, Flavio'yla ne konuştuğunu, anlatmıyordu. Israrım karşısında: "Acele etmemiz lazım! Sonra anlatırım." dedi. Arabaya atladık. Milli parkın sınırına vardığımızda: "Eve girmeden önce beni arayıp telefonun hoparlörünü aç." dedi. Şalvarımın fermuarsız ön cebini işaret ederek: "Telefonu buraya, baş aşağı koy. Ne olup bittiğini dinlemek istiyorum." "Tamam." dedim. Ben kayıkla ormanlık alanı geçecektim. Putri ise, milli parkın girişinde beni bekleyecekti. Kayığa bindim. Arkamdan bağırdı: "Sakın telefonunu açmadan eve girme." "Tamam." Kıyıya çıktığımda, kayıkçıya hemen döneceğimi söyleyip, eve yöneldim. Eve yaklaştığımda, başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Sim kartın aramalara kapalı, internet paketinin ise aramaları desteklemediğini nasıl hesaba katmamıştım. Putri'ye mesaj attım; fakat mesaj iletilemiyordu. Şebeke yoktu. Bu aksiliğe, tuhaf bir şekilde sevindim. Artık içerde bir şeyler başıma gelecekse, bu benim aptallığım yüzünden olmayacaktı; zira en korktuğum ölüm şekliydi basit ve aptalca hatalara kurban gitmek. Yaşama dipsiz bir arzu ve onur kırıcı bir çabayla tutunurken, aptalca bir hata yüzünden ölmek... Aman Allahım! Yer yüzünde bundan daha zelil bir ölüm şekli var mıdı? Hâlâ Putri'yi aramak için bir şansım vardı. Evdeki Wi-Fi'a bağlanmak için kapıya iyice yanaştım. Dün Flavio, şifreyi girerek Wi-Fi'a bağlanmıştı. Telefonum şimdi de otomatik olarak bağlanması gerekiyordu, fakat bağlanamıyordu. "Bütün aksilikler aynı anda mı gelir?" diye yakındığımız durumlar, hayatın çok önemli bir sırrına işaret ediyor olmalıydı: Tekamül halinde olan bir yaratıcıya. Çünkü evrimini tamamlamış, öte yandan da dinlerin iddia ettiği gibi, gizemini korumakta ısrarlı bir yaratıcı; amatör bir senaristin bile, seyircideki gerçeklik algısına gölge düşürmemek için bir araya getirmekten kaçındığı tesadüfleri, bu denli amatörce bir yöntemle bir araya getirmemesi gerekirdi. Kaygı düzeyim iyice yükselmişti. Acaba Flavio, kafasında benimle ilgili kurduğu plan dâhilinde mi şifreyi değiştirmişti? Tedirginliğim, korkaklığım midemi bulandırıyor. "Aşağılık bir ruhun var." diye söyleniyorum. İntihar düşüncesini, cebinde ülke ülke dolaştıran bir adam, tehlike bile sayılmayacak, sadece bir belirsizlikten ibaret olan bir olay karşısında, bu denli alçalmamalıydı. Cesaretimi toplayıp zili çaldım. "Kapı açık." Ses arka odaların birinden geliyordu. İçeri girdim. Flavio, odanın dört bir yanına, çantamdan çıkarıp saçtığı eşyalarımın arasında ayakta bekliyordu. Telaşlı gözlerle sazımı aradım. Köşede, kılıfından çıkarılmış bir şekilde yüzüstü yatıyordu. Kendimden beklemediğim bir çeviklikle köşeye atıldım. Sazımda bir sorun yok gibiydi. Onu kılıfına koydum ve hiçbir şey demeden, sessizlik içinde diğer eşyalarıma yönelip onları çantama yerleştirmeye başladım. Flavio, odanın ortasında dikilmeye devam ediyordu: "Eşyaların için üzgünüm. Çantanda uyuşturucu olup olmadığından emin olmam gerekiyordu." dedi. Yüzüne takındığı sahte üzüntünün altında, hıncını bu yolla almış olmanın memnuniyeti açıkça görülebiliyordu. Tepki vermedim. Çantalarımı yüklenirken, saati kontrol ettim. Eve girmeden önce, dışarda farkında olmadan ne kadar çok oyalandığımı şaşkınlıkla fark ettim. Putri, uzun süredir haber bekliyor olmalıydı. Koşar adımlarla dış kapıya yöneldim. Flavio'nun bütün tahriklerine rağmen, tek bir kelime etmeden kapıdan çıktım. Bu durum onu daha da sinirlendirmişti: "F..k yourself!" diye arkamdan bağırdı. Bahçe kapısından