Eski Sevgilin Zoraki Eşinden Şiddet Gördüğünü Öğrenir|| Jeon Jungkook ile Hayal Et ||

  Рет қаралды 5,105

infinity

infinity

Күн бұрын

sabitte💋 : )
#hayalet #jungkook #taehyung #keşfet #anasayfayadüş #jimin #keşfetbeniöneçıkar

Пікірлер: 77
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Eski Sevgilin Zoraki Eşinden Şiddet Gördüğünü Öğrenir Jeon Jungkook-25 Hawen Armando-34 Sare Helin-21 💿-Chamber Of Reaction •İdolleri cinselleştirmiyorum. •Smut ve rahatsız edici içerikler bulunmaz. •Yalnızca kurgudur, hayali karakterlerle oluşturulmuştur. •Birazcık şiddet olabilir. Kemerini bağla, başlıyoruz : ) • • Aylardır ölü gibiydim. Hayatım devasa bir evin içerisinde, benden yaşça büyük bir psikopatın gözetiminde devam ediyordu. Ya da edemiyordu mu demeliyim? Öyle bir durumdaydım ki yaşamak nedir hatırlamaz olmuştum. Gözlerimi araladığımda hava aydınlanmıştı ancak ılık esintiden erken saatler olduğunu anlayabilirdiniz. Odalarımız ayrıydı. Üzerimdeki geceliği çıkartıp yerini salaş şortlu bir ev takımına bıraktım. Saçlarımı da at kuyruğu yapıp odamdan çıktım. Alt kata indiğimde onun kahvaltı masasının başında olduğunu gördüm. "Günaydın." dedim. Demezsem neler olacağını biliyordum. "Bugün gün boyunca evde olacağım." dedi gözlerini vücudumda gezdirirken. Artık ne kastettiğini ayırt etmek çok zordu. "Tamam." dedim ve arkamı döndüm tekrar odama çıkmak için. O esnada bana seslenmişti. "Kahvaltını yap. Farkında mısın bilmiyorum ama çok zayıfladın." Direnmek yanlıştı. Ben bu yanlışı 21. yaş günümde dayak yerken öğrenmiştim. Yavaş adımlarla masaya oturdum. Kendime küçük bir tabak hazırladım. Ne kadar aç olursam olayım yediklerimi çıkartacağımı bildiğim için çok bir şey almadım tabağıma. "Doğum gününe çok az kaldı." dediği şeyle hızla kaldırdım başımı. Şaka yapıyor olmalıydı? Biliyor muydu doğum günümü? Tabii ki de biliyordu, ondan ilk dayağımı yediğim günü nasıl unutabilirdi ki. "Senin için bir davet düzenleyeceğim." Doğru ya, insanlarla tanıştırması gereken bir eşi vardı sonuçta. "Bence böyle bir şeye gerek yok. Aramızda 13 yaş var. Bunu yanlış anlayabilirler." "Ne demek istiyorsun sen?" "Yalnızca yanlış anlaşılmaların olabileceğini söylemek istedim. Ne de olsa anlaşmalı bir-" "Ah Helin. Sen ve aylardır bitmeyen aptal hallerin. Bu evlilik yıllar sürecek. 1-2 senelik iş değil bu." Bunu defalarca kez söylemişti ama ilk kez bu kadar daralmıştı ruhum. "Konu kapandı. Kahvaltını bitirdikten sonra odama gel." Sandalyesinden kalkıp üst kattaki odasına doğru ilerledi. Koca masada yalnız kalınca başımı yavaşça eğdim. Hıçkırıklarım boğazımı yırtacak kadar şiddetliydi. Nasıl bir işin içine düşmüştüm ben böyle? *11 ay 23 gün önce* "Ne demek ayrılalım! Sen bunu çocuk oyuncağı mı sanıyorsun Helin!?" "Zorlamayalım Jeon." Titreyen sesimin her şeyi ele vermesi gerekiyordu. Buna zorlandığımı anlaması gerekiyordu. "Aptallık bende! Beni param için sevdiğini anlayamayacak kadar kör etti sana olan sevgim." Anlamıyordu. Gözlerimi sıkıca kapattım. Neler diyordu o öyle? Gözlerimi açtığımda gözlerindeki derin nefreti yakalamıştım. Daha fazla konuşmadan arabasına bindi ve hızla uzaklaştı. Yağan yağmurun altına çöktüm. Gözyaşlarım yüzüme düşen damlaların arasında kayboluyordu. Bilmiyordu, zorlandığımı bilmiyordu. Bilmiyordu, o esnada izlendiğimizi bilmiyordu. Kolumu sıkıca kavrayan iri bir el sertçe çekerek kaldırdı beni. "Zırlamayı kes." Sürüklenerek ağaçların arasında gizlenen siyah Mercedes'in arka koltuğuna bindirildim. Yanımda başka biri daha vardı. Yanımdaki adam, beni sürükleyerek arabaya bindiren; benden hemen sonra sürücü koltuğuna oturmuş olan adama seslendi. "Yarın için dinç olması gerekiyor. Ona karşı daha nazik olabilirdin." Yarın mı? Yarın benim doğum günümdü. Adam bana elini uzattı. Elinin üzerinde bir pusula dövmesi vardı. "Ben Armando, tanıştığıma memnun oldum küçük hanım." Küçük hanım mı? Görüntüsüne bakılacak olursa 25-26 yaşlarındaydı. Elini daha fazla havada bırakmamak için sıktım. Titreyen ellerimi kendime çekip kucağıma koydum. "Kaç yaşındasınız acaba?" diye bir soru yönelttim dayanamayarak. Bana gülümsedi ve aynı elini yanağıma yerleştirdi. Bir yandan da baş parmağıyla okşuyordu yanağımı. Elini sertçe savurmak istiyordum.
