Coğrafya Kader midir?

"Coğrafya kaderdir" efsanesine ilişkin bir çözümleme.
İbn Haldun'un "coğrafya kaderdir" diye bir sözü var mıdır? Varsa, hangi yapıtında söylemiştir? Yoksa, nasıl olup da böyle bir söz dolaşıma girebilmiştir?
İklim ve coğrafyanın toplumların ve bireylerin üzerinde ne denli etkisi vardır? Bu etki "kader" olarak adlandırılabilir mi?
Coğrafyanın köleleştirdiği özgürlüğe hasret toplumların öyküsü.
Coğrafya kaderse, insanın özgürlüğü ne anlama gelmektedir? İnsanın seçemediği koşullardan (örn. anne-baba, ırk, coğrafya, tarih, doğa, toplum) kaynaklanan etkiler bir kadere nasıl dönüşebilir?
İnsan kendi kaderini kendisi yaratabilir mi?
Kalıtım versus Özgürlük.
Not: Söyleşileri sürdürebilmek için desteklerinizi bekliyoruz, lütfen kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!
Katıl butonu için:
/ @ducanecundiogluresmik...
Düzenli dersler için:
felsefedersler...

[@everymomentcountsfps]

Sizin derslerinizi yıllardır dinliyorum, kitaplarınızı okuyorum, bir kaç konferansınıza da katıldım. Sayenizde ezberlerim yerle bir oldu, gök delindi üzerime çöktü, toplumdan daha uzak, topluma daha mesafeli ve daha yalnız bir insana dönüştüm. Elime bir tek şey geçti, özgürlük. Elimden aldıklarınız için teşekkürler, uzun ömür diliyorum.

[@sukrukumru6881]

Çok güzel bir sonuç

[@serkanakdeniz2098]

Hiç sağlıklı bir süreç geçirmemişsiniz. Öğrendikleriniz sizi toplumla daha yaşanabilir bir zemine çekmiyorsa yalnızca kaybettiklerinize üzülmelisiniz. Elinize geçen şeyin özgürlük mü yoksa tek başınalık mı olduğunu bir gözden geçirin derim. İyi günler.

[@everymomentcountsfps]

@@serkanakdeniz2098 Serkan bey, her insanın süreci kendi içinde değerlendirilmeli ve kendi içinde açıklanmalıdır. Benim mizâcım, benim tecrübelerim, ailemden aldıklarım beni öyle biri yaptığı için öyle oldum. Olması gereken o zaman da oldu, sonradan da oldu. Bundan sonra da değişim olması gerektiği gibi devam edecek. Çok fazla bilmediğiniz kişisel detaylar olmasından ötürü sürecin sağlıklı olup olmaması konusunda yorum yapmanızı sağlıklı bulmuyorum. Özgürlük derken tam olarak özgürlük demek istiyorum, çünkü artık özgür düşünüyorum. Özgür düşünmemenin ne olduğunu bilecek kadar kendimi gözden geçirdim. Tersini de gördüğümden düzünü farkedebilecek kadar yaşadım. Size de iyi günler.

[@mucahit.gul1965]

Aklını kullanmayanlar için her şey ve her yer kaderdir

[@lamsivri]

Yok, benim için de kader.

[@Th3D3m0nJ3st3r]

KZbin'un en güzel topluluğu ve kanalı burası olabilir. Her videonun altında çok güzel yorumlar var. Bize kattığınız her şey için sonsuz teşekkürler hocam ❤️

[@aslhan3089]

Dücane hocam birkaç yıldır derslerinizi dinliyorum. "Paket bilgiler"den kurtulup yeniden 'ben'i inşa etmemde etkili oluyorsunuz. Tşkler. Şu sıralar ben de "insan neden bir insanı yada nesneyi yüceltme ihtiyacı hisseder ki" diye düşünüyorum... Ağzınıza, yüreğinize sağlık.

[@sencerbozoklu6079]

Yüceltmek için değil anlamak ve aydınlanmak için düşünen bir nesil temenni ediyoruz hocam.. Muhteşem bir ders oldu... Hem anladık hem de yücelttik. 😀

[@emnglsrn]

Düşüncenin olduğu yerde klişeler barınamaz. Zihin açıcı analizleriniz için teşekkürler..Ağzınıza sağlık hocam.⚘️💕

[@mustafazengi7469]

Geçmiş olsun, Dücane Hocam, hürmetler.

[@aslbiber1686]

Sizi her dinlediğimde hep iyi ki varsınız diyorum keşke sizden bi on kişi daha olsa belki birşeyler değişir ...

[@ayhanmaras8738]

O zaman İsveç Norveç Almanya gibi gelişmiş bir ülke oluruz.

[@kemalegemenbilge1618]

Değişmez !!!