ona doğru dönüp sessizliğimi bozdum: "Senin için bunu yapacağım; ama üzülerek belirtmeliyim ki bütün zevk bana ait olacak." Kayıkla sahilden ayrıldım. Az ilerleyince, telefonun şebekesi geri geldi. Putri'den onlarca mesaj ve farklı numaralardan birçok cevapsız arama telefonun ekranına hücum etti. Kıyıya çıktığımda, bir polis arabasının içinde iki polis memuru bekliyordu. Putri, uzun süre benden haber alamayınca polisi aramış; fakat evin adresini bilmedikleri için Putri'nin onlara verdiği Flavio'nun telefon bilgilerini merkeze göndermişler, oradan cevap bekliyorlardı. Polis arabasını karakola kadar takip ettik. Putri, olayı tüm detaylarıyla polislere anlatıp şikayetinden vazgeçti. Orada, bizlere bir form doldurttular. Formu imzalayıp karakoldan ayrıldık. İki gün boyunca, Putri ile birlikte Ernest Zachaveric'in renkli sokak sanatı karikatürlerinin damgasını vurduğu şehirde sarhoş gibi dolaştık. Pervazdaki kahveye ulaşmaya çalışan bir duvar karikatürün önünden geçerken, resmedilen çocuğu işaret ederek: "Şu kahveyi görüyor musun?" diye sordu Putri. "İşte o kahve, insanın emelidir. O fincanı pervazdan çekip alırsan, çocuk büyümeyecektir." dedi. "Ama bardağa ulaşmasına da asla izin vermeyeceksin." diye ekledi. Birçok kişinin, önünde fotoğraf çekinerek, eşe dosta burada olduğunu kanıtlama aracı gördüğü her bir sanat eseriyle iligili Putri'nin bir düşünceye ve yoruma sahip olması, ona olan hayranlığımı arttırmıştı. Anı yaşamak ve mekânın ruhunu hissetmek yerine, telefonlarının kamerasını gözlük niyetine kullanan turist kalabalığının arasında, bir masal kahramanı kadar saf ve yapmacıksızdı. Son gece, ertesi gün için bana otobüs bileti satın aldık. Putri sabah erkenden, seminerin devam ettiği Kedah eyaletine gitmek için ayrılacaktı. Ben ise akşam saatlerinde, ülkenin güneyindeki Malacca şehrine hareket edecek, oradan da ülkeden ayrılacaktım. Sabah saat dokuza doğru uyandığımda, komidinin üzerinde Putri'nin bıraktığı bir not vardı: "Yaşlı bir mutlulukla doğduğunu söylemiştin, hatırlıyor musun?" Notun devamını okuyamadan boğazım düğümlendi. "Bir gün o mutluluğu tamamen yitirirsen, benimkini seninle paylaşmaya hazırım." Otelin dışına attım kendimi. Cannon Caddesi boyunca yürüyorum. İşte sağlı sollu, Putri'nin her birisi hakkında dolu dolu sözler ettiği duvar karikatürleri. Sırtımdaki çantalara aldırmadan adımlarımı sıklaştırdım. Ermeni Caddesine sapıyorum. "Bisikletteki Küçük Çocuklar" adlı karikatüre gözüm ilişiyor. Hayır, daha fazla bakmayacağım. Sokaklar neden bomboş? Tepemdeki güneş, neden bu kadar kızgın? Bu şehir öylesine yalnız, öylesine ıssız ki, işte birkaç insan ve gölgesi... Ne arıyorlar burada? Kimse uğramasın bir daha bu şehre. Ne ruhum var, ne bedenim. Acı ve hüzünden başka bir şey değilim. Akşam üzeri şehirden ayrılmak için, otobüs garına doğru yürürken, insana meydan okuyan bir yağmura ve bu yağmuru daha yere düşmeden havada bir sele dönüştüren korkunç bir rüzgâra yakalandım. Bir şehir, bir insanla bu denli empati kurabilir miydi? Sırılsıklamdım. Yağmur durdu. Ay geldi, üzerime ışıdı. Otobüs hareket ettiğinde, içimdeki dünya kelimelere tutunamayacak kadar soyut ve silikti. O dünyada, hücrelerim adedince insan taşımama rağmen, aşağılık bir benliğin kekremsi tadını bir türlü damağımdan söküp atamıyordum. Arkamda bıraktığım şehirlerin kargaşasında, tek tek yitirdiğim uzuvlarımın acısını duyuyorum. Doyuma ulaşmaya çalıştıkça git gide yoksunlaşıyorsam, bu yaşama arzusu da neyin nesiydi?