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Ancak yapamıyordum, korkum isteklerimden öteydi. Anca "33." dediği an isteklerim korkumu bastırabilmişti. Elini hızlıca yüzümden ayırdım. Gülümsemesinin yerini sert bakışları bulmuştu. Elini tekrar yüzüme koyunca bir şey yapamadım. Bu sefer sıkıyordu. Çok sıkıyordu ve daha da kötüsü canım yanıyordu. "Canım yanıyor." "Alışacaksın. Bana karşı çıkmamaya, çıktıkça canının yanmasına alışacaksın." Yanağımı sıkan eline süzülen gözyaşım getirebilmişti onu kendine. Hızla elini çekip kendi tarafına döndü. Saatler süren bir yolculuğun ardından araba büyük bir malikanenin içine girdi. Hayatımda gördüğüm en büyük ev olabilirdi. Durunca bana dokunmalarını istemediğim için ilk ben indim arabadan. Ev içeriden daha büyük görünüyordu. Kelimenin tam anlamıyla devasaydı. Gözlerim evden sonra bizi karşılayan hizmetçilerin üzerinde gezindi. 8 kişiydiler. Üniformalarının eteği olması gerekenden çok daha kısaydı. Nereye düşmüştüm ben böyle? Arkamdan duyduğum ses Armando'ya aitti. Soğuk ellerinin belimi bulmasıyla tüylerim diken diken olmuştu. "Onu yarın için hazırlayın. Dinlenmesi gerekiyor." Ne yarınmış arkadaş. Doğum günümü ben bile bu kadar anmamıştım şimdiye kadar. Önümde bekleyen hizmetçilerle beraber üst kata çıktık. Bir odanın önünde durduk. Kapı açılınca bu odanın büyük bir banyo olduğunu fark ettim. Büyük, donanımlı bir küveti vardı. Bornozların asılı olduğu bir askılık vardı. "Soyunun." Arkamdaki hizmetçilerden birinin verdiği bu tuhaf emirle onlara döndüm. "Anlamadım?" "Soyunun hanımefendi." "Üzgünüm ama ben hiçkimsenin yanında soyunamam." Bana bu emri veren hizmetçi yanındakine bir bakış attı. Sonra cebindeki telefona attı elini. "Tamam. Soyunacağım ama hiçbiriniz bakmayacaksınız bana." Beni başıyla onayladığında hepsi aynı anda arkasına döndü. Ellerim hala titriyordu. Üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp iç çamaşırlarımla kaldım. Derin bir nefes alıp onları da çıkarttığımda gerçekten çıplak kalmıştım. "Soyundum, şimdi ne yapacaksınız?" İçlerinden biri beni görmeyecek şekilde küvete kadar gelip suyu ayarladı. "Küvete girin." Emir alınmıştır. Bir bacağımı küvete soktum. Su çok soğuktu. "Bu su çok soğuk." "Bay Hawen'in emri." "Ilık değil, soğuk diyorum. Bir de buz koysaydınız içine." "Bizi zorlamak istemezsiniz." dedi arlarından iri olan. Bu kadını incelemiştim. Dudaklarına sürdüğü kırmızı ruj bu renkten nefret etmem için ideal bir nedendi. "Eğer itiraz etmeye devam ederseniz arkamı döner ve sizi zorla küvetin içine sokmak zorunda kalırım." "Peki." Diğer bacağımı da küvetin içine sokup içimden üçe kadae saydım. Üç dediğimde hızla küvetin içine oturacaktım. Bir, iki, üç! Vücuduma temas eden soğuk damlalar tenimin ısısını düşürürken içimi cayır cayır yakıyordu. Yaklaşık 1 saat süren korkunç bir banyo serüveninin ardından bana uzattıkları bornozun içine girdim. Gözlerim banyoda gezinirken küvete dönük olan heykelin gözündeki gizli kameraya takılı kalmıştı. Bornozu bağlayan ellerim yavaşça gevşedi. "İyi ki arkanızı dönün dedik! O kamera ne lan!" Arkamdakilerden biri yine az sonra içine tüküreceğim ağzını açtı. "Zorluk-" "Ne zorluğundan bahsediyorsun! Bu tecavüz değil de ne? Hemcinsinizim ben sizin! Siz de kadınsınız, bu kadar mı unuttunuz benliğinizi!?" O sırada kapı açıldı ve içeriye Armando girdi. Hızla üzerime doğru geldi ve kolumu sıkıca kavradı. Dişlerini sıkarak konuşmaya başladı. "Sesinin dozunu alçalt. Çalışanlarıma sesini yükseltecek konuma gelmedin henüz." "Sen şerefsizliğin dibi konumundasın, ya onu ne yapacağız?" (...) Sızlıyordu. Her yerim sızlıyordu. Kalbimdeki acı vücudumdakiyle yarışabilir miydi? 21 böyle gelmemeliydi. Onu böyle karşılamamalıydım. Şu an neredeydi? Biliyor muydu canımın yandığını? Hissetmiş miydi aldığım darbeleri? Odanın bir kenarında, yerde yarı baygın bir şekilde kıvrılmıştım. O ise dinlenmek için gitmişti. Bana vurduğu için yorulmuştu. Beni 21'e bağlayan gece benim için yeni bir başlangıç olacaktı aynı zamanda da bir son. Neye son verdiğimi bilincindeydim ama neye başladığımı bilmiyordum.