[@ismailsan989]

Söylediklerinizin boşa gidip gitmediğini sorduğunuz için, sırf boşa gitmediğini bilesiniz diye yorum yazma gereksinimi hissettim. Bu gibi değerli bilgilerinizden bizleri mahrum bırakmadığınız için teşekkür ederim. 1:55:50'deki söz: "Mecaz, ilmin elinden cehlin eline düşse, hakikate inkılâp eder, hurâfâta kapı açar."

[@busterbabaerenler7060]

Şeker hocam, geçmiş olsun. Bu gece de kanatlandık sayenizde. Selam ve sevgiyle.

[@seydaizmailova749]

Eşqlər! Bu ifadə haqqında ümid edirəm aydınlandıq, təşəkkür!

[@esder411]

Siz bizim Zihnimizi açıyor farklı açılardan görmemizi sağlıyorsunuz ne kadar teşekkür etsem azdır.

[@matilda8035]

Ne katlanması ne yaşlılığı aşk olsun hocam💖🙏 sonuç olarak iyi ki bu coğrafyadayız ve sizi dinliyoruz 🥰

[@AVERROESSS]

Emeğinize sağlık

[@havasokmen1432]

Sizinle yeni tanıştım ve çok memnun oldum bana kattiginiz aydin farkindaliklar için teşekkür ederim. İyi geceler diliyorum

[@seyfettinbudak4941]