@sabantoruk32825 жыл бұрын
Loudingirra Özdemir kardeşim sayfana aboneyim türkülerini nefessiz dinliyorum gercekten muhteşemsin başarılar dilerim seni çok seviyorum tanışma şansımız varmı gerçek tanımak istiyorum seni 🙏
@micha01.5 жыл бұрын
Selvi boylum al yazmalım söyler misin çok isterim
@h.a62355 жыл бұрын
Uzun zamandır göremiyoruz nerelerdesin? Yeni maceraları ne zaman izleyeceğiz?
@sameterdogan18465 жыл бұрын
1. Bölümü bulamıyorum can
@muratbagdas58804 жыл бұрын
Ayrılık hasreti kar etti cana Seher yeli sevdiğimden ne haber Selamın tebliğ et kutbi cihana Seher yeli sultanımdan ne haber Bülbül gibi bağlamışım kareler yar yar kareler Ayrılık derdine nedir çareler Merhem kabul etmez dilde yareler Seher yeli sevdiğimden bir haber Sıtkıyam kalmışım ıssız çöllerde Böyle dert bulunmaz gayrı kullarda Dilim intizarda gözüm yollarda Seher yeli sevdiğimden bir haber
@muratkeskin63192 жыл бұрын
Polisler almaya gelmişler ama müziği beğenince dinlemeye karar vermişler gibi duruyo.Haklılar harikaa
@ramazanceylan43465 жыл бұрын
1şu tıngırtının verdiği huzura 1de hayvanların samimiyetine inanıyorum
@gularsln85423 жыл бұрын
1 de baharda açan binbir renk çiçeklere bakarken aldığım duyguya...
@gergedankuyruguadam25773 жыл бұрын
Bir de benimkinin boyuna
@gularsln85423 жыл бұрын
@@gergedankuyruguadam2577 ilk espirin mi?
@eneskazc86724 жыл бұрын
Sesimizi dünyanın öteki ucuna taşıyan kardeşim benim saygıyla selamlıyorum seni 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
@onurturkmen83714 жыл бұрын
Türkü böyle bişey olsa gerek polislere baksanıza muhtemelen hiç birşey anlamıyorlar ama bizim gibi hissederek dinliyorlar 👏👏
@umutozturk24444 жыл бұрын
Kadın bayağı duygulanmış gibi bakıo :D
@meralbukan53603 жыл бұрын
Sazın dili gönüllere akar anlamadıkları dil sazın sesi babaşka
@blueblue98993 жыл бұрын
@@meralbukan5360 bence direk türkü bitsin de alalım diyorlar
@kenantuter14884 жыл бұрын
Bir tane TÜRK görmedik hayret kardeşimiz özünü unutmamış ALLAH sevdiklerine bağışlasın
@enginyldzz625 жыл бұрын
Türkülerimizi özümüzü gittiğin yerlerde duyurduğu için teşekkür ederim ve ağzına yüreğine sağlık
@BilgeHakan284 жыл бұрын
Yeni rastladım, çok beğendim. Bağlama Türk'ün gönül telidir. Dünya tanısın artık...
@user-kn3oc5fc9i4 жыл бұрын
Yola çıkmış bir derviş misali Helal olsun.
@Fortheloveofsweden4 жыл бұрын
Such a great music and song. Although I don't know Turkish I really enjoyed. From Afghanistan
@vedaty.3674 жыл бұрын
Thank you. So true.
@h.h.69984 жыл бұрын
🇹🇷😘 🇦🇫
@ekepez4 жыл бұрын
You are right my friend. There is a little bit of the breeze of Afghanistan mountains in this folk song and Anatolian folk songs.
@muhammeterdaltoker88433 жыл бұрын
Bro you look like uzbek or turkmen.So you are turk.How you don't understand Turkish?:D
@hediyeyldrm31264 жыл бұрын
Türkü olunca başka oluyor hele bide söyleyen içten söylerse👍
@senialakadareder4 жыл бұрын
*Bağlamayı ne kadar temiz çalıyor.Enstrumanın hakkını vermiş,helal olsun*
@eyyupdogan30813 жыл бұрын
Selam olsun tüm ayrılık hasreti çeken kardeşlerime. Hususan sana kardeşim. Rabbim kuvvet versin. Dost istersen Allah yeter. Hasbunallah ve nimel vekil.
@bunyaminkaymaz94573 жыл бұрын
Anamınan otutup beraber dinledik , nağmelerin bizi bizden aldı allah afiyet versin,selametle
@yusuf_bitim4 жыл бұрын
Helal olsun sana türkü yürek.. Her çaldığın türkü için, bağlamanın tellerine vurduğun her mızrap için helal olsun sana..