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
O gece Armando bir daha gelmedi odama. Sabaha kadar beni savurduğu yerde kalmıştım. Ne kalkacak gücüm vardı, ne de kalktıktan sonra sığınabileceğim bir yer. *Günümüz* Kapıyı çalıp odasına girdim. Balkonunun kapısını açmış yatağında oturuyordu. Bir elinde sigara, diğer elinde de bir kitap vardı. Beni görünce kitabı ayraç koymadan kapattı. Onu tanımasaydınız ilk görüşte aşık olabilirdiniz. Yapılı bir fiziği vardı. Güldüğü zamanlarda yüzü güzelleşiyordu. Ya da bana öyle geliyordu çünkü gülmediği zamanlarda takındığı o sert yüz ifadesi benim için korkunç yaralara dönüşüyordu. "Gel." dedi ve yatağın boş tarafını işaret etti. Yavaş adımlarla yanına doğru gidip yatağa oturdum. Yine de mesafeliydim. "Yaklaş." dedi bu sefer. Aksini yapma gibi bir lüksüm yoktu. Yatakta sola doğru kayıp bacaklarımı uzattım. Vücudum onunkine temas ediyordu ve bu bana berbat hissettiriyordu. Sağ kolunu omzuma atıp beni göğsüne yasladı. O an bir şey fark ettim, kalp atışları ben yanında olduğumda yavaşlıyordu. Saçlarımda bir baskı hissetmiştim. Onun Jungkook olduğunu düşünmeye çalışırdım böyle zamanlarda. Sonra bana söylediği son şeyler gelirdi aklıma. Vazgeçer ve yanımdaki Armando gerçeğini kabullenmek zorunda kalırdım. Beni en son 1 hafta önce dövmüştü. Diz kapağımda korkunç bir morluk oluşmuştu. Sıktığı kollarımdaki parmak izleri zamanla morluklara dönüşmüştü. Dudağımın kenarında küçük bir patlak vardı. Sırtımı göremiyordum. Görmek de istemiyordum zaten. "Davette nasıl bir elbise giymek istersin?" diye bir soru yöneltti. _Mümkünse sırt dekoltesi olmasın ve boğazıma kadar bütün vücudumu sarsın._ "Bilmiyorum. Hiç düşünmedim." "Bir renk söyle en azından." _Beyaz, bütün saflığıyla beyaz._ "Siyah." _Kirlenmiş bir başlangıcın rengi._ "Doğum gününde siyah mı giyeceksin." _Hayır, 22'yi de siyahlar içinde karşılamamı bekleme benden._ "Evet." "Peki. Bugün haber veririm senin için elbise seçenekleri getirirler." Başka bir şey söylemedi ve biz öyle durmaya devam ettik. "Uyuyalım mı?" diye bir soru yöneltti. _Uyumak istiyordum ama onun kollarında değil._ "Olur." Pozisyonumuzu bozmadan yatağa uzandık. Bir yandan parmaklarıyla saçımla oynarken bir yandan da küçük öpücükler bırakıyordu saçlarıma. (...) Gözlerimi açtığımda hala bana sarılıyordu. Derin nefes alışverişlerinden anladığım kadarıyla uyumaya devam ediyordu. Kolunu belimden kaldırıp yavaşça doğruldum yatakta. Uyurken çok uysal görünüyordu. Jungkook'u unutalı çok olmuştu. Birden ortadan kaybolduğumu şimdiye kadar fark etmeleri gerekirdi. Çok arkadaşım yoktu. Kendime yakın bulduğum 2 arkadaşım vardı yalnızca. Belki onlar benim için telaşlanmış olabilirlerdi. Yaşadığım her şeye sebep olan ailem beni çok da umursamıyordur. Jungkook ise çoktan yeni birini bulmuştur kendine. Ben bunları düşünürken dizlerimde bir ağırlık hissetmiştim. Başını dizime mi koymuştu? "Saçlarımı okşar mısın?" _Hayır! O iğrenç şeylere öldürsen dokunmam!_ "Olur." dedim ve bir elimle saçlarını okşamaya başladım. Hepimiz zaman zaman bazı şeylere mecbur kalıyoruz. Bazen maddi, bazen manevi şeylerle kapatmaya çalışıyoruz arayı. Bense kendimle kapatmıştım o mesafeyi. Bütün benliğimi elime geçen bir hiç uğruna terk etmiştim. Neredeydi o neşeli kız? Neden gülmüyordu artık? (...) Aradan birkaç gün geçmişti. Bu süreçte Armando'nun sözünü ettiği elbiseleri görmüş ve aralarından derin sırt dekoltesi olan uzun bir elbise seçmiştim. Elbise dizimi ve kollarımı kapatıyordu. Sırtımdaki izleri de kapatsaydı eminin mükemmel olurdu. Elbisemi giyip aynanın karşısına geçtim. Yanımdaki kıza fondöten ve pudrayı verip sırtımı döndüm. Yaklaşık 5 dakika süren işlemden sonra kendimi süzdüm. Eksik olan bir şey var mıydı? Elbette vardı. _Doğum günü kızı, neden gülümsemiyorsun? Bu gece senin gecen. Bu gece senin başlangıcın. Bu gece kendini 21'e affettirebilmek için gül._ "Hazır mısın?" Armando'nun sesini duyan kulaklarım kapıya doğru dönmemi sağladı.