Teşekkürler Değerli Hocam! ÇIKARDIĞIM SONUÇ Düşünme ve Kader Hakkında Dindar Bilinç Eleştirisi İnsanı diğer canlılardan ayıran şey, elbette ki düşünen bir varlık olmasıdır. Bu sayede insan, kararlar alır, hayatını şekillendirir, evreni biçimlendirir ve yanılgılara düşmeden iyi bir yaşam elde eder. Peki, düşünme nedir? Düşünme eylemi için öncelikle düşünülecek şeyin bilgisine, tarih, kültür ve siyasi ortama ihtiyaç vardır. Düşünme süreci, sürekli bir deneme sürecidir. İnsan niçin düşünür? Sorusu sorulduğunda ise cevap olarak temelde dünyayı, insanı ve hayatı merak etme arzusu vardır. Bu merak neticesinde ortaya çıkan cevaplardan memnun olmamak, kuşku duymak ve yetinmemek vardır. İnsanın düşünmeyi deneme, varlığı bilme ve anlama isteği onu motive der. Çünkü insan ikna olmak istiyor. Öylesine inanmak, sorgusuz sualsiz kabul etmek istemiyor. Kısacası insan, düşünme eylemi ile kendini tanımak ve bilmek istiyor. Her birey farklı bir düşünceyi temsil etmesi açısından özeldir. Düşünceyi mutlaklaştırmak, kısır bir düşüncedir ve bu yüzden eleştiri, düşüncenin merkezinde yer almalıdır. Verimli ve üretken düşünce, kendini açan, üreten, çoğaltan ve kendini bir kalıpta dogmalaşmasına izin vermeyip dondurmayan düşüncedir. Dolayısıyla, “Bu, budur” demek, düşünmenin önünü keser, “ben böyle düşünüyorum” demek ise düşünceye yeni ufuklar açar. Düşünme eylemi, sadece varlıkların zihindeki tikel kavramı ya da imgeleriyle gerçekleşmez. Çünkü bunlar, bir açıklama, yorum, analiz ve sentez içermedikleri için bilgi üretmez. Düşünmenin gerçekleşmesi için üzerinde düşünülecek şeyin genel ve tümel bilgisine sahip olup o şey hakkında ön görüde bulunacak beceriye sahip olmak gerekir. Elbette ki bu da eğitimle mümkündür. Bu ön görüyü ortaya koyacak bilgi, bilinci, sorgulamayı, eleştiriyi, analiz ve sentezi ortaya çıkarıp gerçekliğe ulaştırır. Bu gerçeklik, Aristoteles’in belirttiği gibi duyulardan ya da imgelemden bağımız değil, duyularla algılanan herhangi bir olgunun genel tikellerine ait tümel bilgiyi ifade eden tümel kavramlardır. Bu tümel kavram, ilimde ön görme gücünü sağlar. Doktor olmak vücudun hastalanabileceğini bilmektir. Yani hastalanabileceğini ön görmektir. Ona uygun tedbirler almaktır. Tikel hastalıklar, bu tümel bilgiye bağlıdır. İşte bu tümel bilgiyi de tümel kavramlar oluşturur. İnançlarda durum farklıdır. İnançlar, bilgi üretmez, değer üretirler. Bilim adamı yağmur yağıyor dediğinde ya da yağmur yağacak dediğinde söz ettiği olgu bir açıklamadır ama hiçbir değersel anlamı yoktur. Rahmet yağıyor dediğimizde artık duyusal dinsel inanca bağlı bir betimleme yapmış oluruz. Bu bir anlamlandırmadır, bir açıklama değildir. Dolayısıyla dindar bilinç, imgeleri betimlemelerle bilgi üretmek için değil değer üretmek için anlamlandırma yapar. Burada “dindar bilinç” kavramıyla kast edilen, herhangi bir dine mensup olanların bilinci kast edilir. Bu bilincin, düşünmeyi gerçekleştiremiyor olması, olgulara sadece değer üretme bilinciyle yaklaşmış olmasından kaynaklanır. Onun bu yaklaşımı, Platon’un varlığa yaklaşımına benzer. Bu bilinç, Platon’u eleştiren Aristoteles gibi varlığa yönelik bir yaklaşım tarzını gerçekleştirememiştir. Tabi ki bu görüş, bütün dindar bilinç için geçerli değildir. İstisnaları vardır. Platon’un 7. Mektubunda, Varlığın 4 mertebesi vardır. Ocakta yanan ateşi ele aldığımızda birincisi, ocakta yanan ateşin kendisi, ikincisi bu ateşin zihindeki imgesi yani varlığı, üçüncüsü ateş sözcüğü yani dildeki varlığı, dördüncüsü ise ateşin yazıdaki varlığıdır. Platon da ateşin dildeki varlığı şiire, yazıdaki varlığı da resme karşılık gelir. Platon’a göre bu ateşin zihindeki varlığı, ocaktaki ateşin bir idesinin olduğunu gösterir. Dolayısıyla, ocaktaki ateş, gerçek değil, idesinin kopyasıdır. Dildeki ve yazıdaki ateş ise kopyanın kopyasıdır. Platon’a göre ateşin bu gerçekliği sadece epistemolojik değil, ontolojik bir gerçekliktir. Yani ateşin idesi, ocaktaki ateşten daha varlıksal bir gerçekliğe sahiptir. İdeler nerededir? Göğün bittiği yerdedir. Göğün ötesinde Tanrı vardır. Göğün bize bakan bir de bakmayan tarafı vardır. Tanrı’nın yeri, göğün bize bakmayan tarafındadır. Ve ideleri temaşa eder. Sonuçta, Platon’a göre dünyadaki varlıklar, metafizik alanda yer alan idelerin kopyasıdır ve bu kopya üzerinden bir değer elde ederler. İşte dindar bilinç de dünyanın gerçek dışı olduğunu asıl gerçeğinin tıpkı ideler aleminde olduğu gibi öte alemde olduğuna inanır. Varlığı ve olguyu yine tıpkı Platon da olduğu gibi bu ötelerden metafizikten gelen bilgiler üzerinden değere dönüştürerek anlamlandırır. Bu durum bir inançtır ve bir düşünce içermez. Burada elbette ki bu inancın doğruluğunu ya da yanlışlığını sorgulamıyoruz. Dindar bilincin niçin düşünce üretemediğini sorguluyoruz. Dolayısıyla, bir inanç üzerine varlığı ve düşünceyi koymak bir çıkmazdır. Varlığı, sadece dünyada var olmayan gerçekler üzerinden yorumlamak, hayatın gerçekliğinden kopmak ve tükenmektir. Çünkü metafizik alandan yönetilen bir zihin için her zaman uzak bir nedensellik aranarak her olay Tanrı’ya bağlanır ki yakın bir nedensellik arama durumu söz konusu olmaz. Böyle bir bilinçte insan aklı, dolayısıyla iradesi devre dışı kalır. Ve olayların olguların sebebi hep metafizik alandır, gerçeklik alanı değildir. Böyle bir zihin yapısında düşünce ortaya çıkmaz, sadece değer ortaya çıkar. Bu yüzden sadece Platon da değil, Aristoteles’te olduğu gibi varlığı duyulardan, gerçeklikten koparmadan varlığın tümel bilgisine ulaşıp tümel kavramsal düzeyde de bilgiyi elde edecek düşünceler üretmek gerekir. Örneğin, “Kader’e iman” konusunda ki “kader” kavramını, değersel değil de akıl ile muhatap kılıp, tümel kavramsal anlamda ele aldığımızda ancak bir düşünce üretebiliriz. Şimdi, bunun için aklımıza gelen sorulardan bazılarını sorarak “kader” kavramı hakkında düşünce üretmenin ilk adımını atalım: Akıl ile kader bir araya gelir mi? Sorumluluk varsa kader var mıdır? Hem kader hem sorumluluğun bir araya gelmesini akıl ve mantık kabul eder mi? Kader, doğal bir zorunluluk mudur yoksa akılsal bir zorunluluk mudur? Tanrıya inanmadan kadere inanılabilir mi? Kader, değişime ve rastlantıya olanak verir mi? Temele inancı, onun üstüne aklı koyan bir bilinç, Kader konusunu tartışabilir mi? Dua varsa kader olur mu? Her şeyin bir hikmeti vardır sözü mantıklı ve tutarlı bir söz müdür? Evrende bir düzen var mıdır? Varsa kanıtlanabilir mi? Adli ilahi kavramı bütün Orta Çağın temel mottosu muydu? Bu evren, varsayılabilecek evrenlerin en yetkini, en mükemmeli midir? Bu kadar plan ve programa göre davranan Tanrının var olması halinde evrende özgürlüğe yer kalır mı? Her şey hesaplanmış ve zorunluluğa bağlı ise aklı kullanmak bunun neresindedir? Cüzi ve külli irade ayrımının akılsal bir temeli var mıdır? Evrende bir düzen ve intizamın olduğuna inanan dindar bilinçte tesadüfe ve talihe yer var mıdır? İnsan bilinci doğayla karşılaştığında zorunlu olanla rastlantısal olanı ayırt etmek zorunda mıdır? Zorunlu olan nedir? Anne ve babanı seçebilir misin? Irkını, doğacağın yeri saç ve göz rengini seçebilir misin? Düşünce katmanında irade ne işe yarar? Doğal zorunluluk ile akılsal zorunluluk arasında ne fark vardır? Düşünceler, düşünce ile mi inanç ile mi çürütülür? Dindar bilinç, değişmez aksiyomlardan mı hareket eder? Dindar bilincin temelinde inanç mı yoksa düşünce mi vardır? Dindar bilinç, düşünceyi yadsır mı? Dindar bilinç, duygu yoğunluklu bir bilinç midir? Dindar bilinç, güç altında düşünen bir bilinç midir? İnsanlar, akıl yoluyla Tanrı’yı bilebilir mi? Akıl doğal mıdır? Tanrı, akıl sahibi mi yoksa güç/kudret sahibi bir varlık mıdır? Tanrı düşünür mü? İnsan olmak, akıl sahibi olmak mıdır? Düşüncede uzaklaşmak, duygusal olarak çok yoğun, akılsal olarak zayıf olmak mıdır? Ve son olarak; Hakikat, aklın gösterdiği midir?

