Рет қаралды 27,529
İç bâde güzel sev ... Var ise aklı şuurun!
Dünya varmış, tâ ki yokmuş!!! Ne umrumda!!!
Bunu duyan şekil ehli hemen diyor ki:
“HÂŞÂAA!!!!!
İçki haramdır... Şarap haramdır!”
Bunu duyan cevap vermiş öteki;
”Ben doldurur ben içerim, o yâr benim kime ne?
Sofular haram demiş bu aşkın şarabına,
Ben doldurur ben içerim... O yâr benim, kime ne!!!”
İşte "İÇ BÂDE" dediği BÂDE, rakı şarap viski votka değil... !!!
AŞK!
O aşk ile dol ki, güzel sev!. Güzeli sev!
”Güzel” kimdir?
Kaşı güzel, gözü güzel, ağzı burnu, yüzü güzel mi?...
Bunu da Hz.Rasûl aleyhisselâm açıklıyor;
“İnnallahe cemilûn muhibbûl cemâl.....
ALLAH GÜZELDİR; GÜZELİ SEVER!
Aşk ile dol; o aşk ile benliğin- varlığın yansın...kül olsun...yok olsun...bitsin..Ve o zaman gör ki, varlıkta o TEK VECİH sahibi olan GÜZELDEN BAŞKA BİRŞEY YOKTUR! Ve O'nun sevgisiyle dol, O'nun sevgiyle yaşa...
İşte o zaman, Dünya varmış...yokmuş!!!!..
Bir kadına âşık olursun bir erkeğe âşık olursun, gözün hiçbirşey görmez.
Ne para, ne pul, ne mal...Hepsinden geçersin..
Yedi sülâleyi terkedip gidersin...
Niye?...
O âşık olduğun kadın veya erkek uğruna...
Hiç, bir kadın veya erkek uğruna bir şey terkedilir mi?...
TERKEDİLİR!!!
Niye terkedilir?...
Sen niye terkettiğinin farkında değilsin!..
Çünkü sevdiğinin kim olduğunu bilmiyorsun!...
Sende terki meydana getiren sevgi, aşk; her ne kadar gafletin dolayısıyla o sûrete gibi sanırsan da, o sûrette sana yüzünü göçterenedir.
O sûrette sana yüzünü gösteren, ALLAH'tır!
Kim nerede ne zaman neye âşık olmuşsa, neyi sevmişse gerçekte onun sevdiği, sadece ve sadece ALLAH’tır!
Allah kendi güzelliğini, kendi hüsnü cemâlini bir sûretten zâhir kıldığı zaman ona âşık olmamak mümkün değildir!
İşte, bunu bazen zâhir yollu yapar...Bazen bâtın yollu yapar..
Bâtın yollu gösterirse sen sanırsın ki Ayşe’ye, Fatma’ya, Ahmed’e Mehmed’e âşığım!!!
Ve o aşkın uğruna neler yaparsın, neler...
Ama sana zâhir yollu gösterirse, o zaman gördüğünün kim olduğunu bilirsin..Aşkı yaşarsın...Aşkla dolar, aşkla taşar, deli divâne olursun...
Bu yüzden Hz. Rasûl Aleyhisselâm buyurmuşki:
"Aşk, cünûnun bir cüz'üdür!."
"Delilikten bir cüzdür, AŞK!"
AŞK, katlanılması ÇOK GÜÇ BİR ŞEYDİR!
“En nârûl aşk!” -”Ben aşk ateşiyim!” diyor, Seyyid Ahmed Rufai!
Bir yandan semâ yapıyor, bir yandan da “En nârûl aşk!” -”Ben aşk ateşiyim!” diyor,
Onu gören yanıyor yakılıyor peşinden koşup gidiyor. Kadını erkeği...
Ondan vechini gösteriyor ALLAH!
Her ne kadar adını Ahmed Rufâi koymuşsa da O resmin ardında kendini izhar ediyor!.
Mümkün mü, Onu görüp de peşinden gitmemek?...
Her nerede ne ki sana benliğini unutturup peşinden koşturuyor, O ALLAH’tır!
Ama hâşâ ki o sûret ile Allah’ı kayıt altına alma!
Onun vecihlerinden bir vecihdir O!
Onun yüzlerinden bir yüzdür O!
O yüzde zâhir olduğu gibi hadsiz hesapsız yüzlerde de zâhir olur.
Zaten oluyor....
Herkesin bir sevdiği vardır..
Allah'ı bilmek kolay değil...
Allahı bilmek zordur!
Allahı bulmak, zorlardan çok çok zordur!
Varlığını yok edip de varsandığın vehminin sana var sandırdığı Bâki olanın Allah olduğunu bilebilmek, yeryüzünde ender kere zevâta mahsustur!
Onun için, Allah’tan isteyin...Deyin ki;
"Allahım! Zâtını izhar için seçtiklerinden eyle beni!”
Ama diyeceksin ki;
"Ezelde olmuş bitmiş, şu halde benim duama bağlı değil"
Eğer ezelde sana Zâtını izhar için varolma şansını vermiş ise sana zaten bu duayı kolaylaştıracak ve bunu talep ettirecek ve bunun neticesinde de onu verecektir!.
Yok eğer bundan nasibin yoksa, bu ayrılığı ve gayrılığı,bu ayrılığın gayrılığın perişanlığını yaşamak için varolmuşsan, bu yoldan gidemiycen güneş görmüş yarasa gibi gözlerini kapatıcan ve gül peşinde koşan bülbül değil, ateşi arayan semender gibi yaşayacaksın!..
Öyleyse, sana yüzünü gösterdiği zaman SAKIN GÖZLERİNİ KAPAMA!
Daha bir aç!
Daha bir aç!
Daha bir aç!
Ahmed Hulusi