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Kapıyı açıp karşıma geçti. "Çok güzel olmuşsun." dedi. _Güzel falan değilim ben. Senin iltifatların midemi bulandırıyor!_ "Teşekkür ederim." dedim uzattığı pusula dövmeli elini tutarken. Davet buradaydı. Devasa bir malikaneniz varsa davet vermek için başka bir yere ihtiyacınız yoktu. Yavaş adımlarla basamakları teker teker indik. Gözlerimi açtığımda bu kadar fazla insanla karşılaşacağımı bilmiyordum. Yüzüme sahte bir gülümseme takınıp gelenleri incelemeye başladım. Armando klasik bir açılış konuşması yaptıktan sonra insanlar tarafından alkışlanmaya başladık. Önümüze getirilen devasa pastayı kesince tekrardan alkışlanmıştık. Armando beni kendine çekip dudaklarıma ıslak bir öpücük bıraktı. _Bunun anlamını biliyordum._ Armando'nun yanında bir taraftan bir tarafa sürüklenip duruyordum. Herkese selam veriyor ve beni tanıtıyordu. Koca davette 1 kişi bile takılmamıştı yaş farkına. Ona yorulduğumu söyleyip yukarıya çıkmak üzere merdivenlere yöneldim. O esnada bir garson hızla geçmişti önümden. Ben durunca arkamdaki kişi bana çarpmıştı. Arkama dönüp bana çarpan adama yönelttim bakışlarımı. Gözlerimizin kaç saniye takılı kaldığını hatırlamıyordum. Gözlerimi ayırmamı sağlayan şey ise siyah takım elbisesine bulaşan fondöten olmuştu. "Kusura bakmayın beyefendi." dedim ve az önce çıkmak üzere olduğum merdivenlere yönelttim adımlarımı. Hızla merdivenleri çıkıp diğerlerine oranla daha küçük olan bir banyoya girdim. Malikanede kamera olmayan tek yerdi burası. Canım sıkıldığında gelir ağlar ya da kendi kendime takılırdım. Ben kapıyı kapatırken kapı sertçe itildi ve o da girdi içeriye. "Ne var Jeon?" diyebilmiştim sadece. "Sen sırtına fondöten sürmezsin." "Son zamanlarda sivilce çıktı sırtımda. Görünmesini istemediğim için sürdüm." "Yalan söyleme. Senin sırtında sivilce de çıkmaz.' Kaşlarımı çattım. "Niyeymiş o, sen misin benim sırtım?" O sırada beni ters bir şekilde duvara doğru itti. Çırpınsam da işe yaramıyordu. Kenarda duran havlu sepetinden aldığı bir havluyu ıslatıp sert harketlerle sırtıma sürmeye başlayınca küçük bir inilti çıktı dudaklarımın arasından. Buna karşılık hareketlerini yavaşlatmıştı. Direnmeyi bırakmıştım artık. O da beni duvara bastırmayı bırakmıştı. "Helin, bu da ne böyle?" dedi. Sesine ince bir hüzün hakimdi. Sırtımdaki yaralara ben bile doğrudan bakamıyordum. Ona doğru dönüp acı bir şekilde gülümsedim. "Beğenmedin mi?" Elbisemin omzunu indirip kolumdaki izleri de gösterdim. "Bak burada da var." dedim sol göğsümdeki izi de göstererek. Yutkunmuştu. "Aynı yerde bir yara daha var. Ama o yarayı yalnızca ben görebiliyorum, ben hissedebiliyorum." Elbisemin omzunu tekrardan kaldırdım. " 'Beni param için sevdiğini anlayamayacak kadar kör etti sana olan sevgim' bu cümlenin ağırlığını tek başıma taşıyorum." Çıkmak üzere kapı kulpuna attığım elimi hızlıca tuttu. "Benimle geleceksin." "Aylarca beni bulmasını umduğum ve ansızın karşıma çıkıp bana emir veren birinin elini asla tutmam." dedim ve çektim elimi. "21'i nasıl karşıladığımdan haberin var mı? Vücudum acıdan uyuşmuştu. Senin söylediğin adi cümle mi üzmeliydi beni, yoksa tanımadığım bir heriften yediğim dayak mı sen karar ver istersen. Şimdi gidiyorum. Eşim beni bulamazsa gecenin nasıl biteceğini aklımın ucundan bile geçirmek istemiyorum." Tam çıkacağım sırada aklıma gelen şeyle ona döndüm. "Sanırım bu gecenin nasıl sonlanacağını biliyorum. Kocam bu gece onun için hazır olmamı söylemişti. Gerçi alışığım zaten, ilk değil ya." Çıkmak üzere bir hamle yaptığım sırada beni tekrardan geriye çekmişti. "Dokundu mu sana?" Zaten siyah olan gözleri iyice koyu bir renge bürünmüştü. "Hadi be, sen de 1-2 kızı atmışsındır yatağına. Zevk konusunu tartışmaya gerek yok çünkü sen böyle konularda isteklisindir hep." Birkaç saniye duraksayıp konuşmaya devam ettim. "Ama bir şey söyleyeyim mi? Ben hiçbirinden zevk almadım Jeon." Hızlı adımlarla lavabodan çıkıp kendime ait olan yatak odama girdim. Vücudumu yatağa atıp gözlerimi kapattım. _Hani güzelce karşılayacaktık 22'yi?_