[@mhmdkzgn1214]

mükemmel bir analizdi üstadım çok teşekkür ederim eksik olmayınız lütfen.

[@meralkubilay1329]

Siz hep iyi olun hocam...İyi ki varsınız🤗☘️

[@turpemo]

Yayını yeni gördüm, çok mutlu oldum. Teşekkür ederiz.

[@omerfaruktacyldz6986]

''Kraut'' adlı youtube kanalının '' The Limits of Geographic Determinism '' isimli bir videosu var. Konuya farklı bir bakış açısı getiriyor. Bu sohbeti dinlemiş olan herkese tavsiye ederim.

[@tarihizm8629]

Cemil Meriç "Coğrafi kader, biyolojik kader, sosyal kader. Bunların bir tanesi benden çok daha kabadayısını felce uğratmaya kâfi iken üçü birden çullandılar üstüme... Jurnal, 1, 129.

[@sukranalageyik2482]

İyi ki varsınız yaşadığınız sürece zihnimizi açmaya devam edin lütfen

[@huriyedogan2757]

Hocam o kadar güzel anlattınız ki teşekkür ederim dediğiniz gibi kendi kendinin efendisi olmak benim dusturumda bu

[@cigdemozturk9523]

Teşekkürler. Hep başımızı ağritin.

[@osmanbenli8883]

Bu güzel video için size çok teşekkür ederiz.

[@levezgin]

bağışlamak" bizlerin ne haddine hocam.. hürmet ve saygı ile.. kıymetli vaktiniz için teşekkürler.. sağlık ve afiyetle, ( geçmiş olsun bu arada )

[@devrankoc9909]

Süper men akil diyince aklima siz geliyorsunuz sizi dinleneyi cok seviyorum ögrenuyorum.

[@slymnyvz]

Hocam direk sadete geldi😀 Konuya çok hızlı giriş yaptı . Ama klasik dücane cündioğlu önsözü kadar uzuuuuuun sürmedi . Halbuki ben onun en çok o halini sevenlerdenim . Babasının arkadaşının babasına söylediği “ artık limana yanaş . Kısa tut “ sözlerini ben kendisi işin hiç söylemedim . Kendinizden bize kattığınız 2:06:02 süre için çok teşekkür ederim. Siz limana hiç gelmeyin hocam . Ben denizdeki halinizden de müthiş memnunum . Sağlıcakla kalın ..