@sibel874 жыл бұрын
Helal Olsun sana !!! Dünyanın neresinde olursak olalım, Sazımız Türkülerimiz kanımızda ✌
@yunusyunus10664 жыл бұрын
Türk'ün olduğu her yer dert ve çile. Bu dert ve çile de o kadar belli ediyor ki turkulerimizde, her Türk'ü dinlediğimde gözlerimden yaslari tutamiyorum😭
@efsanerizeli33534 жыл бұрын
su saz calinndaki derinlilere kurban olurum , basarilar dilerim
@Hozanyorgaa5 жыл бұрын
Bir şarkı bu kadar içten söylenir sazın telleri ağlıyor yüreğine sağlık
@op.dr.muhammeterenersoz24174 жыл бұрын
Bu güzel türkünün gördüğüm en samimi ve ruha dokunan icrası 👏
@MustafaUgurTASDELEN4 жыл бұрын
Bu yaptığın anlayana hazine değerinde. Anlamayana laf anlatmaya çalışana kadar dağdaki taşı dolaşmak daha doğrudur. Ağzına sağlık üstad. Yolun açık Allah yar ve yardımcın olsun 🇹🇷
@trip_ofsoul4 жыл бұрын
Görür görmez Anama yolladım. Köyde şuan. Bostanla uğraşıyor şimdi. Açıp dinler canım anam. Yüreğine sağlık dost.
@colakkarrefinition21504 жыл бұрын
Helal olsun kardesim bizim güzel türkülerimizi tüm dünyaya taninitiyorsun yùregine saglik
@ruhsarruhsar11094 жыл бұрын
Cannn cannn hakikati anlatan bu güzel türküler güzel gönlunuzren..başka geliyor..evliya çelebi..🌹
@elnuragayev47824 жыл бұрын
Aynen kadim ozanlar kibi agzina sagliq kadimde ozanlar diyar diyar gezerdi
@oguzpolat84114 жыл бұрын
Gardaş ne dert çektinde ... Bu türküler seni dünyanın öbür ucuna kadar götürdü ,! Dön gel Özdemir memleket gibi varmı
@sabanaydin63964 жыл бұрын
Tabiri caizse ciğerimi söktün,sesine yüreğine saglik,bu zamanda senin gibi kıymetli sanatçıların olması bize umutun olduğunu gösterdi.
@mehmetaydn58434 жыл бұрын
Dinleyici ler keşke alkışlasalardı Çobanlık yıllarımda kavalımla öğrendiğim ilk türkülerden biriydi eline yüreğine duygularına sağlık kardeş 1989 lu yıllarıma götürdün beni
@yaslicinar57084 жыл бұрын
Evet kaval rahmetli babamda calardi genclinde
@mehmetaydn58434 жыл бұрын
@@yaslicinar5708 Hıım ne guzel sesine balıyırım Şimdi bitane yapıyorum olursa insallah bende fena çalarım çobanlık yıllarımda ilk öğrendiğim müzik aleti
@orhanlakoydeyasam33384 жыл бұрын
Uzak diyarlara sazı, sözü taşıyan, türkü nedir dünyaya belleten kardeşim seviliyorsun..
@ilhanyldz99373 жыл бұрын
Ülkemizi ve türkümüzü dünyaya tanıtan bu güzel insan. Eline yüreğine ağzına sağlık
@burstfireno16174 жыл бұрын
Tam bir Türk vatan toprak memleket esintisi. Bizim gibi yurtdışında doğup büyüyenler vatanımızın kıymetini çok iyi biliriz. ..
@07mekan32vatan4 жыл бұрын
Memlekette neden yasamıyorsunuz hocam madem değerini biliyorsunuz
@ibrahimhalilgullu44484 жыл бұрын
Gel yer değişelim
@07mekan32vatan4 жыл бұрын
@@ibrahimhalilgullu4448 ben memleketimi seviyorum ve memleketimde yaşıyorum hamd olsun
@ibrahimhalilgullu44484 жыл бұрын
@@07mekan32vatan sana denemiştim ki
@mustafaturhan8783 жыл бұрын
Güzel örnek ülkemiz de savaş siyaset konuşulurken adam sazımızı sanatımızı türkümüzü kültürümüzün bir nebzesini temsil ederek bile ilgi çekiyor huzur veriyor :) nefret niye edersin der gibi gel sevelim birbirimizi bir saz bir de ses yeter
@mahmut88214 жыл бұрын
Arkadaşım sen ne güzel bir insansın. Buraya nereden geldim bilmiyorum. Kaç saattir bir türlü çıkamıyorum. Defalarca seyrettiğim videonu tekrar tekrar izliyorum. Allah yolunu açık kılsın.
@denizizmir354 жыл бұрын
Çok güzel Türkümüz.Sizde çok güzel duygulu sóylemişsiniz.