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Kapı açılınca gözlerimi açtım. Gelen kişi Armando'ydu. "İyi misin hayatım?" Yatağımda doğruldum. "Armando, bana bir söz verir misin?" Yanıma kadar gelip yatağıma oturdu. "Nasıl bir sözmüş bu?" "Bana bir daha vurmayacağına dair bir söz." Sustu ve bir süre konuşmadı. Yataktan kalkıp sırtımı döndüm ona. "Ben gerçeklerle yüzleşmekten korkuyorum artık. Aynanın karşısına geçmekten korkuyorum, bu iz ne zaman oluştu diye düşünmekten, koca bir malikanede vücudumdaki yaralarla beraber ölüp gitmekten korkuyorum." Konuşmadı. "İyileşmesini bile beklemiyorsun." diyebildim kalan son nefesimle. "Özür dilerim." dedi bakışları yerdeyken. "Dileme, tekrarlayacağın hiçbir şey için özür dileme." dedim. Üzerinden yükselen nahoş kokudan anlıyordum sarhoş olduğunu. Eğer kendinde olsaydı söyleyecek, yüzüme çarpacak bir iki söz bulurdu mutlaka. Yataktan kalkıp yanıma doğru gelip açıkta bıraktığım omzuma küçük bir öpücük bıraktı. Saniyeler geçtikçe vücuduma bıraktığı öpücüklerin sayısı artıyordu ve her seferinde kusacak gibi oluyordum. İleri gitmek istediğini anladığımda geriye çekildim. "İstemiyorum." "Sana sormadım." "Benim bedenime iznim olmadan dokunamazsın." Kısa süren sinir bozucu bir kahkaha attı. Üzerime gelmeye başladığında kendimi tutamadım ve yüzüne sert bir tokat attım. Zaman kaybetmeden elbisemin omuzlarını kaldırıp Armando'nun yatağın üzerine çıkarttığı ceketi omzuma atarak çıktım odamdan. Konukların arasına karışıp tenha olmayan masalardan birine geçtim. O sırada bulunduğum yereden daha tenha bir masanın başında gördüm Jeon'u. Bana bakıyordu. Gözlerindeki derin ifadeyi hissetmiştim, rahatsızdı. Neden rahatsız olduğunu anlamam çok uzun sürmemişti. Ona bakmayı kesip merdivenden inen Armando'ya çevirdim bakışlarımı. Ya sarhoş değilse, diye geçirdim içimden. Ya ona attığım tokadı hatırlarsa? Tedirgin olmuştum. Armando benim masama doğru geliyordu. O esnada görüş açım kapandı, karşımda Armando değil Jeon duruyordu. "Merhabalar Bayan Hawen." dedi ve elini uzattı. Uzattığı elini sıkıp geri çektim elimi. "Kaç yaşına girmiştiniz?" "22." dedim gülümseyerek. Olabildiğince gülümsemeye çalışıyordum çünkü korku heryerdeydi. Eğer davet böyle devam ederse korku bedenimin heryerinde de olabilirdi. "Var mı bir planınız? Bu yaşınıza özel." "Yaşamak. Yaşayabilmek." dedim. Armando çoktan kaybolmuştu gözler önünden. Adi herif, çok iyi kamufule ediyordu kendini. Elime megafon alıp onun sadist, adi bir şerefsiz olduğunu söylesem kimse bana inanmazdı. Özellikle de gösterdiğimiz onca sevgi gösterisinden sonra. "Odada yaşanan her şeyi biliyorum. Bu gece seni rahat bırakmaz. Ya her şeyi birlikte düzeltelim ya da gece yaşanacaklara hazırlıklı ol." "Gece yaşanacaklara hazırlıklı ol da ne demek? Oyun mu bu Jeon? Sanki benim elimdeymiş gibi davranıyorsun. Direnmek, kaçmak basit şeyler. Denemedim mi sanıyorsun? Koca malikanede ondan kaçarken 6 tur attığımı bilirim ben. Sonrasında da 6 gün kendime gelemediğimi." Gözlerimin içine bakıyordu. O günkü gibiydi. Ne demek istiyordu acaba? Belki de ima etmek istediği bazı şeyler vardı. _Neyi ima edecek sence? Bir sonraki adımı 'para alıyor musun bari' sorusunu sormak bile olabilir._ Kendi kendime sürdürdüğüm iç çatışmayı durdurmam gerektiğimin farkına varana kadar birkaç dakika geçmişti bile. "Seninle gelsem, beni buradan kurtarsan bile seninle devam edeceğimi mi sanıyorsun? Eski hayatıma geri döneceğim. Bir kafede, mesai arkadaşlarımla beraber molalarımı ders çalışarak geçirmeyi özledim. Kaossuz, şiddetsiz hayatımı özledim. Ve bu hayatın içinde sana ait bir yer yok Jeon." Yanından ayrılıp kalabalığın içinden ayrılmadan ortalıkta gezinmeye başladım. Armando ondan uzaklaşmaya çalıştığımı fark etmiş olmalı ki pis pis sırıttı bana. Uzağımdaydı. Neyseki uzağımdaydı. Biraz nefes almak adına terasa çıktım. Gözlerimi siyaha bürünmüş geceyi aydınlatmaya çalışan dolunaya diktim. 21'in sesi çınladı kalbimde. Acı feryatları, çığlıkları.. Sahiden, kimse duymamış mıydı sesini? Öylece acı çekmesine izin mi vermişlerdi? Gelen ayak sesleri tüylerimi ürpertmişti. Nabzım hızlanmaya başlamıştı bile.
