14. HİKÂYE --- HÂLE NÂHÎD Hâle nâhîd ferdâ ez Şîrâz be Tehrân mî âyed. Û bâ hevâpeymâ be Tehrân mî âyed. Men hemrâh bâ mâderem be furûdgâh-i mihr âbâd mî revem. Mâ mî hâhîm ez Hâle Nâhîd istigbâl konîm. Hâle Nâhîd hâher-i bozorg-i mâderem est. Û der sâl-i hezâr -u sîsed-u bîst der Tehrân be dünya âmed. Û ve mâderem der Tehrân bozorg şodend. Hâle Nâhîd der bîst-u du salegî izdivâc kerd. Şovhereş Şîrâzî bûd. Û der sâl-i hezâr-u sîsed-u çihil-u du be Şîrâz reft. Hâle Nâhîd der ovgât-i bîkârî be kelâs-i hôşnevîsî mî reft. Û dûst dâşt hatt-ı hûbî dâşte bâşed. Û sâlhâ be kelâs-i hôşnevîsî reft. Eknûn û honermend-i hôşnevîs est. Mâh-i gabl şovher-i Hâle Nâhîd mord. Hâle Nâhîd ferda be Tehrân mî âyed. Hâle Nâhid garâr est bâ mâ zindegî koned. Men haylî hôşhâl hestem. Çün Hâle Nâhîd mî hâhed be men hôşnevîsî yâd bedehed. NAHİD TEYZE Nâhid teyze yarın Şirazdan Tahran’a geliyor (gelecek). O uçakla Tahran’a geliyor (gelecek). Ben annemle birlikte mihrabad havaalanına gidiyorum. Biz Nahid Teyze’yi karşılamak istiyoruz. Nahid Teyze annemin büyük kızkardeşidir. O 1320 yılında Tahran’da dünyaya geldi (doğdu). O ve annem Tahranda büyüdüler. Nâhid Teyze 22 yaşında evlendi. Onun kocası Şirazlı idi. O 1342 yılında Şiraz’a gitti. Nahid Teyze işsiz (boş) vakitlerde güzel yazı (hattatlık) sınıfına (derslerine) gidiyordu. O güzel yazı’ya sahip olmayı seviyordu. O yıllarca güzel yazı (hattatlık) derslerine (sınıfına) gitti. Şimdi o hat sanatçısıdır. Önceki ay Nâhîd Teyze’nin kocası öldü. Nâhîd teyze yarın Tahran’a geliyor (gelecek). Nâhîd Teyze’nin bizimle yaşaması kararlaştırıldı. Ben çok mutluyum. Çünkü Nâhîd Teyze bana güzel yazı (hattatlık) öğretmek istiyor. KELİMELER hâle: teyze ferdâ: yarın âmeden (ây): gelmek hemrâh bâ: ile birlikte furûdgâh: havaalanı reften (rev): gitmek mâ: biz hâsten (hâh): istemek istikbâl kerden: karşılamak, karşılamaya çıkmak (“ez” ön ekiyle kullanılır) be dünya âmeden = tevellüd yâften = motevellid şoden = be dünya çeşm guşûden: doğmak, dünyaya gelmek bozorg şoden: büyümek, geniş olmak bozorg kerden: büyütmek izdivâc kerden: evlenmek şovher: koca, eş sâl: yıl der ovgât-i bîkârî: boş vakitlerde dûst dâşten (dûst dâr): sevmek sâlhâ: yıllarca kelâs: ders, sınıf hôşnevîs: hattat hôşnevîsî: hattatlık honermend: sanatçı, sanatkâr, hünerli, marifetli mâh: ay gabl: önce, önceki mâh-i gabl: önceki ay morden (mîr) = der gozeşten = fevt şoden = gadem reften = vefât yâften: ölmek zindegî kerden = zîsten = zîst kerden = ömr gozerânîden = ser kerden: yaşamak hôşhâl: memnun, mutlu yâd dâden = âmûhten = ta’lîm dâden = ta’lîm kerden: öğretmek dâden (dih): vermek Çün: çünkü
@ahmetgozun8819 Жыл бұрын
Ağzınıza sağlık kıymetli hocam
@ozgunyldrm92114 жыл бұрын
Hocam , sakin ve sabırlı anlatış tarzınız takdire şayan. Anlatım sırasında keyif aldığınız ses tonunuz ve esprilerinizden anlaşılıyor. Yorumlara karşı cevaplarınız da çok alçakgönüllü ve olgun. Saygılar ve başarılar
@baranzeylan4 жыл бұрын
Teşekkür ederim Özgün Bey. Değerli yorumunuz için sağolun ayrıca. Farsça sevdiğim bir dil. Bildiğim kadarıyla ve dilim döndüğümce insanlara bu konuda yardımcı olmayı seviyorum. Selam ve muıhabbetlerimle...
@davutcakr68017 жыл бұрын
Hocam merhaba . Üçüncü cümlede bir yanlışınız olmalı. Merdom değil de mâderem yazıyor olmalı :)
@baranzeylan7 жыл бұрын
Davut Bey, haklısınız, yanlış okumuşum. Düzelltiğiniz için teşekkürler...
@elpolitico14017 жыл бұрын
İranlılar kullanıyor da biz de kullanıyoruz zaman kaymasını.