[@aramsidaraslan]

Kaç zamandır sizi ilgiyle takip ediyorum. İyi ki varsınız, çok sevgiler 🙏

[@yasarcakmakc7738]

Bir günde inanmakla bilmek arasında ki farkı işleseniz. Herhalde en büyük sıkıntımız ikisinin arasında ki fark. Hürmetle.

[@gulcanemek6976]

Teşekkürler emeğinize yüreğinize sağlık

[@melekdonmez3212]

Güzel ve bilgi dolu bir programdı;teşekkür ederiz👏🏻👏🏻🧿🥰

[@ismailtoprak6554]

hayatımda 2 saat 6 dakika 1 salise daha anlam kazandı teşekür ederim saygılarımla

[@oylesinebe7120]

Yaşadığınız coğrafya ve kültür sizin yaşamınızı ona göre tayin eder ve belirler

[@gitarpedalamfi6283]

Güzel bir açıdan bakmışsınız bende şöyle algılıyorum evcilleştirilebilen hayvanların buğdayın bellirli bir yerde yetişmesi medeniyetin kurulmasında etkili olmuştur kaba manada bir etkileşim olduğu görülüyor ama çok spesifik sonuçlar çıkarmak doğru değil

[@mehmetrasitarslan9557]

Ağzınıza ve emeğinize sağlık hocam, kolaylıklar.

[@gokhanbozdogan4543]

Emekleriniz için teşekkürler.

[@yusufsarac6117]

Mukaddime, Timas Yayinlari'ndan tek cilt halinde Cemil Aydin'in tercumesiyle gecen aylarda yayimlandi. Bildigim kadariyla iki ayri yayinevi (Kaynak ve Dergah) iki cilt halinde yayimlamisti (Bu arada gecmis olsun!).

[@deniz6302]

2020 Lisans Kpss sınavında çıkmıştı hocam. Mukkadime eserinin içinde coğrafya ile ilgili söz. Tam hatırlamıyorum ama sözün tamamını.

[@emrahdemirci.]

2001de lise sonda yazın sınıfça okuldan kaçıp adaya gitmiştik. Dün üç günlük ada tatilinden geldik ve "Salyalaşma" videonuzdaki ruh halinizi tam manasıyla anladım ve Gustav le bon'un Kitle psikolojisi kitabını bir daha okudum. Saygılar.

[@behlulx7812]

Teşekkürler hocam

[@fatmaerol1919]

Geçmiş olsun Hocam emekleriniz için çok teşekkür ederim

[@ahmeter1068]

Geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum

[@sencerbozoklu6079]

Çok geçmiş olsun kıymetli hocam.

[@muratsever8656]

Final harikaydi.

[@altancengiz7109]

Belki bedenin kaderdir ama, coğrafya bedeninin dışında. Bir alışkanlık olabilir coğrafya, bütün olan bedeninle sensin, coğrafyan dünya içinde küçücük bir parça.

[@aksu1616]

Teşekkür ederiz

[@emrullah2880]

Mrb hocam coğrafya kader değilsede bu coğrafyada üstümüze kader gibi çökmüş..zihinsel dönüşüm maalesef kolay olmuyor..

[@mchtalks]

Hocam yayınların devamını diliyoruz. 💙💙

[@mnsrclk]

Hocam podcast olarak yayınlayabilir misiniz tesekkurler

[@aydinkazan9026]

Sağolun hocam

[@feerdogdu]

Metin yazarken yada bir konu hakkında konuşurken dikkat edilecek hususlar nelerdir, dendiğinde, önemli bir ayrıntı ele alınmış. Teşekkürler.

[@relaxtube4011]

Geography is destiny diye inglizcede da dillendirilen bir teori var herhalde sosyal bilimlerde. Mesela Avrupada neden demokrasinin gelishtigini aciklarken iklimin ve tarimcilik, hayvancilik ve sulak arazilerin yaygin olmasi yonetimin ademi merkezilesmesine yol acmasi, siyasetin monopolize edilmesinin onune gecmesi vs. nedenlerin cografyayay ait oldugunu one cikaran teoriler oldugunu dusunuyorum.

[@emretimur]

Koca yayınevi hiç utanmadan bu sözü kitap kapağına bastı, altına da "İbn Haldun" yazdı. Yüzleri de kızarmıyor.

[@ilyasbzts1327]

Hocamla fikren ayrıştıĝımız tek konu sanırım:)

[@prisonerspartacus1480]

🌸💮🌺🌼Teşekkür ederim🌸💮🌺🌼

[@sevdakoyuncu3745]

Çok geçmiş olsun Hocam

[@escuromadruga]

Geçmiş olsun sayın hocam ❤️

[@Burak-vm5ih]

Ne olmuş hocaya

[@escuromadruga]

@@Burak-vm5ih düşmüş geçen hafta

[@halilmuslu8624]

Hocam geçmiş olsun.

