Рет қаралды 3,041
/ sozlerdersi
İHLAS SIRRI - BİR KONUŞMA
3:20 İhlâs Sûresi’nin konusu tevhid; fakat ismi ihlâs. Demek ki tevhid ile ilhâs arasında bir telâzum (gerektirme) var. Kelime-i tevhidin (Lâ ilahe illallah) diğer bir ismi, kelime-i ihlâstır.
5:20 İmam Gazalî ihlâsı süte benzetir. Süt, kan ve fışkı arasından çıkar. Tam ihlâslı olmak bu kadar zordur. İhlâslı bir amel, insanın Cennet’i kazanmasına ve tüm günahlarının silinmesine vesile olabilir.
6:36 İhlâs Risalesi’nde Birinci Düstur, ihlâsın tanımıdır: Amelinizde sırf rıza-i İlahi olmalı, başka beklentilere girilmemeli. Diğer düsturlara geldiğimiz zaman, Üstad Hazretleri’nin ihlâsı hep uhuvvetle (kardeşlik düsturları ile) ele aldığını görüyoruz. İhlâs ile uhuvvet arasında da bir telâzum var. Uhuvveti kırıyorsanız, ihlâslı değilsinizdir. İhlâslı olsaydınız, zaten uhuvvetiniz zedelenmeyecekti.
8:32 İhlâsın zıddı, riya (kendini insanlara beğendirme çabası). Riya ise şirk-i hafî (gizli şirk). Şirk ise tevhidin zıttı. Bu açıdan da bakınca ihlâs ile tevhidin aynı şey olduğunu anlıyoruz. İhlâsa tevhid-i enfüsî diyebiliriz. {Tevhid-i âfâki: Tabiatta Cenâb-ı Allah’a şirk koşmama}
İhlâstan uzaklaştığımız zaman, tevhidden de uzaklaşmış oluyoruz.
10:12 Doğru söylendiği zaman kabul etmemek bir dürüstlük problemidir. Hak söylendiği zaman insanın kabul etmemesi, nefsine yedirememesindendir. “Ben yanlış yapmışım, yanlış biliyormuşum” demek yerine çeşitli te’villerle aslında meseleyi kişiselleştiriyoruz. İnsanın en başta kendisine karşı dürüst olamaması bunu netice verir.
12:46 Kalp ruhun ayıbını yani noksaniyetini görmez. Mürşid-i kâmil gerek. Ya da muhasebelerin çok ihlâslı yapılması gerekir. Çünkü ihlâs aynı zamanda insanın kendisine karşı dürüst olmasıdır.
13:41 Riyakâr insana iki yüzlü deriz. Belki üç yüzlüdür. Kendine karşı farklıdır, yakınlarına farklıdır, toplum içinde farklıdır. Tevhid ise tek yüzlü olmak, yani insanın içi ile dışının bir olmasıdır. Hak için yaptığın amelde, iç dünyanda Cenâb-ı Hakk’ın rızasını hedeflemektir.
(Dinleyicinin notu: İnsan kendi kendinin radyoloğu olmalıdır.)
14:47 Namazda içimizden bazı şeyler geçiyor. Bunlar önemsediğimiz şeylerdir. Aklımıza gelmesi, kalbimizde olmasındandır. Cesedin rükûda; ama iç yüzün orada değil. Yani iki yüzlülükten kurtulamıyorsun. Demek tek yüzlü olabilmek, anda kalabilmek ile alâkalı bir mesele.
16:36 Eşiniz size bir şey anlatırken telefona bakmak, bir değersizleştirmedir. Efendimiz birisi ile konuşurken vücudunu tamamen ona çevirir ve gözlerine bakardı. Yani tam olarak oradaydı. Yemek yiyorsun, Cenâb-ı Allah’ı yediğin rızık üzerinden tanıyacaksın. Bir şey izleyerek olmaz. Anda olman lazım.
28:37 Hayat içerisinde şükre muhalif çok sözlerimiz olabiliyor. Şükür nimeti ziyadeleştirir. Nimet şükrü görmezse gider.
30:02 Hayvandan sağılan süte idrarının damlaması (ne kadar kaynatılsa da) tiksintiye sebep olacağı gibi, ihlâssız amel de Hak katında ve melekler nazarında tiksinilecek bir hâl alabilir. Çoktan ziyade ihlâslı amel peşinde olmamız lazım.
32:46 Bazı peygamberlerin bir tane bile ümmeti olmamış. Onlar da nübüvvet vazifelerinin nihayetsiz ücretini alacaklar. Demek asıl odaklanılması gereken mesele: vazifenin yapılması, amelin Cenâb-ı Hakk’a O’nun istediği şekilde sunulması.
47:02 Sıradan amelleriniz, niyet ile ibadet hükmünü alır. İki namaz arasındaki sıradan ameller de ibadet hükmündedir. Sünnet-i seniyyeye ittibada da böyle bir iksir vardır.
48:48 Kendisini beğendirme arzusu, insandaki çok kuvvetli bir potansiyeldir. İnsan bu arzusunu doğru yöne kanalize etmelidir, yani kendini Allah’a beğendirmeye çalışmalıdır. Çünkü bu arzu, ihsan şuuru için verilmiştir. “Sen O’nu görmesen de, O seni görüyor.”