Kitle kültürü ve popüler kültür ayrımını yaparken kitle kültürünün tek tipliğini öne çıkarıp popüler kültürü sanki bireyi daha özgün ve yaratıcı kılıyormuş gibi göstermeleri yanlış geliyor. Bir sanatçı ve onun eserinden çıkarılacak anlam üzerinden verilen örnekte, eseri okuyan/izleyen kişinin esere yüklediği anlamlara doğru yahut yanlış penceresinden bakılamayacağı söyleniyor. Doğru yanlış gibi kavramların gerekli olduğunu düşünüyorum. Herkes kendi fikrinde kendince doğru olursa gelişmek nasıl mümkün olacak. Sanat eseri bilimsel bir gerçeklik gibi kesin hükümlerle dolu değildir elbette lakin en çok film incelemelerinde gördüğümüz tüm o saçmalıklar ve kendi zihninin aykırılığını gösterme çabaları, bu çaba uğrunda “nasıl daha uçuk düşünebilirim” şeklinde kafa yormalar, rahatsız edici. Bunun da ötesine geçtiğimizde, popüler kültür de bizi “yaratıcı” yahut “özgün” göstermiyor, belli gruplara ayırıyor yalnızca. O gruplar içinde ise herkes yine birbirine benziyor. Sosyal medyayı da bu şekilde, bizim yarattığımız bir ortam olarak görmek iyimser bir bakış açısından bakıldığında mümkün bana kalırsa. Instagram için yaşayan bir güruh ortaya çıktı son zamanlarda. Paylaşmak, hatta paylaşmak anlaşılır bir neden olarak kalıyor, göstermek için gezen, tatil yapan insanlarla dolu her yer. Dolayısıyla bu iyimser yaklaşımlara pek katılmıyorum, popüler kültürün kitle kültüründen pek de ayrılmadığını düşünüyorum.