[@Coffee989]

Gelmiş geçmiş olsun hocam

[@mustafamete8825]

Hocam, “Tarihin günümüze değin Kuran vahyine sürekli olarak yorumlanma imkanını vermiş olması anlamında Kuran tarihseldir.” ifadesi tarihselcilik midir? Nedir bu işin önü ardı. Bunun üzerine bir ders muazzam olurdu. Evrensel ne tarihsel ne kafalarımız karışık. Saygılar sunuyorum, iyi çalışmalar.

[@erayozturk580]

Hocam sizin anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla siz coğrafya kaderdir derken iklimi kastedenlere karşı çıkıyorsunuz. Ancak ben coğrafya kaderdir derken iklimi veya dağı taşı ovayı yeryüzü şekillerini ve onun etkilerini kastetmiyorum. Ben coğrafya kaderdir derken doğduğun coğrafyanın kültürünü kastediyorum. Yani doğduğumuzda bize don biçer gibi çeşitli şeyler biçiliyor. Din, dil, ırk, gelenek, görenek, yaşam biçimi... Eee bunlar da haliyle kaderimiz olmuyor mu hocam? Coğrafya bu anlamda kader değil mi? Bir çocuk afrikada doğduğu için açlıktan susuzluktan ölmüyor mu? Aynı çocuk avrupada doğsaydı bolluk içinde yaşamyacak mıydı? Bir kız çocuğu ortadoğuda doğduğu için 13 yaşında evlendirilmiyor mu hocam? Aynı kız çocuğu avrupada doğsa kocaya değil piyano kursuna gönderilmeyecek miydi? Coğrafya bu anlamda kader değil midir hocam? Saygılar.

[@nusratbayramov3450]

Hocam, Hayat dersleri gelsin🙏👍

[@mujdecar2984]

Teşekkür ederim

[@fatmadzk5308]

Geçmiş olsun🍀

[@ayhanbolukbas9277]

Sadece “iyi akşamlar” diyerek başlayacağınız videolarınızı bekliyorum:)

[@sevpayselam]

Ya bu video eksi değil mi? Sanki Dücane hocanın bu başlıkta bir videosu izlemiştim.

[@ercanozsar7336]

❤❤❤❤❤

[@oguzhan1123]

Hocam benzetmelerinizde muhayyilenin ısıttığını belirtiyorsunuz. Tıpkı güneşin dünyayı ısıtması sonucu ona bir düzen vermesi gibi muhayyile ile ısınan insanda da düzen artıyor. Ancak ne yazık ki, güneşteki yıpranma dünyaya sağladığı düzenden daha fazla olduğu için sonuçta güneş dahi sönmeye mahkum oluyor. Aynı şekilde muhayyilenin de ısıtma gücü yitirebileceğini söylemek mümkün mü? Ne dersiniz?

[@hcetker]

Meraklısına: Climate and Culture: A Philosophical Study Tetsurō Watsuji Greenwood Press (1961) Abstract A pioneering philosophical exploration, this volume seeks to clarify the function of climate as a key factor within the structure of human existence. The author takes as his starting point the argument that the phenomena of climate should be treated as expressions of subjective human existence and not of natural environments. In developing his argument, Watsuji first examines the basic principles of climate and then proceeds to examine three types of climate in detail--monsoon, desert, and meadow--and their relative impacts on human experience. As both a unique guide to Japan and her culture and a penetrating philosophical study, Climate and Culture will be enlightening reading for students and scholars of modern Japanese thought.

[@huriyedogan2757]

Geçmiş olsun hocam

[@ferideee]

Hocam Spinoza ölümün son olmadığını kaleme almıştı etika da. Spinozanın ölümün son olmadığından kastı ölümden sonra ruhumuzun tanrının ruhuna mı katılacağını düşünüyor yoksa öldükten sonra bedenle birlikte dirileceğimizi mi? Ve akabinde ödül ve cezayı mı? Hocam sizin düşüncelerinize çok güvendiğim için size sormak istedim.

[@izleyici870]

6:18

[@damlatokay6507]

Evet biz seçemiyoruz hangi aile de doğacağız hangi ülke de hangi şartlar da.. bunu belirleyen bir ulu makam var bence yanii daha önceki yaşamlarımız eksi ve artılarıyla bize geri dönüyor yani tekamül olmasaydı zaten ilahi adalet yalan olurdu.

[@serhatoz]

teşekkürler.

