"Galip Çağ ile Ustaların Çağ'ı" Bölüm 66: Sadık Hidayet - Kör Baykuş

  Рет қаралды 1,916

AcundaUs Kanalı

AcundaUs Kanalı

Күн бұрын

Пікірлер: 11
@mustafailikkan7068
@mustafailikkan7068 Жыл бұрын
Bastan sona dinlemekten cok keyif aldim. Sadik Hidayet'in Kor Baykus ve Haci Aga kitaplarini okudum, diger eserlerini de okuyacagim. Kor Baykus zor bir kitapti, daha sonra tekrar okuyacagim. Yorumlariniz da cok degerli oldu benim icin. Tesekkurler.
@hadicea.4287
@hadicea.4287 2 жыл бұрын
Lütfen videoları kısaltmayın, verdiğiniz bilgiler çok kıymetli. Devamını heyecanla bekliyoruz. Saygılar
@OnurOral
@OnurOral 2 жыл бұрын
Sesinize yüreğinize sağlık Galip hocam. Yine nefis bir yayın oldu. Emeğinize sağlık..
@mehmetbektas6785
@mehmetbektas6785 2 жыл бұрын
Avrupa'dan fon almadiginiz her halinizden belli.tesekkurler.Yolunuz açık olsun
@mehmetbektas6785
@mehmetbektas6785 2 жыл бұрын
Teşekkürler
@_RCF_
@_RCF_ Жыл бұрын
Kitap incelemesi 22:22 de başlıyor
@Rousseau-YalnizGezgin
@Rousseau-YalnizGezgin 7 ай бұрын
Ne yazık ki savaş, soykırım ve kitlesel öldürmeler “normal insan davranışı”dır; çünkü hepsi de düzenli bir şekilde meydana gelir. Tarihe ister savaş, çekişme ve şiddet ile ara verilen barış dönemleri ya da barışla ara verilen savaş, çekişme, şiddet dönemleri olarak bakabilirsiniz. Bir tarihçi olarak, insan agresyonunu, kabalığını, şiddeti ve çekişmelerini insan tarihinin tam da merkezinde olduğunu düşünüyorum. Çoğumuzun kabul etmek isteyebileceğinden daha fazla “normal”lik söz konusu; çünkü biz insanlar kendimizle alakalı bazı ilüzyonlardan vazgeçmekte zorlanıyoruz. Kim olduğumuz ve ne yaptığımız gerçeğini doğrudan görmekten çekiniyoruz; çünkü gerçeğin bizi üzmesinden korkuyoruz.[1] Tarihin bize verdiği kanıt, insanların zalim ve canavarca eylemleri yapabilme kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor, hem bireysel olarak hem de bir gruba dahil olarak. Soykırımı “bir grup güçlü bireyin akıldışı bir davranışı” olarak göremememin sebebi bu. Tam tersine soykırım, bizim neleri yapabileceğimizin çok net bir ispatıdır. Soykırımsal boyutlardaki mega suçlar, insan tarihinin görünen yüzünün hemen arkasında meydana gelmeyi bekliyor; çünkü kurbanlaştırdığımız hayvanların başına daima bu olay geliyor. Yahudi yazar Isaac Bashevis Singer söz konusu hayvanlar olunca bütün insanların birer Nazi olduğunu söylemiştir. Hayvanların yaşadığı şey, “Sonsuz Treblinka”’dır. Masum canlıların kitlesel olarak öldürülmesine 1945’te son verilmedi ki; sadece hayvanların “sonsuza dek” sömürülmesi ve katledilmesine doğru bir rota değişikliği yaşandı; bu da insan baskısı ve şiddetinin bir modeli ve itici gücü olmaya yaradı. Mezbahalar olduğu sürece Treblinka ve Auschwitz daima var olacak. Yahudi Alman düşünür Theodor Adorno’nun söylediği gibi, “ Auschwitz, birisi bir mezbahaya bakıp, “ama onlar hayvan” diye düşündüğünde başlar”.