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
"Benim." dedi. Tuttuğum nefesi rahatlıkla verdim. "Seni burada bırakmayacağım Helin. Bir daha olmaz." "Nasıl olacakmış o?" diye sordum alay eder gibi. "Şu an onun büyük yatırımcılarından biriyim. Onu bir iki dakikalığına meşgul edeceğim. Arabamı garajın içine, bahçeden kolayca sızılabilecek bir yere koydum. Sen o esnada oradan geçeceksin. Araba açık olacak zaten. Bineceksin, ben de müsade isteyip çıkacağım." "Valeler ne bokuma duruyorlar o halde? Ayrıca korumalar bahçenin heryerindeler." "Bugün korumaların hepsi birer garson ya da vale. Bahçede koruma kalmamıştır." İyiydi, güzeldi ama kaçmak her şeyi zorlaştırırdı. Yakalanırsak her şey biterdi. Ben biterdim, o biterdi. Geriye ne kalırdı ki? "Pekala." dedim ve sağlıklı düşünmek için birkaç dakika ayırdım kendime. "Tamam. Ama yokluğumu fark ettikleri an aramaya çıkarlar." dedim. "Yani hızlı hareket etmemiz gerekiyor." dedi. O malikanenin içine, ben de bahçenin arkasına çıkan merdivenlere yöneldim. Telefonum yatak odasındaydı ama almam her şeyi zorlaştırırdı. Jeon'un söylediği gibi bahçe bomboştu ama birkaç konuk sigara içip sohbet etmek için çıkmıştı. Ses çıkartmamaya özen göstererek Jeon'un bahsettiği yere kadar ilerleyip elbiseme dikkat ederek sıyrıldım. Aylarca kaçmak için planlar yapıp durmuştum. Bu kadar kolay olabilir miydi sahiden? Arabayı bulup içine bindim. Siyah film beni göstermezdi ama temkinli olmak için arka koltuklardan birine geçmiş ve boşluğa saklamıştım kendimi. Birkaç dakikanın ardından kapı açıldı. Biri aynayı ayarlıyordu ve kesinlikle Jeon değildi. Araba hareket etmeye başlamıştı. Korkuyordum, valeden sonra arabaya binecek olan kişi Armando'da olabilirdi. Araba durdu ve kapı açıldı. Valenin sesi geldi. "Buyrun efendim. İyi geceler dileriz." "Teşekkürler." Onun sesini duyduğumda rahatlamıştım. Arabaya binip aynasını düzeltti. "Helin?" "Buradayım ama sakın koltuğunu hareket ettirme. Patlamak üzereyim." Söylediklerime gülüp koltuğu biraz ileri çekti. Saklandığım yerden kolayca çıkıp koltuğa attım kendimi. "An itibariyle 1 yıldır dışına adım bile atmadığım krallıktan çıkmış mı oldum?" "Evet." dedi. Gözlerimiz dikiz aynasında buluşmuştu. "Bana sinirlisindir diye düşünüyordum. Ne de olsa seni paran için seven bir kızla karşılaşmak pek hoş olmamış olmalı." Söylediklerime ne bir cevap ne de bir tepki vermişti. "Üzerindeki bütün takıları çıkart Helin." "Hepsi saf pırlanta, hayatta olmaz." "Sen bilirsin. Krallığa geri döndüğünde daha fazlasına sahip olursun nasıl olsa." Tabii ya! Takıların içinde bir ses kayıt cihazı ya da takip etme özelliği olan bir cihaz olabilirdi. Teker teker çıkartıp pencereden fırlattığımda hepsinden kurtulmuştum. Saçımdaki tokalardan ayağımdaki stilettolara kadar her şeyi çıkartmıştım. Saçlarımı da elimle tarayıp düzelttim. "Saçlarını uzatmışsın." "Kocam uzun seviyordu. Çekerken daha kolay oluyormuş." Kollarımı bağlayıp başımı cama çevirdim. Bir süre ikimiz de konuşmadık. "Yokluğunu fark etmişlerdir. Az sonra bir eve uğrayacağız orada hazırlanman için süre tanıyacağım sana. Sonra araba değiştireceğiz." "Neye hazırlanıyorum acaba?" "Neye mi hazırlanıyorsun? Üzerindeki elbise rahatsa yalnızca arabayı da değiştirebiliriz." Sessizliğim ona cevabımı net bir şekilde vermişti. Yaklaşık yarım saat sonra bir dağ evinin önünde durduk. "Ayakkabılarım, onları da fırlattım." Arabadan inip beni kucağına aldı ve eve doğru taşımaya başladı. Eve girince inmek için bir hamle yapmıştım ama bırakmamıştı. "Gerisini çıplak ayaklarımla da halledebilirim." "Yalnızca 2 saat istiyorum senden. Susman için 2 saat." (...) Yoldaydık. Son iki saattir gerçekten hiç konuşmamıştım. "İçimde kötü bir his var." "O halde bundan sonra içinde hiçbir kötü his kalmayacak." dedi ve elini elimin üzerine koydu. "Kaçarak nereye kadar gidebiliriz? Tıkanıp kalacağımız bir yer olacaktır mutlaka." derken elimi kucağıma doğru çekmiştim. "O zaman sen 2 saat daha sus." "Tamam." (...) Gözlerimi açtığımda güneş yeni yeni doğuyordu ve biz hala yoldaydık.