[@aykutayatan624]

👍👍🙏

[@artiz32000]

evet kaderdir

[@artiz32000]

evet kaderdir ama sürekli değildir. kader yerine kaçınılmaz terimini kullanmak daha iyi olur bence. bu uzun zaman aralıkları ile değişir. bugüne kadar böyle olmuştur. mesela bundan 200 milyon yıl önce anadolu yoktu. boğazlar MÖ 3600 lerde aşıldı. daha önde yoklardı. efendim karadeniz geç oluşmuş bir denizdir. kafkarlar yoktu oda ana dolu ile birlikte oluştu vs vs. dünya dinamiktir yer şekilleri her an değişirler dolayısı ile stratejik önemleride değişir.sorun bu jeolojik değişimlere insanlığın dayanıp dayanamıyacağı.

[@emrahdemirci.]

Zihinlerini habitus'tan nasıl kurtaracak toplum?

[@nevinmutlu8119]

Hocam siz bizlere katlanıyorsunuz coğrafya kaderdir deyip İcat çıkarmayın uslu olun …. Böyle gelmiş böyle gider..bila bila dimi hocam… Saygılar.🖐

[@hasanbalkan2719]

Bir kavramı bağlamından farklı bir şekilde kullanarak anlam doğurabilen edebiyatın varlığına şükürler olsun. Yoksa mantıksal olarak coğrafya kader lafının saçma olduğunu açıklayan felsefeyi neyleyeyim. Evet saçma belki ama kastettiği şey hissedilebilir.

[@yaseyase4684]

merhaba, en iyi çeviri kime aittir acaba? Teşekkür ederim.

[@hbayramsoy]

🙏🏻

[@DarkraD1987]

🤝

[@pikirmedia]

mantık derslerine katılabilirmiyim nasıl ödeme yaparım özel dersler için

[@DucaneCundiogluResmiKanal]

bkz. felsefedersleri.com

[@yalcn9908]

Hocam ibrahim hakkı marifetnamesinde yüz burun tip uzunluk sac rengi gibi şeylere göre kişilerin ahlakı özelliklerine işaret eder. Bunu da mizacin ahlaka olan etkisi olarak görüp doğru kabul edebilir miyiz?

[@randomhuman5525]

Aynı kişinin kitabında “meyve ağacı altında yapılan çocuk sakat olur.” der. Ve daha bunun gib pek çok yalan yanlış iddiada bulunur. O kişinin böyle konularda bir bilgisi olduğunu sanmıyorum. Bir yerlerden duymuş ya da kendi sallamış olabilir.

[@IlhamiT.]

Bu bir haldir😊

[@asumanpocanozturk8716]

🤲💞

[@filizbalc6469]

Coğrafya azcık kaderdir, boyunuz kaderdir, anneniz kaderdir, babanız milliyetiniz kaderdir. Değiştiremezsiniz.Bunda ne var anlayamadım. Bunları takdir eden de Allah tır.

[@narcissus2]

aklın evi kabul edilen dimağʼın yeri tam olarak neresi, bununla ilgili elde herhangi bir pozitif bilgi var mı.

[@randomhuman5525]

Modern bilime göre akıl beyindedir. Beynin akılla ilgili bölümü bir şekilde gelişememiş olanlar zihinsel engelli oluyor.

[@narcissus2]

@@randomhuman5525 galiba siz zihinden, fikirden bahsediyorsunuz. benim kasdettiğim vicdanı da deruhte eden “akl”. felsefede ikisi ayrı konular. bir de modern kelimesini kullanmamaya dikkat edin, çünkü sadece bugünü ve burayı konuşmuş olursunuz.

[@randomhuman5525]

@@narcissus2 Tabi bunlar felsefik olarak tartışılabilir ancak ortada fiziksel bir gerçeklik var. Düşünce, duyu, vicdan gibi şeylerin işlenme merkezi beyindir. Kolsuz bacaksız böbreksiz ciğersiz kalpsiz bir şekilde olur ancak beyinsiz olmaz. Bizi ottan ayıran şey kol kalp değil beyin. Modern tıp kavramını geleneksel tıptan ayırmak için kullanıyorum. Geleneksel tıp çok fazla öznel ve hatalı yargılar içerirken modern bilimsel yöntemin oluşturulması ile bu yönteme sayanan modern tıp olabildiğince nesnel bulguya dayanmaya çalışır. Öznel yargılardan insan hatalarından olabildiğince kaçınmak için bu yol izlenir. Dolayısıyla geleneksel tıbba göre kıyaslanamayacak kadar gelişmiş ve güvenilirdir.

[@sukrukumru6881]

Tırtıllıktan kelebeklige

[@jansue.]

İki saatlik bir mevzu olduğunu düşünmüyorum, cevap evet.