@ummuozgur27014 жыл бұрын
150 kişi bu türküleri nesini beğenmediniz Bence çok güzel Belki de dünyada sayılır müziklerin arasında Ben çok sevdim Biraz Hüzün Biraz huzur var Ağzına sağlık evlat
@naimeural53454 жыл бұрын
Emeğine yüreğine sağlık..burda olsa copla kaldırırlar dı seni tek başına eylemmi yapıyorsun derlerdi. MÜZİK EVRENSEL dili ırkı yok yüreklere dokunan güzel tınılar.
@fahrisezgin44914 жыл бұрын
Böyle insanlara can kurban insan huzur buluyor dinledikçe yüreğine sağlık gardaşım
@spicalia4 жыл бұрын
Evlat yüreğime dokundun seyyah oldun şu alemi gezersin sende karacaoğlanı gördüm sende pir sultan abdalı gördüm dünyanın dört bir yanında türkülerimizi çığırırsın Varol evlat sazına sözüne sesine kurban olduğum yurdum...🌹👏🎶🇹🇷
@guvenilidi18824 жыл бұрын
Açtım senden sonra kaç sanatcidan dinlediysemde hiç biri senin gibi hissettitmedi.ağzına sağlık .
@SAS-wn6do4 жыл бұрын
- Okul Bahçesi - Yağmurlu bir Kasım günü, Cebimde ıslanmış bir mektup, Zar zor toparlamışım kendimi, Sol yanım alev, alev, Seni bekliyorum okul bahçesinde, İçimde deli bir cesaretle, Hayatım boyunca unutamayacağım O ses yankılanıyor uzaklardan ve gittikçe yaklaşıyor, Merdivenlerde bir koşuşturmaca, Acı siren sesleriyle bir ambulans geliyor okulun bahçesine, Bilinmez bir korku kaplıyor içimi, Ve sedyede görüyorum seni rengin soluk bembeyaz, bir melek gibi, Koşuyorum hiç durmak sızın boş sokaklarda yağmura karışan göz yaşlarımla, mezarlıkta alıyorum soluğu Annemin başucunda, Bir yandan dua ediyorum, bir yandan kendime, kaderime kızı yorum, ben sevdiğim için mi ölüyor insanlar önce Annem şimdi sen, Sevmem bir daha kimseyi, Mezarlıkta biraz ağladıktan sonra eve gidiyorum, dua ediyorum sabaha dek, Ve ertesi sabah okulda alıyorum acı haberi küçük kalbin hayata dayanamayıp durmuş kalp krizi geçirmiş sin ve melek olmuşsun. Şimdi yıllar geçti hala aynı mahalledeyim, evlendim çocuklarım oldu, hatta kızım bizim okulda okuyor o bahçede geziyor, seni son gördüğüm yerde, Annemi her ziyaretimde, senin yanında uğruyorum, her seferinde iki gülle gidiyorum mezara, biri sana biri Anneme iki beyaz gül, hayatıma giren iki meleğe. Birde o mektup var senden kalan, Sana vermek için beklediğim o ıslak mektup hala saklıyorum onu, Merak ediyorsundur ne yazıyor diye, Şöyle başlıyor; Bunları yazı yorum çünkü seninle konuşacak cesaretim yok, sana saçma gelebilir ama öyle işte, Annemi kaybettikten sonra fazla çevrem olmadı yalnız gezdim hep, sessiz yalnız bir çocuk oldum , bu yüzden okulda deli diyende oldu bir sürü şey zırvalayanda oldu, ama sen, sen başkaydın benim için, Annemin gülüşleri vardı sende, belki bu yüzden farklıydın, seni her gördüğümde boğazım düğümleniyor konuşamıyordum bu yüzden bu mektubu yazma kararı aldım bilmiyorum cesaret bulup da vere bilir miyim sana, ha birde ricam var senden tek sen okursan sevinirim, sana olan hislerime karşılık vermesen bile aşkıma saygı duymanı isterim... Sen hatırlar mısın bilmiyorum ama, benim hiç unutamadığım bir gün var. Hani okul gezisine çıkmıştık ya, sıcak bir haziran günüydü, okulların kapanmasına sayılı günler kala, hayatımda ilk defa uzun bir yolculuğa çıkacaktım çok korkuyordum. Cam kenarında oturuyordum, korkularım epilepsi nöbetlerimi tetiklemişti, kriz geçiriyordum ve sen yaklaştın o an, gözlerinden süzülen bir iki damla yaşa inat, güçlü gözüküyordun. Elini saçlarıma atıp kulağıma fısıldadın " ölmek için çok küçüksün lütfen yaşa" dedin . Boynuma , yüzüme kolonya sürüyordun. Öğretmenler dahi panik olmuşken, sen o minicik kalbinle, minnacık ellerimle bana şifa olmuştun. O gün aşık olmuştum sana, evet sana aşığım...... Yazıyordu o mektupta, bak ben hâlâ yaşıyorum, bak hâlâ ölmedim. O gün, o minik ellerini tutup sana şifa olamadım, " ölmek için çok küçüksün" diyemedim. Sanki sen doğa üstü güçlere sahiptin, sanki orada bütün gücünü bana verip beni hayata döndürdün, sanki bu yüzden, benim yüzümden yorgun düştün... Sen, sen öldün. Maalesef ben hâlâ yaşıyorum... ( Cem BOSTAN - Sana Adanmış Şiirler )
@caferozturk70844 жыл бұрын
Helal sana Özdemir kardeşim...Yaptığın öyle güzel bir şey ki, övmeye kelime bulamadım. Sağol...Varol....Yurda selametle dön....