[1] Hayvanların katledilmesini güçlünün güçsüzleri sömürmeye hakkı olduğu şeklinde onayladığımız sürece birbirimize karşı şiddet uygulamaya ve yıkıcı davranışlarda bulunmaya devam edeceğiz. Adolf Hitler, “gücü olmayan, hayatta kalmış şansını hakkını kaybeder” diyor. Savaşı kaybettiyse de onun faşist görüşü başarılı oldu, ne kadar ironik. İnsan uygarlığı da bu faşist görüşle yapıyor yapacağını; inekler, domuzlar, koyunlar, tavuklar ve diğer hayvanlar kendilerini savunamadığı için, hayatta kalma haklarını kaybediyorlar. Bundan dolayı onlara ne istersek yapmakta özgürüz sanıyoruz. Elbette hayvanlara yardım etmenin en önemli yolu, onları yememektir. Herkes en azından bunu yapabilir: Mezbahaları ağzınızdan uzak tutun.[1] Yirminci yüzyılın kanıtlayacağı gibi Amerika’daki mezbahaların endüstriyel itlafı ile Nazi Almanyası’nın montaj hattı seri itlafı arasında sadece bir adım vardı. Her şeye hükmeden tür olma yolunda yükselişimizin tarihi boyunca hayvanları kurban etmemiz birbirimizi kurban haline getirmemizin hem temelini atmış hem de bir modelini oluşturmuştur. İnsan tarihinin incelenmesi buradaki örüntüyü açıkça ortaya koyar: öncelikle insanlar hayvanları sömürür ve katleder; ardından insanlar diğer insanlara hayvan gibi davranır ve onlara da aynısını yaparlar.[2] İnsanların kendi kontrolü altına giren hayvanlara davranış biçimini nitelendiren baskı, kontrol ve manipülasyon, aynı zamanda insanların birbirine davranma biçimi anlamında bir model oluşturdu. Hayvanların köleleştirilmesi/evcilleştirilmesi insan köleliğine giden yolu araladı. Karl Jacoby’nin söylediği gibi, kölelik “evcilleştirme sürecinin insanlara doğru genişletilmesi” idi.[3] Avustralya’daki Hartheim ötenazi merkezinde 2 sene geçirmeden önce Bruno Bruckner, Linz mezbahasında kapı görevlisi olarak çalışmıştı. Treblinka’daki sadist gardiyan Willi Mentz iki T4 imha merkezi olan Grafeneck ve Hadamar’daki ineklerden ve domuzlardan sorumluydu. Treblinka’nın son kumandanı Kurt Franz, SS’e katılmadan önce kasap olarak eğitim almıştı. Sobibor ölüm kampında görevlendirilmeden önce Hadamar’da imha fırınında çalışan Karl Frenzel de aslında kasaptı. Polanya’ya Yahudileri imha etmek için gönderilen Alman personel için hayvan sömürüsü ve hayvan öldürmede tecrübe sahibi olmanın mükemmel bir eğitim anlamına geldiği ortaya çıkıyordu. Hayvan sömürüsü ve hayvanların öldürülmesi insanların kitlesel olarak öldürülmesi için bir emsâl oluşturuyor, ve bunu daha mümkün kılıyor; çünkü bizi bizden farklı olan ötekilere empati, şefkat ve hürmetle yaklaşmamaya şartlandırıyor.[3] Yemek seçimleri ne olursa olsun Hitler, Almanya'daki vejetaryen akımına karşı az bir sempati duymuştu. 1933'te iktidara geldiğinde Almanya'daki tüm vejetaryen derneklerini yasaklamış, önde gelen isimlerini tutuklamış ve Frankfurt'ta basımı yapılan ana vejetaryen dergisini kapatmıştı. Nazi zulmü, karnivor bir ulus içerisinde sadece küçük bir azınlık olan Alman vejetaryenlerini ya ülkeden kaçmaya ya da kendilerini saklamaya zorlamıştı. Almanyalı barış yanlısı ve vejetaryen Edgar Kupfer-Koberwitz önce Paris'e, sonra da Gestapo'nun kendisi yakalayıp oradan da Dachau Nazi kampına geri gönderdiği İtalya'ya kaçmıştı. Vejetaryen beslenmenin savaş zamanında yaşanan gıda kıtlığı sorununu hafifletmede yardımcı olacak olmasına rağmen Nazi Almanyası savaş süresince işgal ettiği tüm bölgelerdeki vejetaryen derneklerini yasaklamıştı. Charles Patterson
