Рет қаралды 7,602
ah... oh bulanık gözbebekleri
benim halvetimdeki o sade sofiler
o iki gözün semahının çekiminde
bayılmışlardı
dalgalanıyordu gördüm uçtan ucuma
ateşin kızıl harlanışı gibi
suyun yansıması gibi
yağmurun kasıntısıyla bir bulut gibi
sıcak mevsimlerin soluklarının gökyüzü gibi
yayılmıştı o
sonsuza değin
yaşamın öte yanına değin
ellerinin esintisinde
gördüm
gövdem bir şeydi
tükenen
gördüm
onun kalbinin
serseri büyüleyen tınlamasıyla
kalbimde döndüğünü
saat uçtu
perde rüzgarla gitti
basmıştım onu
yalazların halesine
söylemek istiyordum
ancak
onun tok gölgeli kirpiklerinin yığını
ipek bir perdenin şaçakları gibi
karanlığın diplerinden aktı
isteğin o uzun uyluğuna
ve o kasılma... o ölesiye acı kasılma
benim yitik uçlarıma değin...
kurtuluyorum diye gördüm
kurtuluyorum diye gördüm
derimin
aşkın genişlemesinden çatladığını gördüm
ateşli oylumumun
usulca eridiğini gördüm
ve döktü, döktü, döktü aya, çukura, çökmüş aya, bulanık allak bulak aya
birbirimizde ağlamıştık
birbirimizde o itibarsız birlik anını
çılgınca yaşamıştık...