@gonca21585 жыл бұрын
Bu dünya için fazla güzelsin..
@h.h.69984 жыл бұрын
AYNEN 🧚🏽♂️🧚🏽♀️🧚🏽♂️🧚🏽♀️🧚🏽♂️🧚🏽♀️
@gurbuzarduc7003 жыл бұрын
L.özdemir gerçekten türküleri,deyişleri kimsenin tanıtamacağı kadar büyük faydalı tanıtımda bulunuyorsun yüreğine sazına eline sağlık yolun açık olsun
@suataksoy93234 жыл бұрын
Selamlar Gardaş.👍 Maşallah Ağzına sağlık.👍 Alamanya dan Selamlar. Malaysia ya. Selamlar söyle. 🌟🌙🌟🌙🌟🌙🌟🌙🌟🌙
Efkarlandım gene rakının gözüne gözüne vuracagim helal olsun dünyanın öbür ucunda gökyüzüne türkülerimizi duyurdun hemde çok güzel çalıp söyledin
@enderguneskaraman17364 жыл бұрын
Pesinden kosulacak gercek sevgili Allah c.c....
@samv2434 жыл бұрын
Ağzına yüreğine sağlık türkü söyleyişin mükemmel
@Kayraoyun-serüveni4 жыл бұрын
Önemli olan türküyü anlamak değildir önemli olan o türkünün sezgisiyle seni derinlere götürmesidir ....
@ummuozgur27014 жыл бұрын
Senin farkına vardığım için çok mutluyum. Bugün üç dört gün oldu sizin müziğinizi dinlemeye başladım. dediğim gibi Biraz huzur biraz hüzün veren müzik bayılıyorum. Çok güzel bir sesin var. Türk halk müziğinde dinlediğim çok sanatçı var. sizi bırakıp onları dinleyemiyorum. Yani sizin müziğinizden ayrılamıyorum. bir kere Sesiniz çok güzel Yalın temiz bir Türkçe ile söylüyorsunuz.
@ufuk64405 жыл бұрын
Az sonra esaslı bir gece çökecek dünyayı kutsayan, bütün nehirleri karartan, tepeleri sarıp sarmalayan,son kıyıyı da kaplayan gece,ve kimse kimseye ne olacağını bilmeyecek.
@KosapinarliDADAŞ4 жыл бұрын
İlk defa tesadüfen izledim. Soluksuz izledim. Türküler bir başka anlamayanlar bile o enerjiyi alıyorlar. Ağzına yüreğine emeğine sağlık.
@hepedebiyat63924 жыл бұрын
Maşallah kardeşim bu ne güzel bir yorum ve bu ne güzel bir temsil... Gurur duydum ve biraz da hüzünlendim... Başarılar diliyorum 🤲
@minik10444 жыл бұрын
Siz edebiyatçılar... Okudum uzun uzun bakam ne olacak diye... Hani ilkokulda örtmen sorardı ya bu parçanın ana fikri ne diye... Nedir hocam ana fikri, az daha göt altına gidiyorduk mu😂
@cirkinkral22204 жыл бұрын
Oralarda calan sazimiz turkulerimiz bir an olsun gururlandim gozlerim doldu helal olsun sana kardesssssss
@tpb294 жыл бұрын
Derdimizi anlatamiyorsak ,dünyaya ozanlarımız aşıklarımız yola saz ve söz ile gönülleri ac Anadolunun Tohumları bitmez
@Cesuralak4 жыл бұрын
Bu adamın türkülerini başta seviyorum ve adamın kendisinide çünkü bu güzel adamın ne zaman tüeküsünü dinlesem KZbin reklamı gelmiyor çok iyi ❤️🌹
@dilaradilara4055 жыл бұрын
Sesine ve emeğinize sağlık..Birçok insanın yapmak isteyip yapamadığını yapıyorsunuz..nefes aldikca hâlâ birseylerin çabasında olup bunu basarabilen dostlar görmek ne hoş..yolunuz açık olsun
4 жыл бұрын
Bu türkü bu kadar mı güzel söylenir emeğine yüreğine sağlık kardeşim 🙏🇹🇷
@mustafakaragol3 жыл бұрын
Duygulara dokunan insanlarız be kardeşlerim.. Belki de bir dönem dünyaya hükmetmemiz bu yüzdendir.. Zorla hiçbir şey olmuyor..