[@Allahbuyuktur290]

39

[@Allahbuyuktur290]

59

[@suleymanbasgoz1706]

İnsanın üstesinden gelebildiği hiçbir şey kader değildir, derim ben… Haddim midir bilmem ama bunu derim. Ben Afyonluyum, Afyonlulara sinirli derler ama beni tanıyan bazı kişiler sakin mizacıma şaşırırlar. Neyse, bu “Coğrafya kaderdir” sözünü ne zaman duysam garipserim. Bir türlü kabullenemiyorum. Anlattıklarınızı anladım mı bilmiyorum. Yalnız hocam ben bu sözü kullananların bir kısmını anlıyorum. Ancak altını çiziyorum yalnızca bir kısmını… Ülkemizin hali malum. Ülkenin tepetaklak gittiğini gören, birazcık vicdan sahibi herkes son 60 yılın getirdiklerinden yıldı artık… Siyasetin, dinin, küresel oyunların durmadan tekrarlanmasından yıldılar. Ben ki son 20 yılda bıktım usandım birçok şeyden. Bu usanç ister istemez klişeleri getiriyor. Bazen bu ülkede azıcık akıllı doğmanın bile bir çeşit lanet olduğunu düşünmeye başladım. Yeraltından Notlar kitabında Dostoyevski’nin dediği gibi bu ülkede ortalama bir bilinç yeterlidir, fazlası mutsuzluk getirir. (Kabaca)… Buradaki sorun sevgili hocam tarihsel ve felsefi çözümleme ile duygusal çözümlemenin ayrılmamasıdır. Coğrafya kaderdir sözünü kullanan çoğu kişi bunu bir duygusal çözümleme olarak kullanıyor. Ben zamanında politik anlamda yanlış bulduğum görüşlerle kendi çapımda çok mücadele verdim. Konuştum, yazdım, çizdim. Bunu bu halkın bir ahlakı vardır, doğruya döndürülebilir diye düşünerek yaptım. Şimdi ise kendime “Ne kadar da aptalmışım!” diyorum. Yıldım artık. Şimdi sadece kendini avutmak adına sadece sövüyorum. Fıtrat konusunda mesela madencilerle alakalı olarak Soma faciasından sonra çok üzülmüştüm ama son kazayı umursamadım bile… Etrafımdaki bazı kişiler asgari ücret tartışırken, eskiden ben de üzülüyordum ama şimdilerde “Takmayın bu kadar! Arpa unutla suyu birleştirir gene yaşarlar” diyorum. Çünkü bazı yanlışları anlatmak için bir taraflarımı yırttım ben… Kafayı yedim. En sonunda kendimin hatalı olduğunu anladım. En büyük talihsizliğimi bu ülkede doğmak olarak belirledim. Demem o ki bu sözü kullanan kişilerin çoğunda aynı yılmışlık var. Bu söz felsefi ve tarihi bir sav değil, bu bir sarılış… çünkü duygusal çöküşümüze karşılık geliyor. Bu kişiler daha güzel bir ülke olmak varken bir cehenneme dönüşen güzelim ülkenin yılgınlığını derimden hissediyorlar. İbn-i Haldun’un sözü duygulara tercüman oluyor. Yanlış bile olsa hoşumuza gidiyor. Çünkü yıldık artık! Bıktık artık! Ben ki bir Atatürkçüyüm ama bu halk beni “Türk milleti zekidir” sözünü bile sorgulamaya itiyor. Soyulma, aldatılmak, yok yere ölmek kaderimizmiş gibi geliyor. Sanki coğrafyamız kaderimizmiş gibi geliyor. Bu düşünceyi içimden atamıyorum yanlış olduğunu bildiğim halde… Çünkü direndikçe yılıyorum, bıkıyorum. Bu sadece politikada böyle değil… Bu olay cinsellik için de böyle… Ağır abilik yüklenmiş bize; Ağır abilik altımda ezilmişiz, yalnızlaşmışız, bir saçımızı okşayan bile kalmamış… Hafif abiler hayatını yaşarken biz kendimize ahlak adı altında yanlış bir hayatı seçmişiz. Bu söze tutunanları anlıyorum çünkü ben de ona tutunuyorum. Yanlış bile olsa… Coğrafya kader değildir ama “Bu coğrafyanın kaderi hep böyle mi olacak?” diye sorgulamıyorum dersem yalan olur.

[@suleymanbasgoz1706]

@@dalgnadam862 Bir videoyu izleyin isterseniz. Üzerine düşünürüz.

[@Abdulkadir-fe6hc]

Coğrafya kederdir

[@ernestohorn247]

pr໐๓໐Ş๓ 😊

[@samoz7496]

Coğrafya kaderdir.(İbn-i Haldun)

[@randomhuman5525]

Tmm

[@yawnealakasivar1750]

Thanks!