Sanatçı ve eserler hakkında verdiğiniz, ansiklopedilik bilgiler için çok teşekkürler.
@NevzatUcyldz Жыл бұрын
Gücümün yettiğince…
@hlliokm Жыл бұрын
Eyvallah 👏👏👏
@NevzatUcyldz Жыл бұрын
Çok teşekkür ederim
@haydarcakr9062 Жыл бұрын
Teşekkürler Üstad ♥️ Varolasınız ♥️
@NevzatUcyldz Жыл бұрын
Eyvallah abim
@sinang6352 Жыл бұрын
Teşekkürler Nevzat Bey Meğerse Ne Sanatçılarımız Varmış Resmen Beni Benden Aldı
@NevzatUcyldz Жыл бұрын
Çok teşekkür ederim
@suleymansol1354 Жыл бұрын
Göçmen ve sığınmacı konularının tartışıldığı günümüzde bu türküyü dinleyince aklıma balkan Savaşları geldi Savaş sırasında Türk halkı, evlerini terk etmek zorunda kalmış, yerinden edilmiş ve büyük zulümlere maruz kalmıştır. Sivil halk, şiddet olaylarına, saldırılara ve yağmalamalara hedef olmuştur. Bu süreçte Türkler, evlerini, mallarını ve canlarını kaybetmiş, fiziksel ve duygusal acılar yaşamışlardır. Bu süreç, Türkler için derin bir travma olmuş ve tarihsel olarak "Balkanlar'daki Türklerin çektiği çile" olarak anılmıştır. Oysa bu bir soykırım çabaladıydı. Havva hanım sanki olayları yeniden Yaşar gibi duygulu söylüyor. Ağzına ve gönlüne sağlık
@NevzatUcyldz Жыл бұрын
Şimdi de tersi bir göçle karşı karşıya kalabiliriz. Fazla uzak bir zaman değil kısa bir zaman içinde (5-10 sene) Suriyeliler, Afganlar ve diğerleri bizlere Türkiye bizim ülkemiz haydi başka kapıya diyebilirler. Yani Türklere yine yol görünecek gibi görünüyor. Ayrık otu hikayesini bilirsin; ayrık otu çok çaresiz kalmış ve bir bahçeye misafir olmuş, “iki gece kalayım sonra gideceğim “demiş. Üç gece dört gece aradan geçmiş on gece bahçenin yerli ağaçları :“ Yahu sen iki geceliğine geldin aradan on gün geçti git artık” demişler. Ayrık otu zaten on günde bahçeyi ele geçirmiş: “Yerinden rahatsın olan varsa gidebilir”demiş. Suriyeliler ve Afganlar ‘ın durumu da aynı böyle.