@yunus9915 Жыл бұрын
Normalde türkülerini dinliyordum ama bunu atlamışım favorilerimden oldu, ağzına sağlık.
@pjsethi54324 жыл бұрын
I don't know who you are. I don't know what you say. But your soothing melody melted my worries away. Thank you 🙏💕
@iskendersultan46424 жыл бұрын
pj seher yeli sevdigimden birhaber.. this is name of song Turkish music is like an ocean no matter how much u swim will never and
@bulentyucel63134 жыл бұрын
iskender sultan , bir cumleyle ozetlemissin olayi... helal sana
@iskendersultan46424 жыл бұрын
Bulent Abim eyvalla
@iskendersultan46424 жыл бұрын
oyun kralı tenk you degil THANK YOU olacakti
@w124cayyen74 жыл бұрын
@@iskendersultan4642tebrikler sana dertler paylaştıkca azalır. hatalar görmemezlikten geldikce yahut hataları yardım ettikce ortadan kalkar telafi edilir dayanışmadır bu. arkadaşın ingilizce dilindeki hatasını... düzeltmenden dolayı teşekkür ederim Eyvallah👍
@ugurozdemir92824 жыл бұрын
Diline emeğine yüreğine sağlık Özdemir
@esrakilavuz65015 жыл бұрын
bu nasıl tatlı bir seri, tadından yenmiyor. 100 ülke 100 türkü değil; 1000 ülke 1000 türkü olsun.
@mmmmkkkk90404 жыл бұрын
Bin ulkeyok Cahil
@esrakilavuz65014 жыл бұрын
@@mmmmkkkk9040 dokuz doğurdum derken de dokuz doğurmuyorsun cahil
@mmmmkkkk90404 жыл бұрын
@@esrakilavuz6501 yas 15 mi
@SirFatihTekke4 жыл бұрын
@@esrakilavuz6501 hahahahahhahzhz
@zelihaulk61664 жыл бұрын
Harikasınız yüreğinize saglık bıravo👏👏👏👏
@gunaycakmak96695 жыл бұрын
Dervişmisin kurban yoksam ozanmı Halında meczup yoksa Pir Sultanmı Dediğin sözde bir mana yatar Yoksa sen Abdalmı
@yusufkara62504 жыл бұрын
Allah’ına kurban olurum senin ne güzel çaldın ne güzel okudun oradakileri ayrı bizi ayrı mest ettin tele vuran eline sesine yüreğine sağlık türkü sesi duyunca gözlerim doluyor tüm aşıklarımızın ozanlarımızın ellerinden o güzel yüreklerinden öpüyorum 👏👏👏👑
@Lego-es5ti2 жыл бұрын
Ohhhhhh Türkü dinlemekden bıkmadım ya☝️🇦🇿
@arifeyilmaz95242 жыл бұрын
Sesine yüreğine sağlık 👏👏👏👌🧿❤️muhteşem ses yorum helal olsun
@orkunkaracay16814 жыл бұрын
Çok güzel hocam bilmeyen yerlerde ki cesaretiniz ✌️✌️
@mehmetaliisik68654 жыл бұрын
hep dinliyorum, yine dinliyorum. Etkisi uzun sürüyor, cok duygulandiriyorsun ustad
@salise2464 жыл бұрын
Nasıl keşfettim bilmiyorum ama iyi ki de keşfettim seni ve sanatını 👏
@ramazanbalc67304 жыл бұрын
Agzına saglık türkünün tadı başka. Saygılar sesine sağlık 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
@Dervis584 жыл бұрын
Ağzına yüreğine sağlık.polisler bile hayran kaldi bu demekki türküler her yerde😊✌
@mehmetguner57294 жыл бұрын
Gardiyan Daş 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
@gulendamuludag87994 жыл бұрын
Ağzına yüreğine sağlık yavrum ne kadar güzel söylüyon helal olsun oralarda türkülerimizi söylüyon allah yolunu açık etsin selamlar
@NoName-mn9kz4 жыл бұрын
Yaptığın fevkalade büyük bir iş aslında bu yolda devam emeğine yüreğine sağlık
@seesee62374 жыл бұрын
Ya senden gurur duyuyorum...dinledikçe seyrettikce sana helal olsun diyorum...ya övmek istemiyorum ama ...harikasın...millet keyfince gezdikçe sen yüksek derecelere çıkmıs bir aşık gibi.....