@efrasiyap0179
@efrasiyap0179 Жыл бұрын
bu bir roman. bireyin kendisini, iç dünyasını anlatıyor. Belki de konusu ve yoğunluğu itibariyle dünyada değerli bir metin. uzun öykü falan denemez.
@ts3906
@ts3906 2 жыл бұрын
Hayalle gerçek arası bir öykü. Defalarca okumalı diye de düşünebilirsiniz, niye okudum ki ben bu kısır döngüyü de diyebilirsiniz. İki hissiyatın da gideri var. Kendi köklerinden beslenememiş yazar, bir anda kendini Avrupa kültürünün etkisinde bulunca aidiyet sorunu yaşıyor. Aslında kültür yoksunluğu, inanç yoksunluğu bu kadar buhranın sebebi. Avrupa'ya da uyum sağlayamaması ona Hindistan yolunu açıyor. Zira batı kültürü arayış içindeki insanları budizme yönlendirir. Kendisinde var olanın tatmin etmediği aşikar. Arayış içindeki birey müslüman olmasın. İslam dışında herşeyi öğrenebilir. Sadık Hidayet Hindistan'da da aradığı huzuru bulamaz. Nihayetinde intihat tek çaresi olmuştur. İnsan böylesi yeteneklerin buhranlar içinde sönmüş olmasına çok üzülüyor. Keder başka, buhran başka. Bir şeyleri dert etmek değerli. Bu dertleri dile getiren yazar değerli. Fakat dertlerinin buhranında kaybolan, uyuşturucu müptelası olacak kadar kendinden geçen sanatçı için üzülmek de sanat sevgisine dahil. Keşke İslam'ı tarafsız gözle ve yürekle inceleseydi. Varlığını orada bulacak ve sonu bambaşka olacaktı diye düşünmeden edemiyor insan.
@Rousseau-YalnizGezgin
@Rousseau-YalnizGezgin 7 ай бұрын
Allahtan, işledikleri toplu kıyım cinayetleri gözden uzak olsun diye mezbahaları şehir dışında kuruyorlar. Mezbaha, iki ayaklı hayvanın icadıdır. Hiçbir yırtıcı ve kan dökücü canlı, yemini bu denli rezilce yemez! İnsan, kurtların ve yeryüzündeki kan dökücü canlıların yüzünü ağartmıştır.[4] İnsanların yediği et, kendilerini savunamayan günahsız ve zararsız varlıkların çektiği acı ve işkencedir. Dökülmüş kanları intikam çığlığı atar, insana ve üstünde yaşadığımız gezegene lanet okur Sadık Hidâyet İnsanların tiksinç dünyasına dayanamamış 💔
Kör Baykuş - Sadık Hidayet (Sesli Kitap - Tek parça)
3:19:16
seslikitaplar
Рет қаралды 6 М.
How many people are in the changing room? #devil #lilith #funny #shorts
00:39
It works #beatbox #tiktok
00:34
BeatboxJCOP
Рет қаралды 12 МЛН
KÖR BAYKUŞ / SADIK HİDAYET
18:38
Harun Çelik
Рет қаралды 16 М.
"Galip Çağ ile Ustaların Çağ'ı" Bölüm 26: Paulo Coelho - Simyacı
23:46
Diyaloglar: Kör Baykuş, Sadık Hidayet
1:13:17
B.Ü. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi
Рет қаралды 10 М.
FRANSA’DA YARIM ASIRDIR YAŞAYAN TÜRKLERDEN / NEDİM GÜRSEL
23:08
Tansu Saritayli
Рет қаралды 14 М.