@Dark_Queen7
@Dark_Queen7 Ай бұрын
Vay anam babam be bayıldım resmen hele okadar odaklandıktan sonra hikayenin sonuna anırmam müq bir hikayeydi cidden
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Çok teşekkür ederimm💋 :)))))
@lisoostan
@lisoostan Ай бұрын
Aşırı iyiydi. Yazar olmalısın. Kelimelerle anlatamam çok iyiydi.ÇOK İYİ
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@lisoostan Çok teşekkür ederimm❤💋 :)))))
@mydarkworlded_
@mydarkworlded_ Ай бұрын
Film gibiydi ya,hayran kaldım, her kurgun bir digerinden nasil üstün olur bilemiyorum ama her geçen gün level atlıyorsun,şahane inanılmaz
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
çok teşekkür ederimm :)))😽💋
@김Luisaa_fan1
@김Luisaa_fan1 Ай бұрын
Sen bunu 100000000000000... Serilik bir kitap yap sıkılmadan günde 100 saat okurum çok iyii
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@김Luisaa_fan1 çok teşekkür ederim : ) 😽😽
@Miss_yoongi-
@Miss_yoongi- Ай бұрын
Bir saniye bir saniye SARE HELİN diyince aklına SOKAK NÖBETÇİLERİ kitabı gelen tek benmiyim
@moon_kisses
@moon_kisses Ай бұрын
ÇOK GÜZEL ÇOK GÜZEL ELİNE SAĞLIK AŞIK OLDUM💖💖💖💖💗💗🔥❤️‍🔥💖🥰😉💗🥰🥰🔥💗🤬🔥❤️‍🔥🥰🔥🥰💗❤️‍🔥🔥
@BusraKaderYldz
@BusraKaderYldz Ай бұрын
Ulan maşALLAH, bu da bir önceki hikayen gibi çok iyiydi:D Wattpad'im şu anda yok ama orada bir roman (BTS üyeleri ile hayal gibi değil de, sıradan bir roman) yazmayı düşünürsen kesinlikle yeniden indirmeyi düşünürüm sırf senin hikayen için😀
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@BusraKaderYldz bu sene sınav senem olduğu için wattpad'e başlama işini yaza ertelemiştim ama uygulamayı bir türlü öğrenemedim(benim cahillik) hikaye vb. okuyabiliyorum ama yazma konusu sıkıntılı tam öğrenmeye karar verdiğim günden 1 gün sonra pat diye kapattılar zaten
@Taekookasktir101
@Taekookasktir101 Ай бұрын
Ayyy çok güzeldii bayıldımm ellerine emeğine sağlık bebeğim mükemmelsin 💋💋💋
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@Taekookasktir101 sen de mükemmelsin bebeğim💋 ;)
@Taekookasktir101
@Taekookasktir101 Ай бұрын
@@dil_infinity Ayy teşekkür ederim bebeğim 💘
@aptaljuliet_
@aptaljuliet_ Ай бұрын
Bugüne kadar okuduğum,gördüğüm en iyi kurguydu ellerine sağlık bundan sonra takipteyim diğer kurgularını okumaya gidiyorum ^^
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@aptaljuliet_ aramıza hoşgeldinn♥️♥️
@aptaljuliet_
@aptaljuliet_ Ай бұрын
@@dil_infinity hoşbuldummmmm çok beğendim hesabını umarım kısa sürede daha da büyürsün^^
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@aptaljuliet_ çok teşekkür ederim :)
@hiranursunkam3530
@hiranursunkam3530 25 күн бұрын
ALLAHIMMM ÇOK GÜZELLL YA ÇOK AZ IZLENME NIYEE ALMIŞ AA😻😽🙈💋
@Parkchaeyoungstan
@Parkchaeyoungstan Ай бұрын
İçimde bir burukluk kaldı resmen süperdi
@lun.m0_0n
@lun.m0_0n Ай бұрын
Bu benimsemediğin halinse benimsediğinde bize neler yaparsın sen kim bilir........ Mükemmel ötesi lütfen yazmayı bırakma ve hikâye atmaya devam et. Aynı uzunlukta hatta bundan bile daha uzun olabilir (yüzsüzlük seviyem :D) gerçekten mükemmel ötesi diğer videonu ve hikayeni sabırsızlıkla bekliyor olucam 💟💟💟💟
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@lun.m0_0n çok teşekkür ederimmm :)))💋❤❤❤
@jeon-jeong-gug
@jeon-jeong-gug Ай бұрын
Çok güzeldi, seni yeni keşfettim ve önceden görmediğim için çok pişmanım. Duyguları yansıtma şekilin harika, uzun yazman mükemmel. Gerçekten daha fazlasını hak ediyorsunn
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
çok teşekkür ederimm :))💞💞
@Taehyung73383
@Taehyung73383 Ай бұрын
O kadar güzel hikaye idi ki hem ağladım hem güldüm harika ❤❤❤
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Teşekkür ederimm😽😽
@Taehyung73383
@Taehyung73383 Ай бұрын
@@dil_infinity 🤍💖
@user-ti8zy4bk6l
@user-ti8zy4bk6l Ай бұрын
Helinin her kelimesi cok anlamliydi..