@huseyinkaragoz65434 жыл бұрын
Ağzına yüreğine sağlık. ..
@ABen-01074 жыл бұрын
Ellerine, yüreğine sağlık üstad. 👍🙏
@ismailasan17704 жыл бұрын
Ellerine ve ağzına sağlık.
@yusufozcan29294 жыл бұрын
Ciğerlerimi dağladın bu türküyle be dostum Ne ses var ne yürek var sende öyle Bu gece denk geldin bilmiyordum vallahi ama ağlattin beni ve eminim ki benim gibi nicelerini
@Sizdenbiri-4 жыл бұрын
Süpersin kardeşim. Allahım yolunu açık etsin.
@ahmetcinar7564 жыл бұрын
Harikasın kardeşim helal olsun kutluyorum yolun açık şansın bol olsun
Gerçekten insanın böyle güzel bir ses karşısında duygulanmaması elde değil Ağzına yüreğine sağlık
@yorumsuz345 жыл бұрын
Yaşadığın tecrübeleri bir kitap haline getirirsen büyük bir zevkle alır okurum
@aslhan79325 жыл бұрын
Aynen şu an birçok yazarın ulaşmak istediği bir dili var.
@yavuzkavus39374 жыл бұрын
Monoton'laşmış yaşamımızda sen ne güzel bir ayrıntısın kardeşim 🙏🙏 sesine yüreğine insanlığına sağlık var'olasın.. "🤲🤲 can'sın kardeş can.. 👏👏🎼🎼
@barisyumuk83004 жыл бұрын
Bak bu saatte işe gidiyorum ama yine ağlattın beni😢 Gel diyorum baküye lütfen Bütün masrafların bana ait Evimde onlarca yıl kal Bir oda ayırdım senin için Gel hocam, lütfen gel
@Can_ersoy4 жыл бұрын
Denk geldim, izledim, çok mutlu oldum... Bağlama da ses de harikulade.. Tebrikler..
@barskitap21964 жыл бұрын
çok güzel parça polisler bile dinliyor görüyormusun insanlık budur işte baska söze gerek yok basarılar diliyorum özdemir bey
@hatgen88084 жыл бұрын
Polisler bizde variz diye goruntu veriyor....Onlara gore youtuberlar tehlikeli...Cogununda baska amaclari var.
@omergungorcx5 жыл бұрын
Seni keşfettiğim icin çok şanslı hissediyorum ❤️
@EfeTorunu094 жыл бұрын
Üstad seni ilk tiktok'ta gördüm ve hemen KZbin kanalına abone oldum maşallah sübhanallah sesin öylesine yakışıyor ki halk müzüğine büyülüyor adeta her sabah kalkınca ve yatmadan önce iki parçanı dinlemeden edemiyorum yani güne senle başlayıp senle bitiriyorum demek daha doğru olur. Üstad ayrıca dünyayı dolaşıp ve oralarda kültürümüzü tanıtman bizim için ayrı bir gurur kaynağı oldu emeğine, yüreğine, ezgine sağlık.
@chefsemihaykal17864 жыл бұрын
Başarılar kardeşim, sen bu youtube daki en güzel detaylardan birisin.
@burakkc40373 жыл бұрын
Diline sağlık malezya ya sevgiler.
@gamze-t5555 жыл бұрын
Ağzınıza sağlık hocam. Din kültürü dersime girdiğiniz dönem kendimi çok şanslı hissetmiştim. Sizinle tanıştığım için çok şanslıyım . Umarım dilediğiniz her şey gerçekleşir. ♡
@aslkucuk55734 жыл бұрын
Bu kadar güzel sesler nezaman hakettiği değeri bulacak
@barkinsahin4 жыл бұрын
Polisler türkü bitsin de alalım şunu tadında bekliyor...
@serhattorun74064 жыл бұрын
🤣🤣
@gsffm90444 жыл бұрын
Adamlar türküye saygililar.
@n.o.22984 жыл бұрын
Adamı koruyorlar bence.
@cirkinkral22204 жыл бұрын
Yapma be :D sjsjsjsjjsnsnsnns
@nuricelebi92214 жыл бұрын
Provakasyon yapıp olayı tatsızlaştırmayalım lütfen.Görmüyor musunuz,polisler ne güzel de saygıyla hayranlıkla dinliyorlar.
@gardropfuat094 жыл бұрын
ağlattın beni be derviş modern meddah yolun bahtın tahtın acık olsun seni en devrimci duygularımla selamlıyorum
@furkanasma36005 жыл бұрын
Üstadım ağzına sağlık seni yeni keşfettim her zaman takipteyim