Рет қаралды 471,899
100 ÜLKEDE 100 TÜRKÜ ÇIĞIRMAK
Kess Kess: Hibiki Tanabe
SÜRREAL BİR MANZARA
"Neden kameraya sırtın dönük duruyorsun?" diye soruyorum.
Cevap olarak Hitomi, kısık ve utangaç bir gülümsemeyle yetiniyor. Cevap almak ümidiyle solumda duran Miki'ye dönüyorum:
"Ne oldu, yoksa küs müyüz?"
Miki, kedimsi bir ses tonuyla minicik ağzından döktüğü Japonca kelimeleri, sevimli bir kahkahayla süslüyor. Çekik gözlerini taşıyan pamuk yanakları kızarmıştı. Adeta nezaketin ve mahcubiyetin cisimleşmiş kırılgan haliydi. Sanki, bakışlarımı onun üzerinde biraz daha tutsaydım kırılacaktı. Son çare, bir açıklama yapması için şaşkın bakışlarımı yanımda oturan Hibiki'ye çevirdim:
"Japon kızları utangaçtır, kameraya yüzleri dönük durmak istemiyorlar." dedi.
Haklıydı; ama bu durum sadece Japonya'ya özgü değildi. Mahremiyeti evrensel bir ilke olarak sunan bütün doğu kültürleri; kutsal saygınlık adı altında, kadına özgüven bunalımı yaşatmaktaydı. Oysa Batı'da kadın, yaşanan sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi gelişmelerle bu bunalımı nispeten atlatabilmişti.
Evet, ben, Kamo Nehri üzerinde, bir köprü başında bu türküyü çığırırken ( veya bu deyişi okurken) kafamda bu düşünceler dolaşıyordu, yoldan geçen insanlar ise, Hitomi ve Miki'yi, iki sokak müzisyenine sırtlarını dönmüş, nehrin şehirde açtığı yarığın ufkunda beliren karlı dağlara utangaç bakışlar fırlatırken yakalıyorlardı. Bilmiyorum, yoldan geçenlerin kaçı, Doğu ve Batı medeniyeti arasındaki keskin farkı ortaya koyan bu sürreal manzaranın farkına varabilmişti?