@Berrinnn-l2e
@Berrinnn-l2e Ай бұрын
Yeni abonen hayorlı olsunnn
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
aramıza hoşgeldinn💞💞💋 :)))
@Berrinnn-l2e
@Berrinnn-l2e Ай бұрын
@@dil_infinity Hoşbuldummm
@Lallitosarcasio
@Lallitosarcasio Ай бұрын
Helin Aktan Saye sarca günes>>>
@DumSpiroSpero-f8f
@DumSpiroSpero-f8f Ай бұрын
🎉🎉🎉🎉🎉 sonunnnndaaa
@DumSpiroSpero-f8f
@DumSpiroSpero-f8f Ай бұрын
Hikayelerini çok beğeniyorum ❤
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
😽💋
@DumSpiroSpero-f8f
@DumSpiroSpero-f8f Ай бұрын
@@dil_infinity 🥰💖
@ToprakTutuncu
@ToprakTutuncu Ай бұрын
Saka gibi asiri iyiydii
@Korea-fan_Leeminho
@Korea-fan_Leeminho Ай бұрын
Şey biraz fazla mı uzun olmuş- gözüm çok korktu.
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Benim yazı tarzım normale oranla çok daha uzun. Bunu başta ben de kusur olarak görüyor ve hikayelerimi boşu boşuna uzattığımı düşünüyordum. Sonradan sonraya okurlarım da uzun hikayelerimi beğenince uzun yazmaya devam ettim :) Bence oku, bir değişiklik olur♥️
@Korea-fan_Leeminho
@Korea-fan_Leeminho Ай бұрын
@@dil_infinity tabiki okuyorum zaten sadece o an için evde annem vardı kızar belki diye kısa bir hikayeyi hemen okurum diye kısa arıyordum. Okumaya başladım yarısını okudum şimdi devam ediyorum cidden tek kelimeyle mükemmel ellerine sağlıııkkk❦❦❦
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
@@Korea-fan_Leeminho çok teşekkür ederimm :)
@Jimininserçeparmağı
@Jimininserçeparmağı Ай бұрын
Boy 6 saatcik bir gecikme 😂 ama okumaya godiyom
@DumSpiroSpero-f8f
@DumSpiroSpero-f8f Ай бұрын
Çok güzeldi 👏👏👏
@Namoonie
@Namoonie Ай бұрын
çok güzel olmuş bayıldım
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
Teşekkür ederim💞💞
@tt1578
@tt1578 Ай бұрын
Cok güzel olmusss
@Cha3ry_
@Cha3ry_ 24 күн бұрын
COK IYI OLMUS LAN
@user-ti8zy4bk6l
@user-ti8zy4bk6l Ай бұрын
Yeni aboneen
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
aramıza hoşgeldiiiinnn💋💋💞
@Katerina_Petrova16
@Katerina_Petrova16 Ай бұрын
Mükemmeldi kendimi film izliyor gibi hissettim resmen
@dil_infinity
@dil_infinity Ай бұрын
:)❤
@dilsahhsanem
@dilsahhsanem Ай бұрын
Çok güzellll eline sağlık
Jungkook İle Hayal Et { kıskançlık , kavga , ayrılık , mutlu son } 💜🍀
9:13
Jung Kook _ 판타지 버스터 🥂
Рет қаралды 33 М.
这三姐弟太会藏了!#小丑#天使#路飞#家庭#搞笑
00:24
家庭搞笑日记
Рет қаралды 125 МЛН
小丑在游泳池做什么#short #angel #clown
00:13
Super Beauty team
Рет қаралды 40 МЛН
Jeon Jungkook İle Hayal Et | "Eski Sevgilinden Hamile Olduğunu Öğrenirsin"
3:54
•ᴊᴇᴏɴᴋɪᴇᴠシ︎
Рет қаралды 2,2 М.
Jeon Jungkook ile Hayal Et-Kolundaki Yara, Zorbanın Dikkatini Çeker
4:01
𝙟𝙚𝙤𝙣𝙨𝙢𝙤𝙪𝙡
Рет қаралды 17 М.
1 KADIN VS. 4 ERKEK | KIYAFETLERE GÖRE KÖR BULUŞMA!
25:57
Burak Aktürk
Рет қаралды 248 М.
这三姐弟太会藏了!#小丑#天使#路飞#家庭#搞笑
00:24
家庭搞笑日记
Рет қаралды 125 МЛН